Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/137 E. 2022/715 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/137 Esas
KARAR NO:2022/715

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/02/2022
KARAR TARİHİ:13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin —-alanında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalı şirket ile aralarında dava konusu ürünlere ilişkin alım satım akdi kurulduğunu, davalı şirketin Ödemeleri gerçekleştirmediğini, işbu anlaşmaya istinaden davacı tarafından davalı firmaya üç adet fatura kesildiğini, bu faturalara istinaden toplamda 200.000,00 TL ‘nin davalı şirket tarafından davacıya ödenmediğini, bu nedenle —- sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı şirketin haksız olarak icra takibine itirazda bulunduğunu, davacı şirket tarafından arabulucuya başvurulmuş ise de anlaşmaya varılamadığını, bu nedenle davanın kabulüne, Davalının—-Esas numaralı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına, Likit olan alacağa ilişkin yapılan itiraz nedeniyle davalı aleyhine takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Huzurdaki davanın fiili ve hukuki gerçeklikten uzak olduğunu, haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, Takibe konu borcun ödendiğini davacının alacağının bulunmadığını, davacı tarafından kötü niyetli olarak başlatılan takip ve davada davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, dolayısıyla haksız kazanç elde etmek saikiyle açılan davanın reddini, takibe ve davaya konu borcun davalı tarafından takip tarihinin çok öncesinde karşı tarafa ödendiğini, faturaların keşide edilmesine müteakip davalı tarafça davacıya çek verilmek suretiyle icra takibine konu borcun tamamıyla ödendiğini, davacı tarafın somut olayda fatura alacağına faiz işletemeyecek olmasına rağmen asıl alacak üzerinden bir de ödenmiş olan borcun faizini talep ettiğini, muaccel hale gelmemiş fatura alacağı için faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, fatura alacağından kaynaklı olarak alacağa faiz işletebilmesi için faturaların borçluya tebliğ edilmesi ve bu tebliğin kanıtlanmasının şart olduğunu, muaccel hale gelmemiş fatura alacağına istinaden faiz talebinde bulunmanın hukuka ve yasaya aykırı olacağını, faturanın muhataba ulaşıp ulaşmadığının ispat yükünün de alacaklıya ait olacağını, faturalarla alakalı herhangi bir tebliğ gerçekleştirilmediğini, mezkur borcun ne zaman ödeneceğinin kararlaştırılmadığını, iş bu borca istinaden bir vade kararlaştırılmadığını, bahse konu borca ilişkin bir vadenin kararlaştırılmadığını, borca ilişkin herhangi bir tebliğ gerçekleştirilmediğinden mezkur borcun muaccel hale gelmediğini, buna rağmen hayatın olağan akışına uygun olarak çek ile ödeme yapıldığını, tüm asıl alacağın bu yolla kapandığını, davacı tarafça ortaya atılan iddialar gerçeği yansıtmadığını, haksız ve mesnetsiz yere açılan iş bu davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacının takip konusu miktarın % 20 sinden aşağı olmamak kaydı ile tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep e dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, 3 adet fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 20/09/2022 tarihli dilekçe ile huzurdaki davadan feragat ettiklerini, tarafların birbirlerinden karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığını beyan eder dilekçe sundukları görüldü.
Davalı vekili 23/09/2022 tarihli dilekçe ile; davacının gördüğü lüzum üzerine davasından feragat ettiğini, davalı taraf vekili olarak yargılama sonrasında taraflarına düşen vekalet ücretinden feragat ettiklerini bildirir dilekçe sunmuş oldukları görüldü.Okundu dosyasına konuldu.
Davacı vekilinin dosya içerisinde mübrez vekaletnamesi incelendiğinde, davadan feragat etmeye yetkili olduğu görüldü.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. Maddesinde “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.” şeklinde belirtilmiştir. Yine aynı kanunun 309. Maddesi feragat iradesinin “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir.
Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır. ” şeklinde açıklanabileceği ve bunun sonucunda verilen kararın kesin hüküm teşkil edeceğine dair 311. Maddesi de ” Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. ” hükümlerini içermektedir.
Ayrıca davadan feragat edilmesi halinde yargılama giderlerine dair 312. maddede şu düzenleme mevcuttur; “Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir.”.
Sonuç olarak, 6100 sayılı HMK 307 ve devamı maddeleri gereğince feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olup, hüküm ifade etmesi karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Dilekçe ile veyahut yargılama sırasında sözlü olarak yapılabilir. Feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır. Hüküm kesinleşinceye kadar her aşamada yapılabilen feragat, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu gibi feragat beyanında bulunan taraf davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilir.
Somut olayda, davacı vekilinin 20/09/2022 tarihli beyan dilekçesi ile davasından feragat ettiğini bildirmiş davacı vekilinin vekaletnamesinde yapılan incelemede davadan feragat etmeye yetkisinin bulunulduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin 23/09/2022 tarihli dilekçesi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK 307. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
492 sayılı Harçlar Kanununun “Davadan feragat, davayı kabul veya sulh” başlıklı 22. Maddesinde “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmü gereğince eldeki davadan ilk celseden sonra feragat edildiğinden alınması gereken harcın 2/3’üne hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Açıklanan nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Yasası’nın 22. Maddesine göre davadan ilk celse sonrası feragat edilme durumu bulunması nedeniyle, ön inceleme duruşmasının yapıldığı da dikkate alınarak; davanın reddi halinde alınması gerekli maktu harcın(80,70 TL) üçte ikisi (2/3) olduğu anlaşılmakla; 53,8‬0 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.809,33 TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatıran ‭2.755,53‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, kalan miktarın (53,8‬0 TL) hazineye irad kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin, tarafların yargılama gideri talebi olmadığı anlaşıldığından yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların talepleri doğrultusunda vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluklarında karar verildi.