Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/73 E. 2023/103 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/73 Esas
KARAR NO: 2023/103
DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti
DAVA TARİHİ: 02/02/2022
KARAR TARİHİ:14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Haksız Rekabetin Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket 1994 yılında kurulduğunu, yaklaşık 28 yıldır bilişim ve yazılım sektöründe faaliyet gösterdiğini, özellikle de —–onaylanması hususunda ——ve hatta —– olarak bulan ve uygulayan, sektöründe lider ve öncü olan bir kuruluş olduğunu, davalı, müvekkili firmada 17.05.2019 tarihinde yazılım ekip lideri olarak çalıştığını, kendisinin daha önce yazılım alanında bir çok işte çalıştığı, bu konuda yetkin olduğu kanaati ile bu konumda görevlendirildiğini, yaklaşık 2 yıl süren çalışma süresinde davalının, çalışma arkadaşlarının performansını ve motivasyonunu olumsuz etkileyecek davranışları, her çalışana özel ve gizli olmasına rağmen maaş ve prim ödemelerini söylemeleri için diğer çalışanlara baskı yaptığını, çalışma arkadaşları ve işverenine karşı hakarete varacak türde ahlaka ve iyi niyete aykırı davranışları olduğunun tespit edildiğini, bu hususlarda savunmalarının talep edildiğini, davalının iş akdi, proje görevini yerine getirmemesi, müvekkil firma yöneticilerine ve diğer çalışanlara karşı hakaret edici – aşağılayıcı beyan ve asılsız isnatlarda bulunması, çalışanların maaş ve özlük haklarınının gizliliğini ihlal etmesi sebebiyle haklı ve geçerli sebeple fesih edildiğini, davalı, müvekkili firmaya karşı ——— Esas sayılı işe iade davasını ikame ettiğini, davanın derdest olduğunu, davalının haksız rekabet teşkil eden eylemleri davalı davası devam ederken, türlü bahanelerle, özellikle de sektörün yazıştığı bazı sosyal medya ortamlarında, çalışırken yaptığı gibi, şirket ortaklarına, şirket yöneticilerine ve firmaya karşı türlü haksız ve gerçek dışı hakaret ve isnatlarda bulunduğunu, —— müvekkil firmanın bir etkinliği sonrasında—— davalı, bir takım hakaret içeren yorumlar yaptığını, davalı yazısında açıkça; “Hırsız ——- minnettarmış gözlerim yaşardı yazdığın süslü şeyler gibi medeni olsanız keşke mafya yönetimlerinde görülen psikolojik harp taktikleri tehdit şantaj içine korku salma ——- gibi içten pazarlıklı çirkin tedikçilerine laf sokturma insanları çirkin durumlara düşürmek için türlü türlü barbarlıklar üstüne ——— hırsızlıklarınızı da görmüştük zaten sonradan emek hırsızlığınızı da gördük medeni görünen parayı bulmuş … Para nelere kadir dimi neler yaptırıyor sizin gibilere” şekline hakaret içerikli bir yazı yazdığını, bu yazısında davalı, firmanın —– “hırsız” şeklinde ağır ithamlarda bulunduğunu, yine amiri olan ———-da “içten pazarlıklı, tetikçi” gibi ithamlarda bulunduğunu, devamında ise müvekkil firma hakkında da asılsız iddialarda bulunduğunu, müvekkili firma bu olayı, davalının işten çıkışı nedeniyle yaptığı psikolojik bir tepki olarak gördüğünü, davalı bu yorumunu daha sonra kendisi sildiğini, bu hususta yasal işlemlerin başlamadığını, davalı işbu haksız eylemlerine devam ettiğini, 23.01.2022 tarihinde davalı, durup dururken, yine ——– adlı sosyal ağ üzerinden müvekkili firma hakkında olumsuz ve hakaret içerikli bir yorumda bulunduğunu: bu yazıda açıkça; “Siz Baskıyı ——– görün daha doğrusu insanlık dışı tehdit şantaj içine korku salma gibi türlü türlü barbarlık hırsızlık her pislik var” şeklinde haksız itham ve iftiraların sıraladığını, 23.01.2022 tarihindeki devam eden yazısında davalı, yine ———- adlı sosyal ağ üzerinden şu şekilde yazdığını, bu yazısında; “Ama ne yazık ki hırsız başı fetöcü ——– gibi Müslüman görünümlü hırsızların———–gibi parayı bulmuş barzoların barbarların olduğu yerlerde para nelere kadir neler yaptırıyor bunlar gibilere” şeklinde galiz hakaretler ve haksız ithamlar içeren bir yazı paylaştığını, davalının bu hareketleri, müvekkil firmanın tahammül sınırlarını aşmış, davalının haksız rekabet teşkil eden hareketlerde bulunduğunu,, bu hususta Savcılıkta da şikayette bulunulacağını, Türk Ticaret Kanunumuzun “Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar” başlıklı 55. Maddesinin (1) / a) / 1. bendine göre: “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,” ibaresinin açık olduğunu, davalının işbu eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, işbu haksız rekabet eylemlerinin men’ini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, davalının ———- adlı siteye yazdığı yazılar nedeniyle söz konusu yazıların haksız rekabet oluşturduğundan bahisle haksız rekabet ettiğinin tespiti, haksız rekabet eylemlerinin meni, söz konusu kararın gazetede yayınlanması talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Haksız rekabetin varlığı, her somut olayın özelliği dikkate alınmak suretiyle belirlenmelidir. Yapılan eylemin saiki, amacı, tekrar sayısı, uygulanan yöntem ya da araç gibi hususlar değerlendirilerek haksız rekabet teşkil edip etmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Nitekim ——- numaralı kararında da “bir eylemin haksız rekabet teşkil edip etmeyeceği her somut olayın özellikleri dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. ” denilmek suretiyle bu husus vurgulanmıştır.
TTK m.54/2’de bir davranış veya ticari uygulamanın haksız rekabete neden olup olmadığının tespitinde istifade edilebilecek genel ilke ortaya konmuştur. Bu hükme göre, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Bir davranış veya ticari uygulamanın haksız rekabet olarak nitelendirilebilmesi için failin kusurunun bulunması ise gerekmez———–Kusur yalnızca haksız rekabet sebebiyle açılacak maddi ve manevi tazminat davaları yönünden aranacak bir unsurudur.
Kanun koyucu TTK m.54/2’de genel ilkeyi belirledikten sonra TTK m.55’te başlıca haksız rekabet hallerini örnekleyici şekilde saymıştır. Bir davranış veya ticari uygulama TTK m.55’te sayılan hallerden birisinin kapsamına giriyorsa haksız rekabet teşkil eder; bu davranış veya ticari uygulama için TTK m. 54/2’ye göre ayrıca bir inceleme yapılması gerekmez ————. Zira TTK m.55’te sayılan haller doğası gereği TTK m.54/2’de belirtilen ilkeye aykırılık oluşturacak eylemlerdir.
TTK’nın m.55/l-a-1 hükmü şöyledir:
(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle; Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek,—–
Davacı taraf; davalının iş akdi feshedildikten sonra ——- adlı sosyal medyada; ———– görün daha doğrusu insanlık dışı tehdit şantaj içine korku salma gibi türlü türlü barbarlık hırsızlık her pislik var” ve aynı tarihli yazısında; “Ama ne yazık ki hırsız başı fetöcü ———– gibi Müslüman görünümlü hırsızların ———–gibi parayı bulmuş barzoların barbarların olduğu yerlerde para nelere kadir neler yaptırıyor bunlar gibilere” şeklinde hakaret ve haksız ithamlar içeren yazı paylaştığını, davalının bu hareketlerinin Türk Ticaret Kanunu’nun 55. Maddesinin (1) / a) / 1. Bendine aykırı olduğunu ve davalının işbu eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, işbu haksız rekabet eylemlerinin men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf ise cevap dilekçesi sunmamış; mahkememizin 1 nolu celsesinde; “ben davacı şirkette yazılım ekip lideri olarak çalışıyordum, ben ——- yazdığım yazıları kabul etmekteyim, hatta daha sonra da yazmaya devam ettim, beni —— tehdit etmiştir, ben yalan veya yanlış beyanda bulunmadım, karşı tarafa iftira atmadım, yalnızca yapılan hırsızlıkları ifşa ettim, davanın reddine karar verilsin” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bir nolu celsede tahkikat aşamasına geçildikten sonra davalının; “ben ——— yazdığım yazıları kabul etmekteyim, hatta daha sonrada yazmaya devam ettim… Yalnızca yapılan hırsızlıkları ifşa ettim.” şeklindeki beyanı hatırlatılmak suretiyle ve dava dilekçesinde davalının yazdığı iddia edilen yazılar duruşma sırasında davalıya okunmak suretiyle davalıdan yeniden soruldu:
Davalı 3 nolu celsede; “ben bu yazıları kabul etmiyorum, ben yalnızca davacı şirketin hırsızlıklarını ifşa etmeye çalıştım, ancak dava dilekçesinde belirtilen ve benim yazmış olduğum iddia edilen kabul etmiyorum, zira benim hesabım çalınmıştır ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
———– Karar sayılı dosyası incelendiğinde; müştekinin —-, sanığın————olduğu, davacı sanığın müştekiye sosyal medya üzerinden hitaben; “müslüman görünümlü fetöcü hırsız” şeklinde hakaret etmesi nedeniyle cezalandırıldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davalı; mahkememizin 1 nolu celsesinde önce —— sosya ağı üzerinde tarafından yazıldığı iddia olunan yazıların kendisi tarafından yazıldığını kabul ettiği, daha sonra 3 nolu celsede söz konusu yazıların kendisi tarafından yazılmadığını ileri sürmüşse de hem 1 nolu celsedeki kabul beyanı hem de ——— dosyasında davacının eyleminin sabit görülerek cezalandırılması dikkate alındığında davalının dava dilekçesinde belirtilen yazıları yazdığının kabulünün gerektiği ve söz konusu yazı içerikleri dikkate alındığından TTK’nın 55. Maddesi uyarınca ilgili beyanların haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılarak davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabet eylemlerinin menine karar vermek gerekmiştir.
TTK’nın 59. Maddesinde; “Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemiyle, gideri haksız çıkan taraftan alınmak üzere, hükmün kesinleşmesinden sonra ilan edilmesine de karar verebilir. İlanın şeklini ve kapsamını mahkeme belirler.” şeklindeki hükmü uyarınca haksız rekabet teşkil eden eylemlerin ilanına karar verilebileceği, bu hususun mahkemenin takdirine bağlı olduğu, mahkememizce ilana gerek görülmediği bu nedenle kararın gazetede ilan edilmesi talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabet eylemlerinin menine,
Kararın gazete de ilan edilmesinin reddine,
2-Karar harcı 179,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 151,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalının yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2023