Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/367 E. 2023/342 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/367 Esas
KARAR NO:2023/342
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/05/2021
KARAR TARİHİ:09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı şirkete depolama hizmeti vermiş olup, davalıya verilen depolama hizmeti karşılığında; ekte sunulan —– düzenlediğini, söz konusu faturalar davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkil şirket davalı taraf ile olan ticari ilişkisi sebebi ile cari hesabında davalı taraftan toplam 18.351,82 TL alacaklı bulunduğunu, davalı borçlu şirketin ————Sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile icranın devamına karar verilmesi gerektiğini beyan ederek davalı borçlunun ——- Sayılı dosyasına yapmış olduğu yetki itirazının reddine ve icra takibinin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olduğundan, değerin % 20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava ve icra takibinin yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkeme — Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketin dava dilekçesinde ve ödeme emrinde belirtildiği şekilde borcu bulunmadığını, işleyecek ve işlemiş faize ve faiz oranına da itirazda bulunulmuş, davacı tarafın talep ettiği faiz fahiş olduğunu, davacı tarafın iddiasının aksine %20’ı oranında icra inkar tazminatı şartları oluşmadığı, ispat yükü davacı tarafta olup takip dayanağından dolayı alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini beyan ederek şartları oluşmayan, haksız ve hukuka aykırı davanın ve tüm taleplerinin reddine, davacı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
—— Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde;davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağına dayalı 18.351,82TL asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalı veklince süresinde verilen itiraz dilekçesinde müvekkilinin takip alacaklısı tarafına herhangi bir borcu ya da borç taahhüdünün bulunmadığını,balacaklı gözüken şirket ile müvekkili arasında takibe konu edilen bir borç olmadığını belirterek borç miktarına ve dayanağına açıkça itiraz ile icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
—— sayılı takip dosyasına davalı/borçlu vekili tarafından sunulmuş itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir.Davalı şirket vekili itirazında, müvekkili şirketin adresinin ödeme emrinde belirtilen —— olduğundan yetkili icra dairesinin——- Adliyesi İcra Müdürlükleri olduğunu belirtmiştir.
Davalı şirket cevap dilekçesinde mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir.Davalı şirketin adresinin dava dilekçesinde yazılı olduğu üzere —— olduğunu,6100 sayılı HMK nın 6.maddesine göre genel yetkili mahkemenin davalının dava açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğundan davanın——-mahkemesinde açılması gerektiğini, takibe konu fatura içeriğinden/dayanağından dolayı müvekkilinin takip talebinde alacaklı olarak gözüken davacı şirkete hiç bir borcu mevcut olmadığını belirtmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, itirazının iptali davasına konu icra takibinin dayanağının davacı şirketin antrepo ücreti alacağına ilişkin fatura ve cari hesap ekstresi olduğunu, navlun ücreti alacağı para borcu doğurmakta olduğunu, TBK 89 maddesi uyarınca para borcu alacaklının ikametgahında ödenmesi gerektiğinden davacı şirketin merkezinin bulunduğu ———– icra takibinde yetkili olduğunu belirtmiştir.
Mahkemenin yetkisi ile beraber ilamsız icra takibinin yapıldığı yer yetkisine de itiraz edildiği anlaşılmakla İİK nın 50/2 md uyarınca öncelikle icra dairesinin yetki meselesinin değerlendirilmesi gerekmektedir.HMK’daki yetki hükümleri ilamsız icradaki yetki hakkında kıyasen uygulanır.Buna göre ,ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi,borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir.———HMK madde 8-17deki hallerde,icra daireleri özel yetkilidir.
HMK nın 6 md göre genel yetkili mahkeme davalı gerçek ve tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Davalının yerleşim yerinin ise———- Adliyesi icra dairelerinin yetkisi içinde olduğu anlaşılmaktadır.
HMK nın 10 md göre sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Ne var ki davalı tarafın hem takipteki hem dava açıldıktan sonraki itirazları değerlendirildiğinde sözleşmenin varlığı konusunun ihtilaflı olduğu, bu itibarla yetki hususunun HMK 10.maddesi ve TBKnın 89.maddesi çerçevesinde değerlendirilemeyeceği yani alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin hükmün somut olayda uygulanamayacağı anlaşılmış olup yetkili mahkemenin HMK nın 6. maddesine göre belirlenmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

KALDIRMA KARARI SONRASI GEREKÇE:Mahkememiz ——– sayılı dava dosyası istinaf edildiği————-Davacının antrepo ücreti alacağının bulunduğundan bahisle cari hesaba dayalı olarak icra takibi başlatmış, davalı ise borca, ferilerine ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek davalının adresinin bulunduğu ——— mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu savunmuştur. Davacı vekili dava dilekçesinde, takibin para borcuna dayandığını, TBK 89.maddesi gereğince alacaklının adresinin bulunduğu yerde açılan takipte yetki sorunu olmadığını ileri sürmüştür. Her ne kadar mahkemece “… davalının icra dosyasına sunduğu itirazında ve işbu davadaki cevap dilekçesinde davacı ile ticari ilişkiyi kabul etmemesi nedeniyle yetkinin genel kurallara göre belirleneceği” gerekçesine yer verilerek aksi yönde değerlendirme yapılmış ise de; somut olayda davacı tarafından dosyaya sunulan faturalar uyarınca taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu sabit olduğundan, davada TBK.89.maddesi uyarınca davacının adresinin bulunduğu yer mahkeme ve icra dairelerinin de yetkili olduğunun kabulü zorunludur. Tüm bu hususlar gözetildiğinde takibin yetkili icra dairesinde başlatıldığı anlaşıldığından, aksi düşünce ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi hatalı olduğu” gerekçesi ile kaldırılmıştır. Kaldırma kararı yeniden yargılama yapılmıştır.
Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır.
Alınan 08/01/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı————— ticari ilişki kapsamında faturalardan kaynaklanan 18.351,82 TL. cari hesap alacağının bulunduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 8.4 maddesinde “ Vade tarihi, fatura tanzim tarihinden itibaren 30 gündür. Vadesinden sonra yapılan ödemede, müşteri, başkaca bir ihbar veya ihtara gerek olmaksızın mütemerrit sayılır, fiili ödeme tarihine kadar sürede ———— gecikilen her bir ay için ———— ödemekle yükümlüdür.” Denildiği, bulunmakta ,Diğer taraftan, davacının icra takip talebinde ise, asıl alacağına Ticari temerrüt faizi talebinde bulunduğu tespit edilmiş olduğu, taraflar tacir olduklarından 3095 /2 sayılı yasaya istinaden Davacının 18.351,82 TL. asıl alacağına 01.09.2020 takip tarihinden itibaren başlamak üzere % 10 ve değişen oranlarda avans faizinin gerekeceği rapor edilmiştir.Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, kaldırma kararı, bilirkişi raporu bir bütün halinde incelendiğinde; Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında———-olmak üzere bir sözleşme ve üç ek düzenlenip imzalandığı , mahkememizce yaptırılan defter incelemesi neticesinde taraflar arasındaki——— yılındaki ticari ilişki kapsamında yapılan incelemede incelenen davacı tarafın ticari defterlerin usulüne uygun tutulmuş olduğu ve sahipleri lehine delil teşkil ettiği, davalı tarafın yapılan ihtaratlara rağmen defterlerini sunmadığı ve inceleme gününde hazır olmadığından davalının yasal defterlerinin incelenemediği, davacının incelenen yasal defter kayıtlarına göre ——- yılı başından 17.12.2019 tarihine kadar davalı ile yoğun şekilde ticari ilişkinin devam ettiği ve bu tarih itibariyle de davalının borç bakiyesinin 18.351,82 TL olduğunun tespit edildiği, ayrıca celbedilen ——— formlarndan da anlaşıldığı üzere davacının davalıya vermiş olduğu hizmet karşılığı faturalardan —- hariç aylık toplam 5.000 TL üstündeki satışların bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirildiği ve ——- belge ile toplam 75.649,00 TL tutarlı —– formlarının bulunduğu , dolayısıyla davacının 18.351,82 TL cari hesap açığının bulunduğundan davalının——– dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline karar vermek gerekmiş, ayrıca asıl alacak faturaya bağlı ve likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına da hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ——— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 18.351,82 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 18.351,82 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.253,61 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 313,41 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 940,20 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 313,41 TL peşin harç olmak üzere toplam 372,41 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, 119,50 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.619,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer eş değer Mahkemesine verilecek usulüne uygun istinaf dilekçesi ile————-Adliye Mahkemesi İstinaf Yasa Yoluna başvurabileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/05/2023