Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/809 E. 2023/527 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/809 Esas
KARAR NO : 2023/527

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 20/10/2022
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirket ile —– arasında,—- İnşaatının —- Boru Döşenmesi işlerini yapılması amacı ile 18.06.2020 tarihli alt yüklenici sözleşmesi imzalanmış, iş müvekkil firma tarafından sözleşmeye uygun olarak tam ve eksiksiz şekilde yerine getirildiği halde, bu işler için kısmi bir hak ediş alınsa da tamamlanan işler için hak edişler eksiksiz düzenlenmemiş ve—– idaresinden hak edişlerin ——- ödenmesine rağmen, davalı tarafından müvekkil firmaya ödemeler yapılmadığından bu işlemler nedeniyle davalı taraf sebepsiz zenginleşmek suretiyle müvekkili zarara uğratmış olduğunu, Bu nedenlerle sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre söz konusu belirisz tutarlı sebepsiz zenginleşme alacağına hesaplanacak faiz miktarıyla birlikte tespit edilerek; söz konusu alacağın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Tİcaret ve iş davalarından kaynaklanan sebepsiz zenginleşme davalarında arabuluculuk dava şartı olduğu, davacı yanca arabuluculuk şartı gerçekleşmemiş ve dosyaya sunulan bir arabuluculuk tutanağı mevcut olmadığını, davanın usulden esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava alacak istemine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 20/10/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür.
19.12.2018 tarihli —– yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na 5/A maddesi eklenmiştir.
Anılan maddeye göre; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” denilmiştir. Görüldüğü üzere, 6102 sayılı TTK’ye eklenen 5/A maddesinde, Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir.Davacı yan sözleşmeye dayalı olarak alacak talebinde bulunduğundan ve dava 01/01/2019 tarihinden sonra açılmış olmakla ticari bir dava olarak zorunlu arabuluculuğa tabi olup ara bulucuya başvurmak ve süreç tamamlandıktan sonra dava açmak hususu ve de buna uyulmaması HMK 114/2 maddesinde belirtilen “diğer dava şartlarına aykırılık olarak davanın usulden reddine sebebiyet verecektir.6325 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun (HUAK) 16. maddesinde,”(1) Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar….” hükmü ile sürecin başlangıcını;
HUAK madde 17/1’de belirtilen haller olan;
“a) Tarafların anlaşmaya varması.
b) Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi.
c) Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi.
ç) Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi.
d)(Değişik: 12/10/2017-7036/23 md.) Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının tespit edilmesi.”
Arabuluculuk sürecinin sona erme hallerini düzenlemiştir.
6325 sayılı Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğu düzenleyen 18/A maddesi ise;
“(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir…” hükmünü içerir.
Davacı yanın, dava açılırken dava dilekçesine son tutanağı (anlaşmazlık) ekleyerek davayı açması gerekirse de, başvuru yapılıp bu tutanağın eklenmemesi halinde izlenecek usul 18/A maddesinde düzenlenmiştir. Mahkememizin 16.05.2023 tarihli celsesinin —— numaralı ara kararı gereği davacı vekiline arabuluculuk son tutanağını sunması için usulünce ihtaratlı şekilde süre verildiği, verilen sürede sunulan—–Arabuluculuk Bürosunun —–Dosya —— Arabuluculuk numaralı arabuluculuk son tutanağının içeriği incelendiğinde arabuluculuğa başvuranın eldeki davanın davalısı olan ——olduğu, arabuluculuk tutanağında taraf-2 ( başvurucu dışındaki karşı taraf) olarak eldeki davanın davacısı olan ——bulunduğu ve tutanak içeriğinde altı çizili şekilde yalnızca başvurucunun taleplerinin müzakere edildiği ve yine tutanak içeriğinde başvurucunun talebi konusunda anlaşma sağlanamadığının tespitinin yapıldığı, bu haliyle davacı tarafın zorunlu arabulucuya başvurmadığı, sunulan arabuluculuk tutanağında da karşı taraf olarak varsa taleplerinin müzakere edilmediği de anlaşılmakla usulünce arabulucuya başvuru olmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar harcı 179,90 TL den, başlangıçta alınan 80,70 TL peşin harcın mahsubu ile 99,20 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer eş değer Mahkemesine verilecek usulüne uygun istinaf dilekçesi ile —–Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yasa Yoluna başvurabileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.