Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/222 E. 2022/518 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/222
KARAR NO: 2022/518
DAVA: Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ: 29/03/2022
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından —aleyhine—-dosyası ile takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, dava dışı şirketin— tarihinde TTK Geçici 7. Maddesi uyarınca resen terkin edildiğini, başlatılan icra takibinin resen terkin işleminden önce olduğunu belirterek ——– ek tasfiyesi için sicile yeniden tesciline şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından yapılan iş ve işlemlerin TTK 32. Maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği 34. Maddesi uyarınca yapıldığını, tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığını, gerekli tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirildiğini, dava dışı şirkete ihtarda bulunulduğunu ancak şirketin gerekli yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibari ile TTK Geçici 7/15 maddesi uyarınca açılmış ihya davasıdır. TTK Geçici 7.maddesi uyarınca sicilden terkin edilen ——– ihyasına karar verilmesi talep edilmektedir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, mahkememizin——–günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilmiştir.
——– dosyası getirtilmiş, ihyası talep edilen şirket merkezinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı, şirketin—— tarafından 6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi, Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesi, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve Anonim ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine ve Kuruluşu ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “Adresinin tespit edilemediği” hususunun belirlenmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ”in 5’inci maddesi gereğince resen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından —–tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiği anlaşılmıştır.
—- sayılı takip dosyası ——–getirtilmiş, davacının ihyası talep edilen şirket hakkında icra takibi başlattığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça söz konusu icra takibinin re’sen terkin işleminden önce başlatıldığı bu nedenle TTK Geçici 7.maddesi uyarınca resen terkin işleminin yapılamayacağı belirtilmiş ise de resen terkin işleminden önce başlatılan icra takibi TTK Geçici 7.maddesi 2.fıkrası anlamında devam eden dava niteliğinde bulunmadığından bu maddenin uygulanması mümkün görülmemiştir.
TTK Geçici 7/15 fıkrasının son cümlesi uyarınca——– kaydı silinen şirketin alacaklıları veya hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren —— yıllık süre içinde mahkemeye başvurmak suretiyle şirketin ihyasını talep edebileceklerdir. Davacı taraf ihyasını talep ettiği şirket hakkında alacaklı olduğundan bahisle icra takibi başlatmış olup, ihya davası açmakta hukuki menfaatinin bulunduğu tartışmasızdır. Ancak, ihyası talep edilen şirketin TTK Geçici 7.maddesinde düzenleme konusu edilmeyen bir husus nedeniyle kapsam içine alınarak sicilden resen terkin edildiği “adreste bulunmaması nedeniyle” anlaşıldığından TTK Geçici 7/15 fıkrasında kabul edilen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanmayacağı sonucuna varılmıştır.
———TTK Geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirketlere anılan madde hükümlerinin uygulanmayacağına dair düzenleme uyarınca derdest davaya rağmen geçici 7. madde kapsamında gerçekleştirilen re’sen terkin işlemi hukuka aykırı olarak nitelendirilir. Ancak dosyanın incelenmesinde; dava konusu şirketin —-tarihinde geçici 7. madde uyarınca terkin edildiği, aynı şirket hakkında ise terkin tarihinden sonra —- dava açıldığı nazara alındığında; ilgili ticaret sicil müdürlüğünce geçici 7. madde kapsamında gerçekleştirilen terkin işleminin hukuka aykırı olduğu söylenemez. Dolayısıyla dava konusu şirket hakkında taraf teşkilinin sağlanarak anılan davadaki yargılamaya devam edilmesi için açılan işbu davada verilecek olan ihya kararı, TTK’nın 547. maddesi anlamında ek tasfiye kapsamına girdiğinden mahkemece, aynı maddenin 2. fıkrası gereği ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanarak tescil ve ilanına karar verilmelidir.”denilerek ilgili mahkemenin kararının bozulduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve yukarıda bahsi geçen ——- bir arada değerlendirildiğinde ihyası talep edilen şirketin ——- tarihinde TTK Geçici 7.maddesi kapsamında şirketin adreste bulunmaması gerekçe gösterilerek sicilden resen terkin edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar ihya davası açılmasına neden olan icra takibi ——-yılında başlatılmış ise de Geçici 7.maddenin 2.fıkrası yalnızca terkinden önce açılmış davalar yönünden uygulama imkanı olan bir düzenleme niteliğinde olduğundan somut olayda bu maddenin uygulama imkanının bulunmadığı, yapılan terkin işleminin usul ve Yasaya uygun olduğu kabul edilmiş, icra takibi yönünden taraf teşkilinin sağlanarak takibe devam edilebilmesi için TTK 547.maddesi anlamında ek tasfiyeye ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak davanın kabulüne, ——– kayıtlı iken TTK Geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen ——takip dosyasında yürütülecek işlemlerle sınırlı olmak kaydıyla geçici olarak ihyasına, şirketin yetkilisi —— işlemlerin yürütülmesi için tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına karar verilmiş, davalı sicil müdürlüğü yasal hasım durumunda olup, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak lehine vekalet ücreti takdir edilmeyerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,
——– numarasında kayıtlı iken TTK Geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen ———–sayılı takip dosyasında yürütülecek işlemlerle sınırlı olmak kaydıyla geçici olarak ihyasına,
Şirketin yetkilisi ——— bu işlemlerin yürütülmesi için tasfiye memuru olarak atanmasına,
Kararın——- tescil ve ilanına,
2-Karar harcı peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2022