Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/272 E. 2023/350 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/272 Esas
KARAR NO : 2023/350

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/04/2022
KARAR TARİHİ : 09/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin, ——- adresinde her türlü forklift alım/satım/kiralama/bakım, onarım ve revizyon işi yapmakta olduğunu, borçlu şirketin —- Tipi 3 Tonluk forkliftini 16.08.2021 —— nolu sevk irsaliyesi ile revizyon, bakım/onarım ve kabin değişimi için müvekkili şirketin adresine göndermiş olduğunu, müvekkili şirketin forklift üzerinde yaptığı inceleme sonrasında, forklift için 25.08.2021 tarihli, 25.000,00 TL +KDV tutarlı, kabin değişimi için 26.08.2021 tarihli, 10.000.00 TL + KDV tutarlı teklif mektuplarını gönderdiğini, davalı tarafça kendilerine gönderilen teklif mektuplarını ıslak imzalı olarak onaylamış ve bir suretini müvekkiline göndermesi üzerine, müvekkili şirketin gerekli revizyon, bakım onarım ve kabin değişimi işleri yapılarak, 27.10.2021 tarih,—— nolu irsaliyeli faturası ile forkliftin davalıya ait ——- plakalı davalı şirket aracına yüklenerek davalı şirket çalışanına teslim edildiğini, davalı şirketin forklifti için yapılan bakım/onarım ve forklift kabin değişimi işi karşılığında, davalı adına, 30/10/2021 tarih tek —— nolu, 29.500.00 TL bedelli, 30/10/2021 T. tek——nolu, 11.800.00 TL bedelli 2 adet faturayı düzenlemiş olduğunu, müvekkilinin yaptığını, tüm şifahi taleplere rağmen ödenmeyen fatura alacaklarının tahsili içim —–.İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi nedeniyle durduğunu, taraflar arasında yapılan ve dava şartı olan arabuluculuk görüşmelerinde de anlaşma sağlanamamış olduğunu beyan ve iddia ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı borçlunun vaki itirazının iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalı aleyhine en az %20 icra tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep ve dava etmişlerdir.

SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle yetki ve 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmayan itirazın iptali davası nedenleriyle zaman aşımından davanın reddini talep ettiklerini, yine davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ve tanık beyanları ile dava konusu alacağın mevcudiyeti ile tutarının kesinlik kazanacağı kanısında olduklarını, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle iddiaya konu hizmetin eksiksiz ve kusursuz ifa/teslim edildiğinin ispatı gerekmekte olup, ispat külfetinin de davacıya ait olduğunu, faturaların ve faturada bahsi geçen mal ve hizmetlerin ifasına/teslimine dair dava dilekçesi ekinde tarafımıza herhangi bir belge sunulmadığını, bu yönde bir belge sunulmuş değil ise yargılamanın türü de göz önüne alındığında bu türden bir belgenin sunulmasına şu aşamadan sonra muvafakat da vermediklerini, bu tip bir belge dosyaya girmiş ise ve teslim alan kısmında bir imza yada kayıt var ise de bu kişinin müvekkili şirkette çalışıp çalışmadığının ve imza /mal teslimi yetkisi olup olmadığının tetkikini talep ettiklerini, şu haliyle sadece faturanın tebliğinin bilindiği gibi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığını, mahkemece öncelikle davacının yaptığı iş, verdiği hizmet ve teslim ettiği malları ispatlaması yönünde karar verilmesini, daha sonra eğer var ise yapılan iş bedellerinin uzman bir bilirkişiye hesaplattırılarak bu doğrultuda borç miktarının tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesindeki fatura içeriğindeki mal ve hizmetlerin teslim edildiği iddiasının ispatı gerekmekte olup, davaya dayanak alınan faturanın TTK’nın 23. maddesi gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi için, fatura konusu işle ilgili yanlar arasında sözleşme yapıldığının yasal delillerle kanıtlanması ve bedeli uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması zorunlu olduğunu, salt faturanın varlığı bir ticari ilişkinin ve alacak hakkının göstergesi olmayıp kanuni olarak mal ve hizmetin tesliminden/tamamlanmasından önce fatura düzenlenmesi mümkün olup, dolayısı ile faturayı düzenleyen tarafın hizmetin eksiksiz ifa edildiğini ispat yükümlülüğü bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber; müvekkili tarafından davacıya bir kısım ödemeler yapıldığı bilgisi mevcut olup, bu ödemelerin cari hesaptan düşülüp düşülmediği, takip dosyasına beyan edilip edilmediği, faturaların hangi tarihte ve kim imzasına teslim edildiği, faturaların içeriği ve fatura karşılığı yapıldığı iddia edilen mal veya hizmet tespitine ilişkin bilgi bulunmadığını, ödemelerin hangi fatura karşılığı ve ne oranda yapılmış olduğu yani net bir cari hesap bakiyesi ortaya konulamadığından konu yargılamayı gerektirir nitelikte olduğundan itirazın haksız olduğunun değerlendirilmemesi gerektiğini, borçlu, alacaklının icra takibinde talep ettiği alacağı veya alacağın bütün unsurlarını bilmekte veya bilmek (kolayca hesap edebilmek) durumunda ise ve alacağın miktarının belirlenmesi için tarafların ayrıca mutabakata varmasına veya mahkemenin tayin edeceği bilirkişi eliyle bir değerlendirme yapılmasına ihtiyaç yoksa alacak likit olup, huzurdaki davada müvekkili şirketçe yapılan ödemelerin iddia edilen alacaktan mahsup edilip edilmediği, edildi ise hangi koşull arda bu mahsubun uygulandığının açıkça belli olmadığını, bu doğrultuda bakiye miktarın mahkeme eliyle ve uzmanlarca belirlenmesi gerektiği açık olup, bu bakımdan itirazlarının haksız olmadığının ortada olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber; davacı ilgili takipte işlemiş faiz de talep etmiş olup, bu talebin hukuki olmadığının izahtan vareste olduğunu, müvekkilinin usulünce temerrüde düşürülmüş olmadığını, usulünce yapılmış bir temerrüt olmaksızın işlemiş faiz talep edilemeyeceğini savunarak,mesi gerektiği açık olup, bu bakımdan itirazlarının haksız olmadığının ortada olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber; davacı ilgili takipte işlemiş faiz de talep etmiş olup, bu talebin hukuki olmadığının izahtan vareste olduğunu, müvekkilinin usulünce temerrüde düşürülmüş olmadığını, usulünce yapılmış bir temerrüt olmaksızın işlemiş faiz talep edilemeyeceğini, davacı tarafından faturaya dayandırılan mal ve hizmetlerin verildiğinin davacı tarafından kanıtlanmasının ardından bilirkişi incelemesi ile varsa borç bakiyesinin belirlenmesine, neticeten haksız açılan davanın reddi ve itirazlarının kabulü ile takibin iptalini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 15/04/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür. Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.—–İcra Müdürlüğü’nün—— Esas sayılı dosyası UYAP sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine 41.300,00 TL asıl ve 1.407,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.707,31 TL alacağın, asıl alacağa takipten itibaren işleyecek %15,75 ve değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsili için ilamsız takip başlattığı, davalı takip borçlusu firmanın 28/02/2022 tarihinde tebellüğ ettiği ödeme emrine karşılık ilgili icra müdürlüğüne vekilleri vasıtasıyla vermiş oldukları 28/02/2022 tarihli itiraz dilekçesiyle müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını beyanla, borca, faize ve tüm takip ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettikleri, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.Talimat mahkemesinden bilirkişi —–tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin 2020-2021 yılı ticari defterleri incelendiği, davalı şirketin takip/dava tarihi itibarıyla davacı şirkete 41.300,00 TL borç bakiyesinin mevcut bulunduğu belirtilmiştir.Davacı vekilince dosyaya sunulan 22/10/2022 tarihli beyan dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda bahsi geçen aleyhe hususları kabul etmediklerini ve en geniş şekilde itiraz ettiklerini, mahkemeden tüm dosya kapsamına ve bilirkişi raporuna göre ispatlanan haklı davalarının dava dilekçesindeki şekli ile kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilince dosyaya sunulan 26/10/2022 tarihli beyan/itiraz dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda müvekkili aleyhine yapılmış tüm tespit ve hesaplamalara itiraz ettiklerini, ispatlanamamış davanın öncelikle esastan reddini, teslimi ispat külfetinin davacıda olduğunu, davacının teslimi ispat yönünde bir belge ibraz edebilmiş olmadığını, bu yönde bir belge olsa dahi, bu belgelerde teslime dair bir imza yada kayıt var ise bu kişinin müvekkil şirkette çalışıp çalışmadığının ve imza-teslim alma yetkisi olup olmadığının tetkikinin gerekmekte olduğunu, şu haliyle sadece faturanın varlığı bilindiği gibi alacağın varlığını ispata yeterli olmayıp, yargılamanın türü de gözetildiğinde şu aşamadan sonra belge sunulmasına da muvafakatleri bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Mali müşavir bilirkişi—— tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle;
Davacının ticari defterlerinin usule uygun olduğu, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı şirketten 2 adet faturaya dayalı açık hesap bakiyesinden kaynaklanan 41.300.-TL asıl alacağı bulunduğu, davalı şirketin mükellefi bulunduğu Vergi Dairesinden dosyaya celp edilmiş bulunan 2021 Yılı BA Formu beyanlarının, tarafların incelenen ticari defter ve kayıtları dikkate alınmak suretiyle mukayeseli olarak incelenmesi sonucunda; davacı şirketçe davalı şirketin adına; 2021 Yılında, BA/BS Formu beyanına tabi KDV Dahil 41.300.-TL/KDV Hariç 35.000.- TL olan 2 adet fatura düzenlenmiş olup, davacı şirketçe 2021 Yılında BA/BS Formu beyanına tabi olarak düzenlenen işbu 2 adet alış faturasının gerek KDV hariç tutarları gerekse fatura adetleri yönünden herhangi bir çekişme ve mutabakatsızlığa sebebiyet vermeyecek şekilde davalı şirketin BA Formu beyanlarında davacı şirketten mal/hizmet alımı olarak beyan edilmiş olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın davacı şirketin başlatmış olduğu icra takibine yönelik davalı şirketin yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına ilişkin olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmeye (teklif) dayalı olan mal/hizmet alım/satımına yönelik ticari ilişki bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmayıp, davaya konu ihtilafın, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı şirketten, takip konusu yapılan fatura kaynaklı açık hesap alacağının olup olmadığı, varsa miktarı hususlarında toplandığı, taraflar arasında açık cari hesap şeklinde yürütülen ticari ilişkinin temeli, davacı şirketin davalı şirkete forklif revizyon, bakım onarımı ve forklift kabin değişimi hizmet ve yedek parça aksamı satışı olup, taraflar arasındaki ihtilafa konu işlemin, davalı şirketçe ıslak imzalı olarak onanmış 02.09.2021 tarihli Teklif Formlarına konu Forklift bakım/onarım ve forklift kabin değişimi işi karşılığında davacı şirketçe düzenlenmiş olan 30/10/2021 tarihli —-Nolu, KDV dahil 29.500.-TL Bedelli ve 30/10/2021 tarihli ——Nolu, KDV dahil 11.800.-TL bedelli 2 adet fatura bedellerinden kaynaklı olarak davacı şirketin davalı şirketten 41.300.-TL alacak talebinden ibaret olduğu, gerek talimat yoluyla davalı şirket ticari defterleri üzerinden yapılan incelemeler sonucu hazırlanan talimat bilirkişi raporunda, gerekse mahkememizce alınan ve davacı şirket ticari defter ve kayıtlarından tespit edildiği üzere; taraflar arasındaki 2020/Ocak ayında başlayan ve 2021 yılı Ekim ayına kadar sürdürüldüğü görülen periyotta, davacı şirketçe davalı şirkete TL cinsinden düzenlendiği görülen ve içeriğinde takip dava konusu 41.300.-TL toplam tutarlı 2 adet faturanın da yer aldığı 5 adet fatura mukabilinde KDV dahil 83.980,60 tutarında bakım/onarım vs. hizmet/yedek parça satışı yapmış olduğu ve bu satışlar sonucunda düzenlediği 5 adet faturayı ticari defterlerinde davalı şirket adına borç kaydettiği, ayrıca, takip/dava konusu yapılan 27.10.2021 tarihli, KDV dahil 41.300.-TL tutarlı faturaların düzenlenmesine sebep teşkil eden —- Forkliftin, 27.10.2021 tarihinde düzenlenen ——Nolu sevk irsaliyesi ile isim/imza karşılığı davalı şirketin —— plakalı aracına teslim edildiği, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen işbu satış faturalarının, dosyaya kazandırılan talimat bilirkişi raporundan görüldüğü üzere, davalı şirketçe herhangi bir yasal nitelikli itiraza konu edilmeksizin ve benimsenerek davacı şirket alacağı olarak ticari defterlere kaydedildiği ve takip/dava konusu yapılan faturalarında 2021 Yılı BA Formu beyanına konu edilerek davacı şirketten mal/hizmet alımı olarak KDV hariç tutarları üzerinden beyan edilmiş oldukları, böylece davacı tarafın mal ve hizmet teslimini gerçekleştirip yerine getirmiş olduğunu ispatlamış sayıldığı, tarafların ticari defterlerinde tam bir karşılıklılık içinde benimsenerek kaydedilmiş oldukları görülen işbu faturaların yasal sürelerinde herhangi bir itiraz ve/veya ayıp ihbarına konu edilmedikleri, davalı şirketçe davacı şirkete daha önce 2020 yılında ve 2021 yılı başlarında yapılan ödemelerin 31.01.2020, 25.03.2020 ve 22.02.2021 tarihli faturalara istinaden çok önceden yapılan ödemeler olduğu ve o faturalardan kaynaklanan fatura borçlarını sıfırlamış oldukları, ancak dava konusu KDV dahil 41.300.-TL olan işbu 2 Adet alım/satım faturasına ilişkin olarak ise, davalı şirketçe davacı şirkete herhangi bir ödemenin yapılmamış olduğu, sonuç itibariyle davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibarıyla; 41.300,00 TL asıl alacağının bulunduğu anlaşılmakla takibe yönelik itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerektiği, davalının —–.İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 41.300,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, alacak fatura alacağı olup likit olmakla, hüküm altına alınan 41.300,00 TL’nin takdiren % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —–İcra Müdürlüğünün —–esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 41.300,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 41.300,00 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.821,20 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 705,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.115,89 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 705,31 TL peşin harç olmak üzere toplam 786,01 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 181,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.200,00 TL (talimat ve bilirkişi rapor ücretleri) bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.381,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.