Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/385 E. 2023/388 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/385 Esas
KARAR NO: 2023/388
DAVA: Kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali , kooperatif üyeliğinin tespiti olmadığı takdirde alacak
DAVA TARİHİ: 30/05/2022
KARAR TARİHİ: 17/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali,kooperatif üyeliğinin tespiti olmadığı takdirde alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkillerinin babaları ——–üyeliklere kabul edildiğini ve davalı ——– ortağı olduklarını, annelerinin— tarihinde vefatı ile müvekkillerinin —— üyeliklerdeki haklarının babaları lehine tescil edilmesine muvafakat ettiklerini kooperatife bildirdiklerini,——— tarihinde de babalarının vefat ettiğini, geriye müvekkillerinin mirasçı olarak kaldıklarını, kooperatif ana sözleşmesi —– uyarınca tüm hak ve yükümlülüklerin mirasçılar olarak müvekkillerine geçtiğini, müvekkillerinin kooperatif ortaklığından kaynaklanan haklara el birliği mülkiyetiyle sahip olduklarını, kooperatif ortağı olmanın gerektirdiği tüm yükümlülükleri yerine getirerek aidatlarını ödediklerini, bir dönem ödemede gecikmeye düştüklerini, davalı kooperatifin ———üyelikler bakımından yalnızca müvekkillerinden —– ismine yer verilerek üyelikten ihraç kararı alındığını, kararın müvekkili —-usulsüz olarak tebliğ edildiğini, diğer iki müvekkiline tebligat yapılmadığını, dolayısıyla alınan ihraç kararının el birliği mülkiyeti hükümlerine tabi olarak hak sahibi olan müvekkilleri yönünden mutlak butlanla batıl olduğunu, ihraç kararına dayanak ihtarnamenin usulsüz olarak tebliğ edildiğini, ihtarnamenin tüm müvekkillerine gönderilmemiş olması nedeniyle de hukuka aykırı ve iptale tabi olduğunu, ihraç kararı genel kurulda verilmiş olsa dahi iptali için açılacak davada sürenin ihraç kararının tebliğinden itibaren başladığını, söz konusu ihraç kararının müvekkillerinden ——usulsüz tebliğ edildiğini, diğer müvekkilerine ise hiç tebliğ edilmediğini, müvekkillerinin her bir üyelik üzerinde el birliği mülkiyeti hükümlerine göre hak sahibi olduklarından dava açma süresinin başlamadığını, davanın süresinde açıldığını, ihraç kararının tüm müvekkilleri hakkında alınmış olması gerekirken tek bir müvekkili hakkında alınan kararın da mutlak butlanla batıl olduğunu, ———— hükümlerinin müvekkilleri yönünden tam olarak yerine getirilmediğini bu yüzden müvekkillerinin kooperatif üyesi olduklarının tespitine karar verilmesi gerektiğini, parasal yükümlülüklerin yerine getirilmesine dair düzenlenen ilk ve ikinci ihtarnamelerin de yasal şartları taşımadığını, davalının eşitlik ilkesine aykırı hareket ettiğini, ödemesini yapmayan bir kısım ortakları ödemelerini tamamlamaları kaydıyla yeniden üyeliğe kabul edip ihraç kararını ertelediğini, müvekkilleri yönünden ise geriye dönük tüm borçların ödenmiş olmasına rağmen yeniden üyeliğe kabul yerine ihraç kararı verildiğini, davalının bu tutumunun eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ihraç kararının hukuka uygun olduğu kabul edilse dahi müvekkillerine çıkma paylarının ödenmesi gerekeceğini, çıkma payına dair taleplerinin terditli olduğunu belirterek müvekkillerinin kooperatiften ihracına ilişkin 23/02/2020 tarihli ihraç kararının gerek mutlak butlanla batıl olması gerekse iptali kabil bir karar olması nedeniyle iptaline ve müvekkillerinin davalı kooperatifin—— üyeliklerde el birliğiyle ortak olduklarının tespitine, bu talep kabul görmezse her bir üyelik için 5.000’er TL.den 15.000 TL.çıkma payının ihraç kararının verildiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile miras payları oranında müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ———– ölen ortağın durumu ve ortaklığın devri hususlarının düzenlendiğini, mirasçılar arasında el birliği mülkiyeti geçerli olup bu yüzden ödeme ihtarı ve ihraç kararının tüm mirasçılara tebliğinin zorunlu olduğu iddiasının hukuki dayanağının bulunmadığını, ortak olan kişinin vefatı halinde mirasçıların veraset ilamını ibraz ederek aralarından seçtikleri bir temsilciyi kooperatife bildirmekle yükümlü olduklarını, davacıların bu yükümlülüğe aykırı davrandıklarını, müvekkilinin aksi yönde bir yükümlülüğü bulunmadığını, ana sözleşmenin 15.maddesiyle yasal temsilcinin bildirilmemesi halinde müvekkiline tasfiye imkanı verilmiş iken bu hakkın kullanılmayıp toplantılara söz konusu üyelikleri temsilen katılan, hazerun cetvellerini imzalayan ve üyeliklere ilişkin olarak müvekkiline beyanda bulunan ——– yasal temsilci kabul edilerek tüm bildirimlerin bu kişiye yapılıp adresinde uygun olarak tebliğ edildiğini, aksi iddianın kötü niyet oluşturduğunu, kooperatif aidatlarının ödenmemesi nedeniyle bu davacıya —– ihtarnamenin tebliğ edildiğini, —– ihtarnamenin ise mevcut adresine tebliğe gönderildiğini ancak adres değişikliği nedeniyle tebliğ edilemediğini, —— tarafından müvekkiline adres değişikliğinin bildirilmediğini, bu durumda müvekkilinin adres araştırma yükümlülüğü ve yetkisinin olmadığını, —- tarafından yeni adresin bildirilmesi üzerine 2.ihtarın tebliğ edilmiş olduğunu, Kooperatifler —-maddesine göre iş bu davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını,—— kendi adına asaleten diğer davacıları temsilen müvekkiline hitaben yazdığı ——- tarihli dilekçeleriyle de ihraç kararından haberdar olduğunun anlaşıldığını, bu beyanlarının da yasal temsilci gibi hareket ettiğini ortaya koyduğunu, dava dilekçesindeki aksi iddiaların kabul edilemeyeceğini, ihraç kararına esas ihtarnamelerin yasal şartları taşıdığını, müvekkiline olan borcun tamamının ödendiği iddiasının doğru olmayıp davacıların bir kısım ödemeyi ihraç kararından sonra yaptıklarını, bir kısmının ise halen ödenmediğini, ihraç kararından sonra yapılan ödemelerin hiçbir önemi bulunmadığını, —– gereği ortaklığı sona erenlerin ayrılma nedenlerinin ortadan kalkması halinde yeniden ortaklığa kabul edileceğini, genel kurul kararı ile ortaklıktan ihraç edilen ——borcunun tamamının oğlu tarafından ödendiğini ve ayrılma nedeninin ortadan kalktığını, bunun üzerine şahsın kooperatif üyeliğine kabul işlemi genel kurulca gerçekleştiğini, ancak davacıların ihraç ihtarnamelerinde belirtilen tüm borçların ödenmediğini, eşitlik ilkesine aykırılığın söz konusu olmadığını, çıkma payının ise ancak yasada öngörülen şekilde hesaplanabileceğini, davacıların çıkma bedelinin belirlenme usulünü değiştirebilmesinin de hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile davalı kooperatifin ——- tarihli genel kurul toplantısında alınan ihraç kararının iptali ve davacıların kooperatif üyesi olduklarının tespiti, bu talep yerinde görülmezse çıkma payının tespiti ve davalı taraftan tahsili istemine ilişkindir.Davacılar mahkememizde açtıkları davada babaları —-, anneleri —– kabul edildiğini ve davalı kooperatifin ortağı olduklarını, annelerinin—- tarihinde vefatı ile kendilerinin —- üyeliklerdeki haklarının babaları lehine tescil edilmesine muvafakat ettiklerini kooperatife bildirdiklerini, ——tarihinde de babalarının vefat ettiğini, geriye kendilerinin mirasçı olarak kaldıklarını, kooperatif ana sözleşmesi —– uyarınca tüm hak ve yükümlülüklerin mirasçılar olarak kendilerine geçtiğini, kooperatif ortaklığından kaynaklanan haklara el birliği mülkiyetiyle sahip olduklarını, kooperatif ortağı olmanın gerektirdiği tüm yükümlülükleri yerine getirerek aidatlarını ödediklerini, bir dönem ödemede gecikmeye düştüklerini, davalı kooperatifin —- no.lu genel kurul kararıyla —– bakımından yalnızca ——- ismine yer verilerek üyelikten ihraç kararı alındığını, kararın kendisine usulsüz olarak tebliğ edilmiş olup diğer iki davacı olarak kendilerine tebligat yapılmadığını, dolayısıyla alınan ihraç kararının el birliği mülkiyeti hükümlerine tabi olarak hak sahibi olan davacılar yönünden mutlak butlanla batıl olduğu gibi ihraç kararına dayanak ihtarnamenin usulsüz olarak tebliğ edilmesi yanısıra tüm mirasçılara gönderilmemiş olması nedeniyle de hukuka aykırı ve iptale tabi olduğunu, ihraç kararı genel kurulda verilmiş olsa dahi iptali için açılacak davada sürenin ihraç kararının tebliğinden itibaren başladığını, söz konusu ihraç kararının davacı —–usulsüz tebliğ edildiğini, diğer mirasçılara ise hiç tebliğ edilmediğini, her bir üyelik üzerinde el birliği mülkiyeti hükümlerine göre hak sahibi olduklarından dava açma süresinin başladığından da söz edilemeyeceğini, davanın süresinde açılmış sayılması gerektiğini, yine ihraç kararının tüm mirasçılar hakkında alınmış olması gerekirken tek bir mirasçı hakkında alınan kararın da mutlak butlanla batıl olduğunu,——maddesindeki hükümlerinin davacılar yönünden tam olarak yerine getirilmediğini bu yüzden davacıların kooperatif üyesi olduklarının tespitine karar verilmesi gerektiğini, bunun yanısıra parasal yükümlülüklerin yerine getirilmesine dair düzenlenen ilk ve ikinci ihtarnamelerin de yasal şartları taşımadığını, davalının eşitlik ilkesine aykırı hareket ettiğini, ödemesini yapmayan bir kısım ortakları ödemelerini tamamlamaları kaydıyla yeniden üyeliğe kabul edip ihraç kararını ertelediğini, davacılar yönünden ise geriye dönük tüm borçların ödenmiş olmasına rağmen yeniden üyeliğe kabul yerine ihraç kararı verildiğini, davalının bu tutumunun eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, aksinin kabulü durumunda ise kendilerine çıkma paylarının ödenmesi gerektiğini belirterek öncelikle davacıların kooperatiften ihracına ilişkin 23/02/2020 tarihli ihraç kararının gerek mutlak butlanla batıl olması gerekse iptali kabil bir karar olması nedeniyle iptaline ve davacıların ———– üyeliklerde el birliğiyle ortak olduklarının tespitine, bu talep kabul görmezse her bir üyelik için 5.000’er TL.den 15.000 TL.çıkma payının ihraç kararının verildiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile miras payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişler, davalı ise ———— ortağın durumu ve ortaklığın devri hususlarının düzenlendiğini, mirasçılar arasında el birliği mülkiyeti geçerli olup bu yüzden ödeme ihtarı ve ihraç kararının tüm mirasçılara tebliğinin zorunlu olduğu iddiasının hukuki dayanağının bulunmadığını, ortak olan kişinin vefatı halinde mirasçıların veraset ilamını ibraz ederek aralarından seçtikleri bir temsilciyi kooperatife bildirmekle yükümlü olduklarını, davacıların bu yükümlülüğe aykırı davrandıklarını, kooperatifin aksi yönde bir yükümlülüğü bulunmadığını, ana sözleşmenin ———– yasal temsilcinin bildirilmemesi halinde kooperatife tasfiye imkanı verilmiş iken bu hakkın kullanılmayıp toplantılara söz konusu üyelikleri temsilen katılan hazerun cetvellerini imzalayan ve üyeliklere ilişkin olarak kooperatife beyanda bulunan ——- yasal temsilci kabul edilerek tüm bildirimlerin bu kişiye yapılıp adresinde uygun olarak tebliğ edildiğini, aksi iddianın kötü niyet oluşturduğunu, kooperatif aidatlarının ödenmemesi nedeniyle bu davacıya——ihtarnamenin tebliğ edildiğini, —- ihtarnamenin ise mevcut adresine tebliğe gönderildiğini ancak adres değişikliği nedeniyle tebliğ edilemediğini—- tarafından adres değişikliğinin bildirilmediğini, bu durumda kooperatifin adres araştırma yükümlülüğü ve yetkisinin olmadığını,—–tarafından yeni adresin bildirilmesi üzerine 2.ihtarın tebliğ edilmiş olduğunu,—– göre iş bu davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, ——kendi adına asaleten diğer davacılar temsilen kooperatife hitaben yazdığı ——— dilekçeleriyle de ihraç kararından haberdar olduğunun anlaşıldığını, bu beyanlarının da yasal temsilci gibi hareket ettiğini ortaya koyduğunu, dava dilekçesindeki aksi iddiaların kabul edilemeyeceğini, ihraç kararına esas ihtarnamelerin yasal şartları taşıdığını, kooperatife olan borcun tamamının ödendiği iddiasının doğru olmayıp davacıların bir kısım ödemeyi ihraç kararından sonra yaptıklarını, bir kısmının ise halen ödenmediğini, ihraç kararından sonra yapılan ödemelerin hiçbir önemi bulunmadığını, eşitlik ilkesine aykırılık da söz konusu olmadığını, çıkma payının ise ancak yasada öngörülen şekilde hesaplanabileceğini, davacıların çıkma bedelinin belirlenme usulünü değiştirebilmesinin de hukuken mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 14/09/2022 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
Davalı kooperatife ait sicil kayıtları, ——, hazerun cetveli, ihraç kararına esas ihtarnameler ve tebliğ evrakları, —– yılından itibaren alınmış genel kurul kararları ile toplantılara ait hazerun cetvelleri dosya içine alınmış, bilirkişilere de —— yılından itibaren olmak üzere ticari defter ve dayanak kayıtları incelettirilerek rapor alınmıştır.Dosyaya sunulan belgeler ve taraf beyanlarından davalı kooperatifin —–nolu üyeliklerinin davacıların murisi —–ait olduğu, ——– tarihinde vefatı ile geriye mirasçı olarak davacıların kaldığı anlaşılmıştır.
TMK’nun 640/2.maddesine göre “Mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.” hükmü düzenlenmiştir.
Ölüm ile birlikte mirasçılar terekedeki haklara ve borçlara iştirak halinde mülkiyet esaslarına göre malik olurlar. Bunun sonucu olarak her bir mirasçının hakkı muristen kalan hak ve borçların tamamına sari olduğu gibi mirasçılar kalan miras üzerindeki tasarruf yetkilerini de ancak ittifakla verecekleri karar uyarınca kullanabilirler.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında “Ortağın ölümü ile ortaklık sıfatı sona erer. Anasözleşmede gösterilecek şartlarla, ölen ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalmaları sağlanabilir.” hükmüne yer verilmiş, kooperatif anasözleşmesinin 16. maddesinde ise “Ölen ortağın kanuni mirasçılarının üç ay içinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirmeleri halinde, ortaklık hak ve yükümlülükleri kanuni mirasçıları lehine devam eder. Mirasçıların temsilci tayin etmemeleri veya ortaklığa devam etmek istememeleri halinde, ölen ortağın alacak ve borçları 15. madde hükümlerine göre tasfiye edilir.” hükmüne yer verilmiştir. Ortağın ölümünden sonra davalı kooperatif tarafından ölen ortağın mirasçıları ve adresleri ayrı ayrı belirlenip mirasçıların ana sözleşmenin 16. maddesi uyarınca temsilci tayin edip bildirmeleri ve ortaklığa devam edip etmeyecekleri konusunda uyarılmaları gerekmektedir. Mirasçıların kendiliklerinden harekete geçmedikleri gerekçesiyle, ortaklık sıfatının düştüğü kabul edilemez. ——Somut olayda ise davacıların babasının vefatı ile davalı tarafça mirasçılara bu yönde bir bildirim yapıldığı, mirasçılara temsilci tayini konusunda uyarıda bulunulduğu yönünde bir iddia ve delil sunulmamıştır. Kooperatif kayıtlarında —– vefatından sonra üyeliklerin davacılardan —- adına olmak üzere hesaplarda takip edildiği, kooperatifin —– yıllarına ait olağan genel kurulunda alınan —-kurul kararında —— adına kayıtlı üyeliklerden ihracına karar verildiği, ihraca yönelik iki ihtarın ve ihraç kararının da sadece bu davacıya gönderilerek üyelikten ihraç edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Dava konusu ——hisseleri davacılara babalarından miras yoluyla intikal etmiş, mirasçılar arasında herhangi bir miras paylaşımı olmamış, kooperatif ortaklığının temsili bakımından ——-çerçevesinde mirasçılar tarafından temsilci tayin edilerek kooperatife bildirilmemiş yukarıda belirtildiği gibi kooperatif tarafından da temsilci tayin edip bildirmeleri ve ortaklığa devam edip etmeyecekleri konusunda davacıların uyarılması söz konusu olmamıştır. Ancak vefat olayından sonra yapılan —–ait hazerun cetvellerinde tüm davacıların adının yer aldığı, vekaleten imzalandığı, izleyen —- tarihli genel kurul hazerun cetveli ve sonra ki yıllara ilişkin hazerun cetvellerinde ise yalnızca —–adının yazılı olup davacının 13/05/2018 tarihli genel kurul hazerun cetvelinde imzasının bulunduğu, arada yapılan genel kurul toplantılarına katılmadığı görülmüştür. Bu hali ile davalının davacılardan —emsilci olarak benimsediği, davacılar yönünden de kooperatifle olan tüm yazışmalar —- yapılmış olmakla bu durumun kabul edildiği sonucuna varılmıştır. Davalı tarafça düzenlenen ihraç öncesi ihtarnameler ve ihraç kararını içeren ihtarname incelendiğinde ————– yıllarına ilişkin ödenmeyen aidat miktarı olarak toplam 6.440 TL borcun—–bildirildiği, ihtarnamenin 17.10.2019 tarihinde muhatabın adresinde oğluna tebliğ edildiği, ihtarnamede 20 gün ödeme süresi tanınmış olup bu sürenin ana sözleşme belirtilen süreyi kısaltmayan bir süre olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi heyeti ilk ihtarı içerik bakımından incelemiş ve —— tarihinde gönderilen 1.ihtarnamede talep edilen son gecikmiş aidatın — olduğunu, 26.05.2019 tarihli genel kurul tutanağının 15. Maddesinde üye aidatlarının Haziran 2019’dan itibaren aylık 75 TL olmasının kabul edilip herhangi bir ödeme tarihi belirtilmediğini, —–göre aylık aidatların ödeme tarihi genel kurulca belirlenmediği takdirde ay içinde ödenebileceği son vadenin ayın son günü olduğunun kabul edildiğini, Ana sözleşme m.14/2’ye göre ihraç amaçlı ihtarnamelerin kooperatif ortağının “Parasal yükümlülüklerini 30 (Otuz) gün geciktirmeleri üzerine” gönderildiğini, Eylül 2019 aidatının son ödeme tarihi 30.09.2019 olup, bu aya ait 75 TL aidat henüz 30 gün gecikmediği halde 1.ihtarnamedeki toplam borç hesabına dahil edilmiş olduğu için ihtarnamedeki hesabın hatalı olup ihtarname tarihi itibariyle henüz 30 gün gecikmeyen 75 TL’lik Eylül 2019 aidatı da hesaba katılarak ilk ihtarname gönderilmesinin ana sözleşme m.14/2’ye aykırı olduğunu ifade etmişlerdir.İkinci ihtarname ise ———- y.no ile gönderilen ihtarnamesi olup üç üyelik için 1.ihtarnamedeki aynı dönemi kapsayacak şekilde 5.440 TL’nin 1 ay içinde ödenmesi ihtar edilmiştir. Verilen 1 aylık ödeme süresi ana sözleşmeye uygundur. 2.İhtarname de yalnızca davacı ——- adına düzenlenmiş, muhatabın adreste bulunmadığı belirtilerek iade edilmiştir. 2.ihtarın tebliği yapılamamıştır.Davalı kooperatifin 23.02.2020 tarihli genel kurul toplantısında gündemin —-ödemelerini yapmaması sebebiyle bazı üyelerin ve davacı—– üyelikler için ihracına karar verilmiştir. Davalı kooperatifin ———-nolu ihtarnamesi ile kooperatif genel kurulu kararıyla kooperatif üyeliğinden ihraç edilmiş olduğu davacı — —bildirilmiş, ihtarname—— tarihinde tebliğ edilmiştir. Gerek ihraç kararına esas ihtarlarda ve gerekse ihraç kararında diğer mirasçıların/davacıların adına yer verilmediği gibi ihraç kararı yalnızca … hakkında alınmıştır. Oysa ki ——- mirasçısı sıfatıyla hak sahibi olup kooperatif hisseleri üzerinde diğer mirasçılarla birlikte el birliği ile mülkiyet hakkına sahiptir. Tek başına ortaklığı söz konusu değildir. Koşulları mevcut olduğu takdirde ihraç kararının miras ortaklığı yönünden alınması gerekir iken bu yapılmamış, mirasçılar arasında herhangi bir miras paylaşımı da olmadığı halde kooperatif ortağı tek başına —– gibi karar alınmıştır. Bir an için ihraç kararının usulüne uygun olduğu düşünüldüğünde ise ihraç kararı alınmasına esas 1. İhtarın içerik olarak Kanuna uygun düzenlenmediği anlaşılmıştır. Mahkememizce atanan bilirkişi heyeti bunların yanı sıra dava konusu —– davacılara babalarından miras yoluyla intikal etmiş olan kooperatif hisseleri olduğunu, kooperatif ortaklığının temsili bakımından —— temsilci olarak benimsendiğini, genel kurula katılma ve oy kullanma gibi olağan yönetim ve temsil işlerinin bu temsilci tarafından yapılacağını, buna karşılık mülkiyet hakkının özüne ilişkin ferdileşme ve tapu işlemleri ile kooperatif ortaklığından ihraca yönelik ihtarnamelerin ve ihraç kararı gibi olağan dışı iş ve işlemlerin tüm malikler adına ve hesabına yapılması ve tebliğ edilmesi gerektiğini, ihraç amaçlı—– ve ihraç kararının yalnızca davacı —- gönderildiğini, —İhtarnamenin iade edildiğini ve —– usulünce tebliğ edilemediği, —tarihli genel kurulda alınan ihraç kararının yalnızca —— alınmış olduğunu dava konusu kooperatif hisselerinin elbirliğiyle malikleri olan diğer davacılara ihtarnamelerin ve ihraç kararının tebliğ edilmediğini, davalı kooperatifin ihraç kararı alınan bazı üyelere ek ödeme süresi tanıdığını, daha önce ihraç kararı alınan bazı üyelerin yeniden kooperatif ortaklığına kabulüne dair karar aldığını, mazeret bildiren bazı ortaklara ödeme konusunda tolerans tanıdığı gözetildiğinde, ihraç konusu edilen borcun %90’dan fazlasını ödeyen davacılara da aynı fırsatın verilmemesinin KoopK.m.23’maddesinde düzenlenen hak ve vecibelerde eşitlik ilkesine uygun düşmeyeceğini de ifade etmiştir.Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile davalı kooperatifin 23/02/2020 tarihli genel kurul toplantısında davacılardan —– hakkında aldığı ihraç kararının elbirliği ile mülkiyet sahibi olan davacılar yönünden geçerli olmadığı, davacıların murisinden gelen kooperatif hisselerine birlikte malik olmalarına rağmen davalının kooperatif ortağı yalnızca davacılardan —– karar almasının kabul edilemeyeceği, bu durumun hak düşürücü süreye tabi olmadan ileri sürülebileceği, bunun yanı sıra ihraca esas alınan ihtarnamelerin de yasanın aradığı koşullarda hesaplama yapılmak suretiyle düzenlenmediği, ihraç kararına esas alınamayacağı, kooperatifin ihraç kararı aldığı bazı üyelerine ek ödeme süresi tanımak, daha önce ihraç kararı alınan
bazı üyeleri yeniden kooperatif ortaklığına kabul etmek, mazeret bildiren bazı ortaklara ödeme konusunda tolerans tanımak suretiyle ihraç konusu edilen borcun %90’dan fazlasını ödeyen davacılara aynı fırsatı vermeyerek Koop K.m.23’maddesinde düzenlenen hak ve vecibelerde eşitlik ilkesine aykırı davrandığı sonucuna varılarak davanın kabulüne, davalı kooperatifin —— alınan ihraç kararının iptaline ve davacıların davalı kooperatifin —– üyeliklerine, el birliği ile ortak olduklarının tespitine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,
Davalı kooperatifin 23/02/2020 günlü genel kurulunda alınan ihraç kararının iptaline ve davacıların davalı kooperatifin —– üyeliklerine, el birliği ile ortak olduklarının tespitine,
2-Karar harcı 179,90 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 256,17 TL harçtan mahsubu ile bakiye 76.27 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 103,70 TL ilk masraf, 141,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.244,95 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2023