Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/402 E. 2023/880 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/402 Esas
KARAR NO:2023/880 Karar
DAVA: Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/06/2022
KARAR TARİHİ: 29/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (——Üyeliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ——sayılı taşınmazda sahip olduğu— payını taşınmaz üzerinde bina yapılmak üzere kurulan — devrettiğini ve bu şekilde —– üye yapıldığını,—— kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak suretiyle üyelerinden ücret almaksızın tapu maliklerinin hak ettikleri daireleri vermek üzere faaliyet gösterdiğini, yüklenici sıfatıyla da davalı ———–ile anlaştığını, bu işlemleri yürütmek üzere kendisinin ve diğer hissedarların çoğunun —- vekaletname verdiklerini,—— kendisinin davet edildiğini 1’inde bizzat hazır bulunduğunu, ———üyeliğinin sona erdirildiğine dair herhangi bir karar bulunmadığını, ——üyesi olduğunun tartışmasız olduğunu, sonrasında davalı ——–tarafından —–tüm aktif ve pasifleriyle devralındığını, devir sözleşmesiyle —— mutabakat sağlandığını, aynı şekilde kardeşi —- açılan davada da mahkemenin, kardeşinin 4 daireye karşı hisse sahibi olduğu yönünde karar verdiğini belirterek davalı —–nezdinde 4 adet dairede hak sahibi olduğunun tespiti, dairelerin teslimi hukuken mümkün olmadığından müvekkilinin hak sahibi olduğu 4 dairenin dava tarihi itibariyle rayiç değerinin belirlenerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir daire için 500.000’er TL’den 2.000.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka kredi faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerini davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının sahip
olduğu tapu hissesini —– sattığını iddia ettiğini,tapu kayıtlarından anlaşıldığına göre davacının —- isimli şahsa gayrimenkul satışı hakkında vekaletname verdiğini bu şahsın —- satış yaptığını,—-müvekkili arasında birleşme sözleşmesi imzalanarak her iki ——– birleştirildiğini, birleşme sözleşmesine ek olarak tasdik edilen listede —– isimleri belirtilerek konut tahsisi yapılacağının, inşaatla ilgili tüm ödeme ve giderlerin davalı ———ortaklarına ait olacağının, ——- birleşme sonucu gelen 128 hissesinin bu giderlere katılmayacağının karara bağlandığını, davacının bu listede adının geçmediğini, birleşme sonrası inşaatın tamamlandığını, 128 dairenin iskan ve tapu giderleri hariç tüm masrafları karşılanarak 128 ortağa tahsis ve teslim edildiğini, bu şekilde itirazsız olarak 20 yıldan fazladır kullanıldığını, aradan geçen 21 yıl içinde davacı tarafça ———- karşı hiçbir talep ve başvuruda bulunulmadığını, davacı taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacının, davalı ———ile arasında hiçbir devir ilişkisi bulunmadığını, davacının taşınmazdaki hissesini satışının üzerinden 28 yıl geçtiğini, davacının katıldığını iddia ettiği genel kurul toplantısının üzerinden de 25 yıl geçtiğini, bu süre içinde hiçbir başvuruda bulunmayan kişinin ortaklık hakkı iddiasının iyi niyetten uzak olduğunu TMK 2 maddesine aykırı bulunduğunu, ayrıca davacının hissesini diğer ———- sattığını bu yüzden kendisine husumet yöneltemeyeceğini, davacının ———ortağı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiği beyan edilerek davacının haksız hukuka ve TMK 2 maddesine aykırı davasının reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, davacının davalı ——— 4 adet daireye ilişkin olarak üye olduğunun tespiti, 4 adet dairenin rayiç bedelinin belirlenerek davalıdan tahsili istemine ilişkindir.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 28/09/2022 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.—— dava konusu —– sayılı taşınmaza ait tüm tapu kayıtları tedavülleriyle birlikte getirtilmiş, davacının taşınmazda —-oranında pay sahibi olduğu,—- tarihinde davacı ve diğer bir kısım hissedarların paylarını ——- hissenin satılıp devredildiği anlaşılmıştır.—– tarihinde birleştiği ve birleşmeden önceki 2000 yılına ait 03/06/2001 tarihli son genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde, ——parselde malik olan bazı pay sahiplerinin isimlerinin yer aldığı, iki ———- birleşmesine ilişkin 03.08.2001 tarihli protokolde; dava dışı ——- verilmesinin kararlaştırıldığı, birleşme sözleşmesinin imzalanmasından sonra yapılan —–tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında — ortağa davetiye gönderildiğinin belirtildiği,bu toplantıda birleşme sözleşmesinin onaylandığı, toplantı hazerun cetvelinde yine —- ada 1 parselde malik olan bazı pay sahiplerinin isimlerinin yer aldığı ——-görülmüştür. Birleşme sözleşmesine ilişkin olarak sunulan tastikli listede —– tapudaki payı karşılığı —– tapudaki payı karşılığı 3 adet ve —–tapudaki payı karşılığı 3 adet daire verildiği, —-son olağan genel kurul toplantısı tutanağında — üyesinin bulunduğu, bu durumda bazı üyelere birden fazla üyelik ve dolayısıyla daire isabet ettiği anlaşılmıştır.Davacı vekili, müvekkilinin kardeşi ——- Esas sayılı olarak açılan dava dosyasına delil olarak dayanmış, bu davanın mahkememizde açılan davaya emsal teşkil ettiğinin bildirmiştir.—–dosyasının incelenmesinden davacısı —– olup davalı ——-aleyhine açılan davada davacının, hisse sahibi olduğu arsa üzerinde bir inşaat yapılması için —– amacıyla bedel ödemeksizin daire sahibi olmak üzere davalılardan —– vekalet verildiğini, davacının arsa payına dört bağımsız bölümün karşılık gelmesi gerektiğini,——-kurulduğunu, hazirun cetvellerinde adının üye olarak yer aldığını, davalı ———- bu ————– devraldığını, dairelerin verilmediğini ileri sürerek, dört daire için üyeliğinin tespitini, bunun mümkün olmaması halinde davalı —– vekalet yetkisini gereği gibi ifa etmemesi nedeniyle dairelerin rayiç bedelinin tahsilini dava ettiği, mahkemenin yargılama neticesinde davanın üyelik tespiti yönünden kabulüne, diğer taleplerin reddine karar verdiği, —- ilamıyla, davanın davalılardan —— bakımından vekalet sözleşmesine aykırı davrandığı iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin son celsedeki beyanının ne anlama geldiği, iddianın değiştirilip değiştirilmediği üzerinde durulmadan ve bu davalı bakımından somut gerekçesi gösterilmeden karar verildiği, dava dışı —— salt genel kurul hazirun cetvellerinde davacı adının yer almasının üyelik tespiti için yeterli sayılamayacağı, dava dışı ———–kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak ve davacının ——–kayıtlarından başka varsa diğer kayıtları ibraz ettirilerek davacının dava dışı ———– üye olup olmadığının tespit edilmesi, üyeliğinin sabit olması halinde ihraç ya da devir yoluyla sona erip ermediğinin, sona ermemiş ise bu üyeliğin 4 daire karşılığı olup olmadığının, eğer öyle ise 4 dairenin dava tarihi itibariyle rayiç değerinin tespit edilmesi, bu istek kalemlerinin ele alınıp tartışılması gerektiği belirtilerek kararın bozulduğu, Mahkemenin bozma ilamına uyarak bu kez davacının maliki olduğu taşınmazın diğer paylarla beraber 40.000,00 TL’ye satıldığı, bedelinin peşin alındığı, davalı ————- vekilince, satış bedelinden davacıya isabet eden bölümünün değeri olan 2.666,00 TL’nin davacıya elden ödendiğinin savunulması karşısında davacının bunu kabul etmediği, davalı ——- davacıdan sadece taşınmazın satışında vekil olarak hareket etmek üzere vekalet aldığı,—- birleştiği, birleşme sözleşmesinin —- da onaylandığı, bu genel kurul toplantısına ait hazirun cetvelindeki —– arasında davacının adının bulunmadığı, dolayısıyla devralan davalı ——– ile davacı arasında ortaklık ilişkisinin de kurulmadığı, davacının devreden ya da devralan ————- ortak olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın tazminat yönünden kısmen kabulü ile davalı —- tahsil ettiği —- tazminine karar verdiği, davacı tarafın temyizi üzerine kararın —– sayılı karar ile —-Davacı, pay sahibi olduğu —- taşınmazdaki — hissesinin devir ve temlikine ilişkin davalı —-tarihli vekaletname vermiştir. Davalı —-da, tapuda resmi satış yoluyla bu vekaletnameye dayanarak, davalının payını —— devretmiştir. Taşınmaza ilişkin tapu kaydına göre, davacı dışındaki diğer pay sahipleri olan dokuz kişinin de paylarını aynı tarihte dava dışı bu ——— devrettikleri sabittir. —- davalı —– tarihinde birleştiği ve birleşmeden önceki son genel kurul toplantısının hazirun cetvelinde, ——- isimlerinin bulunduğu ve üyelik sayılarının, taşınmazdaki pay oranlarına göre değişiklik gösterdiği görülmektedir. Yukarıda anılan iki ———– birleşmesine ilişkin —- tarihli protokolde; dava dışı —- verilmesi hüküm altına alınmıştır. Gerçekten —– son yapılan olağan genel kurul toplantısı tutanağından —– üyesinin bulunduğu görülmekte olup, bu durumda bazı üyelere birden fazla üyelik ve dolayısıyla daire isabet ettiği anlaşılmaktadır. Davacı ise,——– ait olmakla beraber tarihleri tespit edilemeyen genel kurul hazırun cetvellerine göre birleşme tarihine kadar yapılan toplam —- toplantısından yedi tanesine davet edilmiş, birinde de hazır bulunmuştur. Bu durumda, gerek ——-parseldeki davacı dışındaki pay devri yapan diğer paydaşlardan bazılarının davalı —– üye olarak kabul edilmiş olması, gerekse de davacının düzenli olarak ———davet edilmesi ve davacının üyelikten çıkarıldığına veya çıktığına ilişkin bir iddia ileri sürülüp kanıtlanamaması karşısında, artık davacının davalı —— üye olarak kabul edildiği benimsenmeli ve buna göre hüküm tesis edilmelidir. Zira, inşaatın bulunduğu—- sayılı taşınmaz maliklerinin paylarını —– devrettikten sonra,——- arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş, inşaat bu pay devirlerine istinaden yapılmış ve sonuç olarak da her iki ———birleşmiştir.Davacının, ———-üyesi olduğunun kabulü gerekmekle birlikte, davacı ile aynı konumda bulunan diğer pay sahiplerinin durumu da özellikle —-maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi esasıyla incelenerek, davacının devrettiği paya karşılık kaç adet üyelik sahibi olduğunun araştırılmasında zorunluluk bulunmaktadır.Dosya kapsamından ise bu hususta hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadığı görülmüştür. İzah edilen sebeplerle, yukarıda belirtilen yönde tespit yapılarak davacıya ait olduğu saptanacak üyelik adedinin belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” denilmiştir. Dosyanın bu kez Mahkemenin——–kaydının yapıldığı, yürütülen yargılama neticesinde bozmaya uyularak, davacıya üyeliği nedeniyle 4 daire verilmesi gerektiği, ancak 4 adet dairenin hangi blokların hangi dairelerinden verileceği hususu dosya kapsamında belirli ve belirlenebilir olmamakla——– bloktan oluşan toplam—– adet ——— tüm dairelerinin dava tarihi itibariyle değerinin bulunup akabinde beher daire ortalama bedelinin de davacıya ait olması gereken 4 daire bedeliyle çarpılması sonucunda ortaya çıkan 332.500,00 TL bedelin ıslah tarihinden işleyecek faiziyle davalı kooperatiften tahsili gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, bu kararında davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine —— Hükmü temyiz eden davacı vekili tarafından ibraz edilmiş 25.05.2007 tarihli dilekçe içeriğinde dairelerin verilemeyeceğinin tespiti halinde rayiç bedellerinin faiziyle tahsilinin hüküm altına alınması talep edilmiş olmakla, bu dilekçenin ıslah mahiyetinde olduğu tartışmasızdır.Yine davacı vekilince ibraz edilmiş olan 09.03.2021 tarihli dilekçe kapsamında ise, yapılan bedel tespiti neticesi harç tamamlama işlemi söz konusu olup, mahkemece tahsiline hükmedilen bedele 25.05.2007 tarihli ıslah dilekçesinden itibaren faiz işletilmesi gerekmekte iken faizin başlangıcının 09.03.2021 günü olarak tespiti doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK’nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün —– no’lu bendinin ikinci paragrafında yer alan —-ibareleri hükümden çıkartılarak, yerine —–ibarelerinin yazılmasına ve hükmün değişik bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA” karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasına sunulan —— cetvelleri incelendiğinde birleşme sözleşmesinin imzalandığı tarihe kadar yapılan toplam —-adet genel kurul toplantısından yedi tanesinde davacının adının yer aldığı, —- yılına ait genel kurulda hazır bulunduğu görülmüştür.Davalı ———- ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenmesi için dosya bilirkişi heyetine verilmiş alınan ——tarihli raporda davacının, tarihleri tespit edilemeyen, fakat dava dışı—– tanesinde isminin yer aldığı, bunlardan birisinde de hazır bulunduğu, davacın bu dava dışı kooperatiften çıkarıldığına veya çıktığına ilişkin bir iddia ve belgenin dosyada bulunmadığı, bir süre boyunca davacının genel kurullara davet edildiği, daha sonra, dava dışı —– tüm aktif ve pasifleriyle davalı—–tarafından devralındığı, davacının, dava dışı devredilen——üyeliği bulunduğuna göre, bu ———- devredilmesi ile birlikte, devralan davalı—– de üyeliğinin devam edeceği, ayrıca —– parselde davacı haricinde pay devri yapmış olan diğer paydaşlardan bazılarının davalı—— üye olarak kabul edilmesinin davacının da davalı —– üye olduğunun kabulünü gerektirdiği, aynı hususun, davacı ile aynı konumdaki —– davalı—–arasında görülen, —–tarihli kararı ile bozulan ve bozmaya uyularak verilen —— tarihli kararında da yer aldığı belirtilerek davacının, davalı —-üyeliğinin bulunduğu yönünde görüş sundukları, bunun yanı sıra dava dışı ——– birleşmesine ilişkin —-tarihli protokolde, dava dışı —– verilmesinin kararlaştırıldığı, dava dışı —–birleşmeden önceki son genel kurul toplantı tutanağında — üyesinin bulunduğu dolayısıyla dava dışı —- bazı üyelerine birden fazla üyelik ve daire isabet etmesi gerektiği, davacının —— Sayılı dosyasında açılan davada mahkemenin dört daireye karşı hisse sahibi olduğunun kabulü ile karar verdiğini belirterek, davalı —— adet dairede hak sahibi olduğunun tespiti, hak sahibi olduğu — dairenin dava tarihi itibariyle rayiç değerinin belirlenerek, davalıdan tahsili talebinin mevcut olduğunu, ancak davacının sahip olacağı — adet ortaklığın hangi dairelere ait olacağı hususunun dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılamadığını,bu durumda dairelerin değerinin belirlenmesinde uygulanması gereken yolun —– tahsis edilmiş bulunan dairelerin toplam değerinin —— adet daireye bölünmesi suretiyle bulunacak olan daire bedelinin daire adedi ile ( yani 4 sayısı ile ) çarpılması sonucunda bulunacak olan daire bedeli olması gerekeceğini, aynı hesaplama yöntemi ile, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde karara bağlanmış olduğu belirtilerek emsal gösterilen, —– dosyasında da —- hak sahibi olduğu 4 dairenin, dava tarihi —— yılı itibariyle değerinin hesaplandığını, bahsedilen hesaplama yönteminin kararda aynen kabul edilmiş olduğunu, ancak —- itibariyle takdir edilen bedellerin, endeksler ile —— olan dava tarihine çekilerek güncellenmesinin, gerçek bedeli yansıtmayacağı kanaatine varıldığını, dava tarihi —-itibariyle 1 dairenin ortalama bedelinin – olduğu dikkate alınarak bu bedel, —- endeksleri ile güncellendiğinde;——–yaptığını, —- tarihi itibariyle, dava konusu sitede bu bedelden satılık daire olmadığının bilindiğini, bu sebeple emsal araştırması yapılarak ortalama daire değeri takdir edileceğini, ancak güncel —- emsallerin de yine aynı şekilde, endeksler ile—– olan dava tarihine çekilmesinin hatalı olacağını zira bu sefer de, konut fiyatlarının,——boyunca devam eden olağan üstü artışının göz ardı edilmiş olacağını, bu sebeple, —- tarafından açıklanan konut fiyat endeksi dikkate alınarak, bulunan emsal konut satış fiyatlarının —- olan dava tarihine çekileceğini, bu sebeple —— tarafından açıklanan verilere göre;”—– konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, —- ayında bir önceki aya göre, sırasıyla yüzde —– oranlarında artış gözlenmiştir. —- bir önceki yılın aynı ayına göre, —–oranlarında artış göstermiştir.” Bir başka deyişle,—— geçen sene aynı aya göre, yaklaşık ortalama %85,1 oranında artış gösterdiğini, itibarlı internet sitelerinde yapılan araştırmada, dava konusu sitede çok fazla satılık daire bulunmadığı ve satılık dairelerin ortalama değerinin 10.000.000 TL olduğunun görüldüğünü, bu bedel ——olan dava tarihine çekildiğinde yaklaşık 7.150.000 TL gibi bir bedel ortaya çıktığını, bu bedelin, konut fiyatlarının, 2022 yılı son yarı ve 2023 yılı boyunca devam eden olağan üstü artışı sebebiyle gerçekçi olmadığını, bu sebeple, satılık dairelerin ortalama değerinin 10.000.000 TL olduğu ve konut fiyat endeksinin İstanbul’da %85,1 oranında artış göstermesi dikkate alınarak, 03.06.2022 olan dava tarihi itibariyle 1 adet dairenin ortalama değerinin 10.000.000 TL / 1,851=5.400.000 TL olarak tespit ve takdir edildiğini, davacıya ait olmasına karar verilmesi halinde, 4 adet dairenin, dava tarihi 03.06.2022 itibariyle değeri:5.400.000 TL x 4 daire= 21.600,000TL olarak hesap edildiğini belirttikleri anlaşılmıştır. Davacı tarafça bilirkişi raporunda tespit edilen değere itiraz edilerek emsal satışların dikkate alınması talep edilmiş ise de davacı vekilinin dosyaya sunduğu emsallerin tamamının 2023 yılına ait oldukları bilirkişi tarafından doğru hesaplama yönteminin kullanıldığı kabul edilmeyerek davacının ek rapor talebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekili tarafından da bilirkişi heyeti raporuna itiraz edilmiş ve uzman görüşü sunulmuş ise de alınan rapor dosya kapsamında toplanan delillerle uyumlu gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce yeterli kabul edilerek hükme esas alınmıştır. Davacı vekili ıslah dilekçesi sunmuş müvekkilinin davalı ———nezdinde hak sahibi olduğu 4 adet dairenin bedeli olarak talep edilen 2.000.000,00 TL alacaklarını 19.600.000,00 TL arttırarak toplam 21.600.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka kredi faiziyle birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ıslah talebine karşı da zamanaşımı savunmasında bulunmuştur.Davacı tarafça mahkememizde açılan dava ile davalı —– üyesi olduğunun tespiti ile hissesine düşen dairelerin rayiç bedelinin belirlenerek davalı tarafından ödenmesi talep edilmiştir. —– karar sayılı kararında dosya davalısı tarafından ileri sürülen zamanaşımı itirazı değerlendirilmiş ve kararda aynen “….Dava, ————–üyeliğinin devri işleminin iptali ile üyeliğin tespiti, bunun mümkün olmaması halinde üyelik bedelinin tazmini istemine ilişkindir.——–kararında belirtildiği üzere; tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı davalarda olduğu üzere, üyelik sıfatının devamına ve üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan, diğer anlatımla üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlıklarda üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemez. Somut olayda talep, üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili olmayıp, tahsis hakkına dayalı olduğundan zamanaşımı süresi işlemeyecektir. Bu nedenle davalının bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekir.” denilmiştir. Mahkememiz dosyasında da davacı tarafından davalı ——– üye olduğunun tespiti ve hak sahibi olduğu dairelerin rayiç değerinin davalı tarafından ödenmesi talep edilmekte olup üyenin parasal yükümlülüklerine ilişkin bir talep söz konusu olmadığından davalı yanın zaman aşımı itirazı yerinde görülmemiştir.Mahkememizce yürütülen yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi heyeti raporu,—– sayılı dava dosyası içeriği bir arada değerlendirildiğinde davacı ile birlikte bir kısım hissedarların —–sayılı taşınmazdaki hisselerini—–sattıkları , toplam —–satılıp devredildiği,hissesini satan kişilerin ——— üye oldukları ,——— tarihinde birleştiği ve birleşmeden önceki —– tarihli son genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde de —- parselde malik olan bazı pay sahiplerinin isimlerinin yer aldığı, iki ——— birleşmesine ilişkin —–tarihli protokolde; dava dışı —— verilmesinin kararlaştırıldığı, birleşme sözleşmesinin imzalanmasından sonra yapılan —– tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında 99 ortağa davetiye gönderildiğinin belirtildiği,bu toplantıda birleşme sözleşmesinin onaylandığı, toplantı hazerun cetvelinde yine —- parselde malik olan bazı pay sahiplerinin isimlerinin yer aldığı —– birleşme sözleşmesine ilişkin olarak sunulan tastikli listede —– tapudaki payı karşılığı 3 adet, —- tapudaki payı karşılığı 3 adet ve —— tapudaki payı karşılığı 3 adet daire verildiği,—-parseldeki davacı dışındaki pay devri yapan diğer paydaşlardan bazılarının davalı —– üye olarak kabul edildikleri, davacının düzenli olarak —— davet edildiği ve davacının üyelikten çıkarıldığına veya çıktığına ilişkin bir iddia ileri sürülmediği gibi delilde sunulmadığı dolayısıyla artık davacının davalı ————– üye olduğunun kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davacının bir diğer talebi ise hissesine düşen dairelerin rayiç bedelinin belirlenerek davalı tarafından ödenmesine ilişkindir. Davacının emsal olarak dayandığı —— dava dosyasında davacının kız kardeşi tarafından dava açılmış olup ileri sürülen iddia ve talepler aynıdır. Bu dosyada düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek verilen kararın—– denetiminden geçerek onandığı görülmüştür. Mahkememiz dosyasında alınan bilirkişi raporunda da aynı hesaplama biçimi benimsenmiş ve davacıya dört adet daire karşılığı ödenmesi gereken tutar hesap edilmiştir. Davacının taşınmazdaki hisse oranı ile , —- parselde malik olup payını devreden pay sahiplerine birleşme sözleşmesine ilişkin olarak sunulan tastikli listeye göre tapudaki payları karşılığı daire verilmiş olması bir arada değerlendirildiğinde davacıya 4 adet daire verilmesi gerektiği , bu hususta bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğu kabul edilerek davanın ıslah edilen haliyle kabulüne, davacının davalı ————– üyesi olduğunun kabulü ile —- davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, hükmedilen tutarın—- dava tarihi olan —- tarihinden itibaren, kalan —- ıslah tarihi olan —- tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN ISLAH EDİLEN HALİYLE KABULÜNE,
Davacının davalı ——— üyesi olduğunun kabulü ile ——— davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Hükmedilen tutarın 2.000.000,00 TL’sine dava tarihi olan 03/06/2022 tarihinden itibaren, kalan 19.600.000,00 TL’sine ıslah tarihi olan 09/11/2023 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
2-Karar harcı 1.475.496 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 34.155,00 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 334.719,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.106.622 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 34.155,00 TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 334.719,00 TL harç toplamı 368.874,00 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk masraf, 399,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 6.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.491,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5- Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 520.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2023