Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/804 E. 2023/934 K. 14.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/804 Esas
KARAR NO:2023/934
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/10/2022
KARAR TARİHİ:14/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin, gayrimenkul satışı ve kiralanması işi ile iştigal etmekte olduğunu, müvekkili şirket, dava dışı —— sahibi bulunduğu ——- adresinde bulunan taşınmazın davalı tarafa kiralanmasına ilişkin olarak aracılık etmiş olduğunu ve neticesinde dava dışı ——– davalı taraf arasında —- başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalandığını, dava dışı … ile davalı taraf arasında —– başlangıç tarihli kira sözleşmesinin imzalanmasını müteakiben müvekkili şirket tarafından davalı taraf adına——- fatura düzenlenmiş olduğunu, iş bu faturaya konu bedelin davalı tarafça müvekkili şirkete ödenmiş olduğunu, müvekkili şirket tarafından davalı taraf adına düzenlenen —– meblağlı fatura istinaden davalı tarafça müvekkili şirket adına ——– meblağlı iade faturası düzenlenmiş olduğunu, iş bu faturaya müvekkili şirket tarafından 8 günlük kanuni süresi içerisinde bir sureti ekte ibraz olunan —— yevmiye nolu ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, söz konusu faturanın sistem üzerinden de reddedildiğini, davalı tarafça müvekkili şirket aleyhine keşide olunan ——– yevmiye nolu ihtarnamesi ile müvekkili şirketin kiralanmasına aracılık ettiği ve kendileri ile taşınmaz sahibi … arasındaki —— tarihli kira sözleşmesine konu mecurun mülk sahibi tarafından süresinde teslim edilmediğinden bahisle aracılık hizmetleri karşılığı müvekkili şirkete ödenen 18.880,00 TL’nin iadesinin talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından hizmet bedelinin iadesinde imtina edilmesi sebebi ile davalı taraf taşınmaz sahibi —— tarihli kira sözleşmesine istinaden müvekkili şirket tarafından yürütülen aracılık hizmeti karşılığı müvekkili şirket tarafından düzenlenen —– faturaya istinaden müvekkili şirkete ödediği —- tahsili talebi ile müvekkili şirket aleyhine —— nolu dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibinin kesinleşmiş olduğunu, davanın kabulü ile müvekkili şirket tarafından ——- dosyasına haciz baskısı altında ödenmek zorunda kalınan 24.578,86 TL’nin ödeme tarihi olan 29.08.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, kötüniyetle hareket ettiği tartışmasız olan davalı tarafın ——- nolu icra takibine konu asıl alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı ——–vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının “verdiği hizmet sebebi ile ücrete hak kazandığını” iddia ettiği kira sözleşmesinin baştan itibaren hükümsüz halde olduğunu, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamakta olduğunu, sözleşmenin hükümsüz hale gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, doğacak zarara ilişkin rücu hakları kapsamında, huzurdaki davanın, (kiralayan) ——- ihbarını, davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, davacının——– sayılı dosyasında davalıya icra baskısı altında ödeme yaptığı iddiası ile ödediği bedelin istirdatı talebine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 18/10/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan hizmet bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.Tellallık (simsarlık) sözleşmesi, 6098 sayılı TBKnun 520-525 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı “…simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm, mehaza uygun olarak, “Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir” şeklinde yapılmıştır. Aynı kanunun 520/3. Maddesi uyarınca “taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz”.Davacı, davalı ile aralarında geçerli olan simsarlık sözleşmesi uyarınca taşınmazın kiralanmasına aracılık etmeyi üstlenmiş olup, bahse konu taşınmaz için kira sözleşmesi düzenlendiğini ileri sürerek simsarlık ücreti talep etmektedir. TBK.nın 520. maddesi uyarınca; simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı bir sözleşme olup, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz. Dolayısıyla yazılı olması, sözleşme için geçerlilik şartıdır. Somut olayda ise davacı ile davalı arasında TBK nun 520 madde hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş ve geçerli yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Geçerli bir simsarlık sözleşmesinin varlığından söz edilemeyeceğinden, davacının tellallık ücretine hak kazanamayacağının tespiti ile davanın reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 269,85 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 419,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 150,00 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2023