Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/63 E. 2022/489 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/63
KARAR NO: 2022/489
DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/01/2022
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin—- tarihinde davalıya — hesabından işlem açıklamasına “borç olarak verilen” şeklinde belirterek—- gönderdiğini, davalıdan borç olarak verilen paranın defalarca istendiğini ancak bir sonuç alınamadığını, davalıya —- ihtarın gönderildiğini, ihtarla birlikte borcun muaccel hale geldiğini, alacağın tahsili için davalı hakkında —–dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli olarak borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davalının borcu kabul etmediğini, ancak dekont yada dekont açıklamasına itiraz etmediğini, davalının sürekli sermaye-şirket bölünmesine gittiğini, sermayesini farklı şirketlere aktardığını belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle alacağı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının iddiasının TBK 387 maddesine dayalı olması karşısında alacağın zaman aşımına uğradığını, söz konusu dekontta belirtilen bedelin ödünç olarak verilmeyip taraflar arasındaki ticari sözleşme kapsamında ödenmesi gereken bedele karşılık olduğunu, bir an için davacının iddiası kapsamında değerlendirildiğinde de TBK 389 maddesi hükmü uyarınca alacağın zaman aşımına uğradığını, davacının takibe dayanak yaptığı ihtarnamenin dekontta belirtilen bedele ilişkin muacceliyeti içermediğini, bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, söz konusu ihtarnamede davacının taraflar arasındaki ticari iş gereği tutulan cari hesaptan doğan borçtan bahsettiğini, ihtarnamenin ödenen bedelin borç olarak verilmediğini ticari iş kapsamında ödendiğini ortaya koyduğunu, taraflar arasında —- kapsamında —-tarihli taahhütname uyarınca ticari ilişki bulunduğunu, davacının bu sözleşmeler uyarınca müvekkilinin yapımını ve satışını üstlendiği —- bedel karşılığı taşınmaz satın aldığını, davacının —– imzaladığını, davacının borç olarak gönderdiğini iddia ettiği bedelin aslen bu sözleşmeler kapsamında ödenmesi gereken bedel olup davacının kötü niyetli olarak dekonta ” borç tutarı olarak gönderilen tutar” açıklamasını yazdığını, davacının satış sözleşmeleri kapsamında halen ödemediği tutarlar yönünden gerek müvekkili gerekse —tarafından davacı hakkında icra takipleri başlatıldığını, davacının gerek müvekkiline gerekse —- zaman zaman şahıslar ve yine kendisi adına bir kısım ödemeler yaptığını ancak hali hazırda eksik ödeme olup bu hususta ayrıca dava açılacağını, takibe konu edilen tutarın büyük bir bedel olup bu kadar uzun süre zarfında davacının sessiz kalmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ödemenin sözleşme kapsamında olduğunun davacı tarafça da bilindiğini, davacının borç olarak verdiği para için herhangi bir bildirimde bulunmadığını, yine davacının bir başka dekont içinde mahkemenin — sayılı dosyasında dava açtığını, bu davanın konusunun da — tarihli dekont ve yine aynı ihtarname olduğunu,— ay ara ile gönderilen büyük bedeller karşılığı borç verildiği iddia edilmesine rağmen bununla ilgili herhangi bir mail ya da benzeri belge sunulmadığını, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, ihtarname ve dekont dikkate alındığında bedelin borç olarak gönderildiğine ilişkin karine oluşmadığını, davacının İcra Hukuk Mahkemesinde de itirazın kaldırılması için dava açtığını, sonrasında itirazın iptali davası açmasının doğru olmadığını, davacının iyi niyetli olmadığını gösterdiğini belirterek davanın reddini savunmuş aynı zamanda kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı tarafa borç olarak gönderdiği paranın tahsili için başlattığı takibe davalı tarafça yapılan itirazın iptalini taleple dava açmıştır. Davacı tarafça mahkememizin — sayılı dosyasında da davalı aleyhine yine borç olarak verdiğini ileri sürdüğü —için başlattığı bir başka takip nedeniyle itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır. Davalı taraf ise her iki davaya konu edilen tutarların taraflar arasında — tarihli gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ve— taahhütname uyarınca mevcut ticari ilişki nedeniyle ödendiğini, müvekkilinin yapımını ve satışını üstlendiği ——karşılığı taşınmaz satın aldığını, davacının —— imzaladığını, davacının borç olarak gönderdiğini iddia ettiği bedelin aslen bu sözleşmeler kapsamında ödenmesi gereken bedel olup davacının kötü niyetli olarak dekonta ” borç tutarı olarak gönderilen tutar” açıklamasını yazdığını savunmuştur. Bu itibarla dosyalar arasında bağlantı bulunduğu, tarafların ve ileri sürülen iddia-savunmaların aynı mahiyette olduğu gözönünde bulundurularak usul ekonomisi ilkeleri de değerlendirilmek suretiyle mahkememizde açılan bu davanın yine mahkememizin —- sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememiz dosyasının aralarındaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle mahkememizin ——– sayılı dosyasıyla birleştirilmesine,
Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
Yargılamaya birleştirilen dosya üzerinden devam edilmesine,
Yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin birleştirilen dosyada karara bağlanmasına, dair, esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2022