Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/168 E. 2023/829 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/168 Esas
KARAR NO:2023/829 Karar
DAVA:Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 0/03/2022
KARAR TARİHİ: 08/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ——— yılı hesap dönemi işlemlerinin ———— tarafından genel inceleme yönünden sınırlı olarak incelemeye alındığını, müfettişlerce yapılan inceleme sonucunda ——- yılları ——- yılı kurum geçici vergisi,——– bildirimi muhasebe tarafından usulünce yapılmadığından ilgili dönemlere ilişkin idarece re’sen kurumlar vergisi tahakkuku yapıldığını, gecikme cezaları ve özel usulsüzlük cezaları kesilerek tahakkuk ettirildiğini, —– yılları içinde re’sen ———– tahakkuk ettirildiğini, gecikme cezaları ve özel usulsüzlük cezalarının da tahakkuk ettirildiğini, vergi müfettişinin raporunda kesilen cezaların ilgili dönemlerde kiraya verilen bölümler için defter kayıtlarına gelir olarak kaydedildiği halde bu gelirler için fatura düzenlenmediğini, ———hesaplanmadığını, bu gelirlerin beyan dışı bırakıldığını, muhasebesel ve muhasebecinin görev alanına giren konularla ilgili işlemlerin vergi dairesi başta olmak üzere ilgili kurumlara bildirilmemesi ve ihmal edilmesinden kaynaklandığının tespit edildiğini, kesilen vergi cezaları ile ilgili olarak bugüne kadar müvekkili———- kesilen ödenmek zorunda kalınmış vergi, vergi ziyaı cezaları, gecikme faizi ve özel usulsüzlük cezalarının müvekkili kooperatiften alınan bilgiye göre dava tarihi itibariyle yaklaşık 100.294,89 TL olduğunu, bu tutarın artma ihtimalinin bulunduğunu, davalı ——- müvekkili kooperatif arasında imzalanmış olan sözleşmenin ——— gereğince davalı muhasebecinin mesleki kusurundan müvekkili ——- karşı sorumlu olduğunu, müvekkili —– bakımından gelirlerini gösteren tüm defter ve kayıtların usulüne uygun tutulduğunu, davalıya eksiksiz sunulduğunu, davalının beyanname verirken eksik beyanda bulunmuş olması nedeniyle müvekkili ——-vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezalarını ödemek zorunda kaldığını, muhasebeci —— yıllarına ilişkin kurumlar vergisi, katma değer vergisi, ilgili dönemlere ilişkin ———— bildirimleri başta olmak üzere ——– muhasebesel işlemlerin eksik veya hiç yapılmamasından kaynaklı, dava tarihi itibariyle tahakkuk etmiş ve ihtar tarihinde kooperatifçe ödenen toplam ——yasal faizi ile birlikte ihtarın tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde müştereken ve müteselsilen ——–yönetimine ödenmesi için sorumluluğu bulunan önceki yönetici ve deneticilere ———— yevmiye nolu ihtarnamesi ile keşide edildiğini, ——–yönetim ve denetim kurulu olarak ilgili dönemlere ilişkin yönetim ve denetimdeki dönem ile sorumlu olmak kaydı ile ihtar tarihi itibariyle tahakkuk etmiş ve ihtar tarihinde kooperatif yönetimince ödenen toplam 77.368,78 TL’nin yasal faizi ile birlikte ihtarın tebliği tarihinden itibaren 7 gün içerisinde müştereken ve müteselsilen müvekkili kooperatif yönetimine bizzat veya banka hesabına ödenmesi için sorumluluğu bulunan önceki yönetici ve deneticilere ———–yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, ——— gereğince yeminli mali müşavirlerin yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumlu olduklarını, beyannameyi imzalayan meslek mensuplarının mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulduklarını, —— yönetiminde bulunan kimselerin görevde bulundukları süre içerisinde görevlerini titizlik ile ifa etmediklerini, ——– kira gelirine rağmen yıllarca ——- ödenmediğini, ———- yüklü vergi cezaları ödemek zorunda kalmaları nedeniyle sorumluluklarının bulunduğunu, kooperatif yöneticilerinin kusurlu olduklarını, ihtarname keşidesine rağmen birinci derecede mesleki sorumluluğu bulunan ———-ile bahse konu dönemlerde yönetici ve denetici olarak seçilen ve muhasebesel işlemlerle ilgili gerekli denetim ve kontrol görevini yapmayan diğer davalılar aleyhine müvekkili ———- zararının tazmini talepli işbu davanın açılmasının zorunlu olduğunu, açıklanan sebeplerle dava tarihi itibariyle tahakkuk etmiş ve ——— ödenen vergiler, gecikme cezaları ve özel usulsüzlük cezalarının davalılardan rücuen tahsili için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve bilirkişi raporundan sonra arttırılmak kaydıyla şimdilik 40.000,00 TL’nin yönetim ve denetim görevi dahilindeki dönemler esas alınarak davalılardan müştereken ve müteselsilen, ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasada öngörülen faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —— cevap dilekçesinde özetle; İşbu davaya muhatap olarak gösterilmemesi gerektiğini, kendisinin ——- döneminde yönetim kurulu üyeliği yaptığını, yönetim kurulu başkanının —— olduğunu, imza yetkisi ve temsil yetkisinin ———– olduğunu, kendisinin yönetim kurulu üyesi seçildiği anda muhasebeci ve hukukçu arkadaşlarına danışarak yaptığı araştırmada ——muhasebecisi davalı——– yılına kadar —-kira gelirleri ile ilgili beyanname ve usul işlemlerini yapmadığını tespit ettiğini, yönetici ——arayarak muhasebeci —— talimat vermesini, verilmeyen beyannamenin verilmesini, eksiklikleri giderilmesini istemesini önerdiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği gibi muhasebecinin——- beyannameyi verdiğini, kendisinin yönetim kurulu üyesi olarak görevini yaparak muhasebecinin —— yılında beyanname verilmesini sağladığını, imza yetkisi olmayan sade bir yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, kendi döneminde hiçbir usulsüzlük yapılmadığını, —–yılındaki genel kurulda kendisinin bir yıl görev yaptığı yönetim kurulunun ibra edildiğini, —– yılına kadar görevini yapmayan muhasebeci davalı ——-tahakkuk eden vergi cezalarından, vergi ziya cezalarından, gecikme cezalarından, gecikme faizi özel usulsüzlük cezalarından sorumlu olduğunu, bu bedelleri——- ödemesi gerektiğini, tahakkuk eden gelir vergisinin aslını gayrimenkul gelirlerinden yararlanan kooperatif üyelerinin tümünün eşit olarak ödemekle yükümlü olduğunu, tahakkuk eden gelir vergisi de isteniyorsa davaya tüm——- üyelerinin dahil edilmesi gerektiğini gelir elde eden kooperatif üyesinin vergisini de ödemek zorunda olduğunu, bunun yöneticilerden, muhasebecilerden istenilmesinin hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, bu nedenlerle görev yaptığı ——- imza yetkisi olmayan yönetim kurulu üyesi olarak görevini titizlikle yerine getirdiğini, senelerce verilmemiş beyannamenin verilmesini sağladığını,—– gereği görevini başarıyla bitirdiğini, genel kurulda ibra edildiğini, davaya dahil edilmesinin haksızlık olduğunu, şahsı adına açılan davanın reddedilmesini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.Davalılar——— vekili cevap dilekçesinde özetle; Hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla kooperatifin eski yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri aleyhinde sorumluluk davası açılmasına dair usulüne uygun olarak alınmış genel kurul kararı bulunması gerektiğini, ———– eski yönetim kurulu ve denetim kurulu hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için sorumluluk iddiasına temel teşkil edecek şekilde iddia olunan eylemin, kişi, konu ve kapsamını somut olarak gösteren sorumluluk kararı alınması veya işbu davaya muvafakat verilmesine dair genel kurul kararı alınması gerektiğini, davacı delilleri arasında bu yönde bir karar bulunup bulunmadığının davacı delilleri taraflarına tebliğ edilemediğinden tespit edilemediğini, söz konusu sorumluluk kararı veya dava açılmasına muvafakat edilmesi yönündeki genel kurul kararının da kişi, konu ve kapsamını somut olarak göstermesi gerektiğini, davacı iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı taleplerinin zamanaşımından reddi gerektiğini, davacının, zararı ve sorumlu olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren 5 yıl içinde davayı açması gerektiğini, aksi takdirde zamanaşımı söz konusu olduğundan davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, davacının iddia ettiği dönemlerin —– yıllarına ilişkin olduğunu, huzurda görülmekte olan davanın —– açıldığını, zamanaşımı sürelerinin dolduğunu, davacı taleplerinin reddine karar verilmesini, davalı serbest muhasebeci mali müşavir ——– açısından da incelemeye konu dönemler göz önüne alındığında zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalı müvekkillerinin davacı ——– denetim kurulu olarak görev yaptıkları dönemlere ilişkin olarak, ilgili döneme ilişkin genel kurularda ibra edildiklerini, davacı tarafça söz konusu genel kurulların veya ibra kararlarının kaldırıldığına ilişkin herhangi bir karar sunulmadığını, davacı ——– —- tarihinde yapılan——- kurulunda davaya konu vergi ve cezaların ödenmesi konusunda oybirliği ile karar alındığını, söz konusu karara herhangi bir muhalefet şerhi konulmadığını, genel kurulun veya alınan kararların iptali için herhangi bir dava açılmadığını, söz konusu genel kurulda okunan raporlar, bilanço, gelir gider tabloları ve yönetim kurulu faaliyet raporu ile denetim kurulu faaliyet raporu ayrı ayrı olarak oybirliğiyle ibra edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yüksek mahkeme yerleşik içtihatları ile de sabit olduğu üzere davalıların her birinin sorumluluğunun görevde olduğu dönem ile sınırlı olduğunu, dava dilekçesinde talep edilen tutarların tamamından sorumlu olamayacaklarının yerleşik içtihatlar ve hayatın olağan akışı gereği olduğunu, davacı kooperatif uhdesinde bulunan 4 adet zemin dairenin genel kurul kararları ile kiraya verildiğini, sonuç olarak da ortaklar lehine 750.000-800.000 TL civarı gelir elde edildiğini, kooperatifin eski yönetim ve denetim kurulu olan müvekkillerinin ——–genel kurullarında alınan kararlara uygun olarak hareket ettiklerini, ——– genel kurullarında alınan kararların davacı ——– ve üyeleri açısından bağlayıcı olduğunu, vergi incelemesi sonucu ödenmeyen vergi borçlarından ve cezalarından tüm ortakların sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davalıların sorumluluğuna gidilebilecek olduğu düşünüldüğünde dahi bu sorumluluğun mevcut olması halinde, faiz ve cezalarla sınırlı olabileceğini, davacı ——— ve tüm ortakların sorumluluğunda olan vergi borçlarından yönetim ve denetim kurulunun sorumlu tutulamayacağının her türlü tartışmanın üzerinde olduğunu, davacı —— ve ortaklarının sorumluluğunda olan vergi borçlarından mali müşavirin sorumlu olamayacağını, davacı kooperatifin belirtilen dönemlerde tasfiye sürecine girmiş olduğunu, tasfiye kararı alınan kooperatiflerin vergi kanunları gereğince tescil tarihi itibariyle tasfiyeye giriş beyanı vereceğini, tasfiye sonuçlanıncaya kadar kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamesinden sorumlulukları bulunmadığını, tasfiye sonucunda verilen beyan ile kapanışın gerçekleştiğini, müvekkili ———– huzurda görülmekte olan davaya konu taleplerden herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, vergi inceleme raporları incelendiğinde açıkça görüleceği üzere davalı ——— açısından herhangi bir sorumluluk tespiti yapılmadığının açık olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla vergi ceza ve faizleri dışında, mevzuat gereği davacı ——–ve ortaklarının sorumluluğunda olan vergi borçlarından mali müşavirin sorumlu olamayacağını, müvekkili ———— muhasebeci olarak görev yaptığından mesleki sorumluluk kapsamında mevzuat gereği ——— poliçe numaralı muhasebeci mali müşavir mesleki sorumluluk poliçesi ile dava dışı —— Tarafından teminat altına alındığını, dava dışı —— davaya feri müdahil olarak katılımını teminen kendisine davanın ihbar edilmesinde tarafları açısından hukuki yarar bulunduğunu, davanın———- ihbar edilmesini, tüm açıklanan sebeplerle davanın reddini, masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.Davalılar———- dava dilekçesi ve tensip zaptı ——- tarihinde tebliği olmuş bu davalılar adına vekilleri tarafından süresinden sonra sunulan —- tarihli cevap dilekçesinde özetle; ———eski yönetim kurulu ve denetim kurulu üyeleri aleyhinde sorumluluk davası açılmasına dair usulüne uygun olarak alınmış genel kurul kararı bulunması gerektiği, davacı taleplerinin zamanaşımından reddi gerektiği,müvekkilerinin davacı kooperatifin yönetim kurulu ve denetim kurulu olarak görev yaptıkları dönemlere ilişkin olarak ilgili döneme ilişkin genel kurullarda ibra edildiklerinin ————- genel kurul tutanakları ve kayıtları ile sabit olduğu, davacı tarafça söz konusu genel kurulların veya ibra kararlarının kaldırıldığına ilişkin herhangi bir karar sunulmadığı, davacı kooperatifin ve sonuç olarak tüm ortakların sorumlu olduğu tahakkuk eden vergi borçlarından davalıların ne şekilde sorumlu tutulduğunun anlaşılamadığı, vergi incelemesi sonucu ödenmeyen vergi borçlarından ve cezalarından tüm ortakların sorumlu olduğu, bir an için davalıların sorumlu olduğu düşünüldüğünde de sorumluluğun sadece faiz ve cezalarla sınırlı kalabileceği belirtilmiş, yine davalılar vekili yapı ————- muaf olduğunu ayrıca davacı ——- belirtilen dönemlerde tasfiye sürecine girmiş olduğunu, tasfiye kararı alınan kooperatiflerin vergi kanunları gereğince tescil tarihi itibariyle tasfiyeye giriş beyanı vereceğini, tasfiye sonuçlanıncaya kadar kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamesinden sorumlulukları bulunmadığını, tasfiye sonucunda verilen beyan ile kapanışın gerçekleştiğini, söz konusu talepler yönünden davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, davacı kooperatifin eski yöneticilerinin (eski yönetim kurulu üyeleri ve eski denetçileri) sorumluluklarına dayalı tazminat istemine ilişkindir.Yönetim ve denetim kurulu üyeleri yanı sıra aynı dönemde görev yapan kooperatifin sözleşmeli muhasebecisi aleyhine de zarardan sorumlu olduğu iddiası ile dava açılmıştır.Davalılardan —— yönünden ——-sayılı dosyada vesayet kararı verildiği, kendisine vasi atandığı, sunulan vekaletnamenin vasi tarafından düzenlendiği görülmüş, taraf teşkilinin sağlanması bakımından ——– sayılı dosyada verilen vesayet kararının kesinleşmesinin beklenmesine karar verilmiş ve ayrıca ——- bu dosyada vasinin mahkememizde açılan davayı takip ve avukata vekaletname verme yetkisini içeren kararı ibraz etmesi istenmiştir.——- sayılı dosyada verilen vesayet kararının —— tarihinde kesinleştiği bildirilmiş, aynı zamanda davalı —-yönelik olarak vasiye bu davada takip ve vekaletname vermek üzere yetki verildiği anlaşılmıştır.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ——günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir. Uyuşmazlık, davacı —— eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile —–muhasebecisi olan davalıların kendi dönemlerinde, kanundan ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal edip etmediği, bundan dolayı bir zarar doğup doğmadığı ve davacı——— eski yöneticilerinin kusurlu olup olmadığı ile zarar miktarının ne olduğu hususlarına ilişkindir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59/3. maddesinde; “Yönetime veya temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur” hükmüne yer verilmiş, 62/1. maddesinde ise yönetim kurulu üyelerinin görevleri belirtilmiş, yönetim kurulunun, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesi ve ortakların çıkarlarının korunması ile ilgili olarak yasalara, anasözleşme hükümlerine ve genel kurul kararlarına göre işleri titizlikle yürütecekleri ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda gereken çabayı göstermekle görevli oldukları açıklanmıştır. 62/3. fıkrada ise, “Yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar” hükmüne yer verilmiş olup davalı kooperatif yöneticilerinin sorumlu tutulması için kusurlu olmaları şarttır.——- Yasası’nın 62/3 fıkrası uyarınca yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludur. Kooperatifler Yasası’nın 98. maddesi yollaması ile kooperatiflere de uygulanabilecek TTK’nın 553. maddesi uyarınca kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun, bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağına ilişkin 98. maddesinin atfı gereği 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca ——–yöneticileri hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için genel kurulda bu konuda bir karar alınması gerekli olup dava şartıdır. Bu husus davalı taraflarca da dile getirilmiş, davacı vekili tarafından—– tarihli dilekçe ekinde davacı kooperatife ait —– tarihli genel kurul toplantı tutanağı ibraz edilmiştir. —— tarihli duruşmada daval———- davacı tarafça dosyaya sunulan ——– kurul kararının geçerli bir karar olmadığını, toplantıya ilişkin olarak tebligatların geçerli şekilde yapılmadığını, ancak söz konusu genel kurulda alınan kararların iptali için müvekkili tarafından açılmış herhangi bir dava bulunmadığını beyan etmiş, davacı taraf ——- tarihli ———- alınan kararlar aleyhine açılmış herhangi bir iptal davası bulunmadığını belirtmiş, aksini iddia eden olmamıştır. Söz konusu genel kurul toplantısının —— nolu gündem maddesi ile ” Kirada olan taşınmazlara ilişkin tahakkuk etmiş ve edecek olan vergi ve cezaların ne şekilde ödeneceğinin o dönemki sorumlu yönetim, denetim, muhasebeci ve mali müşavire rücu edilmesi oy birliği ile kabul edilmiştir. Yönetim kuruluna tam yetki verilmiştir.”şeklinde karar alınmış olup alınan bu karar ile dava şartının yerine getirildiği mahkememizce kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.Davalılar vekilinin talebi ile dava Davalı —– için mesleki sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyen ——- ihbar edilmiştirDavalılardan————- vekili tarafından yasal süre içinde sunulan cevap dilekçesi ile zamanaşımı itirazında bulunulmuş, davalılar ——–adına vekilleri tarafından yasal süreden sonra sunulan cevap dilekçesi ile de zamanaşımı itirazının ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. Davalı ——- tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde ise zaman aşımı itirazının ileri sürülmediği, bu davalı adına vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde bu itirazın dile getirildiği anlaşılmıştır. Süresinde cevap dilekçesi vermek suretiyle zaman aşımı itirazında bulunan davalılar yönünden bu husus değerlendirilmiştir. 6102 sayılı TTK 560 maddesinde, sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zaman aşımının dolacağı kabul edilmiştir. Somut olayda davacının zararı vergi inceleme raporları, buna yönelik itiraz ve dava yollarına başvurulması, nihayet sorumluluk konusu olan para cezalarının ödenmesiyle doğduğundan dava tarihi itibariyle tüm kooperatif zararlarının son 5 yıl içinde meydana geldiği ve zamanaşımına uğramadığı mahkememizce kabul edilmiştir.
—– davacının ——– hesap dönemlerine ilişkin yapılan inceleme ve bu doğrultuda vergi müfettişlerince düzenlenen rapor, tahakkuk ettirilen kurumlar vergisi, gecikme cezası ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin belgeler, aynı yıllara ilişkin tahakkuk ettirilen —– tutarları ve buna ilişkin gecikme cezaları ile özel usulsüzlük cezalarına ilişkin ve varsa aynı dönemlere ilişkin kooperatif aleyhine tahakkuk edilip tahsil edilen tüm ödemelerin dayanak belgeleriyle birlikte gönderilmesi sağlanmış, davacı —— ticari defter ve dayanak kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davalı yönetim ve denetim kurulu üyeleri yönünden sorumluluk koşullarının değerlendirilmesi ve yine dosyaya sunulan hizmet sözleşmesi kapsamında kooperatifin mali müşaviri olan ——– yönünden de sorumluluk doğup doğmadığının saptanması yönünden resen seçilen bilirkişi heyetinden kök ve itirazlar üzerine bir ek rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetince düzenlenen ek rapor ile Vergi İnceleme Raporu’na göre vergi asıllarının, zaten ödenmesi gereken vergi borcu olduğu kooperatif zararı olarak kabul edilemeyeceği, yalnızca davalıların kooperatif yönetim kurulu görev döneminde dosyadaki mevcut belgelere göre vergi beyannamelerinin yasal süresinde bildirilmemesinden kaynaklanan kooperatif zararının, vergi ziyaı 41.107,81TL ve özel usulsüzlük cezası 19.198,24 TL olmak üzere toplam 60.306,05 TL’dan ibaret olduğu, davalı ——— üyelerinin, görev yaptıkları dönemler itibariyle, kooperatif zararından müteselsilen sorumlu olacakları belirtilerek vergi ziyaı ve özel usulsüzlük ceza miktarlarını her bir davalı yönünden ayrı ayrı tespit etmişlerdir. Bilirkişi heyetince ——– yönünden ayrıca değerlendirme yapılmış davalının ——– olmayıp, ilgili dönemde kooperatifin sözleşmeli mali müşaviri olarak görev yaptığı, davalı ile davacı kooperatif arasında imzalanmış olan Sözleşmenin——– maddesinde müşterinin sözleşmedeki her türlü yükümlülüklerinden ve kusurundan dolayı gerek 3568 sayılı meslek yasası ve gerek Vergi Usul Kanunu mükerrer 227.md.uyarınca karşılaşacağı, her türlü mali yükümlülükleri ——- müşterinin derhal karşılamak zorunda olduğu, vergi dairesine ödemelerin yapılmasından, meslek mensubuna kusuru oranında rücu hakkı saklı kalarak birinci derece müşterinin sorumlu olduğu, Sözleşmenin 5. Maddesinde Vergi Denetimi, Beyannamelerin Vergi Yükümlüsüne Teslim Tarihi Vergi dairesine verilmesi gereken yasal süre olduğunun ifade edildiği, ancak, vergi inceleme raporunda 3568 sayılı yasa kapsamında mesleki kusur olmadığı, tutanağı yönetim kurulunun imzaladığını mali müşaviri bağlayan bir kusur durumu olsaydı gerekli mercilere suç duyurusunda bulunulacağının açıkça yazılmadığı, raporda ——— de açık olarak belirtilerek kusurlu bulunduğuna ilişkin bir ifade görülmediği ve bağlı olduğu vergi dairesi ve meslek odasına bir bildirim yapılmadığının anlaşıldığı, ——- bünyesinde kalan kira geliri ve ödenmeyen vergi gözönünde tutulduğunda, bu durumdan yararlanmayan ve bundan kişisel bir menfaati de olmayan mali müşavirin vergi cezalarından ve gecikme zamlarından sorumlu tutulamayacağı,————-Tarafından Sorumluluk Raporu Düzenlenmesinde Uyulacak Usul ve Esaslara İlişkin Yönerge ———— konulmuş olup söz konusu Yönerge’de mali müşavir “kendisine verilen belgelere göre ticari defterlere kayıt yapmakla yükümlü olduğundan” nedensellik yönünden mali müşavir ————- zararının oluşmasında doğrudan etkili olmadığı, dolayısıyla—– bir zararı olsa da, bu davalının kusuru ve illiyet bağı koşullarının sağlanmadığı gözetilerek, sorumlu tutulamayacağı kanaatinde olduklarını açıkladıkları anlaşılmıştır. Davalı ——— davacı kooperatifin yönetim kurulu ya da denetim kurulu üyesi değildir . Davacı taraf da bu davalıya yönelik davasını kooperatifin muhasebecisi olması sıfatıyla açmıştır. Davacı ile bu davalı arasında imzalanmış bir sözleşme mevcut olup sorumluluğu sözleşme ile belirlenmiştir. Buna göre davalı yine sözleşmede bahsi geçen yasal mevzuat çerçevesinde olmak üzere meslek kusuru ile sınırlı olarak sorumlu kılınmıştır. Sözleşmenin iki ve üçüncü maddelerinde de bu husus açıkça düzenlenmiş olup dava konusu kira gelirlerinin beyan dışı bırakılarak vergi zıyaına sebebiyet verilmesinde bu davalının sorumluluğunun olmadığı mahkememizce de kabul edilmiş ve —- aleyhine açılan davanın reddi gerektiği kanaatine varmıştır.Diğer davalılar ise davacı —— arasında farklı dönemlerde yönetim kurulu ve denetim kurulu başkan ve üyesi olarak görev yapmışlardır. Davacı yan davalılar hakkında bu sıfatları nedeniyle sorumluluk davası açmıştır. Davacı Kooperatifin vergi müfettişlerince yapılan inceleme sonucunda; —— yılları ———– bildiriminin usulünce yapılmadığı tespit edilerek ilgili dönemlere ilişkin resen kurumlar vergisi tahakkuku yapılmış, gecikme cezaları ve özel usulsüzlük cezaları kesilerek tahakkuk ettirilmiştir. Ayrıca —- içinde resen——- sıra gecikme cezaları ve özel usulsüzlük cezaları tahakkuk ettirilmiştir. Vergi müfettişi raporunda kesilen cezaların, ilgili dönemlerde kiraya verilen bağımsız bölümler için defter kayıtlarına gelir olarak kaydedilen gelirler için fatura düzenlenmediği ve ——hesaplanmadığı, ayrıca bu gelirlerin beyan dışı bırakıldığı belirtilmiştir. Davacı taraf da açtığı davada kooperatifin bir kısım kira gelirlerinin zamanında ve usulünce vergi dairesine beyanname ile bildirilmemesinden kaynaklı olarak kooperatifin vergi asılları yanı sıra vergi ziyaı, özel usulsüzlük cezaları ve gecikme zamları ödemesinden kaynaklı kooperatif zararlarının tazminini talep etmektedir. Kooperatifin kira gelirlerini beyan dışı bırakarak kooperatife gereksiz yere vergi cezaları ödettirmek kooperatif işlerinin yönetimi için gereken titizliği gösterme yükümlülüğü ile gelir-gider hesapları ve yıllık bilançonun usulüne uygun olarak hazırlanması ve saklanması görevi ile bağdaşmayacağı gibi, TTK.m.369’da düzenlenen “tedbirli bir yöneticinin özeni” kavramıyla da bağdaşmamaktadır. Yönetim kurulu üyesi olan davalıların “kooperatifin menfaatlerini”, “dürüstlük kuralı” çerçevesinde gözetmediği, böylece kanundan doğan yükümlülüklerini ihlal ettiği, Kooperatifi’nin 4 adet taşınmazının kiraya verildiği ve gelirlerinin ticari defter kayıtlarında yer aldığı genel kurul toplantılarında konuşulduğu müzakere edildiği dolayısıyla, söz konusu kira gelirine ilişkin kooperatifin kurumlar vergisi beyannamesinin vergi dairesine bildirilmesi ve tahakkuk ettirilmesi gereken —— borcunun ödemesi gerektiği ancak yönetim kurulunun kendisinden beklenen görevleri yerine getirmediği ve gerekli titizlik ve özeni getirmediği, böylece ——–zarara uğrattıkları her birinin görev yaptıkları dönemlerle sınırlı olmak üzere, ihmal ve özensizlikle vergi beyannameleri bildirimlerinin zamanında yapılmaması sonucunda,—— aleyhine tahakkuk etmiş ———— yılları arasındaki dönemlere ilişkin para cezaları, özel usulsüzlük cezası, gecikme zammı ve faizlerden sorumlu oldukları mahkememizce de kabul edilmiştir. Davalı denetim kurulu üyeleri bakımında değerlendirme yapıldığında ise ——— maddesi uyarınca vergi inceleme raporu ile tespit edilen, bir kısım kira gelirlerinin beyan dışı bırakılması —— yılları arasında devam ettiği halde, gerekli denetim işlemlerini usulünce yapmadıkları, ——– arasında görevli denetim kurulu üyelerinin genel kurula sundukları Denetim Raporlarında; ticari defterlerde kayıtlı kira gelirine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin vergi dairesine bildirilmesi gerektiği, bildirilmediği ve vergi borcunun ödenmediği konusunda bir açıklama yapılmadığı, yönetim kurulunun ve mali müşavirin uyarılmadığı dolayısıyla, görevlerinin gerektirdiği çaba ve özeni göstermedikleri, denetim kurulu üyelerinin de ——— yılları arasındaki dönemlere ilişkin para cezaları, özel usulsüzlük cezaları, gecikme zammı ve faizlerden sorumlu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı tarafça yönetim ve denetim kurulu olarak görev yaptıkları dönemlere ilişkin olarak genel kurullarda ibra edildikleri, ibra kararlarının kaldırılmadığı dolayısıyla haklarında sorumluluk davası açılamayacağı ileri sürülmüştür. Dosyaya sunulan genel kurul kararları incelendiğinde davalıların kendilerine sorumluluk isnat edilen yılların genel kurul toplantılarında ibra edildikleri, ayrıca ilgili yılların bilançolarının da genel kurul tarafından onaylandığı,—– tasfiye kararı alan —— yılına ilişkin genel kurul kararıyla tasfiyeden döndüğü,— ilişkin genel kurulda dava konusu kira gelirlerinin bilanço ve gelir tablosundaki yerinin üyelerce sorulduğu, —- kira gelirine ilişkin cezasının ödenme şeklinin gündeme alınmasının reddedildiği,—— Faaliyet Raporu ve Denetim Kurulu Raporu’nda ise vergi cezalarının taksitlendirildiği ve ödenmeye başlandığının beyan edildiği, —— ilişkin genel kurulda kiralara ilişkin vergi ve cezaların ne şekilde ödeneceği, dönemin yönetim kurulu üyeleri ve denetim kurulu üyeleriyle mali müşavirine rücu edilmesi yönünde yönetim kuruluna yetki verilmesi hususlarının kararlaştırıldğı, —— genel kurul toplantısında, ek ödemelerin vergi ve cezaların ödenmesinin kabul edildiği görülmüştür. ——– genel kurulunda açıkça gündeme alınarak tartışılmayan ve ibra edilmeyen konulara ilişkin sonradan öğrenilen ve ortaya çıkan ——- zararlarının davaya konu edilebileceği, ——– kira gelirine ilişkin—— beyannamelerinin doldurularak—–süresinde bildirilmediği ve vergi borcunun ödenmediğine ilişkin bilgilerin——- yer almadığı haliyle yönetim ve denetim kurulu üyelerin ibra edildiği anlaşılmıştır. Kural olarak genel kurulda alınan ibra kararı ———-hakkında kooperatifin sorumluluk davası açma hakkını ortadan kaldırır ise de genel kurulda onaylanan bilançoda bazı hususlar hiç veya gereği gibi belirtilmemişse veya bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine engel olacak bazı hususları içeriyorsa ve bu hususta bilinçli hareket edilmişse onama ibra etkisini doğurmayacaktır. Dava konusu edilen, kira gelirlerinin ilgili yıllarda beyan dışı bırakılması konusu ilgili yılların genel kurul toplantılarında açıkça tartışılmadığından genel kurulun açık ibra kararlarının ve bilançonun tasdikiyle zımni ibra kararlarının bu konuyu da kapsadığından söz edilemeyecektir. Bu durumda ——– genel kurullarında dönemin yönetim kurulu üyeleri ve denetim kurulu üyeleri hakkında ibra kararı verilmiş olsa dahi kira gelirlerinin vergi beyannamelerine dahil edilmemesine bağlı olarak sonradan ortaya çıkan zararlar nedeniyle ibra kararları nedeniyle sorumluluk doğmayacağı iddiası mahkememizce yerinde görülmemiştir.Davalı taraf 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4. Maddesi uyarınca Yapı Kooperatiflerinin Kurumlar Vergisinden muaf olduğu bu nedenle eski yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumlu olmayacağını ileri sürmüş bu husus bilirkişi heyetince değerlendirilerek raporda aynen “KURUMLAR VERGİSİ KANUNU’nun 4. Maddesinin “MADDE 4- (1) Aşağıda sayılan kurumlar, kurumlar vergisinden muaftır…
k) Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (|…) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri. —— (Kooperatiflerin ortakları dışındaki kişilerle yaptıkları işlemler ile kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları işlemler “ortak dışı” işlemlerdir. Kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü tamamlamış olan demirbaş, makine, teçhizat, taşıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri elden çıkarmaları ile yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz. Kooperatiflerin ortak dışı iğine bağlı ayrı iktisadi işletme oluşmuş kabul edilir. Kooperatiflerin, iktisadi işletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi başka bir kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra ortaklara dağıtılmasının muafiyete etkisi yoktur. Ortak dışı işlemlerden elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin usul ve esaslar ———belirlenir.)———— ile ilgili aşağıdaki gibi değişiklikler yapıldığı görülmüştür.14.5. Kooperatif gelirlerinin sadece taşınmaz kira gelirlerinden ve mevduat faizlerinden oluşması halinde beyan———- taşınmazlarını kiraya vermeleri ortak dışı işlemolarakdeğerlendirileceğinden,———– kooperatif tüzel kişiliğine bağlı oluştuğu kabul edilen iktisadi işletme nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir. Ancak, ——- bu iktisadi işletmelerin başkaca gelir getirici faaliyetinin bulunmaması ve gelirlerinin sadece vergi kesintisine tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile vergi kesintisine tabi tutulan mevduat faizlerinden ibaret olması halinde, kurumlar vergisi beyannamesi —- vermelerine gerek bulunmamaktadır. Yapılan vergi kesintileri nihai vergileme olacaktır.Kesintiye tabi tutulmuş taşınmaz kira gelirleri ile mevduat faizleri yanında ———- ortak dışı başkaca işlemlerden doğan gelirleri de bulunan kooperatif tüzel kişiliğine bağlı iktisadi işletmeler, kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduklarından,taşınmaz kira gelirlerini ve mevduat faizlerini de bu beyannameye dahil edeceklerdir. Ancak, kira gelirleri ile mevduat faizleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesi uyarınca kesinti yoluyla ödenmiş olan vergiler, hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.
Öte yandan, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bu ——– iktisadi işletmelerin beyanname verme dışında mükellefiyetle ilgili diğer ödevlerini yerine getirecekleri tabiidir.
Dava dosyasındaki beyan ve —— Tasfiye Halinde Sınırlı Sorumlu ——–daireden dolayı, vergi kesintisine tabi tutulmamış kira geliri bulunmasına bağlı ortak dışı işlem sonucu —— durumunda olduğu ve kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Buna göre,—– yılları arası görev yapan yönetim kurulu üyelerinin Tasfiye Halinde —– bildiriminin—–yapılmadığı anlaşılmaktadır. ——- gerekli özen ve titizliği göstermediği, —— ticari defterlerde kayıtlı kira gelirlerinin vergi beyannamesi düzenlenmesi vasıtasıyla ilgili vergi dairesine bildirim ve vergi ödemesi konusunda tespit ve önermelerde eksik kaldığından beyanname verilmesini sağlamadığı anlaşılmaktadır.——- Raporu—- tarihli olarak—– incelenerek vergi müfettişi ——- tarafından tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Yukarıdaki bilgiler kök raporumuzda da ifade edilmiş, Tasfiye Halinde Sınırlı ——- müracaat ederek vergi mükellefiyeti tesis etmesi gerektiği belirtilmiştir.—— tarihinde yürürlüğe girdiği ve —— yılları arasını kapsama durumuna ilişkin itirazın vergi hukuku yönünden yasal süresinde vergi idaresine yapılmasının ihmal edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca yukarıdaki değerlendirmemizden bağımsız olarak ——- göre Tasfiye Halinde ———- mükellefi olduğu kabul edilerek vergi inceleme raporları düzenlenmiş, cezalar kesilmiş ve bunlar kesinleşmiştir. Bilirkişiler olarak, eldeki dosyada vergiyi doğuran olayı ve buna dair muafiyet ve istisnaları tartışmak görevi kapsamında değildir. Kaldı ki, davacı kooperatifin KV Kanunu m.4/k kapsamında vergiden muaf olup olmadığı, elde ettiği kira gelirleri yönünden beyanname verip —– ödeyip ödemeyeceği Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen huzurdaki davada tartışılacak bir konu da değildir. Tarafların buna yönelik bir itirazı varsa vergi idaresi ve idari yargı nezdinde yasal yollara başvurmaları gerekirdi. Dolayısıyla bilirkişi raporumuzda, davacı——– tarafından ödenen vergi asılları ile vergi ziyası ve özel usulsüzlük cezalarından dolayı davalıların sorumluluğu tartışılmış ve sonuç olarak, vergi asıllarından davalıların sorumlu olmayacağı, fakat cezalardan ilgili dönemde görev yapan ——- üyelerinin müteselsilen sorumlu tutulabileceği belirtilerek konu Mahkemenin takdirine arzedilmiştir.” denilmiştir. Rapordaki tespitler gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce de hükme esas alınmış ve davalıların kooperatifin kurumlar vergisinden muaf olduğu yönündeki itirazı yerinde görülmemiştir.Bilirkişi heyeti ek raporunda dosyaya gelen belgeler doğrultusunda davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin her biri için sorumlu oldukları dönem esas alınmak suretiyle ve Vergi İnceleme Raporu’na göre vergi asılları, zaten ödenmesi gereken vergi borcu olduğundan kooperatif zararı olarak kabul edilmeyerek yalnızca davalıların kooperatif yönetim ve denetim kurulu olarak görev yaptıkları dönemlerde dosyadaki mevcut belgelere göre vergi beyannamelerinin yasal süresinde bildirilmemesinden kaynaklanan kooperatif zararı olarak, Vergi Zıyaı 41.107,81.-TL ve Özel Usulsüzlük Cezası 19.198,24 TL olmak üzere toplam 60.306,05 TL şeklinde hesaplanmış, davalı ——– üyelerinin, görev yaptıkları dönemler itibariyle, kooperatif zararı olarak belirlenen tutarlardan müteselsilen sorumlu olacakları tespiti ile her birinin sorumlu olduğu miktar belirlenmiştir. Bilirkişi heyeti ek raporundaki hesaplama ve tespitler mahkememizce yeterli ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak tarafların yeniden rapor alınması taleplerinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili tarafından bilirkişi heyeti ek raporunda tespit edilen tutar üzerinden dava ıslah edilmiş,sorumluluk para cezalarının ödenmesiyle doğduğundan dava tarihi itibariyle tüm kooperatif zararlarının son 5 yıl içinde meydana geldiği ve zamanaşımına uğramadığı, ıslah tarihi itibariyle de zaman aşımının dolmadığı kabul edilerek ıslah edilen davanın kısmen kabulüne, davacı yanın ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi taleplerinin ve —- yönelik davanın reddine karar verilip aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Islah edilen davanın KISMEN KABULÜNE,
Davacı ——– yılına ait vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezasından doğan toplam 12.761,02 TL zararının davalılar ————- müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davacı —– yılına ait vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezasından doğan toplam 7.025,52 TL zararının davalılar ——— müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davacı —– —- yılına ait vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezasından doğan toplam 9.679,33 TL zararının davalılar——– müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davacı ——– yılına ait vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezasından doğan toplam 8.973,06 TL zararının davalılar —— müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davacı —— yılına ait vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezasından doğan toplam 11.412,79 TL zararının davalılar ——– müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davacı——- yılına ait vergi ziyaı ve özel usulsüzlük cezasından doğan toplam 10.454,33 TL zararının davalılar ——- müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Fazla taleplerin REDDİNE,
Hükmedilen tutarlardan 40.000,00 TL’sine dava tarihinden itibaren ve ıslahen arttırılan 20.306,05 TL’sine ıslah tarihi olan —– tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
2-Davalı ——- yönelik davanın REDDİNE,
3-Karar harcı 4.119,50 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 683,10 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 346,78 Tl harcın mahsubu ile bakiye 3.089,62 TL harcın davalı ——- dışında kalan diğer davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.029,88 TL harcın davalı —— dışında kalan diğer davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 92,20 TL ilk masraf, 764,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 4.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.865,95TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre 4.415,40 TL.nin davalı —– dışında kalan diğer davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davacı tarafça —– için yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı —- dışında kalan diğer davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı ——- kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 840,00 TL arabuluculuk ücretinden 770,00 TL’nin davalı —– dışındaki davalılardan ve 70,00 TL’nin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9- Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı ve davalı taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilleri ile bir kısım davalılar vekili —– davalı ———– yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
08/11/2023