Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/200 E. 2023/590 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/200
KARAR NO : 2023/590

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili)
DAVA TARİHİ : 23/03/2022
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan Semenin Tenzili) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin dava konusu—model —- marka — tipi arac—-no’lu davalıdan satın aldığını bakımlarını — no’lu davalı yan tarafından yapıldığı, aracın 140.000 km’de motor bloğu çatladığı, onarım masraflarının 92.820,00 TL tuttuğu, yetkili servis sağlayıcı kusurun bir kısmına ortak olabileceklerinden bahisle 42.383,96 TL iskonto yapmış, müvekkilden 59.514,53 TL’lik kısmı müvekkilden tahsil ettiği, araçta meydana gelen arıza sebebiyle hem imalatçı firma hem servis sağlayıcı firma müteselsilen sorumlu olması sebebiyle dava ve arabuluculuk süreci davalılar aleyhine ikame edildiği, davalılar tanzim olunan faturadan anlaşılacağı üzere onarım bedelinden tenzilat yapmak suretiyle esasen kusurun kendilerinde olduğunu kabul etmekte oldukları, zira, hiç bir servis/satıcı/sağlayıcı kusurun kendisinde olmadığını iddia ettiği bir durumda , bırakın bu miktarda bir iskonto yapmayı çok az miktarlarda bir iskonto bile yapmayacak olduğu, aracın 140.000 km’de böylesine büyük arıza çıkarması motor blokunun çatlaması, aracın sınıfı, muadili araçtan beklenen makul ve ortalama fayda ve beklentiler ile uyumlu olmadığı, zira motor blokunun çatlaması alt sınıf ekonomik araçlarda bile çok ender rastlanan bir durum olduğu ve genelde soğutma sıvısı kaçakları, yağ kaçakları, yüksek hararet, hava sirkülasyon bozukluğu, soğutma suyu sirkülasyonu bozulması gibi sebeplerden veya bloğun yeterli mukavemete sahip olmayan malzemeden imal edilmesinden kaynaklanmakta olduğu, arızanın imalat hatasından mı yoksa servis sağlayıcının bakım görevini ihmal etmesinden mi kaynaklandığı, ortaya çıkan arızanın niteliği, tekrar edip etmeyeceğinin tespit edilmesinin bilirkişi marifeti ile tespit edilmesi gerektiği, servis başvurusunun ayıp yerine geçmekte olduğu, ayrıca —-.Noterliği’nin 18/01/2022 tarih ve —- yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek ayıp ihbar edildiği, özellikle mekanik eşyalarda, otomobillerde, bozukluklar, eksiklikler, sakıncalı donanımlar “gizli ayıp” biçiminde yıllar sonra ortaya çıkabilmekte olduğu, bu yönüyle ortaya çıkan ayıbın davalıların ağır kusurundan kaynaklı gizli ayıp niteliğinde olduğu açık olduğunu, —-plaka nolu aracın yenisiyle değiştirilmesi ve 59.514,13 TL tazminatın noter ihtar tarihi olan 18/01/2022 gününden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müşterek ve müteselsil sorumluluk dahlinde davalılardan tahsili ile müvekkile ödenmesi, asıl talep kabul edilmediği takdirde, bu davanın belirsiz alacak davası olarak kabulüne, ayıp sebebiyle bedel indirimi kapsamında bilirkişi raporundan sonra artırılmak üzere asgari bedel olan 50.000 TL’nin satım tarihi olan 23.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsilini, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: TBK’ya göre satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı hükmü bulunduğu, TBK’nın ilgili hükmünden görüldüğü üzere satılandaki ayıbın daha sonra ortaya çıkması halinde dahi satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmesiyle zamanaşımın söz konusu olacağı, nitekim her halükarda davacının iddia ettiği ayıp zamanaşımına uğradığı, yargılama konusu —-plaka nolu—- model ,—- araç 0 km olarak davacı tarafından —Bayisinden satın alındığı, distribütör —- olduğu, dava konusu otomobilin 2015-2017 yılları arasında bakımının taraflarından yapılmadığı, ilk olarak 5.09.2017 tarihinde 38.035 km bakım (3.yıl 45.000 KM de servis hizmetinin müvekkil şirket tarafından verildiği, dava konusu araç davacı şirket tarafından, satım sözleşmesi tamamlanıp teslim alındıktan sonra servis hizmetlerini baştan itibaren yani satın alınıp teslim alındığı tarihten itibaren ,aralıksız ve devamlı bir şekilde 10.04.2017 tarihine ve araç 28.141 km ye gelene kadar —-firmasından aldığı, tüm servis hizmetlerinin müvekkilden alınmadığı, dava konusu araç en son 24.12.2021 tarihinde müvekkil şirket servise çekici ile getirildiği, yapılan kontroller de; gaz kelebeği, direksiyon kilidi arızası tespit edildiği, motor bloğu ile beraber müşteri onayı ile parçalar değiştirildiği, akabinde araç davacı müşteriye teslim edildiği, dava konusu araca müvekkil şirket tarafından verilen hizmetler hatasız ve kusursuz olduğu, davacının müvekkil firma tarafından verilen servis hizmetleri ve onarımdan dolayı ücrette yapılan iskontoyu, kendi kusurunu kabul anlamına gelecek şekilde yorumlaması her türlü izahtan yoksun olup, kabulünün mümkün olmadığı, otomotiv endüstrisinde otomobilin ilk sahiplerine bakımlarını düzenli olarak yetkili servislerde yaptırması sebebi ile markanın verdiği yaş ve kilometreye göre değişen oranlarda verilen iskonto yani iyi niyet garantisi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımı süresinde ikame edilmediği, davacının araçta ayıp olduğu iddialarının gerçeğe aykırı olduğu, davacıya teslim edilen aracın ayıptan ari olarak teslim edildiği, otomobilde herhangi bir kusur veya üretim kaynaklı bir ayıp mevcut olmadığı, zira aracın 2015 yılından sonra 6 sene 140.000 km kullanıldığı, 24.12.2021 tarihinde motor bloğunda çatlaklar tespit edilmesi üzerine motor bloğu değiştirilerek 05.01.2022 tarihinde davacıya teslim edildiği, araçtaki arızanın tamamen giderildiği, onarım esnasında müşteri memnuniyeti kapsamında indirim yapıldığı, davacı yanın ise bu durumu haksız iddialarına dayanak yaptığı, davacının bildirim sürelerine uymadığı, aracın ayıplı olduğunu kabul etmemekle birlikte ayıplı kabul edilse dahi davacı seçimlik hakkını onarım olarak kullandığını, bedel indirimine karar verilmesi halinde , satış sözleşmesinde taraf olmayan ve satış bedelini uhdesinde bulundurmayan müvekkil şirket açısından davanın husumet yokluğundan usulden reddine , davanın usulden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde özetle; konu talebin zaman aşımına uğradığı, davacının kanuni külfet ve yükümlülüklerini süresinde ve usulüne uygun olarak yerine getirmediği, davacı taraf dava dilekçesinde de belirtildiği üzere dava konusu aracı onlarca kez müvekkili şirket ile bağı olmayan bir yetkili servislere götürdüğü ve davalı —– şirketi tarafından bakım ve tamiratının yapıldığını belirttiği, araçta herhangi bir üretim dışı ve sonradan meydana gelen arıza var olup olmadığı hususu bir araştırma konusu yapılacak ise, öncelikle araçta herhangi bir hasarın mevcut olup olmadığı, vurma, çarpma gibi dış etkenler sonucu aracın belirli bölgelerinde hasar meydana gelip gelmediği de araştırılması gerektiği, dolayısıyla bu kontrol ve sorumluluğa değinmeden araçta ayıp olduğu yönündeki iddia da gerçeği yansıtmadığı, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, söz konusu ayıbın varlığı kabul edilse dahi, küçük bir müdahale ile giderilebilecek olması sebebi ile bu durum en fazla bedel indirimi gerektirecek bir ayıp olarak kabul edilmesi gerektiği, davacının talebi ile davalının talep neticesindeki kaybı arasında aşırı orantısızlık bulunduğu hallerde bedel indirimine hükmolunması gerektiği ifade edildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalı — ithalatçısı olduğu, diğer davalı — tarafından bakımları yapılan —- plakalı aracın ayıplı olduğundan bahisle yenisiyle değiştirilmesi ve tamir bedeli olan 59.514,13 TL bedelin ödenmesi, bu talep kabul görmediği taktirde bedel indirim talebi ve tamir bedelinin iadesi talebine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 23/03/2023 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davacıya ait aracın tescil kaydı, servis kayıtları, tramer kayıtları, önceki kazalarına ilişkin kayıtlar, buna ilişkin hasar dosyaları, aracın garanti belgesi celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.Mahkememizce davacı iddiası, davalı savunmaları, ihbar olunan beyanı, servis kayıtları, araç faturası, aracın garanti belgesi, aracın daha önce kazalara ilişkin kayıtlar, davacı vekili tarafından dava tarihinden sonra aracın yeniden arıza yaptığına ilişkin bildirim ve ekinde sunulan servis fişleri değerlendirilerek aracın açık/gizli ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı, davalıların zaman aşımı definin değerlendirilmesine, araçta meydana gelen hasarların ağır kusur olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, davacının terditli taleplerinin değerlendirilmesi, aracın yenisiyle değiştirilip değiştirilmeyeceği hususunun ve 59.514,13 TL tazminat talebinin öncelikle değerlendirilmesi, bu mümkün görülmediği taktirde bedel indirimi talebinin değerlendirilmesi hususunda rapor düzenlenmesi amacıyla—– Üniversitesi makine mühendislerinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; dava konusu aracın servis geçmişinin incelendiği, davacı vekili 30.05.2022 tarihinde verdiği dilekçede aracın marş motorunun arıza yaptığını 24.05.2022 tarihinde 8.281,24 TL bedel ile değiştiği, araçta sık arıza çıkmasının yapısal sorunlu olduğunu belirttiği tespit edilmiş olup davalı yan ilgili hususa 22.07.2022 tarihinde cevap vermiş olup marş motoru değişimi ile motor bloğu çatlaması arızası değişiminin ilgisi olmadığını belirttiği, davacı vekilinin 18.10.2022 tarihli dilekçesinde dava konusu aracın 10.10.2022 tarihinde aracın frenlerinin tutmaması üzerine servise başvurduğu, sağ fren hortumunun değiştiği, müvekkilinin ölümden döndüğü araçta sık sık arıza meydana geldiği, yapısal sorunlar olduğunu belirttiği, Sigorta Bilgi Merkezi tarafından dosya içerisine celp edilen belgelerde dava konusu aracın 27.11.2015 tarihinde anahtar çalınması hasarı ve 12.09.2018 tarihinde kasko hasarı/çarpışma olduğu, 12.09.2018 tarihli hasara dair dosyaya celp edilen —– hasar dosyasından dava konusu aracın ara sokaktan kontrolsüz şekilde çıkarak karşı taraftaki araca çarptığı anlaşılmış olup hasar dosyası içerisindeki fotoğraflardan dava konusu 61.180 km’de aracın ön kısımdan hasar aldığı, onarım faturası kalemlerinin ” elektrik işçiliği, boya işçiliği, kaporta işçiliği, hinge-menteşe, klips, expansion plug-genleşmeli subap, ızgara, bumper cover-kapak, braket, LID kapak, ızgara, cap-kapak’ şeklinde olduğu, hasar fotoğraflarından konu aracın ön kısım darbesinin tampon kısmında kaldığı ve konu kazada motor bloğunun hasar almadığının tespit edildiği, dava konusu aracın 24.02.20223 tarihinde— Adliyesi otoparkında görüldüğü, dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda teknik açıdan tekrar incelenmesine gerek olmadığı, aracın davaya konu edilmiş olan arızası ilk satın alma tarihinden itibaren 2223 gün – 6 yıl 1 ay 1 gün sonra, konu araç 141.408 km’de iken ortaya çıktığı, bu tarihe kadar olan tüm bakımlarının konu aracın yetkili servisleri vasıtası ile yapılmış olup raporda ayrıntılı olarak listelendiği, aracın motorunda 24.12.2021 tarihinde ortaya çıkan arızanın (blok çatlağı) komple motor bloğu değişimi ile giderildiği, teknik açıdan bu tarihten sonra ortaya çıkan marş motoru ve fren hortumu değişiminin motor bloğu arızası ile illiyet bağı bulunmadığı, bu açıdan yetkili servis tarafından onarım ücreti anlamında büyük oranda ıskonto yapılarak gerçekleştirilmiş olan onarım ile dava konusu aracın motor arızasının giderildiğinin kabulü gerektiği, günümüzde modern otomotiv endüstrisinde araç motorların tasarım/motor revizyon ömürlerinin yaklaşık olarak 200.000 km- 300.000 km mertebesinde olup, tüm bakımların olması gerektiği gibi üreticinin belirlediği şekilde yapılması durumunda onarımının çok büyük masraf gerektirecek olan – iş bu davadaki gibi motor bloğu çatlaması ve değişimi- vb. arızaların araç motoru üzerinde oluşmasının beklenmemesi gerektiği, diğer yandan dosya içerisindeki servis belgeleri incelendiğinde de dava konusu aracın motor bloğu değişimine dair servis bülteni bulunduğunun, iş emri atölye nüshasında onarımı yapan servis görevlilerince not düşüldüğü, servis bülteni uygulamalarının, araçlar üzerinde üretim esnasında tespit edilemeyen ancak sonradan tespit edilen/farkına varılan uygunsuzlukların giderilmesi amacıyla otomotiv firmaları tarafından araçların geri çağırılarak yetkili servis istasyonlarında yapılan uygunsuzluğun giderim/onarım işlemleri olduğu, ilgili servis bülteninin kendisinin tespit edilemediği, bu hususla dava konusu aracın motor bloğu üzerindeki ortaya çıkmış olan arızanın imalat kaynaklı bir uygunsuzluk nedeni ile ortaya çıktığı ve ilgili durum hakkında bir servis bülteni de yayınlandığı, bu açıdan dava konusu aracın, teknik anlamda kullanım ömrüne göre erken dönemde ortaya çıkmış olan motor bloğu değişimini gerektirir ve araçtan faydalanması engelleyici/ kesintiye uğratan arıza nedeni ile imalat kaynaklı olarak ayıplı olduğu, ilgili ayıbın niteliği, satın alma esnasında ortalama bir kullanıcı tarafından yapılacak makul bir inceleme ile tespitinin mümkün olmaması ve ayıbın ortaya çıkması için aracın kullanılması- süre anlamında değil km anlamında mesafe kat etmesi gerektiği – göz önüne alındığında GİZLİ AYIP olarak nitelendirildiği, GİZLİ AYIP’ın yetkili servis tarafından yapılmış olan onarım ile giderildiği ve davacının konu aracı aktif olarak kullanmaya ve faydalanmaya devam ettiği, dosya içerisinde mübrez hasar dosyalarındaki hasar durumu ile dava konusu aracın arızanın illiyet bağı içerisinde olmadığı, ilgili GİZLİ AYIBIN onarımının (motor bloğu değişimi ve direk ilintili tüm sistemlerin ve parçaların) tamamen garanti kapsamında ücretsiz yapılması gerektiği, ancak ilgili onarım için davacı yandan bir bedel tahsil edildiği -59.514,13 TL- anlaşılmakta olup ilgili bedelin kimin sorumluluğunda olduğu (1.Davalı:Yetkili servis, 2.Davalı: Üretici temsilcisi, İhbar olunan: Satıcı) hususundaki takdirin mahkemeye ait olduğu, bununla birlikte motor bloğu değişimi onarımının yapıldığı 24.12.2021 tarihli onarım esnasında konu fatura içerisinden motor ve direkt ilintili sistemler hariç aks başı keçesi, direkisyon kilidi, aks mili, cıvata kolon kidir, rot ayarı torna işçiliği kalemleri de tespit edilmiş olup aracın, aks parçasının komple değişimini gerektirir bir hasar aldığına dair bir belge dosyada bulunmadığından ilgili onarım ve onarım sonrası rot ayarı kalemlerinin de garanti kapsamında yapılması gerektiği değerlendirildiğinden onarım faturasının tamamının garanti kapsamında olması gerektiği, davacı yan asıl talebinin (aracın yenisi ile değişimi) kabul görmemesi halinde satış tarihi itibari ile bedel indirimi talep etmekte olup, ilgili bedelin nispi metoda göre hesaplanmasının gerekmemekte olduğu (YARGITAY —. HD.—, bedel indirimi sıfır kilometre ayıpsız araç almak niyetinde olan davacının bahse konu ayıplar ile dava konusu aracı satın alması için yapılması gereken indirim olup, davacı yanın konu ayıplı aracını satın almayı kabul etmesi için önemli miktarda indirim yapılması gerektiği ve yapılan araştırmalarda ilgili ayıplı aracın satış değerinin satış tarihindeki değerinin 350.000 TL ile 360.000 TL arasında olabileceği ve ortalama olarak ilgili bedelin 355.000 TL olarak kabule edilmesinin makul olduğu, bu doğrultuda satış tarihinde (23.11.2015) indirilecek bedelin; İndirilecek bedel= sözleşme bedeli – (sözleşme bedeli x ayıplı değer/ayıpsız değer) İndirilecek bedel= 371.390,71 TL – (371.390,71 TL x (355.000 TL /371.390,71 TL)) İndirilecek bedel=16.390,71 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.Taraf vekilleri bilirkişi raporuna itiraz etmişlerdir.Tüm dosya kapsamından; dava konusu —- Marka, —-” tipi, —-” tipi, “—-” model aracın —-. tarafından “23.11.2015” tarihinde düzenlenen “—–” no’lu fatura ile KDV Dahil 371.390,71 TL bedel ile davacı yana satıldığı,Davacı tarafça dava konusu aracın gizli ayıplı olduğundan bahisle aracın öncelikle misli ile değiştirilmesi, bu talebin kabul edilmemesi halinde bedelde indirim yapılması ve davacıdan alınan tamirat bedelinin tahsili talebine ilişkin olduğu, mahkememizce aracın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise davacının taleplerinin değerlendirilmesi açısından bilirkişi heyetinden rapor alındığı, alınan raporun gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, her ne kadar davalılar vekili aracın fiziken incelenmediğini, fiziken incelenmesi gerektiğini ileri sürmüşlerse de bilirkişi raporunda bu hususun değerlendirildiği, raporda dava konusu aracın 24.02.20223 tarihinde —- Adliyesi otoparkında görüldüğü, dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda teknik açıdan tekrar incelenmesine gerek olmadığı belirtilmiş olup davalılar vekilinin bu yöndeki itirazına itibar edilmediği, aracın teknik anlamda kullanım ömrüne göre erken dönemde ortaya çıkmış olan motor bloğu değişimini gerektirir ve araçtan faydalanmayı engelleyici/ kesintiye uğratan, satın alma esnasında ortalama bir kullanıcı tarafından yapılacak makul bir inceleme ile tespiti mümkün olmayan ve ortaya çıkması için aracın kullanılması- süre anlamında değil km anlamında mesafe kat etmesini gerektiren- ve hakkında servis bülteni bulunduğu anlaşılan motor bloğu çatlama arızası nedeni ile gizli ayıplı olduğu, ancak bu hususun otomobilin tamamının değiştirilmesine gerek olmadığı, alınan raporun hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olduğundan davacının otomobilin değiştirilmesi ile ilgili talebinin uygun görülmediği, ilgili motor bloğu çatlağı ve direk ilintili sistemlerin onarımı ve ilgili servis girişindeki tüm işlemlerin garanti kapsamında yapılması gerektiği ancak davacı yandan 59.514,13 TL tahsil edildiği, yine gizli ayıp nedeni ile satış tarihinde bedel indirimine konu miktarın 16.390,71 TL olduğu, aracın garanti belgesinde imalatçı olarak davalı — gösterildiği ve söz konusu bedellerden üretici olarak ve garanti veren olarak davalı —-sorumlu olduğu, değer kaybı miktarı olan 16.390,71 TL’nin satış tarihindeki değerinin hesaplandığı ve davalı —– satış tarihi olan 23/11/2015 tarihinden itibaren temerrüde düşmüş sayıldığı, tamirat bedeli olan 59.514,13 TL yönünden ise davacının davalı — 18.01.2022 tarihinde —-.Noterliğinin —- yevmiye no’lu ihtarnamesi ile bedelin ödenmesi hususu söz konusu ihtarnamenin davalı —- 20/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı—–21/01/2022 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla söz konusu alacaklara belirtilen tarihlerden itibaren avans faiz işletmek gerektiği, terditli taleplerde kabul edilen kısım bulunmaması halinde karşı taraf yararına vekalet ücretine hükmedilebileceği, iş bu davada ise, davacının terditli taleplerinden olan alacak talebi kabul edildiğinden davalı —lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği anlaşılmıştır. (Emsal; Yargıtay —-. Hukuk Dairesi’nin —- Esas —- Karar sayılı kararı)
Davalı —-aracın yetkili servisi olup, garanti belgesinde —–garanti veren olarak adının geçmediği, davalı —– aracın ne satıcısı ne üreticisi nede ithalatçısı olduğu bu sebeple bu tür davalarda servis hizmeti yapan davalı — husumet ehliyeti bulunmadığı (Emsal; Yargıtay —Hukuk Dairesi’nin —- Esas—Karar sayılı kararı) anlaşıldığından davalı —- yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın —– yönünden REDDİNE,
2-59.514,13 TL’nin 21/01/2022 tarihinden itibaren, 16.390,71 TL’nin 23/11/2015 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalı —— Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 5.185,06 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.016,36 TL peşin harç ve 6.343,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 7.359,36 TL harçtan fazla yatırılan 2.174,30 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 5.185,06 TL harç olmak üzere toplam 5.265,76 davalı —– Şirketi’nden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 310,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.900,00 TL bilirkişi heyet rapor (3 farklı bilirkişi) ücreti olmak üzere toplam 4.210,00 TL yargılama giderinin davalı —– Şirketinden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalılar ve ihbar olunan tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 12.144,77 TL vekalet ücretinin davalı —-Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı —–taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —— verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı —–Şirketinden tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, davacı vekilinin, davalı —- vekilinin, davalı —- Şirketi vekilinin, ihbar olunan —- vekilinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.