Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/351 E. 2022/513 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2022/351 Esas
KARAR NO: 2022/513

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/12/2016
KARAR TARİHİ: 21/06/2022
Mahkememiz dosyası—— Karar sayılı Görevsizlik Kararı verildiği, —— Esas—– Karar ilamı doğrultusunda mahkememize geldiği, —–Esasına kaydının yapıldığı anlaşılmakla, mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili, davalı şirket bünyesinde —– olmak üzere farklı mağazalarda, ——olarak çalıştığını,—-yılının —- ayından iş akdinin haklı ve geçerli nedene dayanmaksızın feshedildiği —— tarihine kadar, disiplinli ve özverili bir şekilde çalıştığını, müvekkili işe başladığı tarihten iş akdinin feshedildiği tarihe kadar yoğun mesai saatleri ile çalıştığını, haftanın —- günü çalışan müvekkili—– arası çalıştığını, sayım yapıldığı, ürün geldiği günlerde daha fazla saatlerle de çalıştığını, —– bayramlarda çalıştığını, —-bayramlarda da sadece— gün izin yapabildiğini, —- bayramlarda yapılan — günlük izin zaten hak etmiş olduğu hafta tatiline denk getirilerek fazladan izin yapmanın önüne geçildiğini, mesai ücretleri hiçbir zaman müvekkiline ödenmediğini, yıllık izinlerini hiçbir zaman tam kullanamadığını, müvekkili işyerinde, belli bir maaş ile çalışmadığını, günlük/aylık cironun—–üzerinden ücreti ödendiğini, bu da son olarak aylık en az —– tekabül ettiğini, müvekkilinin —– primleri —- ücret temel alınarak hesaplandığını, işveren tarafından eksik yatırıldığını, —- uygulanan genel uygulamaya bakıldığında, işverenler —- primlerinden,—- ödemelerinden kaçmak için, düşük ücretten ———– yatırmayı prensip haline getirdiklerini, —- sorumlusu olarak çalışan ve bu derece yoğun mesailer yapan birinin —– ücretle çalışması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacıya sözlü veya yazılı hiçbir açıklama yapılmaksızın iş akdi haklı ve geçerli nedene dayanmaksızın feshedildiğini, bu haksız fesih sebebi ile; asıl hak ediş miktarı yapılacak —– incelemesi ile ortaya çıkacağından şimdilik —— olarak ve fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla; —– tazminatı ——- ihbar tazminatı —– fazla mesai ücret alacağı——bayram alacağı —- tatil ücreti —– yıllık izin alacağı —- olmak üzere toplam —— miktarın kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, —-bayram ve—– tatil ücretleri yönünden temerrüt tarihinden itibaren isleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiz, diğer alacaklar yönünden fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: 6100 sayılı HMK kapsamında belirsiz alacak davası ancak alacağın başlangıç aşamasında belirlenebilmesinin imkânsız olduğu hallerde açılabileceğini, —– alacağının işçi tarafından belirlenebilir olması nedeniyle belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı —— Kararları kapsamında da ispat olunduğunu, davacının dava dilekçesinin 6100 Sayılı HMK’nın 119.maddesinde açıkça belirtilen şartlara uygun olmaması nedeniyle davacının tanık deliline başvurmasının reddedilmesinin gerektiğini, davacının daha önce aynı alacak kalemlerine ilişkin müvekkili şirkete karsı ikame ettiği ve feragat ile sonuçlanan bir davası bulunduğunu, aynı konuda dava açılamayacağını, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacı —– tarihli dava dilekçesi ile ——Esas sayılı dosyası ile Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izm, agi, alacak davası açtığını, söz konusu dava ile ilgili olarak müvekkili şirkete —– tarihinde tensip tutanağı ve dava dilekçesine ilişkin tebligat yapıldığını, bu süre zarfında müvekkili şirket——Esas sayılı iflas erteleme davası ile şirket hakkında iflas erteleme tedbir karan aldığını, işten çıkan işçilerini mağdur etmemek adına dava açtığını, tüm hak ve alacaklarını ödemek istediğini, davacıyı da şirket merkezine çağırarak tüm hak ve alacaklarının ödenmeyen kısımlarına ilişkin olarak kendisine ödeme yapacağını belirttiğini, bunun üzerine davacının çalıştığı dönemlerde muvafakati karşılığında hafta tatili ve fazla mesai çalışması yapmış olduğu ancak bordrosuna bu çalışmaların tahakkuk ettirildiği görüldüğünü, yapılan hesaplamalar sonucunda davacının talep etmiş olduğu—— kendisine vekili vasıtası ile elden tediye makbuzu karşılığında ödendiğini, davacı ile —— başlıklı——- tarihli ibraname hazırlanarak imzalandığını, davacı ve vekili kendisine elden ödenen ——- karşılığında davasından feragat edeceğini belirttiğini, ——- tarihinde mahkemeye feragat beyanını sunduğunu, söz konusu dava feragat nedeniyle reddedilerek kapatıldığını, açıklanan nedenle daha önce müvekkili şirkete karşi aynı alacak kalemleri için dava ikame eden ve tüm hak ve alacaklarını aldığından bahisle davasından feragat eden davacının aynı yıllara ilişkin olarak aynı —- için tekrar mükerrer dava açamayacağını, davanın usulden reddinin gerektiğini, davanın usulen mükerrer olması nedeniyle reddi gerekmekte ise de, davayı kabul etmemekle birlikte esasa ilişkin de açıklamalarda bulunma zorunluluğu doğduğunu, davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerini kabul etmediklerini, davacı tarafından talep edilen diğer işçilik alacaklarının kabulünün de mümkün olmadığını, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı,—–ve yıllık izin ücreti yönünden belirsiz alacak davası açılamayacağını, davanın usulden reddini,——Esas sayılı dosyası ile aynı tarihler ve aynı alacak kalemleri için açılan mükerrer davanın usul ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Dava başlangıçta—— Esas sayılı dosyasında açılmış mahkemece yapılan yargılama sonucu; Dosya münderecatı deliller, tanık beyanları ve davacının —— tarihli oturumdaki “biz çalışan değil bölge bayisi olarak görünüyorduk. Ben ve eşim— çalışan olarak gösterilse de işçi değildi. Biz orada —-konumunda işletmeci olarak çalışıyorduk. Yaptığımız cironun —- unu elden kasadan alıyorduk. Belirli bir maaşımız yoktu.—— primlerimizi bizim kazancımızdan keserek ödüyorlardı. Kendileri ödemiyordu.” şeklindeki beyanları dikkate alınarak taraflar arasında işçi işveren ilişkisinin bulunmadığı, davalı şirketin bayisi olarak çalışan davacı bakımından davaya bakma görevinin —-Mahkemelerinde olmayıp —- Mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararının istinaf edilmesi sonucu İstanbul ——- Mahkemesi —-Hukuk Dairesi’nin —– Karar sayılı kararında;—- mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek dosya mahkememize tevdi olmuştur.Tüm dosya kapsamından; davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirket bünyesinde—— olmak üzere farklı mağazalarda,—– ayından iş akdinin haklı ve geçerli nedene dayanmaksızın feshedildiğini, iş akdinin feshedildiği tarihe kadar fazla mesai yaptığını,——- çalıştığını, dini bayramlarda da sadece — gün izin yapabildiğini, haksız fesih sebebi ile; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücret alacağı, dini bayram alacağı,— tatil ücreti, yıllık izin alacağı, —- alacağının tahsilini talep ettiği, —- davacının işçi olmadığı, davalı şirketin bayisi olarak çalıştığından bahisle görevsizlik kararı verildiği ve söz konusu karar —- Dairesinden geçerek kesinleştiği, bu nedenle mahkememizce davacının işçi olarak kabulünün mümkün olmadığı, davacının, davalı şirketin bayisi olarak çalıştığı varsayımından işçi olmayan davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücret alacağı, dini bayram alacağı, —– tatil ücreti, yıllık izin alacağı, —- alacağının tahsilini talep edemeyeceği, söz konusu alacak kalemlerini talep etme hakkının işçide bulunduğu anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı —– davacı tarafça peşin olarak yatırılan—-harcın mahsubu ile bakiye—- harcın davacı taraftan tahsili ile—– irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan—- yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve talep edilen miktarı geçmemek üzere —–vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden —haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.