Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/247 E. 2022/948 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/247 Esas
KARAR NO: 2022/948
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 23/02/2022
KARAR TARİHİ: 20/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirket ile davalı arasında deniz hukuku kaynaklı uyuşmazlık yaşanmış olduğunu, bu nedenle öncelikle ——ile arabuluculuk süreci gerçekleştirildiğini, ardından —-Sayılı dava açıldığını, müvekkilin usulsüz tebligat nedeniyle arabuluculuk görüşmesine katılamadığını, sürecin devamında açılan olan ——– Sayılı dosyadan da haberdar olmadığını, bu hususa ilişkin olarak bahsi geçen davada cevap dilekçesinde taraflarınca itirazda bulunulduğunu, bahsi geçen davanın —- tarihli celsesinde taraflarına bu hususa ilişkin ilgili merciye (sulh hukuk mahkemesine) başvurulması için süre verildiğini, müvekkile arabuluculuk sürecinde yapılan tebligatın usulsüz olduğunu arabuluculuk dosyasının iptalinin gerektiğini beyan ederek —– sayılı ticari dava şartı arabuluculuk dosyasında yapılan tebligatın usulsüz olduğunun tespitine ve arabuluculuk dosyasının iptaline, Sayın mahkeme aksi kanaatteyse ——ticari dava şartı arabuluculuk dosyasında ——– tarihli son tutanağın iptaline, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı ile müvekkili arasındaki ticari uyuşmazlığın çözümü için —–izafeten müvekkili tarafından dava şartı arabuluculuğa başvurulmuş olduğunu, ——— dosyası kapsamında Arabulucu ——- tarafından yürütülen sürecin, davacının usulüne uygun şekilde toplantıya davet edildiği halde arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından ———-sonlandırıldığını, bunun üzerine müvekkili ticari alacağının tahsili için —– Esas numaralı davayı ikame edildiğini, davacı, firmalarının ——— üzerinde kayıtlı olduğu halde, arabuluculuk davet mektubunun e-tebligat usulüne uygun olarak yapılmadığından bahisle ——— arabuluculuk dosyasının iptaline karar verilmesi talebi ile işbu davayı ikame ettiklerini beyan ederek yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle usul ve yasaya aykırı işbu davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki uyuşmazlık nedeni ile dava açılmadan önce uygulanması gerekli arabuluculuk sürecinin “davacıya usulüne uygun tebligat yapılmaması” nedeniyle hukuka uygun gerçekleştirilmediği iddia edilen arabuluculuk dosyasındaki işlemlerin ve——— tarihli arabuluculuk sonuç tutanağının iptali istemine ilişkindir.
—— günlü Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmakszın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü getirilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/1-2 maddesine göre; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklindedir.
Yargılama sırasında———dosyası ve ———dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Davaya konu uyuşmazlığa ilişkin arabuluculuk faaliyetini yürüten arabulucu —— muhtıra çıkartılarak ——- sayılı arabuluculuk dosyasında tarafınca gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmelerine ilişkin davetiye/ tebligat işlemlerine dair tüm bilgi ve belgelerin mahkememize gönderilmesi istenmiş ve sunulan belgeler dosyamız arasına alınmıştır.
Arabulucu tarafından sunulan belgeler incelenmiş ve ———- arabuluculuk görüşmeleri için ulaşılmaya çalışıldığı, ilgili tüm adreslerine iadeli taahhütlü davet mektubu gönderildiği, ulaşabildiği telefonlardan birden fazla arandığı ve ulaşılamadığının tutanağa bağlandığı, söz konusu iadeli taahhütlü davet mektuplarının posta gönderim parçası ve gönderi sorgusu evraklarının dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava konusu edilen arabuluculuk görüşmesine ilişkin son oturum tutanağı incelendiğinde arabulucunun ilgili tutanağa —— tüm iletişim yollarının denendiği ve tarafa ulaşılmaya çalışıldığına ilişkin olarak ——- tarihli arabuluculuk sonuç tutanağında;
“…Taraflardan ——– başvurucu tarafça bildirilen ve tarafımca Mersis hesabının tetkiki ile bulunan mersis/ticaret sicilinde kayıtlı olan yukarıda belirtilen her iki adresine iadeli taahhütlü davet mektubu gönderilmiştir. İş bu adreslerden —— adresine yapılan tebligat bila olmuştur. ——- adresine yapılan tebligat ise ———– isimli kişi tarafından tebliğ alınmıştır. Ancak bu şekilde tebligat usule uygun yapılmasına karşın toplantı gün ve saatine kadar davet mektubunda yer alan telefon numaramdan tarafıma ulaşılmadığı gibi toplantı gün ve saatinde de toplantıya katılan/gelen olmamıştır. Yine başvurucu tarafından bildirilen —– tarafımdan arandığında ulaşılabilir bir numara olmadığı, sürekli meşgul çaldığı tespit edilmiştir.
Taraflardan ———- Şirketinin başvurucu tarafça bildirilen ve tarafımca Mersis hesabının tetkiki ile bulunan mersis/ticaret sicilinde kayıtlı olan yukarıda belirtilen her iki adresine iadeli taahhütlü davet mektubu gönderilmiştir. İş bu adreslerden——-adresine yapılan tebligat bila olmuştur. ——-adresine yapılan tebligat ise ——- isimli kişi tarafından tebliğ alınmıştır. Ancak bu şekilde tebligat usule uygun yapılmasına karşın toplantı gün ve saatine kadar davet mektubunda yer alan telefon numaramdan tarafıma ulaşılmadığı gibi toplantı gün ve saatinde de toplantıya katılan/gelen olmamıştır. Yine başvurucu tarafından bildirilen — telefon tarafımdan bir kaç defa arandığında çaldığı ancak yanıtlayan olmamış, yine şirket yetkilisi olduğu belirtilerek numarası tarafıma verilen———– tarafımdan defaten aranmasına karşın cevap verilmemiş/meşgule alınmış, gönderdiğim mesajlarıma ise dönüş yapılmamıştır. …” şeklinde belirtildiği,
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A(7) hükmüne göre “Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya büro tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya davet eder. Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemlerini belgeye bağlar.”
HUAK Yönetmeliğinin m.24/7 hükmü uyarınca “…(2) Başvuran taraf, kendisine ve elinde bulunması hâlinde karşı tarafa ait her türlü iletişim bilgisini ——– verir. Adliye ———-, tarafların resmi kayıtlarda yer alan iletişim bilgilerini araştırmaya da yetkilidir. İlgili kurum ve kuruluşlar, uyuşmazlık konusuyla sınırlı olmak üzere adliye arabuluculuk bürosu tarafından talep edilen iletişim bilgilerini vermekle yükümlüdür.
(3) Taraflara ait iletişim bilgileri, görevlendirilen arabulucuya adliye arabuluculuk bürosu tarafından verilir. Arabulucu bu iletişim bilgilerini esas alır, ihtiyaç duyduğunda kendiliğinden araştırma da yapabilir. Elindeki bilgiler itibarıyla her türlü iletişim vasıtasını kullanarak görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve ilk toplantıya tarafları ve varsa avukatlarını birlikte davet eder. Bilgilendirme ve davete ilişkin işlemlerini belgeye bağlar. Arabulucu taraflara ulaşamaması hâlinde, ulaşmak için hangi yolları denediğini ve hangi sebeplerle ulaşamadığını son tutanakta belirtir. …” şeklinde belirtildiği görülmüştür.
Somut olayda; arabulucunun, dava şartı olan arabuluculuk için karşı tarafı ———– davet ettiği, arabulucunun taraflara ulaşmak için tüm yolları denediği, bu durumu belgelendirdiği, bunlara rağmen ulaşamadığına ilişkin son tutanağa yazılı olarak belirtildiği hem son tutanaktan hem de arabulucunun sunmuş olduğu beyan dilekçesi ve eklerinden anlaşıldığı, mevcut düzenleme gereği de arabulucu ya taraflara ulaşmalı ya da ulaşamama durumu halinde ulaşmak için hangi yolların kullanıldığı da belirtilerek tutanağa bağlanarak bu durum son tutanağa yazılmasının gerektiği ve eldeki davada tüm bu hususlar gerçekleştiğinden arabuluculuk dosyasındaki işlemlerin iptali ve ——- tarihli arabuluculuk sonuç tutanağının iptali istemine ilişkin talebin reddine dair karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcının davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 20/12/2022