Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/799 E. 2023/849 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/799 Esas
KARAR NO:2023/849 Karar

DAVA:Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)

DAVA TARİHİ:17/10/2022

KARAR TARİHİ:16/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin ———— tarihinden itibaren %50 oranında ortak olduğunu, davalının şirkette ortaklık payı bulunmamakla birlikte ——– tarihi itibariyle şirket müdürü olarak atandığını, davalının müvekkilinin ortağı olduğu şirket ile kuruluş amacı ve iştigal konusu aynı olan bir başka şirket kurarak rekabet yasağına aykırı davrandığını, —————– salonu olduğunu, müvekkilinin de temsile yetkili müdürü olduğunu, diğer ortağın ise ———— olup davalının eşi olduğunu, davalının şirket müdürü olmasına rağmen asli görevlerini yerine getirmediğini, özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kuruluş amacı ve çalışma konuları birebir aynı olan bir şirket kurduğu gibi bu şirket merkezinin de müvekkilinin ortağı olduğu şirket ile aynı yer olduğunu, işletilen kuaför salonunun adının ————- taşıdığını, her iki şirketin işletme adının benzerlik gösterdiğini ve iltibas oluşturduğunu, davalının ——- şirket ——– aynı zamanda faaliyetini yürüttüğü adrese ilişkin kira kontratını haksız ve hukuka aykırı olarak feshedip —– tarihinde aynı adreste kendisine ait şirketi kurarak faaliyete geçirdiğini, davalının kurduğu şirketin adının———-olduğunu, davalının kira sözleşmesini genel kurul kararı almadan tek başına ve hukuka aykırı olarak feshettiğini, bu adresin aynı zamanda şirket merkezi olması nedeniyle TTK 621/1 maddesi uyarınca genel kurul kararı gerektiğini bu yönde alınmış bir karar olmadığını, davalının bu eylemlerinin şirkete zarar verdiğini ve şirket faaliyetlerinin tamamen sona ermesine neden olduğunu belirterek davanın kabulüyle davalı şirket müdürünün azline, ihtiyati tedbiren müdürlük ve temsil yetkisinin kaldırılmasına, aksi halde sınırlandırılmasına, —– faaliyetlerinin ilgili adreste durdurulmasına, ve —————- şirketinin ilgili adreste faaliyetine devamına, yargılama giderlerinin ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir

.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacının müvekkilinin rekabet yasağına aykırı davrandığını iddia ederek azil talebinde bulunduğunu, TTK 626 maddesine dayandığını, ancak bu iddianın şirketi ilgilendiren vakıalar olup dava açma hakkına da şirketin sahip olduğunu, bu yüzden davacının aktif husumeti bulunmadığını, davanın bu nedenle reddi gerektiğini,——————-markaların müvekkilinin bulduğu ve kullandığı markalar olduğunu, dolayısıyla rekabet kurallarına aykırılığında söz konusu olmadığını, davacının müvekkilinin kuaför olduğunu, ————ve farklı yerlerde eş zamanlı olarak kuaförlük işi yaptığını bildiğini, davacının haksız rekabet adı altında ileri sürdüğü iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının ortağı olduğu şirketin kira sözleşmesinin feshi için genel kurul kararına ihtiyaç olmadığını, şirket müdürünün bu konuda tek başına karar almaya yetkili olduğunu, genel kurulun devredilmez yetkilerinin belirlendiği TTK 616 maddesinde bu hususun devredilemez yetkiler arasında sayılmadığını, davacı tarafça kira sözleşmesinin feshi, şirket merkezinin değiştirilmesi olarak nitelendirilmiş ise de kira sözleşmesinin feshinin sözleşme değişikliği olarak nitelendirilemeyeceğini, müvekkilinin bunu şirketin itibarını korumak ve aynı zamanda yaratıcısı ve yöneticisi olduğu Saça Markasını korumak amacıyla yaptığını, davacının şirkete münferit imza yetkilisi olarak atandıktan sonra zarar verecek eylem ve söylemlerde bulunmaya başladığını, işletme içinde agresif tavır, yüksek sesle konuşma ve tartışmaların———-yönetimine kadar ulaştığını, duyulan rahatsızlığın kendisine iletildiğini, davacının davalının—–dışında kuaför salonu işlettiğini bildiğini ve ———–olmadığı zamanlarda salona sahip çıkacağına dair söz verdiğini, bunun sonucunda şirket hisselerinin küçük bir meblağ ile davacıya devrinin yapıldığını ancak devirden kısa bir süre sonra sorun yaşanmaya başlandığını, davacının yetkisi olmayan işler yapıp TTK 613 ve 626 maddelerine aykırı hareket ettiğini, aynı zamanda suç işlediğini, salonda müşterilere yapılan işlemlerin ücretlerini kendi şahsi hesabına aktardığını, bu durumun müşterilerden öğrenildiğini, davacının müdür sıfatıyla diğer ortağa karşı görevlerini yerine getirmediğini, şirket ortağına bilgi vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Dava hukuki niteliği itibariyle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 630/2. maddesi uyarınca her ortak, haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirket yöneticilerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Anılan maddenin sonraki fıkrasında ise; yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesinin veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir. Davacı, davalının ortağı olduğu şirket ile kuruluş amacı ve iştigal konusu aynı olan bir başka şirket kurarak rekabet yasağına aykırı davrandığını, ————salonu olduğunu, davalının şirket müdürü olmasına rağmen asli görevlerini yerine getirmediğini, özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı davrandığını, kuruluş amacı ve çalışma konuları birebir aynı olan bir şirket kurduğu gibi bu şirket ———– de kendisinin ortağı olduğu şirket ile aynı yer olduğunu, işletilen kuaför salonunun adının —– taşıdığını, her iki şirketin işletme adının benzerlik gösterdiğini ve iltibas oluşturduğunu, davalının ——— şirket ——aynı zamanda faaliyetini yürüttüğü adrese ilişkin kira kontratını haksız ve hukuka aykırı olarak feshedip —– tarihinde aynı adreste kendisine ait şirketi kurarak faaliyete geçirdiğini, davalının kurduğu şirketin adının —–olduğunu, davalının kira sözleşmesini genel kurul kararı almadan tek başına ve hukuka aykırı olarak feshettiğini, bu adresin aynı zamanda şirket merkezi olması nedeniyle TTK 621/1 maddesi uyarınca genel kurul kararı gerektiğini bu yönde alınmış bir karar olmadığını, davalının bu eylemlerinin şirkete zarar verdiğini ve şirket faaliyetlerinin tamamen sona ermesine neden olduğunu ileri sürerek dava açmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —- tarihli ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.

Davacının ortağı olduğu ———sicil dosyası getirtilmiş davacı ile dava dışı —- %50’şer oranda hisse sahibi ortak oldukları ,davacının şirketin —– kararı ile şirkete ortak olduğu, davalının aynı kararla ortaklığı sona ermekle birlikte müdürlük yetkisinin devamına karar verildiği davacının da münferit imza yetkilisi olarak atandığı, şirket merkezinin —– olarak kayıtlı olduğu , bu adreste şirketin—- salonunun işletildiği anlaşılmıştır. Dava dışı ——-kayıtları da getirtilmiş bu şirketin 06/10/2022 tarihinde davalı tarafından tek ortaklı olarak kurulduğu, davalının şirketin münferit imza yetkilisi olduğu, şirket merkezinin de davacının ortağı olduğu ——- şirket merkezi ile aynı olduğu anlaşılmıştır. Her iki şirketin ana sözleşmeleri incelendiğinde faaliyet konularının güzellik salonları ve kozmetik alanlarında benzer olduğu anlaşılmıştır.Davacının ortağı ve davalının da münferit imza yetkilisi olduğu Özevren——— arasında —- tarihine kadar geçerli bir kira sözleşmesi imzalandığı, yerin kuaför salonu olarak işletilmesinin kabul edildiği, —- tarihli fesih protokolü ile kira sözleşmesinin feshedildiği ve aynı yerin bu kez davalının tek ortak ve yetkilisi olduğu ———- tarihine kadar geçerli olmak üzere kiralandığı dosyaya gelen ———- cevabi yazısından anlaşılmış, tüm kira sözleşmelerinin ve fesih protokolünün davalı tarafından imzalandığı görülmüştür.Dava dışı ——– ticari defter ve dayanak kayıtları —– üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ——– tarihli rapor alınmış, bilirkişi heyeti raporunda, davacı tarafın davalının————— işletmeciliğini gerçekleştirdiğini, davalının şirket yönetimine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ——— müdürü olmasına rağmen, kira kontratını haksız ve hukuka aykırı olarak feshederek ———– tarihinde aynı adreste kendi adına ———kurarak faaliyete başladığını ve bu durumun TTK m.630/3 uyarınca müdürün azli talebi bakımından haklı sebep oluşturduğunu iddia ettiğini, davalı şirket müdürünün, rekabet yasağına aykırı şekilde hareket ederek aynı konuda ticari faaliyette bulunduğunu ve özen yükümünü ihlal ederek şirketin mevcut kira sözleşmesini feshedip aynı adreste kendi hesabına ticari faaliyet yürüttüğünü, bu durumun TTK m.630/3 uyarınca müdürün azli talebi bakımından haklı sebep oluşturduğunu belirtmiştir.

Dava, limitet şirket müdürüne karşı açılmış, rekabet yasağı kuralının ihlali sebebiyle haklı nedenle azil davasıdır.
6102 sayılı TTK’nın 626.maddesinde limitet şirket müdürleri için, dürüstlük kuralları çerçevesinde şirket menfaatlerini gözetme konusunda objektif özen borcu getirilmiştir. Aynı şekilde, ana sözleşmede öngörülmedikçe veya diğer tüm ortakların yazılı izni olmadıkça müdürlerin şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunmaları açıkça yasaklanmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 630.maddesinde ise, her bir şirket ortağına, haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin yönetim hakkı ve temsil yetkilerinin kaldırılması veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteme hakkı getirilmiştir. Maddenin 3. Fıkrasında yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket ana sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi hali haklı sebep olarak kabul edilmiştir. Madedeki nedenler sınırlı olarak sayılmamış olup varlığını ispat yükü ise davacı taraftadır. Somut olayda davacı ile davalı, dava dışı ——- münferit imza yetkilileri olup davacı aynı zamanda şirketin %50 oranında ortağıdır. Davalı ise daha önce şirket ortağı iken ortaklıktan ayrılmış ancak müdürlük yetkisi devam etmektedir.Şirket———- isimli ——- işletmekte olup davalı ortaklıktan ayrıldıktan sonra müdürü olduğu şirket ile benzer konuda faaliyet gösteren bir başka şirket kurmuş ve ——- şirketinin kuaför salonunu işlettiği adresin ——- kira sözleşmesini hiçbir karar almaksızın feshederek aynı yerde kendi kurduğu şirket adına bu kez——— isimli—————- işletmeye başlamıştır. Şirket ana sözleşmesinde şirket müdürüne rekabet etme yetkisi verilmediği gibi sonrasında bu yönde alınmış bir karar da yoktur. Davalının şirket müdürü olarak TTK 626.maddesine aykırı şekilde, şirketle rekabet halinde olan bir şirketin izinsiz olarak yönetici ortağı olması, TTK 630’a göre, yöneticinin azli için açık bir şekilde haklı sebep teşkil edeceğinden davacının davasında haklı olduğu, davalı yönünden azil için haklı sebeplerin gerçekleştiği sonucuna varılmış davanın kabulüne ,davalının ———- müdürlüğünden azline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

DAVANIN KABULÜNE,

1-Davalının ———– müdürlüğünden azline,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 269,85 TL karar harcından davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk masraf, 287,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.379,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli AAÜT uyarınca 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2023