Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/533 E. 2023/198 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/533 Esas
KARAR NO: 2023/198
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle Rücuen Taminat)
DAVA TARİHİ : 25/07/2022
KARAR TARİHİ: 14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ——– sigortalandığını, bu aracın sürücü ——- idaresinde ——–ait yolcuları taşımak için trafikte iken —– %80 kusurlu haraketi ile çarpması sonucu —– ayağındaki kırık nedeniyle geçici ve daimi iş görememezlik arazının oluştuğu, davacı—– maddi ve manevi tazminat talebini içerir dava açıldığı, ——– geçici iş görememezlik,——sürekli iş görememezlik tazminatına —- tarihinden itibaren sigortanın faiz sorumluluğuna diğer davalıların dava ——– tarihinden itibaren faiz sorumluluğuna ve tazminatın ödenmesine karar verildiğini, alacaklının takibe koyması neticesinde müvekkilinin ev, araba, babadan kalma gayrimenkulleri dahil tüm mal varlığına——- sayılı dosyası ile haciz konulduğunu, haciz nedeniyle müvekkilinin sigorta şirketinin maddi ve diğer davalıların maddi ve manevi sorumluluklarında olan borcun tamamını müvekkili ——– tarihinde aracının haczi ve trafikten alıkonması nedeniyle zorunlu olarak defaten ödediğini, bu ödemeden önce ———kararı ve ——–belirtilerek ——- maddi zararın tamamı ile bu maddi tazminata isabet eden vekalet ücreti, yargılama masrafı, döneme dair faizin icra dosyasına ödemeleri davalı sigorta şirketinden e-mail yoluyla talep edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine—— tarihinde aracını yakalamalı ve tüm mal varlığının haciz nedeniyle bankalardan borçlanarak paranın tamamını yatırdığını, e-mail yazışmaları ve telefon görüşmelerinden sonuç alamayıcında —- tarihinde talep ettiklerini, ödeme yapılmaması üzerine——numaralı takip başlattıklarını, itiraz edildiğini, zorunlu arabuluculuğa başvurduklarını,——-dosyasına borcu sürüncemede bırakıldığını, itirazın iptalini, takibe konu alacağın takip tarihi itibariyle —— olarak kabulünü, takibin devamını, asıl alacağın % 20’si icra inkar tazminatını, arabuluculuk masraflarının tamamı ile yargılama masrafları, vekalet ücreti, harç ve sair masrafların davalıya ödetilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından rücuen talep edilen tazminat davasının reddi gerektiğini, davayı kabul etmediklerini, davacı taraf maluliyet sebebiyle uğradığı zararını ispat edilmesini, ayrıca müvekkili şirketin sorumluluğu poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere, kusur oranlarının tespiti için dosyanın ——-gönderilmesinin gerektiğini, müvekkili şirket ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, bu nedenle kusur oranının tespiti bakımından dosyanın —– gönderilmesinin gerektiğini, maluliyet oranının tespiti bakımından dosyanın ——- sevk edilmesinin gerektiğini, maluliyet raporu hatalı yönetmeliğe göre düzenlendiğini, kabul manasında olmamak üzere geçici iş göremezlik tazminatı—– teminat dışı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı talepleri de hem —— uyarınca tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğini, teminat dışı olduğunu, başvuruyu kabul anlamına gelmemek üzere yeniden bir tazminat hesaplaması yapılması halinde asgari ücretin baz alınarak ——–faizin kullanılmasını talep ettiklerini, davacı taraf sigortalının kusurunu ve kusur ile maluliyeti arasında illiyet bağı bulunduğunu, usulen ispat edilmesinin gerektiğini, davacının talebinin fahiş olduğunu, davacının bakıcı giderine ilişkin taleplerinin teminat dışında olduğunu, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olmasının gerektiğini, açıklanan sebeplerle somut olayda davacının zararının artmasında müterafik kusuru dikkate alınarak kabul manasında olmamak üzere yapılacak hesaplama sonucunda belirlenecek tazminattan indirim yapılmasının gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere hesaplanacak tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılıp yapılmayacağı açısından değerlendirme yapılmasını, başvuru sahibinden savcılık aşamasında sigortalı araç sürücüsüyle uzlaşıp uzlaşmadığı tespit edilerek uzlaşmanın tespiti halinde CMK’nın madde 253/19 gereğince davanın reddine karar verilmesini, davanın usulden ve esastan reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava,——- tarihinde davalı sigorta şirketine —— sigortalı olan ve davacıya ait —-plakalı ticari —– dava dışı— sevk ve idaresindeyken dava dışı—- çarpması sonucu —-açtığı davadaki hüküm sonucu alacaklının —— esas sayılı dosyasında başlattığı takip sonucu davacı araç maliki tarafından ödenen bedelden sigorta şirketinin sorumlu olduğundan bahisle davalı sigorta şirketi hakkında başlatılan ———- esas sayılı takibe yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 25/07/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Sigorta şirketinden hasar ve poliçenin,——sistemi üzerinden celp edilmiş,——– sistemi üzerinden celp edilmiş, dosyamız arasına alınmıştır.
——- sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde;
davacı alacaklı tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine rücu belgesine dayalı olarak ——–alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek ——- kararına karşı istinaf yoluna başvurulduğu, istinaf incelemesinin devam ettiği, bu aşamada herhangi bir ödeme yapılmasının mümkün olmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dava; sigortalı olan davacının 3.kişiye ödediği tazminatın kendi —– rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın —— tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davalı yana sigortalı aracın karıştığı kazada, sigortalı davacı tarafından dava dışı kişiye ödenmek zorunda kalınan maddi tazminat ve masrafların davalıdan tazmini hususunda olduğu anlaşılmıştır.
—- Karar sayılı kararı incelendiğinde; davacıların —- olduğu, davalıların;——- olup, davanın trafik kazası nedeniyle geçici sürekli iş göremezlik ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, davacı ——tarafından hazırlanan raporda; ——tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanmasının; ——— dikkate alındığında; kişinin tüm vücut engellilik oranının % 2(yüzde iki) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay/kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, tarafların trafik kazasında kusur durum ve oranları ile davacı——- maluliyet oranlarının dikkate alınmak suretiyle tazminat kalem ve miktarlarının tespiti hususunda bilirkişi heyetinden kusur ve zarar raporu alındığı, bilirkişi heyet raporunda özetle; —-plakalı davalı —- davacı mağdur yaya —— yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında % 80 (yüzde seksek) oranında asli derecede kusurlu olduğu, davacı mağdur yaya—– kendi yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında % 20 (yüzde yirmi) oranında tali derecede kusurlu olduğu, davacı —— tarihinde geçirmiş olduğu kaza sonucu; 9 ay/ 270 gün geçici iş göremezlik zararının 14.428,08 TL olduğu, kazanın oluşumunda %20 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda, davalılardan talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 11.542,46 TL olabileceği, Sürekli iş göremezlik- efor kaybının % 2 maluliyet oranı dahilinde 21.296,78.TL olduğu, kazanın oluşumunda % 20 kusurunun bulunduğunun kabulü durumunda, davalılardan talep edebileceği sürekli iş göremezlik / efor kaybı zararının 17.037,42 TL olabileceği, davalı —–tarafından düzenlenen —— dahilinde bulunduğu, —– tarafından rücu ya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığının belirtildiği, mahkemece söz konusu bilirkişi raporu dosya kapsamına göre denetime elverişli bulunmuş olup, rapor ile tespit edilen maddi tazminat kalem ve miktarları üzerinden davacılar vekilinin bedel artırım dilekçesi de gözetilerek davanın kabulüne, tespit edilen toplam 28.579,88 TL tazminat tutarına dava açılmasından sonra sigorta şirketine başvuru yapıldığı ve aracın hususi araç statüsünde olduğu gözetilerek davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, davacı ——– yönünden 20.000,00-TL manevi tazminat, davacı ——- yönünden 3.000,00-TL manevi tazminata karar verildiği görülmüştür.
Zarar gören üçüncü kişilere tazminat ödeyen sigorta ettirenin (işletenin), poliçedeki limite göre sigortacısından istekte bulunmasının yasal dayanağı,——- şöyle açıklanmıştır:
“KTK. m. 91’de belirtildiği üzere——–işleten (araç sahibi), üçüncü kişilere verdiği zararlardan dolayı kendi “sorumluluğunu” sigorta ettirmektedir. Sigorta sözleşmesi, sigorta ettirenin malvarlığındaki azalmayı önlemek amacına yönelik olarak düzenlenir. Bu ilişkide sigorta ettirenin yararı güvence altına alınmaktadır. Bunun sonucu olarak sigorta ettiren (işleten-araç sahibi), sigortacının ödediği tazminat kadar borcundan kurtulmaktadır.
Eğer sigorta ettiren (işleten-araç sahibi), sigortacının ödemekle yükümlü olduğu tazminat tutarını zarar gören üçüncü kişilere ödemişse, sigortacının, sigorta ettiren zararına zenginleştiği kabul edilmelidir. İşte bu haksız ve nedensiz zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olan sigortacıya karşı, sigorta ettirenin (zarar gören üçüncü kişilere) ödediği tazminat tutarını geri isteme hakkı bulunmaktadır.”
Dönme (rücu) hakkının kullanımı için izlenecek yol;
a)Yukarda da belirttiğimi gibi, işleten, üçüncü kişilerin dava açmalarını beklemeden, aracının kazaya karıştığını “hemen” sigortacısına bildirmelidir. TTK.1291/1. maddesi ile Trafik Sigortası Genel Şartlar B.1/a maddesine göre, işleten, rizikonun gerçekleştiğini (taşıtının kazaya karıştığını) öğrendiği günden başlayarak beş gün içinde sigortacısına bildirmekle yükümlü tutulmuştur. Bu yükümlülük hemen yerine getirilmelidir.
b) Gene yukarda açıkladığımız gibi, zarar görenler, işletene karşı bir dava açmış olup da, aracın ——– yapan sigorta şirketini dava etmemişlerse, davalı işleten bu davayı hemen sigortacısına bildirmelidir.(İhbar etmelidir.)
c) Eğer, zarar görenlerin dava açmalarını beklemeden, işleten,onlarla anlaşarak (sulhen) bir tazminat ödemiş olursa, bunu belgelemek koşuluyla sigortacısından isteyebilir. Bu konuda bir ——– kararında daha da ileri gidilerek, işletenin, kendisine karşı bir dava açılmadan dahi “üçüncü kişilerin zararından sorumlu olduğunu kanıtlaması durumunda” sigorta bedelini kendi aracının—– yapan sigorta şirketinden isteme hakkı bulunduğu kabul olunmuştur. Kararda şöyle denilmiştir, özetle:
“Bir sigorta şirketine —- poliçesi ile sigortalı bir aracın sürücüsü üçüncü kişilere zarar vermişse, zarar görenler tarafından sigorta ettirene karşı bir dava açılmadan dahi, sigorta ettirenin (işletenin), üçüncü kişilerin zararından sorumlu olduğunu kanıtlaması halinde, sigorta bedelini, kendi aracının —– poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden isteme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. ——–
d) Ancak, —-, daha eski tarihli bir başka kararında, işleten (sigorta ettiren), zarar gören üçüncü kişilere henüz bir tazminat ödememişse, sigortacısına karşı dönme (rücu) hakkını kullanamayacağı yönünde karar vermiştir. Buna ilişkin karar özeti şöyledir:
“Dava, —— poliçesiyle sigortalı aracın üçüncü kişiye vermiş olduğu, sigorta ettiren tarafından ödenen zararın, sigortacıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir. Ne icra dosyasında ne de sunulan kanıtlar arasında davacının zarar görene ödeme yaptığına dair bir bilgiye rastlanmamıştır.O halde, davacının zarar gören üçüncü şahsa bir ödemesinin olmadığı, rücu koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.————-
———–Karar sayılı kararında; “…Somut olayda Bir sigorta şirketine —— sigortalı bir aracın sürücüsü üçüncü kişilere zarar vermişse, zarar görenler tarafından sigorta ettirene karşı bir dava açılmadan dahi, sigorta ettirenin (işletenin), üçüncü kişilerin zararından sorumlu olduğunu kanıtlaması halinde, sigorta bedelini, kendi aracının —— poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden isteme hakkı bulunduğunun kabulü gerekeceğinden itirazın reddi gerekmiştir.
— tarihinde yürürlüğe giren ——– maddesinde “Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. ——– sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve—–sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar,
1-Tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri,
2-Tedaviyle ilgili diğer giderler,
3-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler,
Sağlık giderleri kapsamında sayılarak—— sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir.
Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde —— sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır.
Bu düzenleme gereği———-maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki;
1-Bakıcı giderleri
2-Çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları)
3-Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir.
Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez.
Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder. (Trafik kazalarından doğan cismani zararlar ve tazmini—————
Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan ——- tanzim tarihli—– bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan —– düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez.
—— DAVACI AÇISINDAN BAĞLAYICI OLMAMASI VE——– SAYILI KARARINA GÖRE 6704 SAYILI KANUNU 3.MADDESİYLE DEĞİŞTİRİLEN 90. MADDESİNN BİRİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE BU KANUN ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANAN GENEL ŞARTLARDA ” İBARESİNİN VE İKİNCİ CÜMLESİNDE YERALAN “VE GENEL ŞARTLARDA ” İBARESİNİN İPTAL EDİLMİŞ OLMASI SEBEBİYLE UYGULANMAYACAKTIR….” şeklinde karar verdiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından; — tarihinde davalı sigorta şirketine— olan ve davacıya ait —– plakalı ——- dava dışı — sevk ve idaresindeyken dava dışı—çarpması sonucu —- sayılı dosyasında maddi manevi tazminat talebinde bulunduğu, mahkemece verilen karar sonucu alacaklının—— sayılı dosyasında başlattığı takip sonucu davacı araç maliki tarafından maddi tazminata yönelik ödenen bedelden davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğundan bahisle davalı sigorta şirketi hakkında rücuen tazminat amacıyla başlatılan ——– sayılı takibe yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, sigorta ettiren (işleten-araç sahibi), sigortacının ödemekle yükümlü olduğu tazminat tutarını zarar gören üçüncü kişilere ödemişse, sigortacının, sigorta ettiren zararına zenginleştiği kabul edilmesi gerektiği ve haksız ve nedensiz zenginleşmeyi geri vermekle yükümlü olan sigortacıya karşı, sigorta ettirenin (zarar gören üçüncü kişilere) ödediği tazminat tutarını geri isteme hakkı bulunduğu, somut olayda araç maliki olan davacı mahkemece verilen hüküm sonucu başlatılan takip sonucu maddi tazminata yönelik hükmedilen bedeli mağdur olan 3. Kişiye ödediği, davalı sigorta şirketinin de aynı davada davalı olduğu, ancak mahkemece hükmedilen bedeli mahkeme kararının kesinleşmediğini ileri sürerek ödemekten kaçındığı, ancak söz konusu alacağa ilişkin davanın icraya konulması için kesinleşmesine gerek olmadığı, davalı sigorta şirketinin sigorta teminat limitleri kapsamında mahkemece hükmedilen bedelden sorumlu olduğu, yine yukarıda açıklanan——uyarınca davalının geçici iş göremezlik bedelinden sorumlu olduğu, davalı tarafın esasa ilişkin diğer itirazlarının istinaf kararında değerlendirilebileceği, ancak bu aşamada icra takibi sonucu söz konusu bedelden sorumlu olduğu, istinaf kararından sonra tarafların alacakları hususunda net karar verilebileceği ve birbirlerine rücu edebilecekleri, davacı araç malikinin takibe konu bedeli ödediği, esasen söz konusu ödenen bedelden davacının kendi aracının —- yapan davalı sigorta şirketinden isteme hakkı bulunduğu —– anlaşılmakla, yukarıda bahsi geçen kararlar da gözetilerek davacının haklı olduğu, davacıya —– Esas sayılı takip dosyasıyla alakalı — tarihinde rücu belgesi verildiği, rücu belgesinde; davacının ödeme tarihi olan 11/08/2021 tarihi itibariyle maddi tazminata yönelik 53.015,51 TL rücu alacağının bulunduğunun belirtildiği, davacı tarafından davalı hakkında başlatılan dava konusu icra takip tarihinin 23/11/2021 olduğu, davacının ödeme tarihi (11/08/2021) ile dava konusu takip tarihi (23/11/2021) arasında faiz talep edebileceği, söz konusu işlemiş faizin mahkememizce resen hesaplandığı (53.015,51 TL x 114 gün x % 9 = 1.378,40 TL), davacının talep edebileceği işlemiş faizin 1.378,40 TL olduğu, ancak icra takibinde 1.346,45 TL işlemiş faiz talep edildiği, dava dilekçesinde ise asıl alacak ve işlemiş faiz olarak dava değeri 54.006,46 TL olarak gösterildiği ve bu bedel üzerinden itirazının iptalinin talep edildiği, taleple bağlı kalınarak 53.015,51 TL asıl alacak, 990,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 54.006,46 TL üzerinden itirazın iptaline karar vermek gerekmiş ve mahkemece hükmedilen bedel belirli olup davalının sorumlu olduğu miktarın likit olduğu anlaşılmakla hükmedilen tutarın % 20 si oranında inkar tazminatının kabulüne karar vermek gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalının —— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 53.015,51 TL asıl alacak, 990,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 54.006,46 TL alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 54.006,46 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.689,18 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 650,49 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.038,69 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 650,49 TL peşin harç olmak üzere toplam 731,19 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 46,25 yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2023