Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/498 E. 2022/574 K. 27.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/498 Esas
KARAR NO: 2022/574
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ: 27/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —— tarafından yapılan çalışma esnasında altyapı çalışmaları sırasında hasarlamak suretiyle davacı şirkete ait kabloya hasar verildiğini, davacı şirket elemanlarınca bu hususun tutanak ile tespit edildiğini, akabinde hasarın giderilmesi için gerekli çalışmaların yapıldığını, hasar tespit tutanağının tutulduğunu, davacı——- işletme zararı olmak üzere toplam—– zarara uğratıldığını, arabuluculuk yoluyla çözümlenmesi için arabuluculuğa başvurulduğunu ancak görüşme sonrasında olumlu sonuç elde edilemediğini, bu nedenle —- tutarın hasar tarihi olan —- itibaren başlayan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dosya üzerinden yapılan incelemede taraf teşkiline geçilmediği, davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edilmediği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacıya ait tesislere hasar verildiğinden bahisle meydana gelen maddi zararın tahsili talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 2022 tarihinde açılmakla, davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
HMK 114/1-b maddesinde yargı yolunun caiz olması dava şartı olarak düzenlenmiş olup, aynı kanunun 115 maddesinde de dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağı, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği, dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddedileceği ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, kesin süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmez ise dava şartı yokluğundan davanın usulden reddedileceği hususları düzenlenmiştir.
Mahkememizce dava, hizmet kusurundan kaynaklanan tam yargı davası olarak nitelendirilmiştir. İdari dava türlerinden biri olan ve edim davası niteliğinde olan tam yargı davası ile idare hukuku alanında ihlal edilmiş olan hakkın yerine getirilmesi ya da uğranılan zararın giderilmesi gerekir. İdarenin verdiği zararlarının giderilmesi amacını taşıyan tazminat davaları da tam yargı davası çeşitlerindendir. Davacı iddiası gereğince; davalı idarenin sorumluluğunda hizmet kusuru, kusur sorumluluğu olup; idari hizmetin işleyiş- kuruluş- düzeninin kötü olması/ geç olması veya hiç bulunmaması şeklinde gerçekleşir. Davalı idarenin sorumluluğunda kusursuz sorumluluk halleri ise fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve tehlike ilkesine (sosyal risk/ mesleki risk/ idarenin tehlikeli faaliyetleri ve araç- gereçleri) dayanır. İş bu davada da hizmet kusuru sorumluluğuna dayanılmıştır.
Kamu hizmeti yürüten idarenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Kanun’un ilgili maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır. Genel görevli mahkeme iş bu davalarda idare mahkemesidir. İş bu davada davalı idare —— olup, davacı davalı idarenin çalışma yapması esnasında gereken dikkat ve özeni göstermeyerek kendilerine ait iletişim dağıtım alt yapısına dahil kablo ve tesisata zarar verildiği şeklindeki hizmet kusuruna dayanmıştır, bu durum karşısında görevli mahkeme idare mahkemesidir. Yargı yolunun caiz olması dava şartı olup iş bu davada idare mahkemeleri görevli bulunduğundan ve dava şartları her aşamada incelendiğinden aşağıdaki şekilde kanunen 6100 Sayılı HMK m. 114/ 1-b; 115/2 gereğince davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.————
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK. 114/1-b maddesi uyarınca yargı yolu caiz olmadığından İdari Yargı görevli olduğundan DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcının dava açılırken peşin olarak alındığı anlaşıldığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 27/07/2022