Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/457 E. 2022/738 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/457 Esas
KARAR NO: 2022/738
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 14/12/2021
KARAR TARİHİ: 24/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin——- alanında hizmet veren kuruluşu olduğunu, taraflar arasında —– tarihli taşıma sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereğince müvekkili şirketin davalıya ait taşıma işlemlerini gerçekleştirdiğini, davalı şirketin talebi üzerine verilen——- hizmeti neticesinde müvekkili şirketin davalı şirketten — alacağının bulunduğunu ancak davalının borcu ödemediğini, alacağın tahsili için davalı tarafa karşı ——- sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve hukuka aykırı itirazı sonucu takibin durduğunu, duran icra takibinin devam edebilmesi için işbu davayı açmak zaruriyeti doğduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalının haksız ve kötüniyetli borca, masrafa, faize ve tüm ferilerine itirazlarının iptalini, davalı aleyhine %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının açtığı davada haksız, mesnetsiz, hukuki temelden yoksun ve gerçeğe aykırı taleplerde bulunduğunu, müvekkili şirketin yurt dışındaki müşterisine gönderilmek üzere davacı tarafça ürünler alındığını ancak 3 hafta sonra ürünün müşteri tarafından alınmadığının fark edilmesi üzerine davacı tarafın yetkilileriyle irtibata geçildiğini ve ürünlerin depoda unutularak bozulmaya terk edildiğinin öğrenildiğini, müvekkili şirket müşterisinin malı almaktan vazgeçerek şirketleri ile iletişimi kesmesi ve müvekkilinin müşteri kaybetmesinin yanı sıra depoda bekletilen ürünlerin müvekkili tarafından ücreti ödenmek suretiyle iade alındığı ve imha edildiğini, davacı tarafça bu süreçte ne için kesildiği belli olmayan fahiş bedelli bir fatura kesildiğini, müvekkilinin itirazları sonucu söz konusu faturanın yanlışlıkla kesildiği ve iade faturası kesilmek suretiyle iade edildiğini, davacı tarafça alınmayan bir hizmet hususunda kötü niyetten bahisle icra inkar tazminatı talep edilmesinin abes olduğunu, talep edilen inkar inkar tazminatının da kabulünün mümkün olmadığını, taraflar arasındaki iyiniyetin davacı tarafça suistimal edildiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle dosyanın yetkisizlik nedeniyle reddini ve yetkili ———Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafça karşılanmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava—— tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu,—– tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı,—— tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyasının ilk olarak —-sayılı ilamı ile incelemeye alındığı, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davalının ikametgahının bulunduğu yerin ——- olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verildiği ve —– tarihinde kesinleşerek mahkememize tevzi edildiği anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu—— tarihli davanın konusuz kaldığına ilişkin beyanı incelendiğinde, tarafların sulh olduklarını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, karar verilmesine yer olmadığı kararının verilmesini, vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ettiği ve sulh protokolü sunulduğu görüldü.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde sulhe yetkisinin bulunduğu görüldü.
Taraflar arasında imzalanan ———- tarihli sözleşme, bir sulh sözleşmesidir.
Sulh, 6100 sayılı HMK 313. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargılaması devam eden bir davada tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla mahkeme huzurunda yapılmış olan sözleşme sulh olarak tanımlanabilir. Sulh sadece davacı ve davalının üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalar açısından söz konusudur.
Sulh, davayı sona erdiren ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuran bir taraf işlemidir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu 315. maddesinde sulhün davayı sona erdireceği, kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı düzenlenmiş olup, yine aynı maddede “Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmü yer almaktadır.
492 sayılı Harçlar Kanununun “Davadan feragat, davayı kabul veya sulh” başlıklı 22. Maddesinde “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmü gereğince alınacak harç miktarı yönünden ilk duruşmasının yetkisizlik kararı verilmeden önce yargılamanın başladığı mahkemede yapılmış olduğu dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması sebebi ile 6100 sayılı HMK m.313 ve devamı gereğince KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 22. Maddesine göre davada ilk celse sonrasında sulh dilekçesi sunulmuş olması dikkate alınarak, alınması gerekli maktu harcın(80,70 TL) üçte ikisi (2/3) olduğu anlaşılmakla; alınması gereken 53,8‬0 TL harcın davacı taraftan peşin olarak yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 5,50 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, kalan miktarın hazineye irad kaydına,
3-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin 660,00 TL’sinin davacı taraftan, 660,00 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına
5-Vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluklarında karar verilmiştir. 24/10/2022