Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/601 E. 2022/875 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/601 Esas
KARAR NO: 2022/875
DAVA: Alacak (Sağlık Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/08/2022
KARAR TARİHİ: 24/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Sağlık Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı —– müvekkili arasında —– poliçesi bulunduğunu, müvekkili —- aldığını,—– hizmet daha aldığını, bunların ödemesini ilk başta müvekkili yaptığını, davalı —— poliçe gereğince——- tamamını karşılaması gerekirken, müvekkiline sadece —- ödeme yaptığını, müvekkili —– kalan hizmetin bakiye bedeli olan —- davalı sigorta şirketine —- ihtarnamesini çektiğini, ödeme yapılmadığını, dava şartı arabulucuya gidildiğini, anlaşma sağlanamadığını, —– son tutanağı ile görüşmeler sonlandırıldığını, müvekkiline ödenmesi gereken———ihtarname/temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı sigortadan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde bahsi geçen —– geçerli olduğunu, davaya konu tedavi masrafı talepleri ——- tarihli faturalara yönelik olduğunu, dava konusu talepler bakımından işbu poliçe teminat sağlamadığını, davaya konu taleplere ilişkin, müvekkili şirket tarafından düzenlenen —– davacı—– poliçede belirlenen azami teminat limitleri dahilinde ve poliçede yer alan genel ve özel şartlar uyarınca sağlık teminatı verildiğini, davacının müvekkili şirkete müracaatta bulunduğunu, tedaviye ilişkin bir kısım masrafların ödenmesi talebinde bulunduğunu, davaya konu taleplere teminat sağlayan ——– olduğunu, sigortalının —–açıklaması ile geri döndüğünü, söz konusu poliçeye ilişkin her iki ödeme de davacının yukarıda zikredilen iban nolu hesabına yapılmasına karşın —– ödeme geri dönmüş olup, müvekkili bu rakamı ödemeye amade olduğunu, sigortalı davacı tarafından müşteri hizmetlerinin aranarak Iban bilgilerinin tanımlanması durumunda sistemin ilgili ödemeyi otomatik olarak gerçekleştireceğini ilettiğini, —– açısından müvekkili şirket ödemeye amade olduğunu, anılan tutar açısından hasar talebinin reddi ve temerrüt söz konusu olmadığını, dava dilekçesinde talep edilen tutar —– sigortalıya —— poliçesinde teminat limiti kalmadığını, —- ödeme tutarı alıcı bilgilerinin hatalı/eksik olması nedeni ile iade olduğunu, —–tutar açısından davacının talebi haklı olmakla birlikte, bunun üzerinde ——- şekilde talep edilen tutar haksız ve mesnetsiz olduğunu, haksız ve limiti aşan tutara ilişkin talebin ve davanın reddini, asıl alacağa dair sorumluluğu bulunmayan müvekkili şirketin faize ilişkin de herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirket teminat kapsamında olan —- temerrüde düşmediğini, faize, faiz oranına ve faiz başlangıç tarihine itiraz ettiklerini, —- müvekkili şirket tarafından ödemeye amade olunduğu gözetilerek, bu tutara ilişkin tevdi mahalli tayinine ve davanın konusuz kaldığını, bu tutarın üzerindeki talep —– teminat limitini aştığını, bu tutara ilişkin talebin ve davanın reddini, temerrüt şartları oluşmadığından her türlü faiz talebinin reddini, aleyhe dava ikame edilmesinde müvekkili şirketin herhangi bir kusuru bulunmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, sağlık sigorta poliçesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. Maddesinde: ” Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.”
3. Maddesinin (d) bendinde :” Hizmet: Bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan ya da yapılması taahhüt edilen mal sağlama dışındaki her türlü tüketici işleminin konusunu,….” ,
3. Maddesinin (ı) bendinde :” Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ,
3. Maddesinin (i) bendinde :” Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”,
3. Maddesinin (k) bendinde :” Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”,
3. Maddesinin (l) bendinde :” Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi…”, şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Bu kanunun söz konusu tanımları dikkate alındığında iş bu davaya konu uyuşmazlık yönünden davalı sigorta şirketi —— vasfındadır.İhtilafa konu hizmet yine bu yasada tanımlanan —- vasfındadır.Uyuşmazlık konusu edilen işlemler de 3. Maddenin 3/l bendinde bahsedilen ——-davacılar —— sağlayıcı ve satıcı konumunda olan davalı sigorta şirketi arasındaki sigortaya ilişkin her türlü sözleşme ve hukuki işlem kapsamında kalan tüketici işlemidir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. Maddesine göre,Bu Kanun, her türlü tüketici işleminden başka tüketiciye yönelik her türlü uygulamaları da kapsamına almıştır.İşbu davada da uyuşmazlığın, sigorta hizmeti sunan satıcı ve sağlayıcı olan davalı sigorta şirketinin sigortaya ilişkin ve bu madde kapsamında davacılara karşı bir tüketici işlemi ve tüketiciye yani davacılara yönelik uygulamalarından doğduğu iddia edilmektedir.
6502 Sayılı Yasanın 73. Maddesinde de açıkça belirtildiği üzere: ” (1) Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” Her ne kadar T.T.K.’ nun 1401. ve devamı maddelerinde sigorta hukukuna ilişkin düzenlemeler bulunmakta ve T.T.K.’ nun 4/1-a bendine göre de, “…bu kanunda…” öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayıldığı belirtilmiş ise de; 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 83/2. Maddesinde :”Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” şeklinde özel bir düzenleme getirilmiş olduğundan, tarafının biri tüketici sayılan iş bu uyuşmazlık yönünden diğer kanunlarda yani T.T.K.’daki göreve ilişkin bu düzenleme (T.T.K.nun 4. Maddesi) dikkate alınamaz.Dolayısıyla T.T.K.nun 4. Maddesinin,davaya konu bu işlemlerin ve uyuşmazlığın tüketici işlemi sayılmasına ve dolayısıyla aynı yasanın devamı hükmü gereğince Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin bu uyuşmazlık yönünden uygulanmasına engel teşkil edemeyeceği kabul edilmiştir.
İş bu dava ve cevap dilekçesinin içeriği ve mevcut dosya kapsamı dikkate alındığında, davaya konu uyuşmazlık, sigorta ———– hizmeti sunan, satıcı ve sağlayıcı olan davalı sigorta şirketinin sigortaya ilişkin ve bu madde kapsamında tüketici sayılan davacıya karşı tüketici işlemi ve tüketiciye yönelik uygulamalarından doğmuştur. Çünkü dava dilekçesinde davacı ile davalı sigorta şirketi arasında herhangi bir ticari alım-satım ya da alışverişin olduğu ve davacının işbu uyuşmazlık yönünden tacir olduğu da beyan ve iddia edilmemiştir. Davacı gerçek kişi tüketicidir. Bu nedenlerle ——- gereğince işbu davaya bakmak görevi Tüketici Mahkemesine aittir. Bu nedenle görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.———-
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, Mahkememizin Görevsizliğine,
2-Görevli mahkemeninin———-Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli—- Tüketici Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/11/2022