Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/83 E. 2023/17 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/83 Esas
KARAR NO : 2023/17

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2022
KARAR TARİHİ : 12/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı borçlunun, müvekkiline olan 18.495,54 TL’lik borcu nedeniyle hakkında ——Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borçluya tebliğ edilen ödeme emrine karşı yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı borçlunun takibe itirazı haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirketin uzun zamandan beri davalı şirket ile ticari ilişkide olduğunu, yapılan işlemlere ait fatura bedellerinin bir kısmı davalı tarafından ödenmediği için davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, bu durumun tarafların ticari defterleri incelendiğinde açıkça görüleceğini, arabulucuya başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlunun borcu bulunmadığı yolundaki itirazı haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olduğunu, iptalinin gerektiğini, davanın kabulüne, davalı borçlunun icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ve takibin devamına, davalı borçlu aleyhine toplam takip tutarının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:
Dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmiş, davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 06/02/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—— Esas sayılı dosyası UYAP sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine fatura cari hesap bakiye alacağının tahsili amacıyla 14.968,09 TL asıl ve 3.527,45 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.495,54 TL alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacaklarının yasal faiziyle birlikte tahsili amacıyla ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatmış olduğu, 17.02.2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine ilişkin olarak davalı takip borçlusu şirket vekilince dosyaya sunulmuş bulunan 13.02.2020 tarihli itiraz dilekçesinde; müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmadığını, talep edilen alacağın gerçek ve mevcut bir alacak olmadığını beyanla, borcun tamamına, faize, faiz oranına ve takip ferilerine itirazla takibin durdurulmasını talep ettikleri, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.Mali müşavir bilirkişi —— alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin defterlerinin usule uygun olduğu, davalı şirketin defterlerini ibraz etmediği, davacının defterlerine göre; davacı şirketin, davalı şirketten faturalara dayalı açık cari hesaptan kaynaklanan 15.067,20 TL asıl alacak bakiyesinin mevcut bulunduğu tespit edilmekle, davacı şirketin işbu davaya ve davanın dayandığı takibe konu edilen 14.968,09 TL asıl alacak talebinde taleple bağlılık ilkesi uyarınca bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı şirketin 3.527,45 TL işlemiş faiz talebinin ise, hukuki değerlendirmeye muhtaç bulunması sebebiyle, mahkemece değerlendirilebileceği belirtilmiştir.
Vergi Dairelerinden dosyaya celp edilen 2019 Yılı —–FORMU Beyanlarına göre; davacı şirketçe davalı şirkete 2019 yılı için—– FORMU beyanına tabi olarak düzenlenmiş bulunan, KDV Dahil 55.145,94 TL, KDV Hariç 46.733,00 TL toplam tutarlı 6(adet) faturanın, tarafların——- FORMU beyanlarında herhangi bir çekişmeye ve mutabakatsızlığa sebebiyet vermeyecek şekilde 6 adet belge karşılığı KDV hariç 46.733.-TL tutar üzerinden birbirlerinden mal/hizmet alım/satımı olarak beyan edilmiş oldukları görülmüştür.Tüm dosya kapsamından; davanın, davacı şirketin davalı şirket aleyhine başlatmış olduğu icra takibine yapılan vaki itirazın iptaline ve takibin devamına ilişkin olarak ikame edilmiş itirazın iptali davası olduğu, tarafların tacir oldukları ve aralarında yazılı bir sözleşmeye dayalı olmaksızın sürdürülen mal alım/satımına yönelik bir ticari ilişki bulunduğu hususu çekişmesiz olup, davaya konu ihtilafın, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibarıyla faturalara dayalı açık cari hesap bakiye alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı hususlarında toplandığı, taraflar arasında ticari ilişkinin 2017 yılından başlayarak, 2018 ve 2019 yılında da devam ettiği, davacı tarafın davalı şirket adına muhtelif tarih ve tutarlarda satış faturalarının düzenlediği, bu faturaların usul ve yasaya uygun tutulmuş ticari defterlerinde davalı adına borç kaydedildiği ve ilgili dönem—– Formu beyanlarıyla davalı şirkete satış olarak beyan edilmiş oldukları, davacı şirketin incelenen ticari defterlerindeki davalı şirket adına düzenlenmiş fatura kayıtlarından kaynaklanan alacaklarına ilişkin olarak, davalı şirketçe muhtelif tarih ve tutarlarda çek keşide/ciroları, banka havale ve/veya eft’ leri aracılığıyla muhtelif tarih ve tutarlarda ödemeler gerçekleştirildiği, ciro/keşide edilen çeklerin bir kısmının vadelerinde ödenmemiş olmaları nedeniyle çek iade işlemleri ve buna mukabil davalı şirketçe iade edilen çeklere ilişkin banka havale veya ——yapıldığı, tüm fatura ve ödeme kayıtları sonucunda, davacı şirketin ticari defter kayıtları itibarıyla davalı şirketten 15.067,20 TL asıl alacaklı durumda bulunduğu, davanın dayandığı takipte, “müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmadığı, talep edilen alacağın gerçek ve mevcut bir alacak olmadığı” şeklinde beyanda bulunarak, davacı şirketçe talep edilen asıl alacağın tamamına itiraz eden davalı şirketin; taraflarına usulüne uygun yapılan tebligata rağmen ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunmadığı, böylece 7251 Sayılı Kanun’la Değişik HMK.’ nın 222 Maddesi gereği ticari defterlerini ibraz eden davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının lehine delil sayıldığı, tarafların ——-Formlarının da mutabık olduğu, tarafların 2019 yılı —— FORMU beyanlarının birbirlerini teyit ettiği, dolayısıyla davacı şirketçe davalı şirket adına 2019 Yılında düzenlenen ve —— FORMU beyanına tabi oldukları tespit olunan tüm satış faturalarının, davalı şirketçe yasal nitelikli bir itiraza konu edilmeksizin ve benimsenerek kaydedildikleri ticari defterlerinin bir sonucu olarak —— FORMU beyanına konu edildikleri, böylece davalı şirketin mal teslimini de ispatlamış sayıldığı, sonuç itibariyle davacının davalıdan takip ve dava tarihi itibariyle 15.067,20 TL asıl alacağı bulunduğu, davacının takipte 14.968,09 TL asıl alacak talebinde bulunduğu, taleple bağlı kalınmak suretiyle talep edilen bedel üzerinden kabul kararı verildiği, her ne kadar davacı taraf takip öncesi işlemiş faiz talebinde bulunmuşsa da taraflar arasında temerrüt halini düzenleyen yazılı bir sözleşme ve/veya takip konusu yapılan alacağa ilişkin olarak davacı şirketçe davalı şirkete keşide edilmiş yasal nitelikli bir temerrüt ihtarı bulunmadığından davacı şirketin takip öncesine ilişkin temerrüt faizi talep edemeyeceği anlaşıldığından davacının 3.527,45 TL işlemiş faiz talebinin reddinin gerektiği, kabul edilen alacak likit olduğundan takdiren % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının ——Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN iptali ile takibin 14.968,09 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren YASAL faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 14.968,09 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.022,47 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 223,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 799,09 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 223,38 TL peşin harç olmak üzere toplam 304,08 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 56,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.056,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——esaslara göre belirlenen —–davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca —— tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.