Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/24 E. 2022/855 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/24 Esas
KARAR NO: 2022/855
DAVA: Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 11/01/2022
KARAR TARİHİ: 22/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında elektrik tüketimine ilişkin abonelik sözleşmesi imzalandığını, davacı hakkında başlatılan icra takip borcunun davacı ve davalının sulh olması üzerine takip borcunun ödendiğini ve icra takibinin kapatıldığını, ancak davalı tarafından ———tarihli fatura düzenlendiği, bu faturanın iade edildiğini, bunun üzerine bu faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmediğini, davacı hakkında haciz işlemlerinin yapıldığını, abonelik ilişkisini davalının sonlandırması nedeniyle davacının bir borcunun bulunmadığını, takibin iptaline, tazminata ve para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının takip dosyasına konu fatura borçlarını süresinde ödemediğini, ihtar yapıldığı halde ödememesi nedeniyle davalı şirket tarafından yönetmelik hükmünün —- uyarınca sözleşmenin fesih edildiğini taraflarca imzalanan —-haklı sebeple sözleşmenin feshi durumunda, sözleşmenin feshine sebep olan kusurlu tarafın diğer tarafa ödeme yapması gerektiğini belirttiğini, bu madde uyarınca davalı şirket taahhüt çıkış bedeli ifadeli—- son ödeme tarihli ve —- bedelli faturayı kestiğini, davacı şirket tarafından bu faturanın ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla davalı şirket tarafından davacı hakkında ilamsız icra takibi yapıldığını belirterek; davanın reddine, davacının %20 tazminat ödemesinİ, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından davacı hakkında taahhüt çıkış bedeli alacağının tahsili için başlatılan —— icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Dosyanın, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacının davalı tarafa borcunun olup olmadığı, davacı tarafın sözleşmeye aykırı davranışları olup olmadığı, olması halinde davalı tarafça süresinde ve usulüne uygun davacı tarafın ihtar edilip edilmediği hususların ve tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek suretiyle rapor tanzimi için elektrik mühendisi ve sözleşme hesap uzmanı bilirkişilere gönderilmesine karar verilmiştir.
— tarafından düzenlenen —— tarihli raporda özetle; davacı tarafından menfi tespit davasına konu edilen fatura alacağının sözleşmenin feshine dayalı olarak düzenlendiğini, sözleşme gereği fesih on günlük süre tanınması ve ardından feshin gerçekleştirilmesi gerektiğini, sözleşme hükmüne göre on günlük süre tanındığına ilişkin bilgi ve belge bulunmadığını, sözleşmenin feshinin TTK md. 18, f. 3 hükmüne uygun olarak gerçekleştirildiğine dair bilgi ve belge bulunmadığını, sözleşme ile kararlaştırılan cezai şartın talep edilme şartlarının oluşmadığı sonuç, görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamından; davanın takibe konu borç nedeniyle davacının davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti talebine ve icra takibinin iptali talebine ilişkin olduğu, takibe konu faturanın ödeme emrinde gösterildiği, fatura içeriğinin taahhüt çıkış bedeli olduğu, davacının taraflar arasında imzalanan sözleşmede davalının sözleşmeyi iptal etmesi halinde taahhüt çıkış bedeli ödeyeceğine dair bir hüküm bulunmadığını beyan ederek menfi tespit talebinde bulunduğu, davalı tarafın ise taraflarca imzalanan —- tarihli sözleşme gereği sözleşmenin haklı sebeple feshi halinde sözleşmenin feshine sebep olan kusurlu tarafın diğer tarafa ödeme yapması gerektiğinden bahisle taahhüt çıkış bedeli ifadeli — son ödeme tarihli ve —– bedelli fatura kestiğini ve sözleşmenin feshinin haklı olduğunu beyanla davanın reddini talep ettiği, taraflar dosya kapsamında yer alan taraflarca imzalanan—— taraflardan herhangi birinin sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmesi halinde diğer tarafın yazılı bildirimde bulunarak 10 günlük süre içerisinde yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olduğu, yine madde hükmünün son fıkrasında da feshe sebep olan tarafın en yüksek elektrik faturasının iki katı kadar taahhüt çıkış bedeli adıyla meblağı ödemekle yükümlü olduğunun düzenlendiği, davacı tarafın tüketim bedellerini ödemekle yükümlü olduğu, yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde sözleşmeye aykırılık meydana geleceği, bu durumda davalı tarafça yükümlülüğün yerine getirilmediğine ilişkin 10 günlük sürenin verildiğine dair yazılı bildirimde bulunması gerektiği anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK’nın “Sonradan Delil Gösterilmesi” başlıklı 145/1. maddesine göre; taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler. Ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa veya süresinde ileri sürülememesi ilgili tarafın kusurundan kaynaklanmıyorsa, mahkeme o delilin sonradan gösterilmesine izin verebilir. hükmü dikkate alındığında, davalı yanın cevap dilekçesinde 10 günlük süre verildiğine dair savunma ileri sürmediği, yazılı bir belge ibraz etmediği, yine davalı tarafça feshe yönelik düzenlenen bir ihtarnamenin bulunmadığı görülmüştür. Yazılı bildirimde bulunulduğuna dair belge ibraz etmeyen, sonradan delil gösterilebilmesi için HMK’nın 145.maddesinde belirtilen istisnai hallerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davalının ön inceleme aşamasından sonra belge ibraz etmesi mümkün değildir.
Tüm bu açıklanan nedenlerle davacı şirketin davalıya—–dosyasıyla talep edilen takip konusu alacak ve—- tutarlı faturadan dolayı borcunun bulunmadığı kanaatine varılmış ve bu kapsamda icra takibinin de iptaline karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın kötü niyet tazminat ve para cezası talep ettiği, davalı taraf takip başlatmakta haksız olsa da kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davacı tarafın kötü niyet tazminat ve para cezası talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacı şirketin —– sayılı takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline,
2-Davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat ve para cezası talebinin reddine,
3-Karar harcı 7.455,87 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.863,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.591,90 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 1.863,97 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.944,67 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 62,50 tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.862,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 17.372,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf Yasa Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022