Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/585 E. 2023/607 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/585
KARAR NO : 2023/607

DAVA : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 11/08/2022
KARAR TARİHİ : 12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri ile davalının —– ortakları olduğunu, müvekkillerinin toplam 10720 pay, davalının 5280 payının bulunduğunu, davalının şirketin müdürlürlerinden biri olduğunu ve şirketi temsile yetkili olduğunu, şirketin 2013 yılından bu yana faaliyet gösteren ve lojistik alanında itibar kazanan bir şirket olduğunu, davalının şirketin önemli ve uzun yıllardır çalıştığı müşterileri sadece kendisiyle çalışması için ikna etmeye çalıştığını bu amaçla müvekkillerinin bilgisi olmadan görüşmeler yaptığına ilişkin duyumlar alındığını, ayrıca davalının muhtemelen münferit temsil yetkisinden mahrum kalmak istemediğinden ortaklar kurulunun aksi yönde bir kararının tescil ve ilan edilmemesi için anlamsız girişimlerde bulunduğunu, bu tür eylemleri üzerine iyice şüpheye düşen müvekkillerinin yaptıkları araştırmalar sonucunda, davalının —-firması ile aynı faaliyet alanında tek pay sahibi olarak—–unvanlı bir başka lojistik şirketi kurduğunun öğrenildiğini, davalının şirket müşterilerini kendisi ile çalışmaları için teşebbüslerinin muhtemelen devam ettiğini, davalının temsil yetkisini kötüye kullanarak araçları muvazaalı bir şekilde kendi şirketine veya üçüncü kişilere devretme ihtimalinin bulunduğunu, şirkete ait kayıtlı kamyonun —- cihazını söktüğünü, kamyondan’konum bilgisi dahi alınamadığını, bu nedenlerle telafisi zor veya imkansız zararlar ile davalının şirket faaliyetlerini sekteye uğratmasını önlemek amacıyla tedbir talepli işbu davanın açıldığını beyan ederek, davalının şirketteki yönetim ve temsil yetkisinin tedbiren durdurulmasına, kararın tescil ve ilanı için sicil müdürlüğüne bildirilmesine, anılan şirket adına kayıtlı araçların devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilerek araçların kayıtlarına ihtiyati tedbir şerhi işlenmesine, yargılama giderlerinin de karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalının mernis adresine dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmiş cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile limited şirket yöneticisinin azli ve yönetim yetkisinin kaldırılması talebine ilişkindir. TTK 630/2 maddesinde her ortağın haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilecekleri düzenlenmiştir. Davacılar davalı ile birlikte —–ortakları olduklarını, şirketin 2013 yılından itibaren lojistik alanında faaliyet gösteren kamyon ve tır gibi araçlarla karayolu taşımacılığı yapan bir şirket olduğunu, davalının ortağı oldukları şirketin müşterilerini kendisiyle çalışması için ikna etmeye çalıştığını, kendilerinin bilgisi olmadan müşterilerle görüşme yaptığını duyduklarını, yine ortağı oldukları şirket ile aynı faaliyet alanında tek pay sahibi olarak ——ünvanlı bir lojistik şirketi kurduğunun da öğrenildiğini, bu şirketin de yurt içi ve yurt dışında her nevi, kara, hava ve deniz nakil vasıtalarıyla yük ve eşya taşımacılığı ile nakliye komisyonculuğu yaptığını, davalının temsil yetkisini kötüye kullandığını, TTK 630/2 maddesi uyarınca her ortağın haklı sebeplerin varlığında yöneticinin yönetim hakkının kaldırılmasını talep edebileceğinin kabul edildiğini, yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüğünü ağır şekilde ihlal etmesi durumunun haklı sebep olarak kabul edildiğini, yine ortakların şirket çıkarlarını zedeleyecek davranışlarda bulunamayacağı, müdürlerin şirket menfaatlerini gözetmekle yükümlü oldukları ve rekabet oluşturan faaliyetlerde bulunamayacakları hususlarınında gözönünde bulundurulduğunda davalının kendi adına aynı faaliyet alanında bir şirket kurmasının bağlılık yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğini, şirket müşterilerini kendisiyle çalışmaya yönlendirmesinin de şüphe uyandırdığını belirterek davalının şirket müdürlük görevinden azli yönetim ve temsil yetkisinin kaldırılması talebinde bulunmuşlardır. Davalı mahkememize dilekçe sunarak müdürlük görevinden istifa ettiğini , davanın konusuz kaldığını bildirmiş dilekçesi ekinde—– ile davacılara hitaben düzenlenmiş —–Noterliğinin 17/11/2022 tarihli istifanın ihbarına ilişkin ihtarnameyi de sunmuştur. Yargılamanın devamında davalı kendisini vekille temsil ettirmiş davalı vekili müvekkilinin istifası nedeniyle davanın konusuz kaldığını, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini bu yüzden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını istediğini bildirmiştir. Davacı vekili de davalının istifası nedeniyle davanın konusunun kalmadığını ancak dava açılmasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasını istediklerini beyan etmiştir. Davadaki haklılık durumunun tespiti bakımından delillerin toplanmasına geçilmiştir.
—–ait sicil kayıtları dosya içine alınmış,——12/12/2013 tarihinde ana sözleşmesi tescil edilerek kurulduğu, ortaklarının davacılar ile davalı şahıs olduğu, Davacılardan … ile davalının şirketi münferiden temsile yetkili müdür olarak atandıkları görülmüştür.——- İse 04/07/2022 tarihinde ana sözleşmesi tescil edilerek kurulmuş olup, şirketin tek ortak ve yetkilisinin davalı şahıs olduğu anlaşılmıştır. Her iki şirketin çalışma konuları incelendiğinde faaliyet konularının tamamının aynı olduğu tespit edilmiştir.
Dinlenen davacı tanıklarından —- “ben tarafların ortağı olduğu ——firmasında şoför olarak çalışıyorum. Yaklaşık 1 yıldır görev yapıyorum. …’i 2022 yılı temmuz ayından itibaren görmüyorum. —– isimli firmayı bilmem. Ancak tarafların ortak olduğu şirket araç parçası satın alıp dağıtımı yapar. —- firmasının dağıtım yapan 2 aracı vardır. Ancak —-beyin talimatı ile —- firmasının müşterilerinin mallarının başka tırlara yüklenerek taşındığını biliyorum. Ancak bu malları nereye gittiğini bilmiyorum. Ancak bu taşınan malların … adına geldiğini biliyorum ancak malların hangi firmaya ait olduğunu bilmiyorum.” Tanık —– “ben halen —– firmasında depo sorumlusu olarak çalışıyorum. Şirket ortaklarından … abimdir. Bu firma lojistik işi yapar. Lojistikten gelen yedek parçaların ayrıştırma işini yapıp müşterilere sevkiyatı yapılır. —–Lojistik isminde bir firmayı ise duymadım. ——Lojistiğin imza yetkilisinin kim olduğunu bilmiyorum. Davalı şirketin depo işlerinden sorumluydu. Sürekli o gelir giderdi. Kendisini 6 aydan fazla bir süredir görmüyorum. Şirkete hiç gelmemektedir. —- firmasına —— ayrıştırmak üzere mal gelir. Biz bunları ayrıştırırız. Her müşteri istediği parça için mail atar. İş bitince biz bu malları ilgili müşteriye sevkiyatını yaparız.—– bey ayrıldıktan sonra —– bize mail atmış ve hatta parçaları alacak araçların plakaları ve şoförlerin isim ve soy isimlerini bildirmiştir. Biz de malları yükleyip bildirilen adrese yolluyorduk. —— son gönderdiği mail de kalan tüm malların tek bir adrese gönderilmesi istenmiştir. 12 kamyon kadar malı biz bildirilen adrese gönderdik. Ben bu adresin davalıya ait depo olduğunu biliyorum. Maili görmedim. Gittiği adresin davalıya ait olduğunu şoförlerin geri dönüp beyan etmesinden deponun ..—- ait olduğunu söylemesinden biliyorum. Bu uygulama —– isimli firma için de yapılmıştır. Onun malları da aynı adrese gönderilmiştir. Başka da bildiğim bir şey yoktur.” Tanık —- ben yaklaşık 13-14 aydır —– Lojistik firmasında operasyon sorumlusu olarak görev yaparım. Davalıyı da —– Lojistiğin ortağı olarak bilirim. Kendisini en son 2022 yılı temmuz ayında gördüm. Daha sonrasında depoya geldiğini görmedim. 2022 yılı ağustos ayı ortası yahut sonları olabilir. Depoya gelen araç parçalarını hazırlayıp araçlarla sevk ediyorduk. Bu işlemi kendi araçlarımız ile yapıyorduk. Ancak söylediğim tarihte farklı araçlarla başka bir depoya sevk edilmek üzere mallar alındı. Bu sevkiyat bilgisini bana duruşma salonunda hazır bulunan —— Bey verdi. Araçları hazırlatıp sevkini sağladım. Bu talimatın davalı tarafından verildiğine dair gördüğüm yazılı bir belge yok ancak kendisi şirketin ortağı olduğu için bu talimatı vermiştir diye düşünüyorum. Zira diğer ortaklar da sevk edilmeyecek diye bir talimat vermedi. Diğer ortakların da bu sevkiyattan haberi olmuştur diye düşünüyorum. Bu anlattığım sevkiyat sonrasında —–firmasının deposuna başkaca bir mal gelmedi. —-mallarının sevkiyatını yapıyorduk. Söylediğim gibi son sevkiyattan sonra bir daha mal gelmedi. Bu firma normalde ay içerisinde tahmini 300-400 palet civarında mal gönderiyordu. Aynı şekilde—– firması da söylediğim tarih itibariyle mal gönderimini durdurdu. Daha doğrusu çalıştığımız hiç bir firma mal göndermedi.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava dışı şirketler —– 2013-2022 yılları ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davalının müdürlükten azli için gerekli koşulların oluşup oluşmadığı hususunda rapor düzenlenmek üzere bilirkişi raporu alınmış ancak sadece —- firmasının defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılabilmiş davalı—–firmasının defter ve kayıtlarını sunmadığından inceleme yapılması mümkün olmamıştır.
TTK’nın 626. maddesinde müdürlerin özen ve bağlılık yükümü ile rekabet yasağı düzenlenmiştir. Buna göre müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatini gözetmekle yükümlüdürler. TTK’nın 626/2 maddesine göre aksi kararlaştırılmadığı veya diğer ortakların yazılı izni bulunmadıkça müdürlerin şirketlere rekabet oluşturan bir faaliyette bulunmalarının yasaktır. Tarafların ortağı olduğu —–ana sözleşmesi ve sicil kayıtları incelendiğinde bu yönde alınmış bir karar bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili davacıların müvekkili tarafından kurulan şirketin bilindiğini ifade etmiş ise de davacı ortakların yazılı izni bulunduğuna dair dosyaya hiçbir delil sunulmamıştır. TTK’nın 630/2 maddesine göre her ortak haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkını ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir. TTK’nın 630/3 maddesinde yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğü ile diğer kanunlarda ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetilmesi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak düzenlenmiştir. Davalı ortak ve müdürü olduğu şirket ile aynı iştigal konusunda faaliyet gösteren yeni bir şirket kurup faaliyete geçirmiş olup rekabet yasağına aykırı davrandığından hakkında haklı sebeple azil koşullarının oluştuğu sonucuna varılmış, ancak davalı dava açıldıktan sonra müdürlükten istifa etmiş olup istifasını şirkete bildirdiğinden davanın konusuz kaldığı tespit edilmiştir. Davacı yan dava açmakta haklı olduğundan davalı tarafın aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar harcı 269,80 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70TL harcın mahsubu ile bakiye 189,10 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 92,20 TL ilk masraf, 490,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.582,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacılar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.