Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/246 E. 2023/756 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/246 Esas
KARAR NO:2023/756 Karar
DAVA:Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/04/2022
KARAR TARİHİ: 18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin———-’da tersane işleten dava dışı —— toplam % 15 oranında hissedarı olduklarını, aynı dava dışı şirkette davalılardan ——toplam % 80 oranında hisselerinin bulunduğunu, geri kalan % 5 oranındaki
hissenin de dava dışı—– ait olduğunu, davalı — davalı—- dava dışı şirkette müdür olarak görev yaptıklarını, diğer davalılar—– ise davalı şirketin ortakları olduklarını, —— davalı şirkette müdürlük yetkisine haiz olduğunu, dava dışı şirketin ortağı olan —- davalı şirkette de hissesinin bulunduğunu ve müdür yetkisine sahip olduğunu, davalı şirketin —– tarihinde —–kurulduğunu, —— tarihli genel kurul kararı ile merkezini ——–taşıdığını, davacıların kendilerinin ve sahibi oldukları şirketin —–yıllarında ortak oldukları dava dışı ———-ve şirketin bir kısım hissedarlarına toplam 1.204.000.- ABD Doları ödediklerini, dava dışı şirketin genel kurul toplantılarını yapmadığını, kâr payı dağıtmadığını, bilgi de vermediğini, sorulduğunda zarar ettiğinin söylendiğini, oysa diğer ortakların gayet rahat bir hayat sürdüğünü, müvekkillerinin gönderdiği ihtarnameye istinaden son genel kurulun—- tarihinde yapıldığını, davalıların 10-03-2017 tarihine kadar yapmış oldukları işlemlere yönelik olarak ——–sayılı dosyası üzerinden Türk Ticaret Kanunu’nun 555’inci ve 557’nci maddelerine uygun talepli dava açıldığını, Mahkemenin —— Esas sayılı kararı ile —-zararın davalılar —— alınarak dava dışı ——ödenmesine karar verdiğini, davalılar —–dava dışı ——-müdürleri olarak TTK’nun 626’ncı maddesine aykırı davrandıklarını, dava dışı——- ve davalı ——defterlerini inceleme olanağı bulamadıklarını, bunun için dava dışı ——–verilen zararın bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini ve anılan şirkete ödenmesini talep ettiklerini, dava dışı şirketin davalı müdürlerinin TTK’nun 396’ncı maddesine aykırı şekilde yakınları adına davalı şirketi kurduklarını, dava dışı —- işlerini davalı —- üzerinden yaptıklarını, bu gelirin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek dava dışı ———ödenmesi gerektiğini, davalıların dava dışı —–borca batık hale getirdiklerini ve muhasebe hilesi yaparak bunu gizlediklerini, bu durumun ——- verilen bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, ancak dava dilekçesinde bu konu ile ilgili bir açıklama olmadığından dava dışı tutulduğunu, müdürlerin ne iş yaptığı anlaşılamayan şahıs firmalarından fatura alarak gider kaydettiklerini, şirketin hep zarar ettiğini, şirket kayıtlarının incelenerek giderleri artırmak için kullanılan ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge konumunda olan faturaların tespitini ve davalı müdürlerden tahsilini talep ettiklerini, dava dışı ——– ait tersane sahasında yapılan tekne imalâtları için çok düşük tahsilâtlar gösterildiğini, ya paraların elden alındığını, ya da zararına iş yapıldığını, bunun da tespit edilerek şirkete ödenmesinin talep edildiğini, ——müzekkere yazılarak dava dışı ———–tersanesinde yapılan işlerin bildirilmesinin talep edildiğini, bundan sonra da alınan paraların uygun olup olmadığının bilirkişiler tarafından tespit edilmesinin talep edildiğini, davalı —– dava dışı ——–müdürlerinin oğulları tarafından kurulduğunu, davalı şirketin ——–iştigal alanında hizmet verdiğini, işleri dava dışı şirketin çalışanlarına yaptırdığını, gelirin dava dışı —— aktarılmadığını, hasılattan pay alan ——— kaçırıldığını, davalı şirkette asgari ücretle çalışan 4 kişi bulunduğunun tespit edildiğini, bu kişilerin davalıların yakını ve ev hanımı olduklarını, davalı şirketin 4 çalışanı ile milyonlarca Liralık iş yaptığını, tüm davalıların zamanlarını ———- ait —- geçirdiklerini, bunun —– hatlarının sinyallerinden tespitinin talep edildiğini, davalıların dava dışı —— davalı ——- düşük bedelli satış gösterdiklerini, bir kısım müşterilere de davalı —- üzerinden satış yaptıklarını, kârın davalı şirkete aktarıldığını, davalı —— civarında hasılatının olduğunun düşünüldüğünü, davalıların usulsüz harcamalarını dava dışı şirkete masraf olarak kaydettiklerini, şirketin kasasında para tuttuklarını, bankada değerlendirmediklerini, müvekkillerinin zararın gerçek boyutunu bilmediklerini, dava dışı —– feshi, olmazsa ortaklık payının gerçek değerinin tespit edilerek müvekkillerine ödenmesi ve ortaklıktan çıkarılması talepli davanın—— açılacağını iddia ederek; davalılar —— dava dışı —- şirket müdürü sıfatıyla verdikleri zararın tespitine, belirsiz alacak davası olarak 10.000.- T.L.sının bu davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, zarar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte dava dışı ———– ödenmesine, haksız rekabet ve diğer yollarla davalı —– elde ettiği tüm gelirlerin tespitine, bu gelirin belirsiz alacak davası olarak 10.000.- T.L. sının davalıların tamamından müştereken ve müteselsilen tahsiline ve zarar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte dava dışı —- ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların belirsiz alacak davası açamayacaklarını, çünkü—–senesinden beri dava dışı —- ortak
olduklarını, bilgi alma ve inceleme hakkına sahip bulunduklarını, ancak bu haklarını kullanmadıklarını, davalı —– senesinde kurulduğunu, TTK’nun 560’ıncı maddesine göre davacıların taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacıların müdür olmayan ortakları da davaya dahil ettiklerini, davacıların kötü niyetli olarak dava dışı —–iflâsa sürüklemek istediklerini, davacıların bahsettiği —— kararında davacıların herhangi bir iddiasınınispatlanamadığını, Kanun tarafından tanınmış bir hak olan vergi matrahını artırmaları sebebiyle müdürlerinsorumluluklarına ilişkin hatalı bir hüküm kurulduğunu, bu kararın istinaf edildiğini, kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, davacıların dava dışı —— durumunu yanlış aksettirdiklerini, şirketin borca batıklık durumunun söz konusu olmadığını, sadece ekonomik olarak zor durumdan geçtiğini, buna da davacıların ve sahibi oldukları ———sebep olduğunu, —- dava dışı —–adet yat yaptırdığını, ancak fatura kesimini akrabalık ve ticari ilişki sebebiyle engellediklerini, —-yaptırdığı yatlardan ötürü ödenmeyen bedele ilişkin taleplerindeki haklılıklarının —— tarihli kararı ile ortaya konulduğunu, davacıların müvekkillerini tehdit ettiklerini, bu nedenle haklarında ceza davası açıldığını, dava dışı ——müdürleri —- davalı —- herhangi bir ortaklık yapısına dahil olmadıklarını, bu nedenle davanın esastan reddi gerektiğini, dava dışı ——— sayılı dosyası ile denetim kayyımı atandığını, bu nedenle davacıların iddia ettiği usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, dava dışı ——–alanlarının farklı olduğunu, —- yaptığı işlerin—– konu ve kapsamı dışında kaldığını savunarak; — ortakları olan ——- bakımından tefrik kararı verilerek haklarındaki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, şartları oluşmayan davanın esastan reddine, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ——- sayılı dosyasının istinaftan dönüşünün bekletici mesele yapılmasına, Ceza Mahkemesindeki dosyaların bekletici mesele Yapılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, 6102 sayılı TTK’nın 553. maddesi uyarınca şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. TTK 644/1-a maddesi atfı nedeniyle limited şirketler yönünden de uygulanması gereken anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin ve yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin TTK 553. maddesinde kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurlarının kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurları ile ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hemde şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olacakları düzenlenmiştir.Sorumluluk davası, doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik göstermektedir. Müdürün ortaklığın mal varlığının azaltan veya kötüleştiren yasa ve ana sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Zira, bu tür tasarruflar, ortaklık alacaklılarını ve payları oranında ortakları da etkiler. Başka bir anlatımla, ortaklığın doğrudan doğruya zarar görmesi, alacaklıların ve ortakların dolaylı zararı olarak sonuç doğurur. Davacılar davalıların ortak hareket ederek dava dışı şirkete zarar verdiklerini ileri sürmüş olup dolaylı zarar talebinde bulunmuşlardır.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 22/06/2022 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.Davalılar vekili iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ileri sürmüştür.Belirsiz alacak davası, HMK m. 107 hükmünde düzenlenen, alacaklının, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, hukukî ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle açtığı bir dava türüdür. Yönetim kurulu üyelerine karşı açılacak sorumluluk davasında çoğu zaman, özellikle pay sahipleri ve alacaklıların zararının mevcudiyeti tespit edilse dahi miktarının tespiti mümkün olamamaktadır. Zararın hesaplanması alacaklıdan beklenmeyecek derecede külfetli veya imkânsız nitelikte olup, zararın tespiti için ya bir uzman incelemesi ya da davalı tarafın elindeki bilgi ve belgelere dayanılması gerekmektedir. Yönetim kurulu üyelerinin kusurunun ve zararın ispatı için gerekli tüm bilgi ve belgeler şirketin elindedir. Dolayısıyla zararın miktarının tespiti de mahkemece gerçekleştirilebilecektir. Bu açıklamalar ışığında davacıların taleplerini belirsiz alacak olarak ileri sürmelerinin mümkün olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.Davalı şirket ile dava dışı —- sicil dosyaları getirtilmiş incelenmesinden, dava dışı şirketin —- tarihinde tescil edilerek—– tarafından kurulduğu, —-tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket merkezinin ———– olarak değiştirildiği, davacıların adres değişikliğinden önce hisse devralmak suretiyle şirkete ortak oldukları ,hali hazırda şirket ortaklarının davacılar yanısıra davalılardan —- dava dışı —- olduğu, davalılar ———- kararı ile 10 yıl süreyle görev yapmak üzere şirket müdürü olarak seçildikleri, Müdürler kurulu başkanlığına —– getirildiği, müdürlerin dava dışı şirketi münferiden temsile yetkili kılındıkları, Müdürlerin seçimine ilişkin ortaklar kurulu kararının —- tescil ve —- tarihli —— yayımlandığı anlaşılmıştır. Davalı şirketin sicil kayıtları da incelenmiş, şirketin —— unvanı ile —–kurulduğu, daha sonra —— tarihinde tescil edilen ana sözleşme tadili ile unvanının —- değiştirildiği,—— tarihli tescil ile—– nakil etttiği ve şirket merkezinin—– olarak kayıtlı olduğu,şirketin 13/06/2022 tarihli ortaklar kurulu kararı ile de şirket merkezinin bu adresten ——— adresine nakledildiği kararın 16/06/2022 tarihli ———— yayınlandığı, Şirket müdürlerinin davalılar —– olup şirketi münferiden temsile yetkili oldukları, 26-07-2021 tarihli ortaklar kurulu kararı ile seçildikleri, davalı—— da müdür ve münferit imza yetkilisi olup, bu şekilde aralıksız olarak görev yaptıkları, şirketin davalılar ——tarafından kurulduğu, Şirketin amaç ve konusunun ——- sayılı—– ilanına göre unvanı ——- olarak değiştirilip şirketin amaç ve konusuna da ——eklendiği anlaşılmıştır. Davalılardan——–her iki şirketin ortağı ve davalı şirketin müdürü olduğu aynı zamanda davalı —– oğlu olduğu,davalılar —- ise davalı —-çocukları ve aynı zamanda davalı şirketin ortakları oldukları, davalı ——– davalı şirket müdürü olduğu da dosya kapsamındaki delillerden anlaşılmıştır. Davacılar davalı —– firmasının, dava dışı —– müdürlerinin oğulları tarafından kurulup, dava dışı —–firmasının iştigal alanında hizmet vermekte olduğunu, tüm davalıların zamanlarını ——— adresinde dava dışı şirkette geçirdiklerini, ayrıca davalıların —— düşük bedelle satış gösterip, bir kısım müşterilere de —– üzerinden satış yaptıklarını, —– firmasının imkanları, müşterileri, sahası ve çalışanlarının —- için kullanıldığını, belirterek dava dışı —– şirketinin müdürleri olan davalıların TTK 396. Ve 626. Maddelerine aykırı olarak, haksız rekabet anlamında, muvazaalı bir şekilde yakınları adına —- kurarak ve müdürü oldukları ——- firması üzerinden yaparak elde ettikleri gelirin, davalıların tamamından müştereken ve müteselsilen tahsili ile dava dışı ——- firmasına ödenmesini talep etmişler davalılar vekili cevap dilekçesinde davalı şirket ve ortakları aleyhine dava açılamayacağını, bu davalılar yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini,şirket müdürlerinin rekabet yasağına ilişkin davanın yalnızca müdürler aleyhine açılabileceğini, ileri sürmüştür.——- kararında şirket ortağı tarafından şirket ortak ve yetkili ile ortağın eşi ve onun yetkilisi ve ortağı olduğu şirket aleyhine açılan davada benzer iddialar ileri sürülmüş olup —- kararında ——-Dava, haksız rekabete dayalı tazminat istemi ile limited şirket müdürünün bağlılık ve rekabet etmeme yükümüne aykırılığı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olup, dava dava dışı ———ortağı olan davacı tarafından açılmıştır. Dosya kapsamından davacı ile davalılardan—- dava dışı —— ortağı, davalı ——– adı geçen şirketin aynı zamanda müdürü, davalı —- davalı —— eşi olduğu, davalı şirketin ise tek ortağının ve müdürünün davalı ——–olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı şirket ile dava dışı ——- arasında kira ve yüklenici sözleşmelerinin imzalandığı, davalı —– eşinin tek ortak ve müdürü olduğu —— üzerinden davacının ortağı olduğu dava dışı —— rekabet ettiği, böylece rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava dışı —— uğradığı zararın rekabet etmeme yükümlülüğünü ihlal eden şirket müdürü davalı ——- talep edilebileceği, davalı şirket ile —– içinde bakım ve onarımı hususunda —– tarihli sözleşme imzalandığı, davalı —– rekabet etmeme yükümlülüğüne uyması halinde bu sözleşmenin dava dışı ——— imzalanacağı, bu nedenle dava dışı şirketin zarara uğradığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte, diğer davalılar ile davalı ——- hukuka aykırı eylemlerine iştirak ederek dava dışı —–haksız rekabete giriştikleri, dolayısıyla tüm davalıların müşterek eylemleriyle dava dışı ——zarara uğrattıkları, davalılar —–davalı ——– da sorumluluğunun bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Bu suretle, mahkemece, adı geçen davalıların dava dışı ——– uğradığı zarardan sorumlu bulundukları kabulüyle bir karar verilmesi gerekirken davalı ———–aleyhine açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” denilmiştir. Somut olayda da dava dışı şirket müdürleri olan davalıların diğer davalılarla birlikte hareket ederek dava dışı şirket ile haksız rekabete giriştikleri , bu nedenle zararın oluştuğu iddiası ileri sürüldüğünden davalıların husumet itirazı yerinde görülmeyerek yargılamaya devam olunmuştur.
—–sayılı dosyada davacıların ——– tarihinde yöneticinin sorumluluğu davası açtıkları, yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verildiği dosyanın istinaf aşamasında olduğu anlaşılmış davacılar vekili bu davanın konusunun 10/03/2017 tarihi öncesindeki olaylara ilişkin olduğunu, eldeki davanın ise bu tarihten sonraki olayları kapsadığını beyan ettiğinden davalı yanın bekletici mesele yapılması talebi mahkememizce yerinde görülmemiştir.—— davalı şirket çalışan sayılarının tespiti için yazı yazılmış yine —— yılından itibaren çalışanlarına ait isim listesinin gönderilmesi için ——–nezdindeki kayıtlar getirtilmiştir.——sayılı dosyada davacılar tarafından ——aleyhine fesih istemli dava açıldığı, —– dosyada davacılar tarafından —– tarihli genel kurul toplantısında alınan ——- kararların butlanı olmadığı takdirde iptali istemiyle dava açıldığı, söz konusu maddelerin iptaline karar verildiği, kararın —- tarihinde kesinleştiği, —– dosyanın İstinafta olduğu, —-aleyhine açılan davanın red ile sonuçlandığı,—– sayılı dosyada sanıklar —— hakkında dava açıldığı, birlikte yağmaya teşebbüs suçundan beraat kararı verildiği, dosyada müşteki sıfatıyla —- yer aldığı, verilen kararın kesinleştiği, —– sayılı dosyada ——Aleyhine açılan itirazın iptali davasının red ile sonuçlandığı, dosyanın İstinaf Mahkemesinde olduğu, —– sayılı dosyada ——aleyhine açılan davanın red ile sonuçlandığı, dosyanın İstinaf Mahkemesinde olduğu,—— sayılı dosyasında —– tarafından —– açılan alacak davasında davanın kabulüne karar verildiği, dosyanın İstinafta olduğu, —— sayılı dosyada ——- aleyhine açılan itirazın iptali davasında, davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ,iki taraf arasında görülen yargıya intikal etmiş pek çok davanın bulunduğu tespit edilmiştir. Bu davaların mahkememizde açılan dava yönünden bekletici mesele yapılması talepleri davaların konularının birbirinden farklı olması ve sonuçlarının eldeki davayı etkilemeyeceği gözetilerek davalılar vekilinin talepleri reddedilmiştir.Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davacı taleplerinin değerlendirilmesi, davalı şirket ile dava dışı ——- yılından itibaren —-dahil tüm ticari defter ve dayanak kayıtlarının incelenmesi, dava dışı —– borca batık olup olmadığının saptanması, davalı firma ile dava dışı ——arasındaki ticari ilişkinin ne şekilde yürütüldüğü, davacının haksız rekabet ve zarar iddialarının değerlendirilip davalıların sorumluluğunun olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti yönünden bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş , düzenlenen 28/08/2023 tarihli raporda bilirkişiler, davacılar vekilinin dava dışı şirketin işlerinin ve kârlılığının davalı şirkete aktarıldığı iddiasını incelemek açısından; davalı şirketin kuruluşundan itibaren bu güne kadar, her iki şirketin yaptıkları işler ve kârlılık durumlarını raporda listelediklerini,—– senelerinde dava dışı —— toplam 30.141.246,67 T.L. lık satış (ciro) ve davalı —— toplam 2.570.331,63 T.L. lık satış (ciro) yaptığını, davalı —- son 6 yılda yaptığı işin, dava dışı—— son 6 yılda yaptığı işin % 8,5’u kadar olduğunu, inceleme yaptıkları tarih itibarıyla —– senesinin ilk üç aylık sonuçlarının belli olduğunu, dava tarihine tekabül ettiğini, buna göre de 2022 senesinin ilk üç ayında dava dışı şirketin 4.962.111,03 T.L. lık satış (ciro) ve davalı —— ise 65.000.- T.L. lık satış (ciro) yaptığını, ayrı ayrı yapılan inceleme ve karşılaştırma neticesinde; dava dışı ——- işlerinin ve kârlılığının, davalı —–aktarıldığı şeklinde bir sonuca ulaşılamadığını, ciro ve kârlılık yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmeden sonra, dava dışı —- davalı —– son altı yıllık mali yapıların da ayrı ayrı incelenip karşılaştırıldığını, dava dışı —–sermayesi 500.000.- T.L. ve öz varlığının eksi(-) 1.341.862,33 T.L.,davalı ——–sermayesi 50.000.- T.L., öz varlığının ise eksi(-) 119.540,79 T.L. olduğunu, her iki şirketin mali yapısı bozuk olmakla birlikte bu durumun iddia edildiği gibi dava dışı —- kaynaklarının davalı —————-aktarılmasından kaynaklanmadığını, dava dışı şirketin sermaye yetersizliği nedeniyle bu durumda olduğunu, şirketin sermayesinin ——— senesinden beri hiç artırılmadığını, bu yüzden —–senesi sonu itibarıyla kısa vadeli borçlarının 12.294.280,93 T.L.na, uzun vadeli borçlarının da 535.703,75 T.L. na ulaştığını, satıcılarına, ortaklarına, —– borçlandığını, dava dışı —- davalı —- arasındaki cari hesap ilişkisi incelendiğinde iddia edildiği gibi —- normalden düşük ya da yüksek bedelle dava dışı —— yapmadığını, dava dışı —-, davalı ——-iş yapıp hizmet verdiğini, karşılığında da fatura kestiğini, faturaların toplamının KDV hariç 931.210,21 T.L.olup yüksek veya dava dışı şirketin zararına yol açmak maksadıyla düşük bedelle kesildiğine dair bir kanaate ulaşılmadığını, faturaların dava dışı şirketin 30.141.246,67 T.L’ lık toplam cirosunun % 3’ü kadar olup, dava dışı şirketin mali yapısını etkileyecek bir tutar olmadığını, davalı ——–mali yapısının işlerin ve kârlılığın aktarıldığı izlenimi vermediğini, davalı —– 2021 senesi sonu itibarıyla 1.496.606,75 T.L. lık varlığı (aktifi), buna karşılık 1.616.147,54 T.L tutarında borçları olup sermayesinin tamamının zayi olduğunu, bu halde dava dışı —– iş ve kaynak aktarıldığından bahsedilemeyeceğini,—–tarafından —– ait tersanede son 5 yıl içerisinde —— kayıt edilen yeni inşa projeler için—————— son 5 yıl içerisinde yanaşma/kalkış izni ——maliki tarafından —— yapılan yanaşma/kalkış için bildirime yönelik dilekçe ekinde verilen tüm teknelerin kayıtlarının sunulduğunu, tarafların sunmuş olduğu ticari defterler ve faturalar ile ——– karşılaştırılıp her iki şirketin faaliyet alanına giren mal ve hizmete ilişkin faturalar, her iki kayıttta bulunan gemilere ilişkin verilen mal/hizmet bedeline ilişkin faturaların değerlendirmeye tabi tutulduğunu ve sonuç itibariyle dava dışı şirketin işlerini —- üzerinden yaparak gelir elde ettiğini ispata yarar herhangi bir belge ve bilgiye rastlanamadığını,—— tarafından verilen mal/hizmete ilişkin kesin faturalardaki bedellerin —-sektöründeki rayiç bedellere uygun olduğunu, —– mal/hizmete ilişkin iş ve işlemlerinin dava dışı—- yapıldığı iddiasına ilişkin dava dosyasında ispata elverişli belge ve bilgi bulunmadığını, davalıların usulsüz harcamalarını şirkete masraf olarak kaydettirdiklerine ilişkin belge ve bilginin dava dosyasında bulunamadığını belirtmişlerdir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 553 m. vd. hükümlerinde, kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin, tasfiye memurlarının ve denetçilerin, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde kendilerine karşı açılacak sorumluluk davası ve bu davanın şartları düzenlenmiştir. TTK.m.553 hükmü kapsamında yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu için dört şartın birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlar; yükümlülüklere aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağıdır ——— Bu davalarda zararın varlığı ve miktarı ile zarar doğurucu işlem ya da eylemin yönetim kurulu üyesinin kusurundan kaynaklandığını kanıtlama yükü davacı yana aittir ——– Davacı, haksız eylemin ögelerinin gerçekleştiğini, kusura dayanan sorumlulukta zararı, illiyet bağını, hukuka aykırılığı ve kusurun varlığını ispat yükü altındadır ———–Ortada bir zarar yoksa yönetim kurulu üyesi hukuka aykırı davranmış olsa dahi, aleyhine sorumluluk davası açılması söz konusu olamaz ———-Her ne sebepten kaynaklanırsa kaynaklansın sorumluluk davalarının vazgeçilemez şartı, ortada bir zararın olmasıdır. Zarar olmayan yerde sorumluluk olmaz ————Yani yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğun doğması bakımından öncelikli koşul, zararın olmasıdır. Zarar gören ise, bu zararının varlığını kanıtlamalıdır ————-Ancak şirketin zarar görmüş olması, sorumluluğun doğması için tek başına yeterli değildir. Zarar doğmuş olsa bile yönetim kurulu üyesi kusurlu değilse sorumluluğuna gidilemez TTK’da düzenlenen sorumluluk, kusur ilkesine dayanmaktadır. Üyelere herhangi bir kusur isnat edilemiyorsa, zarar doğmuş olsa bile, üyeler bundan sorumlu tutulamazlar. Bu kapsamda kanuna veya esas sözleşmeye aykırı olarak yükümlülüğün ihlal edildiğinin davacı tarafından ispatlanması gerekir. Bu şartlardan birinin eksikliği dahi sorumluluk iddiasının dinlenmesini engelleyecek niteliktedir. Bir diğer şart olan illiyet bağı da, sorumluluğun temel şartlarından biri olup illiyet bağı en temel ifadesiyle, o olaydaki zarar ile kusur arasındaki nedensellik bağını ifade eder. Yani ortaya çıkan zarar, sorumluluğu gerektiren kusurun neticesinde oluşmuş olmalı, o eylem olmadan zararın meydana gelmeyeceği kesin olarak anlaşılmalıdır.——– sorumlu tutulabilmeleri için kanuna veya esas sözleşmeye aykırı fiili ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır ———–zarar ile sorumluluk arasındaki illiyet bağının da kurulması gerekirken, kasa açığının el koyma anında mevcut olduğu hususu tespit edilememiş ve davalılar ile zarar arasında illiyet bağı kurulamamış olduğundan mevcut kasa açığından davalıların sorumlu tutulamayacağı gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış,…”denilmiştir.Somut olayda da davacılar ortağı oldukları dava dışı şirketin davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemleri ile zarara uğratıldığını, ortağı oldukları şirketin işlerini muvazalı şekilde yakınlarına kurdurdukları davalı şirket üzerinden yaptıklarını, ne şekilde alındığı anlaşılamayan faturaları dava dışı şirkete gider kaydedip şirketi hep zarar eder durumda tuttuklarını, tekne imalatına ilişkin yapılan sözleşmeler için çok düşük miktarda tahsilat gösterildiğini, bu ve benzeri eylemlerle şirkete zarar verildiğini iddia ederek dava açmış iseler de dosyada toplanan deliller, alınan bilirkişi kurulu raporu içeriği ile birlikte değerlendirildiğinde dava dışı şirket ortakları arasında devam eden pek çok dava bulunduğu ortakların birbirine güven duygusunun kalmadığı, bu yüzden dava dışı şirketin feshi için açılan davanın yargılamasının da devam ettiği, incelenen dava dışı şirket ve davalı şirket kayıtları itibariyle dava dışı şirketin işlerinin ve kârlılığının, davalı —— aktarıldığı şekilde bir sonuca ulaşılamadığı, ciro ve kârlılık yönünden her iki şirketin mali yapısının bozuk olup bu durumun iddia edildiği gibi dava dışı şirketin kaynaklarının davalı ——– aktarılmasından kaynaklanmadığı, dava dışı şirketin sermaye yetersizliği nedeniyle bu durumda olduğu, şirketin sermayesinin —–senesinden beri hiç artırılmadığı, bu yüzden 2021 senesi sonu itibarıyla kısa vadeli ve uzun vadeli borçlarında artış olduğu, dava dışı şirket ile davalı —–arasındaki cari hesap ilişkisinde de iddia edildiği gibi —–, normalden düşük ya da yüksek bedelle dava dışı şirkete iş yapmadığı dava dışı şirketin, davalı —— iş yapıp hizmet verdiği ve karşılığında da fatura kestiği faturaların toplamının KDV hariç 931.210,21 T.L.olup yüksek veya dava dışı şirketin zararına yol açmak maksadıyla düşük bedelle kesildiğine dair bir tespit olmadığı, bu faturaların dava dışı şirketin toplam cirosunun % 3’ü kadar olup, dava dışı şirketin mali yapısını etkileyecek bir tutar olmadığı, davalı —– sermayesinin tamamının zayi olduğu bu durumda dava dışı şirketten davalı şirkete iş ve kaynak aktarıldığından bahsedilemeyeceği, ——- kayıtları ile taraf ticari defterleri ve faturaları karşılaştırıldığında dava dışı şirketin işlerini —– firması üzerinden yaparak gelir elde ettiğini ispata yarar herhangi bir belge ve bilgiye rastlanamadığı, —— tarafından verilen mal/hizmete ilişkin kesin faturalardaki bedellerin —-rayiç bedellere uygun olduğu, —- mal/hizmete ilişkin iş ve işlemlerinin dava dışı —- yapıldığı iddiasına ilişkin dava dosyasında ispata elverişli belge ve bilgi bulunmadığı, davalıların usulsüz harcamalarını şirkete masraf olarak kaydettirdiklerine ilişkin belge ve bilginin dava dosyasında bulunamadığını belirlenmiş davacıların üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremedikleri davalıların sorumluluklarının doğmadığı sonucuna varılmakla davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harcın davacılar tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 71,70 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 15,00 TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
5- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.640,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2023