Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/389 E. 2023/755 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/389
KARAR NO : 2023/755

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2022
KARAR TARİHİ : 18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete bu ticari ilişkisinden kaynaklanan 969.247,35 TL borcunun bulunduğunu, davalının tüm uyarılara rağmen borcunu ödemediğini, bu nedenle müvekkili şirket alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine —–İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takibe, borca ve ferilere haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini, davalının itirazlarının haksız ve dayanaksız olduğunu, yapılacak inceleme neticesinde müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğunun anlaşılacağını, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak yapılan görüşmeler sonucunda anlaşma sağlanamadığını, bu nedenle davalının——. İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile müvekkili arasındaki ticari ilişkinin gerçek olduğunu, bu bağlamda alınan hizmet ve mallar karşılığı olarak ödemelerin de düzenli bir şekilde davacı tarafa müvekkili tarafından yapıldığını, müvekkili şirketin davacı şirkete iddia edildiği gibi 984.065,93 TL borcunun bulunmadığını, bu hususun müvekkili ticari defterleri incelendiğinde de açıklığa kavuşacağını, varlığı şüpheli olan, bilirkişi incelemesi yapıldığında varlığı ya da miktarı hesaplanabilecek olan, likit olmayan bir alacak iddiası için icra inkar tazminatı talebinin kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, İİK 67 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı mahkememizde açtığı davada, davalı ile aralarında mal ve hizmet alımına dayalı olarak ticari ilişki bulunduğunu, davalının bu ilişkiden kaynaklı borcunu ödemediğini, bu yüzden davalı hakkında başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı ise taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte alınan hizmet ve mal karşılığının düzenli bir şekilde davacı tarafa ödendiğini, borcu bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 12/10/2022 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma faaliyetinden sonuç alınamadığından uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
—-İcra Müdürlüğü —–sayılı takip dosyası getirtilmiş ,davacının davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı yanın 2021-2022 yılları ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde resen seçilecek mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle cari hesaba dayalı olarak talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti ile davalının alınan hizmet ve mal karşılığının davacı tarafa ödendiği savunması üzerinde durulup ödemenin davalı tarafın defterlerinde tespiti yönünde rapor düzenlenmesi için —– ATM’ye talimat yazılmış, talimat mahkemesi aracılığı ile alınan bilirkişi raporunda davalının ticari defterlerinde davacı ile ticari ilişkisini takip ettiği cari hesap muavin dökümünde 15/10/2021 tarihi itibariyle takipte talep edilen asıl alacak tutarı kadar borçlu göründüğü belirlenmiştir.Davacı yanın 2021-2022 yıllarına ait ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde mahkememiz aracılığı ile inceleme yaptırılıp daha önce davalı yanın ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesi alınan rapor da değerlendirilerek davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarının belirlenmesi, takipte talep edilen işlemiş faiz yönünden davacı vekilinin sunduğu dilekçe eki tabloda incelenerek davacının işlemiş faiz talebinin raporda değerlendirilmesi ve hesaplamanın yapılması yönünde rapor düzenlenmesi için dosya mahkememizce mali müşavir bilirkişiye verilmiş alınan 28/06/2023 tarihli raporda davacı Şirketin incelenen ticari defter kayıtları ile talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda yer verilen davalı şirket ticari defter kayıtları karşılaştırıldığında, davacı Şirketçe davalı Şirket adına 2021 yılında düzenlenen tüm satış faturalarının ve davalı şirketçe davacı Şirkete ön ödeme olarak ileri vadeli çeklerle yapılan ödemelerin taraflar arasında herhangi bir mutabakatsızlığa sebebiyet vermeyecek ve tam bir karşılıklılık içerecek şekilde kayıtlı oldukları, tarafların hem 1.019.764,47 TL olan Genel Borç/Alacak Bakiyesinde hem de 15.02.2022 takip tarihi itibarıyla, takip konusu yapılmış vadesi dolmuş faturalar yönünden 15.10.2021 tarihinde mevcut 969.247,35 TL BORÇ/ALACAK bakiyesinde mutabık durumda oldukları, davacı Şirket tarafından davalı Şirket adına düzenlenmiş ve davalı Şirketçe herhangi bir yasal nitelikli itiraza konu edilmeyerek ve benimsenerek kaydedilmiş takip/dava konusu alacağın dayanağı faturaların münderecatları itibarıyla kesinleşmiş oldukları sonuç ve kanaatine varıldığı raporda açıklanmıştır. Bilirkişi tarafından takipte talep edilen işlemiş faiz de incelenmiş ve davacı Şirketçe davanın dayandığı takibe konu edilen faturalarına istinaden ve davacının belirttiği gibi faturaların 4 aylık vadelerde ödeneceğinin kabulüyle, faturaların vade tarihlerinden takip tarihine kadar TTK.1530/4 maddesinde düzenlenen temerrüt faiz (Değişen Oranlı) faiz oranı üzerinden, talep edilebilecek işlemiş faiz tutarları belirlenmiştir.Yapılan yargılama toplanan deliller alınan bilirkişi raporları ile taraflar arasında ticari satış ilişkisi bulunduğu davacının davalıya mal satıp teslim ettiği, taraf defter kayıtlarının birbiri ile mutabık olup davacının düzenlediği faturaların davalı defterlerinde itiraz edilmeden kayıt altına alındığı, davalının kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle takipte talep edilen miktarda davacıya borçlu göründüğü davalının ödeme savunmasını ispatlayamadığı sonucuna varılmıştır. Davacı takipte aynı zamanda işlemiş faiz talep etmiş , davalı tarafça işlemiş faiz talebine itiraz edilmiş ve iş bu davanın konusu olmuştur. Yargıtay —–Hukuk Dairesinin—- Sayılı kararına konu olayda “….İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların kayıtları karşılaştırıldığında takibe dayanak yapılan 31.12.2011 tarih 2.664.504,90 TL bedelli ve 30.07.2012 tarih 1.433.095,55 TL bedelli 2 adet faturanın davalıların ortağı olduğu iş ortaklığının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, 3.500.000,00 TL ödeme bakımından da taraf kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacı tarafça düzenlenen faturaların tamamının mal satımına ilişkin olduğu, taşeronluk ile ilgili olmadığı, faturaların ortaklığın defterlerinde de mal satışı olarak kabul edilip defterlere işlendiği taraf kayıtları arasındaki uyuşmazlığın 09.08.2012 tarih ve 2.075.593,98 TL bedelli faturadan kaynaklı olduğu, davalı taraf vekilleri bu işlemin dava dışı —- firması tarafından iş ortaklığı adına kesilen 3 adet fatura olduğunu ileri sürdüğü, —-firmasınca düzenlenen fatura bedelleri toplamının 2.075.593,99 TL olduğu, ortaklık kayıtlarında—–yevmiye no.lu kaydın davacı taraf faturasıyla birebir aynı tutar olmasına karşın, dava dışı şirkete ait 3 adet fatura bedelinin toplamının ise 1 kuruş farklı olduğu, mahsup fişindeki tutar ile ticari defterlerdeki tutarın farklı olmaması gerektiği, iş ortaklığına ait Ağustos 2012 dönemi BA formunda 1.758.977,00 TL olarak davacı adına bildirim yapıldığı, birbirini doğrulayan defter kayıtları uyarınca taraflar arasında satım akdine dayalı olarak kurulan ticari ilişki neticesinde davacının takibe dayanak yaptığı faturalardan ötürü takipte talep edilen tutar kadar 2.673.194,43 TL alacağının olduğu, davacı tarafından takip öncesinde davalılara 26/11/2014 tarihli ihtarnamesi gönderilerek faturadan doğan alacağın 7 gün içinde ödenmesi talep edildiği, ihtarname davalılara 05.12.2014 tarihinde tebliğ edildiği, verilen süre gözetildiğinde davalıların 13.12.2014 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, ancak takibin 12.12.2014 tarihinde başlatıldığı, takip öncesinde davalıların temerrüdünün gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne takibe itirazın kısmen iptaline, takibin 2.673.194,43 TL üzerinden devamına, icra inkar tazminatına, davalıların kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
—–Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalılar, davacının düzenlemiş olduğu faturaları işçilikli kesmesi gerekirken, —– prim, vergi ve stopaj düzenlemelerinden kaçmak için faturaları işçilik bedelleri olmaksızın kestiğini beyan ettiği, bu konuda davacı ve davalı arasında yapılmış bir sözleşme bulunmadığı, davalının öncelikle bu konuda yapılmış bir sözleşmenin varlığını ispatlaması gerektiği, davacının, fatura düzenlenmesi ve tebliğ edilmesi ödeme talebini içermedikçe temerrüt oluşturmayacağı, TBK’nın 117/1 maddesi uyarınca muaccel borcun borçlusu alacaklının yöntemine uygun ihtarıyla temerrüde düşeceği, somut olayda davacı şirket tarafından düzenlenen 3 adet faturada fatura bedelinin ödenmesi yönünde bir talep bulunmadığından soyut fatura tebliğinin de temerrüt oluşturmayacağı gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.1- Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunmuş, İlk Derece Mahkemesince davacının işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf kanun yolu başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince esastan red edilmiştir.
6102 sayılı TTK 1530/4-a maddesinde, sözleşmede ödeme günü veya süresinin belirtilmemesi veya belirtilen sürenin beşinci fıkra hükümlerine aykırı olması durumunda faturanın veya eş değer ödeme talebinin borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda borçlunun ihtara gerek kalmaksızın mütemerrit sayılacağı ve alacaklının faize hak kazanacağı düzenlenmiştir. İcra takibinde istenen işlemiş faizin, açıklanan yasa hükmü kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davalı temerrüdünün gerçekleşmediği gerekçesiyle işlemiş faiz yönünden fazlaya ilişkin istemin reddi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA,” demek suretiyle ticari satış ilişkisinde de TTK 1530/4 maddesinin uygulanacağını kabul etmiş olduğundan davacının takipteki asıl alacak tutarı için ayrıca işlemiş faiz talep edebileceği mahkememizce kabul edilmiş bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya itibar edilip davacının takipteki talebiyle bağlı kalınarak davanın kabulüne, davalının—-. İcra Müdürlüğü’nün —– sayılı takip dosyasındaki itirazının iptali ile takibin aynen devamına, ve alacağın likit olup davalı itirazında haksız olduğundan hükmedilen tutarın %20’si oranında 196.813,18 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-1-DAVANIN KABULÜNE,
Davalının —-. İcra Müdürlüğü’nün—— sayılı takip dosyasındaki itirazının iptali ile takibin aynen devamına,Hükmedilen tutarın %20’si oranında 196.813,18 TL icra inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine
2-Alınması gereken 67.221,54 TL harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 11.885,06 TL harcın mahsubu ile bakiye 55.336,48 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 11.885,06 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 138.247,25TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk masraf, 744,00 TL tebligat, talimat ve müzekkere gideri, 5.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.836,20 TL yargılama giderin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6- Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.