Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/305 E. 2022/750 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/305 Esas
KARAR NO:2022/750

DAVA :Tazminat (Yöneticinin Sorumluluğundan Doğan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2022
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Yöneticinin Sorumluluğundan Doğan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketi temsil ve ilzama yetkili iki müdürden biri olduğunu, müvekkilinin araç alım satım ve kiralaması yaparak faaliyet yürüten şirket olduğunu, davalının 2011-2020 yılları arasında 20 adet araç alımı yaptığını, 2020-2021 yılları arasında bu araçların 16 tanesinin satışının gerçekleştiğini, alım ve satım belgelerinde davalının imzasının bulunduğunu, bazı araçların zararına satışının yapıldığını, 16 aracın satıldığı kişilerin davalının akrabası ve yakınları olduğunu, araçların gerçek değerinden aşağı tutarda satıldığını ve müvekkili ile diğer ortakların zarara uğratıldığını, davalının TTK’nın ilgili hükümlerine aykırı eylemlerde bulunduğunu, davalının kanunca düzenlenen sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, alınan araçların kiralanmadığını ve davalının garajında tutulduğunu, müvekkilinin kiralama gelirlerinden mahrum bırakıldığını, şirket işlerinde kullanılması için davalıya tahsis edilen kredi kartlarının davalının şahsi işlerinde kullandığını, şirket kaynaklarını kişisel menfaatleri doğrultusunda tükettiğini belirterek davalının şirket bünyesinde bulunan araçları satış tarihinde değerlerinden çok daha az bir meblağa satarak müvekkili şirketi ve diğer ortakları zarara uğratmasından dolayı zararın tespiti ile şimdilik 100.000,00 TL, müvekkili şirketin faaliyet konularından biri olan araç kiralama faaliyetini kasıtlı şekilde gerçekleştirmemesinden dolayı uğranılan zararın tespiti ile şimdilik 30.000,00 TL, davalının müvekkili şirkette müdür olması sebebiyle, kendisine tahsis edilen kredi kartlarını amacı doğrultusunda kullanmamasından uğranılan zararın tespiti ile şimdilik 20.000,00 TL olmak üzere şimdilik 150.000,00 TL’nin davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkette %33 oranda hissedar ve şirket müdürü olduğunu, davacı şirketin müvekkilinin emeği ve arzusuyla 04/10/2010 tarihinde kurulduğunu ve müvekkilinin davacıyı çoğu zaman kendi bütçesinden harcama yaparak kârlı ve otomotiv kiralama alanında önemli bir şirket haline getirdiğini, davacı iddialarının yersiz olduğunu, açılan davanın TTK 613,625,626 maddeleri kapsamında açılan yöneticinin sorumluluğuna ilişkin bir dava olduğunu, şirket tarafından ve şirket genel kurulunda bir karar alınması şartıyla iş bu davanın açılabileceğini, ancak böyle bir genel kurul kararı bulunmadığını, davacı şirket nezdinde bu yönde genel kurul kararı olmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin 14/04/2022 tarihinde tekraren müşterek imza ile şirketi temsil ve ilzama genel kurulca ve çoğunluk oyu ile yetkili kılındığını, davacı taleplerinin zaman aşımına uğradığını, ortaklar arasında akdedilen ve dava konusuyla ilişkili olmayan protokole müvekkilinin ortak sıfatıyla uyduğunu, sorumluluk ve yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı şirketin zarar eden bir şirket olmadığını aksine kâr elde ettiğini, araçların kiralanmadığı yönündeki beyanların gerçek olmadığını ve araçların kiralanarak kira bedellerinin tahsil edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile —- şirket müdürünün sorumluluğuna ilişkin tazminat davasıdır. 6102 sayılı TTK’nın 644/1-a. maddesinde şirket yöneticilerinin sorumlulukları hakkında —-şirketin bu hususlara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş olup, bu yollama ile uyuşmazlığa aynı Yasa’nın 553 ve devamı maddeleri uygulanacaktır. Öte yandan sorumluluk davasının açılabilmesi için, bu yönde alınmış bir ortaklar kurulu kararı bulunması gerekmekte olup bu husus dava şartıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 618/3-c maddesi hükmü bu yöndedir. Dava konusu olayda sorumluluk davası açılması için alınmış bir genel kurulu kararı dava dilekçesi ekinde sunulmadığından düzenlenen tensip zaptı ile davacı vekiline kesin süre verilmiş ancak davacı tarafça genel kurul kararı sunulamamıştır. Genel kurul kararının varlığı dava şartı olup davacı tarafça bu şart yerine getirilemediğinden davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.561,63TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.480,93 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen —vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.