Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/224 E. 2022/696 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/224 Esas
KARAR NO:2022/696

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/04/2016
KARAR TARİHİ:06/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Takip borçlusu — sayılı dosyası ile genel ticari kredi sözleşmesine istinaden ilamsız takip yapılmıştır. Borçlu—havale tarihli dilekçesi ile borca, faiz ve ferilerine itiraz etmiştir. Davalı —müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamıştır. —yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile borçluların hesabı kat edilerek borcunu ödemesi için ihtarname çekilmiştir.— müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış olup, kefilin sorumlu olduğu miktar bellidir..—- likit olan alacağa haksız yere itiraz ettiğinden icra inkar tazminatına mahkum edilmesi yasa gereğidir. Yukarıda arz ve izah olunan nedenlerle ve resen gözetilecek diğer sebeplerle; fazlaya ilişkin tüm hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydıyla davalı/borçlunun—sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, 5464 Sayılı Kanunun 26/3 maddesi uyarınca banka tarafından uygulanan faiz oranlarının artması halinde artan/değişen oranlarda uygulanması kaydı ile — temerrüt faizi ve faizin—ile takibin devamına.”, haksız ve mesnetsiz itiraz sebebiyle — az olmamak şartıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, masraf ve ücreti vekaletin davalı/borçluya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; —- İcra ödeme emrinde belirtilen haliyle alacaklı gözüken tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu sebeple icra ödeme emrinde belirtilen borca da tümüyle itiraz ettiğini, icra ödeme emrinde borcun doğum sebebi olarak —tarihli Genel Kredi Sözleşmesi ve hesap kat ihtarnamelerinin gösterildiğini, kendisinin alacaklı gözüken bankaya bu tarih ve meblağlı sözleşmeden kaynaklanan ve ödenmemiş bir borcunun bulunmadığını, İşbu borcun—borcu olduğunu, bu şirketteki hisselerinin tamamını, bütün aktif ve pasifiyle, hukuki ve mali tüm yükümlülükleriyle birlikte, ekte fotokopilerini de sunduğu, —yevmiye no.lu —devrettiğini, bu devir— tarih ve 8439 sayılı nüshasında da yayımlandığını, dolayısıyla bu şirketin borcu dolayısıyla artık sorumlu ve borçlu olmadığını, kaldı ki asıl borçlu şirketin borcu karşılayacak mal varlığı da mevcut olduğunu, öncelikle alacaklı olduğunu iddia eden bankanın asıl borçlu şirketten alacağını alma konusunda yapması gerekenleri yapması gerektiğini, işbu sebeple icra takibine ve tüm borca itiraz ettiğini, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiğini beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile;İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı banka ile dava dışı —- arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri uyarınca şirkete kredi kullandırıldığını, davalının sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcunun ödenmediğini bu yüzden hesabın kat edildiğini, davalılara gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması ile alacağın tahsili için davalılar hakkında başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali talepli olarak dava açmış, davalı taraf cevap dilekçesi sunmamıştır.Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde hükme esas alınan —- raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne ve davalının itirazında haksız, alacağın likit oluşu göz önünde bulundurularak hükmedilen tutarın —-oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiği, bu kararın — Karar sayılı ilamı ile yapılan ödemelerin kısmi olması nedeniyle—aracılığıyla TBK 100. maddeye uygun olarak, ödemelerin öncelikle dosyadaki faiz, — ücreti ve takip masraflarından (tahsil harcı hariç olmak üzere) mahsup edildikten sonra bakiye alacağın belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek mahkememiz dosya kararı kaldırılmış, dosya yukarıda yazılı esasa tevzi olunduğu anlaşılmıştır.
İstinaf ilamı taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından —-tarihli celsede dava tarihinden sonra icra borcunun ödendiği takip dosyasının kapatıldığı, ancak yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin devam ettiği belirtilmiş, davalının —- havale tarihli dilekçesi ile davaya konu icraya konu takip dosyasındaki borcunu ödediğine dair dilekçe ibraz ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı neticesinde; davacı vekilinin dava konusu borcun ödendiğini,davalının da dava konusu borcu davacı tarafa ödediğini belirttikleri, icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğu ve mahkememizde görülen davanın açıldığı, ödemenin dava tarihinden sonra yapılması ile davanın açılmasına davalı tarafça sebebiyet verildiği, yargılamanın devam ettiği, davalı tarafça yapılan ödemenin ihtirazi kayıtla yapıldığı yönünde bir iddianın olmadığı, davalının yaptığı ödemenin borcu kabul anlamına geldiği, ödemenin yapılmış olması nedeniyle davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar harcı —- davacı tarafça peşin olarak yatırılan — harcın mahsubu ile bakiye —harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan — yargılama ve müzekkere gideri, — bilirkişi masrafı olmak üzere toplam —yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen—-vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden — haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.