Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/38 E. 2022/730 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/38 Esas
KARAR NO : 2022/730

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2022
KARAR TARİHİ : 20/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında taşıma işi anlaşmasına istinaden ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu, davalı şirketin faturaları kısmen veya tamamen ödemeyerek cari dökümü yapılan 38.261,96 TL bakiye borcunun bulunduğunu, bu nedenle davalı aleyhinde——-sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, bu takibe borçlu şirketin itiraz etmesi neticesinde takibin durdurulmasına karar verildiğini, borçlu şirketin itirazında davacı şirkete borcu bulunmadığının iddia edildiğini, arabulucuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, borçlu şirket tarafından haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz edildiğini ve borçlu şirketin itirazlarının yerinde olmadığını, bu nedenle borçlu şirketin haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile ——esas sayılı takibin asıl alacak üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizinin işletilmesine, davalı şirket aleyhine asgari %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dosya içeriğinde yapılan incelemede davalı ——– Dava dilekçesine verilmiş herhangi bir cevap dilekçesine rastlanılmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava; Cari hesaba dayanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 18/01/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 24/11/2021 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 24/11/2021 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
——-sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden mahkememize gönderildiği görüldü.
——- sayılı dosyası incelendiğinde; Davacı ——- iddia olunan 38.261,96 TL tutarlı alacağının tahsili için ilamsız takip başlattığı ve alacağının tahsil tarihine kadar ve 13,25 oranında ticari faiz talep ettiği, davalının takibe itiraz ederek borcu olmadığı beyanıyla takibi durdurduğu, incelenen dava dosyası kapsamında İcra takip talebi belgesinde görülmüştür.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememiz 19/04/2022 tarihli —–no’lu duruşma ara kararı gereği; tarafların 2021/2022 yıllarına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtlarının incelenerek takip tarihi itibariyle davacının alacağının olup olmadığı varsa miktarı hususunda rapor alınmak üzere dosyanın incelenmesine karar verilmiş olup, dosya mali müşavir bilirkişi ——tevdi edilmiş olup, bilirkişi 28/08/2022 tarihli raporunda özetle; Davacı ——arasında cari hesaptan kaynaklanan 38.261,96 TL. tutarlı uyuşmazlık konusunda, Tüm dava dosyası kapsamında belgeler ve davacının 2021 yılı yasal ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; Davalı—— ticari defter incelemesine gelmediği, yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı böylece ticari defterleri ibraz edilmediği nedenleriyle incelemeleri yapılamadığını, davacı ——-incelenen 2021 yılı yasal ticari defterleri, kayıtları ve dayanak belgelerinin 6102 sayılı TIK ve 2013 sayılı VUK’nunun ticari defterlere ilişkin madde hükümlerine uygun esaslarda olduklarını, açılış kapanış noter tasdiklerinin, kanuni sürelerinde yapıldıklarını, onaylı olduklarını ve sahipleri lehine delil olma niteliklerinde oldukları tespit edildiğini, davacı nezdinde davalının muavin defterinin, 31.10.2021 tarihi itibariyle davalı aleyhine olmak üzere 38.262,32 TL. borç bakiyesi verdiğini, muavin defter hesap hareketlerinin davacının ticari defter kayıtlarıyla örtüştüğünün tespit edildiğni, davacı ——- düzenlediği faturaların KDV hariç aylık toplamları 5.000,00 – TL. üstünde olanlarının, mükellefi bulunulan——-ile beyan edildiğini, beyan edilen toplam tutarın 6 adet belge ile 60.472,00 TL. olmak üzere, Sayın Mahkemenin celp ettirdiği Form —— beyanlarının, davacının kayıtlarıyla örtüştüğü tespit edildiğini, davacı—— cari hesaba dayalı 38.262,32 TL.( icra takibinde 32.261,96 TL. talep edildiğini, 0,36 TL. farklı ) alacaklı olduğunu, taraflar tacir olduklarından 3095/2 sayılı yasaya istinaden davacı ——takip konusu 32.261,96 TL. asıl alacağına 15.11.2021 takip tarihinden itibaren başlamak üzere %16,75 ve değişen oranlarda avans faizinin uygulanması gerekeceği, ancak davacı vekili tarafından fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla %3,25 oranında ticari faiz talep edildiği, faiz oranının taleple bağlılık ilkesine göre uygulanması gerekeceğinin beyan ve mütalaa edildiği belirtilmiştir.Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde “——-Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.——-.” şeklinde belirtilmiş olup Kanundaki bu hükme göre somut olayda, davacı ve davalı tarafın defterlerini ibraz etmeleri ve incelenmesi için Mahkememizce verilen günde davalı taraf defterlerini sunmadığı için inceleme yapılamamış, sadece davacının defterleri incelenmekle bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi defterlerin açılış kapanış onaylarının yapıldığı, eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu ve kayıtların birbirini doğrular nitelikte olması nedeniyle delil olarak kabul edilmesi ve karşı tarafın da kendi defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle de sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile davacı ile davalı arasında taşıma işi hizmeti kapsamında bir ticari ilişkinin bulunduğu ve bu doğrultuda taşıma işlerinin yapıldığı, yapılan taşıma işi sonucunda davacı tarafça düzenlenip defterlerine kaydedilen faturalar nedeniyle davalı taraftan alacağının bulunduğu, gönderilen bu faturalara yapılan eksik ödemeler sonucu oluşan cari hesap borcu nedeniyle davacının alacaklı konumda olduğunun bilirkişi raporu ile de sabit olduğu, davalının ödeme yapmaması nedeniyle davacı tarafın icra takibi başlattığı, davalının takibe itirazı nedeniyle de iş bu davanın açıldığı, davalı tarafından borcun ödendiğine veya borcun bulunmadığına dair herhangi bir savunma ileri sürülmediği ve bu hususta delil sunulmadığı, davalının Mahkememizce tayin edilen inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği için incelenemediği, bu nedenle davacı tarafın defterlerinin ve dayanak kayıtlarının kendi lehine olacak şekilde delil olarak kabul edildiği ve sonuç itibari ile bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği tutarın belirlendiği anlaşılmakla davanın kabulüne ve davalının takibe itirazında haksız ve alacağın likit oluşu gözününde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜ K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının, —— Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 38.261,96 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %13,25 oranında ticari temerrüt faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 38.261,96 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2.613,67 TL karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 462,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.151,56 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 462,11 TL peşin harç olmak üzere toplam ‭542,81‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 145,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.145,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- esaslara göre belirlenen——vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.