Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/697 E. 2023/79 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/697 Esas
KARAR NO: 2023/79
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız
Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ: 28/01/2022
KARAR TARİHİ: 07/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalının su dağıtım deposunun olduğunu, ve kendisinin —— satmak için anlaştığını, sonrasında davalının bu anlaşmayı fesh ettiğini, suyu göndermediğini, suyu alımı sırasında davalıya ödemeleri nakit olarak yaptığını, davalıya bir borcum bulunmadığını, davalının icraya koyduğu senedin davalının teminat senedi olarak aldığını, davalının ——- sayılı dosyası icra takibi başlattığını, davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespitini talep etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: öncelikle mahkememizin görevsiz olduğunu dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davaya konu senedin ——- esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, müvekkili ile davacı arasında akdedilmiş herhangi bir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin alacağın karşılık aldığı senet davacı tarafından vadesinde ödenmemesi sebebiyle icra takibine konulduğunu, takibe konu senedin teminat senedi olmayıp, TTK ve İİK hükümlerine göre kambiyo vasfına haiz bir senet olduğundan bahisle, davanın usul ve esastan reddini, dava değerinin %20 sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, taraflar arasında su satım işinden kaynaklanan sözleşme gereğince senet verilerek ödemelerin yapıldığı iddiaları karşısında senedin teminat senedi olup olmadığı , davacının davalıya bu sebeple borçlu olup olmadığının tespitine ilişkindir.
Mahkememiz dosyası ilk olarak ——sayılı dosyası üzerinden incelemeye alınmış; 01/07/2022 tarihli karar ile, Somut olayda dava dilekçesindeki açıklamalar, davaya dayanak oluşturan icra takip dosyası, ve tüm dosya kapsamına göre davaya dayanak oluşturan ——- esas sayılı icra takibi kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip olup, davaya konu icra dosyasındaki borcun sebebi kambiyo senedi olduğuna göre uyuşmazlığın asliye ticaret mahkemelerinde görülmesi gerekir. Takibin kambiyo senedine istinaden yapılmış bir takip olduğu, ticari iş niteliğindeki takip dosyası nedeniyle açılan menfi tespit davasının ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği, asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisi olduğu; gerekçesi ile dosyaya görevsizlik kararı verilmiş ve dosya yukarıdaki esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
——-ilamında; ———— söz edilebilmesi için, ya bonoyu düzenleyen kişinin temel ilişkiden kaynaklanan ediminin (cezai şart öngörülen durumlar dışında) doğrudan doğruya belirli bir para borcunun ödenmesi olmaması yani paradan başka bir edim olması, ya da alacaklının uğrayacağı muhtemel zararları güvenceye bağlamak amacı ile bonoyu vermiş olması gerekir. Öğretide verilen örneklerde, örneğin bir müteahhidin inşaatı zamanında bitirememesi durumunda ödemek zorunda kalacağı cezai şart karşılığında verdiği bono bir teminat bonosu olduğu gibi, satın alınıp, bedeli ödenmekle birlikte tapuda henüz devri yapılmadığı için satın alan kişinin adına tescil edilemeyen bir taşınmazın bedeline ilişkin olarak düzenlenip alıcıya verilen ve devir gerçekleştikten sonra karşılıksız kalacağı öngörülen bir bono da bu niteliktedir. Aynı şekilde, kiracının, kiralanana vereceği muhtemel zararların teminatı olarak kiralayana verdiği bono da bu anlamda bir teminat bonosudur —–
—- Senedin teminat senedi olup olmadığı yargılama sonucunda belli olacaktır; sonuçta bu senede dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz ———– sayılı ile —– kararlarında da benimsendiği üzere bonoda teminat kaydı var ise de neyin teminatı olduğu belirtilmediğinden bu kayıt bononun mücerrettik vasfını ortadan kaldırmaz. Sadece teminat olduğuna dair eklenen bu kayda doktrinde mücerret teminat kaydı denilmektedir.
———kararlarında da vurgulandığı üzere bononun teminat amaçlı verildiğinin kabul edilebilmesi için, neyin teminatı olarak verildiğinin ya bononun önündeki veya arkasındaki yazılar veya ayrı bir belge ——- ile teminat senedi olduğunun kanıtlanması gerekir.
—- Senet üzerinde asıl borç ilişkisine atıf yapan ve ödemeyi şarta bağlayan kayıtlar olması durumunda mücerretlik vasfı ortadan kalkacağından böyle bir senede dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamaz. Örneğin “hisse devrinin teminatıdır”, —– imzalanan sözleşmenin teminatıdır”, “eseri … tarihinde tamamlayamamam hâlinde ödeyeceğim”, “inşaat bitiminde ödenecektir” şeklindeki kayıtlar. Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılan bu gibi hâllerde bono kayıtsız (koşulsuz) borç vaadi içermediği için hükümsüzdür ve bu hükümsüzlük; düzenleyen tarafından, lehtara veya ciranta konumunda olan hamile karşı da ileri sürülebilir. Bu hâlde TTK’nın 687. maddesinin 1. fıkrası uyarınca senet metninden anlaşılan (hükümsüzlük) def’i vardır. Bu defi mutlak def’i olup, üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. Bu durumda kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibin İİK’nın 170/a maddesi gereğince iptaline karar verilmesi gerekir.
—– Bononun teminat senedi olduğunun senet metninden anlaşılamadığı hâllerde borçlu bu iddiasını İİK’nın 168/5 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz olarak ileri sürebilir. Bononun sözleşmenin teminatı olarak verildiği iddiası kişisel def’i olup, TTK’nın 778/a bendinin göndermesi ile uygulanması gereken TTK’nın 687. maddesinin 1. fıkrası uyarınca kişisel defiler temel ilişkinin tarafları arasında ileri sürülebilir. Senedin üçüncü kişiye ciro veya teslim yolu ile devredilmesi hâlinde bu definin iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülmesi mümkün değildir.
—- Borçlunun takibe konu bononun teminat bonosu olduğu şeklindeki beyanı borca itiraz niteliğindedir —-
— Bononun teminat senedi olduğu senet metninden anlaşılamıyor ise İİK’nın 169/a maddesi kapsamında bononun sözleşme ile bağlantısı kanıtlanmalıdır. Sözleşmede senedin vade, tanzim tarihi ve miktarlarına açık bir şekilde atıf bulunmalıdır. Senede açıkça atıf bulunan sözleşmede senedin teminat amacıyla verilmiş olduğu belirtilmiş olabilir. Nitekim bu hususlar ——- sayılı kararında da benimsenmiştir… ” açıklamalarına yer verilmiştir.
Benzer şekilde —–numaralı ilamında ise; —–6102 Sayılı TTK’nun 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir ——— Senet üzerine yazılmış teminat kaydının senet metnine dahil olması gerekir.” ifadelerine yer verilmiştir. Somut olayda davacı tarafça yukarıda yer verilen emsal —— kararlarında da ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere, takibe konu edilen ve ödendiği belirtilen senetlerin teminat senedi olarak verildiğine dair iddiasını yasal delillerle ispat ettiğinin kabulü mümkün olmamış, bu nedenle istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. ——-
Yukarıda yer verilen —— kararları doğrultusunda davacı tarafın takip konusu yapılan senetlerin her ne kadar teminat senedi olduğu iddiası var ise de az yukarıda yer verilen yargıtay kararları da dikkate alındığında davacının takip konusu senetlerin teminat senedi olduğunu usulünce ispatlayamadığı , işbu senetlerin teminat olarak verildiğine dair teminat senetlerinin üzerinde bu yönde bir ibare de bulunmadığı , taraflar arasında bayilik sözleşmesinin bulunduğunun ispatlanamadığı ve dosyaya da sunulmadığı dolayısıyla senetlerin teminat senedi olduğunun yer verilen yargıtay kararları uyarınca sözleşmeye de dayandırılamadığı , yalnızca ——— yazışmaları ( kaldı ki ön inceleme duruşmasında da davalı vekilince içeriği kabul edilmeyen —— yazışmaları ) ve bir kısım dekontların taraflar arasında bayilik sözleşmesi olduğuna ve hatta takip konusu senetlerin de buna dayanarak teminat olarak verildiğine dair hususlarda yasal delillerden sayılamayacağı birlikte değerlendirildiğinde ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2 -Karar harcı 179,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 540,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 360,94 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. .. 07/02/2023