Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/115 E. 2022/132 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/115 Esas
KARAR NO: 2022/132
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/01/2021
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin —– istikametindeyken —-karşısına geldiği esnada hatalı sollama yaptığı sırada kontrolünü kaybederek önce aracın sağ kısımlarıyla yolun sağ tarafında bulunan bariyerlere çarptığı, akabinde çarpmanın etkisi ile aracın dönerek kontrolsüzce yolun sol taraftaki bariyerlere çarptığını ve sol şeritte bulunan müvekkili — sevk ve idaresindeki —- sevk ve idaresindeki — araca çarptığını ve çarpmanın etkisi ile——avrularak orta refüjün içerisinde takla attığını ve kazada sürücü —- ağır yaralandığı ve maddi hasarın da oluştuğu trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında da görüleceği üzere sürücü asli (ağır) kusurlu bulunduğunu, müvekkillerinin ise kusursuz olduğu tespit edildiğini, olay sonrasında —– dosyası kapsamında başlatılmış soruşturmanın halen yürütülmekte olup eldeki dava tarihi itibari ile henüz ceza davası açılmadığını, müvekkiline ait iki adet kask ve bir adet iphone—- kırıldığını, müvekkiline ait araç gereçlerin ücreti oranında maddi tazminat taleplerinin olduğunu, —- huzurdaki iş bu dosya arasında bağlantı bulunduğundan dolayı huzurdaki iş bu dosyanın—-birleştirilmesine karar verilmesini, olay tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faizi ile birlikte tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi tazminatının tespiti ile şimdilik — tazminatın (kısmi alacak davası) tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderlerinin ve avukatlık ücretlerinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı —– vekilinin mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; kaza tespit tutanağını ve tarafların kusur durumuna ilişkin rapor ve tespitleri kabul etmediklerini, tarafların kusur durumuna ilişkin heyetten rapor aldırılmasını talep ettiklerini, davacı tarafın kullandığı —– sol şeridin dışında, tretüvarlar ile sol şerit arasındaki dar alanda seyrettiğini, bu alanın Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili mevzuata göre yolun dışı sayılan motorlu araçların girmesi yasak olan bir yer olduğunu, burada davalıya ait aracın kaza sonrası yol istikametine tam ters durmuş iken davacı tarafın kullandığı ——– gelip davalıya ait araca çarptığını, yine davalı kaza yapınca kazayı gören bütün araçların durduğunu ve yol boşalmış iken davacı tarafın —— şerit dışından ilerleyerek tahminen kaza sonrası trafik yoğunluğuna kalmak istemeyip, yola devam edince olayın meydana geldiğini, davacı taraf şerit içinde hareket edip kazayı gördüğünde dursaydı bu olayın meydana gelmeyeceğini, olay hakkında —– sayılı dosyasının derdest olduğunu, bu nedenle belirtilen soruşturmanın eldeki dosya açısından bekletici mesele olarak değerlendirilmesini ve ilgili dosya üzerinden verilecek olan kararın kesinleşmesinin beklenmesini, davacıların kask, koruyucu ekipman ve sair tedbirleri almadığını, olayda davacı tarafın kusurlu olduğunu, malullük ve kusur durumu açısından —–aldırılmasını, müvekkilinin kullandığı araca ait hem zorunlu trafik sigortası, hem de kasko sigortası mevcut olup, bu taleplerin davalı sigorta şirketinden talep edilmesi iktiza ettiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin haksız zenginleşmeye yönelik olup reddini talep ettiğini beyan ederek davanın reddini talep ve arz etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davanın,— sayılı dosyası ile açıldığı, davacı tarafın da talebiyle, davanın tarafları, dava konusu kazanın aynı olması ve usul ekonomisi nedeniyle mahkememizde görülen—- dosyasıyla birleştirildiği, dosyanın ön incelemesinde davadan önce zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirilmediğinin anlaşılmış olması karşısında mahkememiz dosyasından tefrikine karar verilerek yeni bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen ve—- tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiştir.
6325 sayılı kanunun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü gereğince arabuluculuya tabi davalarda dava açılırken, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya onaylı örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir.
Dava, davalıların haksız eylemleri nedeniyle iki adet kask ve bir adet telefon bedeline ilişkin maddi tazminat istemine ilişkin olup arabuculuğa tabidir. Somut olayda, davacı tarafça davadan önce arabuluculuğa başvurulmuş ise de arabuluculuk tutanağının incelenmesinde başvurunun kaza esnasında zarar gören araç hasar bedelinin tazminine ilişkin yapıldığı, kask ve telefon bedellerine ilişkin bir arabuluculuk görüşmesi yapılmadığı, tutanakta bu hususta herhangi bir tespit olmadığı, dolayısıyla dosyaya sunulan arabuluculuk tutanağı içeriğinden dava konusuna ilişkin arabuluculuk yoluna başvurulmadan dava açıldığı anlaşıldığından davanın 6102 sayılı TTK.nın 5/A maddesi ve HMK.nın 114/2. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 85,39 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,69 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’ 7. maddesindeki esaslara göre belirlenen 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/02/2022