Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/699 E. 2022/677 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/699 Esas
KARAR NO : 2022/677

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 03/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
Dosyanın—– Görevsizlik Kararı verildiği, dosyanın — tarihinde kesinleşerek mahkememize tevzi edilerek —- sırasına kaydının yapılarak incelemeye alındığı anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının tacir olduğunu, dava dışı —————tarafından gönderilen —- için teklif istendiğini, ticari faaliyet kapsamında taraflar arasında yazşmalar yapıldığını, davalı tarafça, davacıyı ——– iddia edildiğini, yazışmaların davacıya ait şirket çaılşanlarının da içinde bulunduğu—- yapıldığını, bu nedenle davacının kişilik haklarının zedelendiği —- kimliğinin de manevi olarak zarar gördüğünü, bu nedenle fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla haklı davanın kabulü ile davacının uğradığı manevi zarar dikkate alınarak — tutarında manevi tazminatın haksız fiilin meydana geldiği——- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Dosyada yazışma teatilerine geçilmeden dosya üzerinden karar verildiği anlaşıldığından, cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava konusunun, kişilik haklarının ihlali ve ticari itibarın zarar görmesi sebebine dayalı manevi tazminat davasıdır.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkilinin çalışma arkaşları — görülebilecek şekilde göndermiş olduğu —- içeriğinde müvekkilinin kişilik haklarını zedeleyecek ifadelere yer verdiğini, bu nedenle müvekkilinin çalışma hayatında saygınlığının zarar gördüğünü beyanla, davalı aleyhine manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
——— sayılı kararı ile; davacının taleplerinin TTK 56/1-e maddesi delaletiyle TBK 57 ve 58 maddeleri gereğince manevi tazminat istemine ilişkin ve davanın mutlak ticari dava niteliğinde görülerek ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan Kanun maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gereklidir.
Görevsizlik kararında davanın haksız rekabete dayalı manevi tazminat istemine ilişkin olduğu kabul edilmiş ise de, haksız rekabetin düzenlendiği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. Maddesinin 1. Fıkrasında haksız rekabete yönelik düzenlemelerin amacının “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” olduğu belirlenmiş, 2. Fıkrasında; —– müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırı” olduğu düzenlenmiştir. Mezkur yasanın 57. Maddesinde; “Başkasının emtiası,—- faaliyeti veya ticaret işletmesiyle iltibaslar meydana getirmeye çalışmak veya buna müsait bulunan tedbirlere başvurmak, hususiyle başkasının ——– meydan verebilecek surette,——— kullanmak —– iltibasa meydan veren malları, durumu bilerek veya bilmeyerek, satışa arz etmek veya şahsi ihtiyaçtan başka her ne sebeple olursa olsun elinde bulundurmak” dürüstlük kuralına aykırı haksız rekabet hâli olarak belirtilmiştir. Buna göre haksız rekabetten maksadın, işletmelerin ticari faaliyetlerine zarar verebilecek mahiyette, ticari rekabette haksız eylemlerde bulunmak olarak anlaşılması gerektiği açıktır.
Eldeki davada; davalının, davacının çalıştığı firma ile iletişime geçtiği, ürün ve hizmet alımı konusunda taraflar arasında —-, bu yazışmaların bir kısmında davalının ifadelerinin davacının doğrudan şahsına yönelik ve kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte olduğu iddia edilmiş, bu nedene dayalı davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi talep edilmiştir. Dolayısıyla davanın davacının çalışmakta olduğu firmada bulunan diğer çalışanlar nezdinde itibarının zedelendiği iddiasına ilişkin olduğu, davada tarafların ticari faaliyetleri bakımından umuma yansıyan, rekabete ve haksız rekabete yönelik bir yönü bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Benzer bir konuda— asılsız ifadelerinin davalı —yayınlanması suretiyle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu iddiasıyla manevi tazminat istemiyle açılan davada uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiğini içtihat etmiştir.—-Karar sayılı kararında kişilik haklarını zedelediği iddiasına konu ifadelerin Medeni Kanun’un 24 ve 25. maddeleri ile Borçlar Kanunu’nun 58. maddesinde düzenlenen kişilik haklarına saldırıya ilişkin olduğunu ve bu uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu değerlendirilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
Tüm bu açıklamalar kapsamında, davacının kişilik hakları ve saygınlığının zedelendiğinden bahisle manevi tazminat istemine ilişkin davada, TTK’nın 56. Maddesi kapsamında çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmadığı, manevi tazminat talebine ilişkin davanın asliye hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği anlaşılmakla, mahkememizin karşı görevsizliğine dair aşağıda gösterildiği şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın, HMK 114/1-c maddesindeki ” Mahkemenin görevli olması” dava şartı eksikliği nedeniyle HMK 115/2. Maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, görevli mahkemenin ———olduğunun tespitine,
2-Mahkememiz tarafından karşı görevsizlik kararı verilmiş olduğundan,
a) Mahkememiz kararının süresinde ve usulüne uygun şekilde istinaf yoluna başvurulması durumunda dosyanın istinaf incelemesi için —– Mahkemesine gönderilmesine,
b) Mahkememiz kararının istinaf yoluna gidilmeden kesinleşmesi durumunda HMK 22. madde hükmünde öngörüldüğü şekilde iki mahkeme arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığını gidermek ve yargı yerininin (görevli mahkemenin) belirlenmesi için dosyanın ——— Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin HMK.323 ve 331. maddeleri uyarınca görevli ve yetkili mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca ——- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.