Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/492 E. 2023/29 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/492
KARAR NO : 2023/29

DAVA : İtirazın İptali (Alt İşveren Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2022
KARAR TARİHİ : 18/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali(Alt İşveren Sözleşmesinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında —–tarihinde —– Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ancak davalının teminat iadesi ve cari hesap borcunun ödenmesine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, sözleşmenin 10.maddesinde teminat iadelerinin ne şekilde gerçekleşeceğinin düzenlendiğini, davalı nezdinde bulunan——-tutarındaki nakdi teminatın iade usulünün sözleşmenin 10.3 maddesinde belirlendiğini, söz konusu teminatın iadesi için geçici kabul şartlarının sağlanması, —–ilişiksizlik yazısının alınması gerekmekte olup ilgili belgelerin davalı şirkete temsil edildiğinin geçici ve kesin kabul tutanaklarının imzalanmasıyla sabit hale geldiğini, geçici kabul ve kesin kabul işlemlerinin yapılabilmesi için gerçekleşmesi gereken şartlarında sözleşmenin 11 ve 12.maddelerinde açıklandığını, madde de öngörülen tüm şartların müvekkili tarafından yerine getirildiğini, kesin kabul tutanağının imzalanmış olmasının dahi tek başına tüm bu belgelerin sunulduğunun ve edimlerin eksiksiz olarak yerine getirildiğinin ispatı niteliğinde olduğunu, aksi durumda geçici ve kesin kabul tutanaklarının taraflarca imzalanamayacağını, bu durumda—–tutarında teminat alacağının oluştuğunu, bunun yanı sıra müvekkilinin davalı taraftan —.cari hesap alacağı bulunduğunu, bu alacağında imzalanan mutabakatlar ile sabit hale geldiğini, ödeme yapılması için davalı taraf ile pekçok kez sözlü olarak görüşülmüş olmasına rağmen davalının edimlerini yerine getirmediğini, bu yüzden gerek teminat gerekse cari hesap borcunun ihtar tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin davalıdan toplam —-.alacağının bulunduğunu belirterek davalının takibe itirazının iptaliyle %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili aleyhine tarafları ve konusu aynı olmak üzere —- ile mükerrer olacak şekilde takip başlattığını, davanın bu nedenle reddi gerektiğini, taraflar arasında ——sözleşmesi imzalandığını, geçici kabul şartlarıyla nakit teminatın iadesi koşullarının birbirinden ayrı hususlar olup sözleşmede öngörülen tüm şartlar yerine getirilmeden — geçici kabul yapılmasının teminat alacağını muaccel hale getirmeyeceğini, davacı tarafça aksi ileri sürülse dahi ilişiksizlik ve borcu yoktur yazıları temin edilmediği gibi temin edilmesinin de mümkün olmadığını, dolayısıyla müvekkiline teslim de edilmediğini, bu durumda nakit teminat kesintisi koşullarının oluşmadığını, vadesi gelmiş muaccel bir alacaktan bahsedilemeyeceğini, teminat konusu riskin devam ettiğinin sabit olduğunu, sözleşmenin 10.3 maddesinde işverenin alt işverenin sözleşmede istenilen şartları sağlayamaması durumunda teminat iadesini sözleşme şartlarının yerine getirilmesine kadar erteleyebileceğinin düzenlendiğini devamında—ilişiksiz yazısının işverene teslim edilmemesi durumunda teminat iadesi kesintisinin kesinlikle yapılmayacağının da kabul edildiğini, söz konusu yazıların müvekkiline hiçbir zaman ibraz edilmediğini, teknik zorunluluklar karşısında geçici kabulün yapılması gerektiğini, ilişiksizlik yazısı ibraz edilmeden geçici kabul yapıldığını, geçici kabul yapılması için öngörülen bir diğer şartın— borcu yoktur yazısının alınıp ibraz edilmesi olduğunu ancak davacının vergi borcu olduğu için bu yazıyı temin ve ibraz etmesinin hiçbir zaman mümkün olmadığını buna rağmen geçici kabulün yapıldığını, geçici kabulün nakdi teminatın iadesi koşullarının yerine getirildiğini ispat eden bir nitelik taşımadığını, sözleşmenin 14.maddesinde vergi ve mevzuat yükümlülüğünün düzenlendiğini, buna göre doğacak tüm vergisel yükümlülüklerin davacı şirkete ait olduğunu, bu konuda oluşan—- borcunun kuruma ödenerek —- edilmesi yönünde davacıya—ihtarnamesinin gönderildiğini ancak ödeme makbuzu sunulmadığını, bu durumunda geçici kabulün — borcu yoktur yazısı temin edilmeden yapıldığının ispatı niteliğinde olduğunu, bugün itibariyle dahi davacı tarafça belgelerin ibraz edilmediğini, davacının sözleşmenin 9.maddesindeki düzenleme gereği sunması gereken belgeleri ibraz etmediği gibi sözleşmenin 15.maddesi gereğince sunması gereken belgeleri de sunmadığını, işçilik alacaklarına ilişkin —kadar teminatın iadesi koşullarının oluştuğunun kabul edilemeyeceğini, aynı şekilde sözleşmenin 17.maddesiyle alt işverenin iş kazalarından ve 3.şahısların zararlarından sorumluluğunun düzenlendiğini, davacının bu madde de ki yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle davacı —— tarafından—-karar sayılı dosya kapsamında açılan dava nedeniyle —. ödeme yapılmak zorunda kalındığını, bu durumun dahi nakit teminatın iadesi koşullarının gerçekleşmediğinin göstergesi olduğunu, bu riskin işçilik alacaklarına ilişkin olarak zaman aşımı süresi olan 5 yıl süreyle de baki kalacağını, tüm bu açıklamaların cari hesap alacağı bakımından da geçerli olup taraflar arasında TTK anlamında——- niteliğini —— mutabakat formunun davacının alacağını ispata yeterli olmadığını, davacının dayandığı mutabakat formunda müvekkili şirketin kaşe ve yetkili imzasının bulunmadığını, müvekkili tarafından ödenen — davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının cari hesap borcundan mahsubunu talep ettiklerini, borç muaccel olmadan borçlu temerrüdü söz konusu olmayacağından davacının ihtar tarihinden itibaren faiz talebinin de kabul edilemeyeceğini, ortada alacağın muacceliyeti ve miktarı konusunda ihtilaf mevcut iken icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı ile aralarında imzalanan Alt İşveren Sözleşmesi kapsamında teminat iadesi ve cari hesap borcunun ödenmesi için davalı hakkında başlattığı ilamsız icra takibine davalının itirazının iptali istemiyle dava açmış, davalı taraf öncelikle icra takibinin mükerrer yapıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin— günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazların incelemesi yapılmıştır.
Mahkememizde açılan davaya konu —-getirtilerek incelenmiş, davacının davalı hakkında——–işlemiş faiz olmak üzere toplam —- tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinde —- sayılı dosyasıyla tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icra takibine girişildiğinin belirtildiği ve takip dayanağı belge olarak——— ihtarname, kesin kabul ve geçici kabul tutanağı, cari hesap mutabakat formu, —–, sözleşme ve ticari kayıtlara dayanıldığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın mükerrer takip iddiasına konu ettiği, —sayılı takip dosyası da getirtilmiş, incelenmesinden davacının —– dosya ile davalı hakkında ilamsız icra takibine giriştiği, icra takibinin konusunun—.asıl alacak,—-tarihine kadar olmak kaydıyla)işlemiş faiz olmak üzere toplam—tahsili olduğu, takip dayanağının 12/02/2019 tarihli ihtarname, kesin kabul ve geçici kabul tutanağı, cari hesap mutabakat formu, cari hesap dökümü, sözleşme ve ticari kayıtları olarak gösterildiği, ödeme emrinin tebliğiyle davalının takibe öncelikle yetki yönünden itiraz ettiği, — Dairelerinin yetkili olduğunu belirttiği, davalının yetki itirazı üzerine davacının talebi ile dosyanın gönderildiği ve — sayılı takip numarasını aldığı, bu dosyada —düzenlendiği, ödeme emrinde—.toplam alacak gösterildiği ve davalıya tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz dilekçesi sunduğu, icra müdürlüğünce 18/07/2021 tarihinde tekrar ödeme emri düzenlendiği, ödeme emrinin bu kez —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —asıl alacağın tahsili talebine ilişkin olduğunun belirtildiği, icra dosyası kapsamında bu ödeme emrinin tebliğine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığı, akabinde alacaklı vekilinin icra müdürlüğüne —- tarihinde talep açarak ödeme emrinin takip talebiyle uyumlu olarak —– —-.olarak düzenlenip yeniden takip borçlusuna gönderilmesini istediği, bu doğrultuda icra müdürlüğünce —- tarihinde düzenlenen ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yan—– sayılı takip dosyasında davalının itirazı üzerine bu takip dosyası yönünden itirazın iptali davası açmamış aynı alacak—- dosya ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla diyerek bu kez———dosyada davalı hakkında ilamsız icra takibine girişmiştir. Her iki dosyaya ait takip talepleri, takibin dayanağı belgeler ve talep edilen alacağın aynı olduğu belirlenmiştir. Esasen bu husus davacı yanın da kabulündedir .
HMK’nın 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir.Aynı dava konusunun ikinci kez mahkeme önüne getirilmesi halinde derdestlikten bahsedildiği gibi, aynı alacağın aynı şekilde takip konusu edilmesi halinde de derdestlikten ya da takibin mükerrerliğinden söz edilir. İİK’nin 68/1. maddesinde yer alan “…..alacaklı itirazın kendisine tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz” şeklindeki düzenleme ile itirazın hükümden düşürülmemesi halinde, ikinci kez ilamsız takip yapılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu hüküm kıyas yolu ile İİK 67. maddesine de uygulanmaktadır. Bu nedenle aynı alacakla ilgili takip yapıldığı takdirde bu takip itiraza uğramış ve itirazın kaldırılması veya iptaline ilişkin bir talepte bulunulmamış ise bu madde hükmüne istinaden yeni bir takip yapılamaz. ——- kararları)
Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce icra takibi yapılmış olduğu ve her iki takibin de aynı alacağın tahsili amacıyla yapıldığı —— dosyalarından anlaşılmaktadır. Daha sonra başlatılan— dosyasında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibe girişilmesi de sonucu etkilemeyecektir.—-Bu itibarla mevcut icra takibi var iken aynı konuda yeni bir icra takibi yapılması mümkün olmadığından mükerrer icra takibi nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, davacının kötü niyetli olduğu ortaya konulamadığından davalının kötü niyet tazminatı reddedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mükerrer icra takibi nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı —davacı tarafça peşin olarak yatırılan 9.360,09 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.180,19 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca— ücretinin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere e duruşma olarak katılan davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.