Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/172 E. 2022/960 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/172 Esas
KARAR NO : 2022/960

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/03/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —– tarihinde davalı —— sigortalısı—- otomobil ile seyir halindeyken asli ve tam kusuru ile yaya olan —- çarpması sonucu meydana gelen kazada, müvekkilinin eşi —- vefat ettiğini, kaza akabinde— gerekli soruşturma işlemleri başlatıldığını, —- numaralı dosyasında aldırılan ——– tarihli bilirkişi raporunda sigorta ——- 2918 Sayılı KTK’nın 52/1A maddesini ihlal ederek yaya geçitline yaklaşırken hızını ayarlayamadığını, yaya geçitinde bulunan müvekkiline çarparak vefat etmesine sebep olduğunu, trafik kurallarına riayet etmeden asli ve tam kusuru ile kazaya sebebiyet verdiğini, bu husus yerel mahkeme tarafından aldırılacak kusur raporu ile de tespit edilebileceğini, asli kusurla kaza yapan sürücünün —- sigortacısı olan davalı———- üzerine —– numaralı hasar dosyasında taraflarına ödeme yapılmadığını, ——– başvurduklarını, müzakereler sonucunda tarafların anlaşamadıklarını, davalı şirket ile herhangi bir süreçte sulh olunmadığını, müvekkilinin zararının karşılanmadığını, davalarının 6100 sayılı yeni Hukuk Yargılama Yasası’nın 107.maddesine göre belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, yargılama sırasında toplanacak delillere, mahkemece yapılacak incelemelere ve tazminat hukuku alanında uzmanlığı bilinen hesap bilirkişisinden alınacak rapora göre müvekkilli için talep edilen tazminat miktarında artış yapılacağını, tahkikat sonucunda müvekkilin maddi zararının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda (HMK madde 107) arttırılmak üzere davacı eş—– için şimdilik ——- destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan azami poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren, ticari avans faizi ile birlikte tahsilini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirkete başvuru şartı gerçekleşmediğini, usulden reddinin gerektiğini, dosyanın kusur incelemesi adına — gönderilmesine karar verilmesini, sigortalı aracın kusurunu ve bunun sonunda bir zararın oluştuğunun ispatlanmasının gerektiğini, zararın bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini, müvekkili kurumun sorumluluğu teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, poliçe itibariyle geçerli olan—- başına ölüm için teminat limiti ile sınırlı olduğunu, öncelikle yapılacak inceleme ile başvurucunun gerçek zararının tespitinin gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüdü bulunmadığını, muaccel bir alacağın bulunmadığını, usule yönelik itirazlarının karara bağlanmasını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, — tarihinde davalı— —- dava dışı ———- sevk ve idaresindeki—- aracın yaya konumunda olan davacının eşi müteveffa —- sonucu davacının destekten yoksun kaldığından bahisle tazminat talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda —-dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava — tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının —– başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
——-tescil kaydının, ——yazı cevabının, —-Dosyasının ——– dosyasının, davacının ve müteveffanın ekonomik sosyal durum araştırma sonucu, hasar dosyası celp edilmiş, dosyamız arasına alınmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizce kusur ve zarar (hesap) raporu alınmak üzere bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan raporda özetle: Yaya — meydana gelen kazada asli ve %60 kusurlu olduğu, —- plakalı aracın sürücüsü —kazanın meydana gelmesinde tali ve %40 kusurlu olduğu, — kullanılarak — hesaplama yapıldığı, destekten yoksunluk yönünden; —- davacıya rücuya tabi ölüm geliri bağlandığına dair herhangi bir belge ve bilgi görülmemiş ve de davalı tarafından davacılara herhangi bir ödeme yapılmadığı görülmüş olup davacının zararından herhangi bir tenzil yapılmadığı, müteveffanın payının hesaplanarak ayrıldığı, davacı paydaş eş ————- hesaplanan zararının —– olduğu, kaza tarihi itibariyle Şahıs Başına Sakatlık ve Ölüm Teminatı limitinin 430.000,00 TL olduğu, teminat limitini aşan zararının olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; —- tarihinde ——- civarında ——– sevk ve idaresindeki —–yaya geçidinin — karşıdan karşıya geçmekte olan yaya — çarpması sonucu — vefat ettiği anlaşılmıştır.
Kural olarak müteveffanın ölümü nedeniyle eşi, anne, baba ve çocukları yanında fiili destekliğinin kanıtlandığı kişiler desteğini yitirmiş sayılır.
Tazminat isteyen kişiye fiilen, sürekli ve düzenli bir şekilde bakan veya ona bakması kuvvetle muhtemel olan kimseye destek denir. Bakma kelimesi, bir başkasının geçimini kısmen veya tamamen sağlama anlamında kullanılmakta olup, destek kavramı hukuki değil, fiili ilişkiyi belirleyen bir kavramdır.
Geride kalan davacı —müteveffa ——— eşi olup destekten yoksun kaldığı kabul edilmiştir.
—— plakalı aracın davalı sigorta şirketine — poliçesi ile poliçelendiği, davalı sigorta şirketine sigortalı aracın maliki/işleteninin, sürücüsünün kusuru nispetinde davalı sigorta şirketinin Kişi Başına Sakatlanma ve ——– sorumluluğu bulunduğu ve KTK m. 93 hükmü gereği kaza tarihinde itibariyle —- limit ile gerçek zarardan sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Kazada vefat eden yaya ——–, olay yerinde — kontrollü yaya geçidi olmasına rağmen trafik ışığının kendisine yeşil yanmasını beklemediği, geniş görüş alanına rağmen gelen ve kendisine yaklaşan araçları kontrol etmediği, yola ani ve kontrolsüz çıktığı, yaya —- karşısına geçmek istediğinde, dikkatli olması ve sürücülere kırmızı, yayalara yeşil ışık yandığında bu geçişini yapması gerekirken, araçlara yeşil ışık yanmaktayken, koşarak geçmeye çalışması sonucu, sürücü —- yönetimindeki —– plakalı otomobilin kendisine çarpmasına neden olduğu ve bu nedenle yaya — kazanın meydana gelmesinde asli ve %60 kusurlu olduğu, — araç sürücüsü — aracı ile gece, yerleşim yeri içindeki kaza mahallinde, bölünmüş yol üzerinde seyri esnasında trafik düzenleyicinin koymuş olduğu hız limitlerini belirten trafik levhalarına ve kavşak kurallarına uymadığı, hız limitinin —-giderek dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla, kazanın meydana gelmesinde tali ve %40 kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, bu kapsamda mahkememizce alınan bu doğrultudaki kusur raporuna itibar edilmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu ‘nun bazı maddelerinde değişiklik yapan, — Tarihinde ———- yayınlanan kanunun yürütmesi ile ilgili “—- tarafından — tarihinde —- yayınlanarak yürürlüğe giren —- YAPILMASINA DAİR GENEL ŞARTLAR” yürürlüğe girdiği — tarihinden sonra düzenlenen Poliçeleri kapsayacağından, Rapor/Hesap tarihi esas alınarak yapılan hesaplamada —– —-Sayılı İlamları da dikkate alınarak; ilgili kurumlarca görüş değişikliği yapılıncaya kadar —– kullanılarak ——– hesaplama yapılması gerektiği, bilirkişi tarafından da bu yöntemler kullanılarak hesaplama yapılmıştır.
Hesap bilirkişisi tarafından müteveffanın asgari ücret düzeyinde maaş aldığı kabul edilerek ve yukarıda —————- ilamında bahsedilen kurallar çerçevesinde hesaplama yapıldığı, dosya kapsamında yer alan evraklar incelendiğinde destekten yoksunluk yönünden; ——— tarafından davacılara rücuya tabi ölüm geliri bağlandığına dair herhangi bir belge ve bilgi görülmediği ve yine davalılar tarafından davacıya ödeme yapılmadığı da görüldüğünden davacının hesaplanan zararından herhangi bir tenzil yapılmasına gerek olmadığı, bilirkişi tarafından davacının toplam zararının hesaplandığı, ayrıca sigortalı aracın kusur oranına göre davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktarın belirlendiği, bu şekilde yapılan hesap sonucu davacının zararının —- olduğu anlaşıldığı, davacı vekilinin talep artırım dilekçesi sunduğu ve belirtilen bedel üzerinden bedel artırımında bulunduğu ve harcını tamamladığı, davacının destekten yoksun kalma zararının 172.696,89 TL olduğu anlaşıldığından davanın kabulünün gerektiği, KTK’nın 97. maddesi gereği; davalı —- davadan önce başvurulduğu, başvuru evraklarının davalıya da —- tebliğ edildiği, davalının 8 iş günü sonrası 03/01/2022 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşıldığı, davacı tarafın avans faiz talep ettiği, yapılan incelemede davalı ——– ticari araç olmadığı anlaşıldığından işletilecek faizin yasal faiz olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1—–destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 03/01/2022 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı ——-verilmesine,
2-Karar harcı 11.796,92 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 577,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 657,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.139,22 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 80,70 TL peşin harç, 577,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 738,40 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan —– tebligat ve müzekkere gideri, —- bilirkişi (2 farklı bilirkişi ücreti) ücreti olmak üzere toplam 2.089,75 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—— göre belirlenen— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.