Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/529 E. 2022/714 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/529
KARAR NO: 2022/714
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 26/07/2021
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin ihyasını talep ettikleri ——— olduğunu, her iki şirketin de — olduklarını, şirketlerin —- ———sona erdiğini, tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, bu işlemlerin eksik kalması halinde —- bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulünün olanaksız olduğunu, müvekkil adına kurulan her iki şirketin kurulumunun usulsüz olduğunu, re’sen terkinden müvekkilinin haberdar olmadığını, —- dosyasında bu şirketlerin fesih ve tasfiyesi için dava açtıklarını, mahkemenin şirketlerin terkin edilmiş olması nedeniyle ihya davası açmak üzere kendilerine kesin süre verdiğini belirterek —— ihyasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin —- işlem yaptığını, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık olmadığını, her iki şirketin adresinin tespit edilememesi nedeniyle —– tarihinde —–terkin edildiğini, müvekkilinin mahkeme hükmü olmaksızın tekrar—–tescil yükümlülüğü bulunmadığını, —– kaydı silinen şirketler için hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebebe dayanarak silinme tarihinden itibaren —– yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebileceklerini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, yasal hasım konumunda olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE :Dava, hukuki niteliği itibari ile TTK Geçici 7/15 maddesi uyarınca açılmış ihya davasıdır. TTK Geçici 7.maddesi uyarınca —– terkin edilen —– ihyasına karar verilmesi talep edilmektedir. Mahkememizce yürütülen yargılama neticesinde mahkememizin —— getirtilmiş, her iki —– mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, şirketlerin —- tespit edilememesi nedeniyle madde kapsamına alındığı, —– tarihinde re’sen terkin işlemlerinin yapıldığı görülmüştür.
—–onanmasına karar verilen —–karar dosyasında benzer bir olayda verilen karar aynen—— kararını takip eden —— içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu—- müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, —– teklifi ve meclis kararıyla —— re’sen silinmesi için —- ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla—— kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
—- sayılı —- Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş———— göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, —— silinmek —— kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; —— tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen —– tasfiyeleri ve ——— kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi —- belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu madde belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki —- bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddede ki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne—- tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici ——-Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır. ——-
Davalı —— ihyası istenen şirketin —— re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca, davalı —– öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen —– re’sen terkin etmesinden ötürü davanın kabulü gerekmektedir. Bu nedenle —— istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının farklı gerekçe ile kaldırılmasına, davanın kabulüne ve işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek davalının yargılama giderleri ve harçtan sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde olup mahkememiz dosyasında da ihyası talep edilen şirketlerin — aynı sebeple resen terkin edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda şirketlerin —— kapsamına alınarak terkin işleminin usulsüz olduğu mahkememizce de kabul edilmiştir.
—– son cümlesi uyarınca —- kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren —- süre içinde mahkemeye başvurmak suretiyle şirketin ihyasını talep edebilirler. Mahkememizdeki davanın ihyası istenen şirketlerin — re’sen terkin edildiği —- tarihinden itibaren —yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra —- tarihinde açıldığı görülmüştür. Davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuş ise de, davalı —–yaptığı terkin işlemi usulsüz olup, yasada öngörülen —- hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı sonucuna varılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı, ortağı olduğu şirketlerin fesih ve tasfiyesi için —–esas sayılı dosyada dava açtığını, taraf teşkilinin sağlanması için her iki şirketin ihyası için dava açmak üzere kendisine süre verildiğini belirterek dava açmıştır. Bu durumda davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
—- karar sayılı kararında —– terkin edilen şirketin ihyasına karar verilmesi istemine ilişkin olup, anılan madde uyarınca—– tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre anonim ve limited şirketler —-sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları,—- kadar münfesih olmaları,— işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için —- terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. —- kapsam dahilindeki şirketlere bir ihtar gönderilir. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise —– re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Somut uyuşmazlıkta, şirketin —- tarihinde —- uyarınca resen ——- kaydının silindiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu dava dosyalarının kesinleşmediği, böylece davacının taraf olduğu davalar var iken şirketin —- kaydının silinmesi —- olup, yapılacak tasfiye işlemi de yasaya uygun olmayacağından mahkemece sadece ihya kararı vermekle yetinmek gerekirken tasfiye memuru da atamak doğru olmayacaktır.
Bu suretle, ek tasfiye işlemlerini yapması için son tasfiye memuru yahut memurlarının yahut da yeni bir veya birkaç kişinin—— atanması yönünde bir karar verilmesi gerekmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin ——bendinin kaldırılmasına, ——ibarelerinin ilamdan çıkartılmasına karar vermek gerekmiştir. “denilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve yukarıda bahsi geçen —-kararları uyarınca davacının talebi haklı görülerek davanın kabulüne, —-nosunda kayıtlı —-sicil nosunda kayıtlı—-uyarınca —– tarihinde sicilden resen terkin edildikleri anlaşılmakla her iki şirketin —— esas sayılı dosyada yürütülen yargılama ile sınırlı olarak ihyalarına, her iki şirketin—- tesciline, kararın —- tescil ve ilanına, karar verilmiş, usulüne uygun şekilde terkin işlemi yapmayan —– yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.”şeklinde hüküm kurulmuştur.
Mahkememiz kararı davalı —- tarafından istinaf edilmekle değerlendirme yapan —-sayılı karar ile davalı yanın istinaf talebi esastan reddedilmiştir. İlgili daire kararında —— göre terkin edilen şirketin derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
—– tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen şirketlerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır.
—-maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde——-tarafından —kaydı terkin edilir. Terkin edilmeden önce, —– uyarınca, kapsam dâhilindeki——kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre —–temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere—- aynı gün gönderilir. —–göre, davacıveya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya —– bu madde hükümleri uygulanmaz.
Somut olayda davalı —- dava dışı şirketlerin —- yayınlanan —- olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş —— tarihinde münfesih olmaların nedeniyle —– gerekli ilan yapılarak süresi içerisinde bir başvuru yapılmadığından sicil kaydı resen terkin edilmiştir. Sicilden terkin edilen şirketler hakkında ——sayılı dosyanın derdest olduğu ve eldeki davanın —- açıldığı anlaşılmaktadır.
Sicil dosyasında davaya konu —— tebliğat yapıldığına ilişkin herhangi bir mazbata – belge sunulmadığı gibi ,davaya konu —– tebligatın iade edildiğine ilişkin sicil müdürlüğü tarafından düzenlenen belgeyi destekleyecek mahiyette herhangi bir mazbata – belge de sunulmamış —— da rastlanılmamıştır.Buna göre yasa hükmünde öngörülen ihtar koşulunun yerine getirildiği hususu, davalı tarafça ispat edilememiş olup, usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından terkin edilen şirketler yönünden davaya konu ihya talebi —- öngörülen hak düşürücü süreye tabii değildir.
Davacının devam eden dava dosyası nedeniyle şirketlerin ihyasını istemekte haklı ve hukuki yararı mevcut olup, terkin edilen şirketler yönünden ihya koşulları oluştuğunun kabulü gerekmiştir.
Davada ——madde çerçevesinde yapılan terkin işleminin hatalı olup,davalı tarafından davaya karşı konularak müdürlük işleminin yerinde olduğundan bahisle davanın reddinin istendiği de nazara alındığında; somut olayda HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmayıp, HMK’nın 326. maddesi uyarınca davalı —- yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacaktır.——
Açıklanan nedenlerle davalı —— terkin edilen şirketlerin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiş ve mahkemece davanın kabulü ile derdest dava dosyasındaki işlemlere hasren şirketlerin ihyası ile —– davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davalı —– tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.”denilmiştir.
Davalı vekilince —- temyiz edilmekle dosya bu kez —–kararı uyarınca oy çokluğuyla —- bozulmak suretiyle kaldırılmıştır.—– bozma ilamında —— terkin edilen şirketlerin ihyası istemine ilişkindir.
—– maddesinde —– kaydı silinen şirket veya —— alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanların haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya —-ihyasını isteyebilecekleri” düzenlenmiş, aynı madde de “tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya—– ortaya çıkabilecek mal varlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra —— intikal edeceği” öngörülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta davacı ihyası istenen şirketlerin ortağı olup, şirketlerin tasfiye edilmeden —-terkin edildiğini, tasfiye için—–dosyasında dava açtıklarını bildirerek eldeki davayı açmıştır.
Şirketlerin terkin tarihi olan — tarihi ile dava tarihi —- yıllık hak düşürücü süre geçmekle birlikte davacı ortak, şirketlerin tasfiye edilmemiş mal varlığının bulunduğunu bildirdiğinden, şirketlerin mal varlığı bulunması durumunda tasfiye için —–süre de dava açılabileceği Dairenin yerleşmiş içtihatları gereğidir.
Bu durumda ihyası istenen şirketlerin tasfiyesi gereken mal varlığı bulunup bulunmadığının tespiti ile mal varlığının bulunması durumunda davanın yasal —- süre içinde açıldığının kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi; tasfiyesi gereken mal varlığının bulunmaması durumunda ise davada —- hak düşürücü sürenin gerçekleştiğinin kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme soncu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin —– Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin —–Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine,
—- tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.”denilmiştir.
Dosya mahkememize gönderilmekle yeniden esasa kaydı yapılmış ve yargılamaya devam olunmuştur. —– kaydı silinen şirket veya—— alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanların haklı sebebe dayanarak silinme tarihinden itibaren —– içinde mahkemeye başvurmak suretiyle ihya talep edebilecekleri aynı maddede tasfiye edilmeksizin ünvanı silinen şirket ve —-ünvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren — sonra hazineye intikal edeceği hükmü değerlendirilerek şirketlerin terkin tarihine göre—–hak düşürücü sürenin geçtiği, ancak davacının tasfiye edilmemiş mal varlığının bulunduğunu bildirmesi nedeniyle şirketlerin mal varlığı bulunması durumunda tasfiye için ——sürenin geçerli olduğu belirtilerek bu hususun davacıya açıklattırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir.
Davacı tarafça mahkememizin—– esas sayılı dosyasında davacının ihyası talep edilen şirketlere ortak olmadığının tespiti ve şirketlerin haklı sebeple fesih ve tasfiyesi istemiyle dava açtığı, şirketlerin —–re’sen terkin edildiğinin tespiti üzerine davacı vekiline ihya davası açması için süre verildiği, bunun üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
—– veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş —– göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve —–kararını takip eden yılbaşından itibaren ———– kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir. —- belirtilen sınırlı hallere münhasır olmak üzere özel bir tasfiye yöntemi getirmiş olup istisnai ve sınırlı tasfiye usulünün düzenlendiği ——madde kapsamına alınması mümkün değildir. Davalı —- ihyası istenen şirketlerin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinmesi hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır. Bu durum karşısında usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından mahkememizde açılan davada —-öngörülen hak düşürücü sürelerin uygulanmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. —- bozma ilamında yer alan muhalefet şerhinde de aynı hususlara değinilmiş ve terkin işleminin hatalı yapılması halinde hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı ifade edilmiştir. —- yer alan muhalefet şerhi de aynı yönde olup sayın üyeler—- tarafından muhalefet şerhinde —–, bu maddede belirtilen sınırlı hallere munhasır özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. İstisna ve sınırlı tasfiye usulünün düzenlendiği —- tabi olmayan bir husus, tebliğ ile bu madde kapsamına alınamaz. Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, —– kapsamında yer almadığı gibi şirkete ve şirketlerin temsilcilerine de tebligat yapıldığına ilişkin belge sicil dosyasında bulunmamaktadır. Bu durum karşısında usulüne uygun geçerli bir terkin işlemi bulunmadığından, dava konusu ihya talebi —–maddesindeki hakdüşürücü süreye tabi değildir.
Bu nedenlerle, —- ihyasına ilişkin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan onanması gerektiği görüşünde olduğumuzdan çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyoruz.”denilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında davalı —– ihyası talep edilen şirketlerin re’sen terkin kapsamına alınarak sicilden terkin edilmesi işleminin usul ve yasaya uygun olmadığı, bu itibarla hak düşürücü sürenin uygulanmasının mümkün olmadığı, aksi durumun kabulü halinde ise eldeki davada—–olacağı gibi şirketlerin mal varlığının bulunmadığı yönünde beyanda bulunulduğundan — sürenin de uygulanamayacağı, davacının mahkememizde açtığı —-sayılı dosyada ortak olmadığının tespiti, şirketlerin fesih ve tasfiyesi istemli davası yönünden taraf teşkilini sağlayamayacak olması nedeniyle davasının reddinin gerekeceği bu durumun davacının hukuki dinlenilme hakkına aykırılık sonucunu doğuracağı gözetilerek mahkememizin önceki kararında DİRENİLMESİNE, DAVANIN KABULÜNE, ——nosunda kayıtlı—- tarihinde sicilden resen terkin edildikleri anlaşılmakla her iki şirketin ———yargılama ile sınırlı olarak ihyalarına, her iki şirketin ——— tesciline, kararın —– tescil ve ilanına, usulüne uygun şekilde terkin işlemi yapmayan —— yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin —— karar sayılı kararında DİRENİLMESİNE,
DAVANIN KABULÜNE,
——– uyarınca —- tarihinde sicilden resen terkin edildikleri anlaşılmakla her iki şirketin——dosyada yürütülen yargılama ile sınırlı olarak ihyalarına,
Her iki şirketin —– tesciline,
Kararın —- tescil ve ilanına,
2-Karar harcı 80,70 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk masraf, 85,20 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 153,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—- nedeniyle temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2022