Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/105 E. 2022/425 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/105 Esas
KARAR NO : 2022/425

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2022
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı arasında yapılan sözleşme kapsamında davalı tarafından, müvekkili şirkete ait —— gerçekleştirilmesi sebebiyle araçta hasar meydana geldiğini ve söz konusu —- faaliyetlerinde kullanılması sebebiyle kazanç kaybı oluşması neticesinde söz konusu zararların tazmin edilmesine ilişkin olarak, şimdilik —– kaybının olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı taraf, —–olduğu şikayeti ile müvekkilinin işyerine getirdiğini ve müvekkili tarafından yapılan ——- bozulduğunun tespit edildiğini, müvekkilininin davacı tarafla —- —– değiştirilmesi gerektiğini ilettiğini, davacı taraf, ————– yüksek olması nedeniyle müvekkilinden ——– takılmasını talep ettiğini, müvekkilinin ——- olmadığını ve —– parçanın kullanılmasını da tavsiye etmediğini, davacı tarafın ise yaklaşık ——- bedelli—– —— parçasını müvekkiline getirerek, parçanın araca takılması konusunda ısrar ettiğini, davacının ısrarı üzerine, müvekkilinin davacı tarafın getirip teslim ettiği parçayı —- taktığını, müvekkili tarafından —— değişimi —-olarak davacı ile ———bedele anlaştığını, müvekkilinin her hangi bir kusurunun olmadığını, davacı iddiasının aksine davacının uğramış olduğu zararın, ancak ve ancak davacının kendi kusurundan kaynaklanabileceğini, ———– yolda kalmasına sebebiyet veren hususun neden kaynaklandığı açık ve net olmamasının yanında,—- kırılmasına neyin sebebiyet verdiğinin de tam ve kesin olarak araştırılmadığını, davacının iddiasının aksine —— yazıda, —– esnasında ———-tam sıkılmaması sebebiyle — zamanla — yerlerinden oynadığı yönünde bir tespitte bulunmamakta olduğunu, davacı tarafından müvekkiline, aracın —–tarafından ———-nedeniyle bozulduğu belirtildiğini, araçta bir hasar olması halinde, bu hasarın davacının kusurlu hareketlerinden kaynaklandığını, davacı tarafın müvekkilini —- bırakmaya yönelik tüm iddia ve taleplerinin yersiz olduğunu, maddi gerçekle uyumlu olmayan, haksız, hukuki dayanaktan yoksun açılmış işbu davanın reddine karar verilmesini, muhakeme masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hasar bedelinin ve kazanç kaybının tazmini talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari ——-dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava ——– tarihinde açılmakla davacının dava ——-koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı —— başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının —başvurduğu, —— yapılan— katıldığı, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin —– tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. HMK 114/1-d maddesi uyarınca davacının taraf ehliyetinin bulunması dava şartıdır. HMK 115.maddesi uyarınca dava şartının mevcut olup olmadığı yargılamanın tüm safhalarında re’sen gözetilmesi gereken bir husustur. Dava şartının bulunmaması halinde davanın usulden reddi gerekir.
——- plakalı aracın tescil kaydı getirtilmiş olup incelenmesinde; aracın —- — dava dışı —–satın alındığı ve —- adına kayıtlı olan hususi bir araç olduğu anlaşılmıştır.
Sıfat, dava konusu—- ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı (husumet) dava konusu —– hakka ilişkindir.
Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen (nitelendirilen) kişiler, şeklen (—-) o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir—- davacı olarak isteyebilecek olan kişi, o hakkın sahibi olan (alacaklı) olan kişidir (davacı sıfatı, aktif dava ehliyeti).Bir —–hak kendisinden davalı olarak istenebilecek olan kişi ise, o hakka uymakla yükümlü (borçlu) olan kişidir (davalı —-ehliyeti). Alacak davası, o alacağın alacaklısından başkası tarafından açılırsa, dava, davacı dava ehliyetine (alacaklı) sahip olmadığından (dava ehliyeti yokluğundan) dolayı reddedilir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, bir —- hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu (yani bir davada, davacı ve davalı sıfatının kimlere ait olduğu) tamamen maddî hukuka göre belirlenir. Bu sebeple, bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu, usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu — hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunudur.
Mahkemenin sıfat (husumet) yokluğunu kendiliğinden (re’sen) gözetmesi gerekir. Çünkü, sıfat yokluğu, bir def’i değil, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itirazdır. Hâkim, kendisine sunulan dava malzemesinden (davalı veya davacının bildirdikleri vakıalardan, yani dava dosyasından) bir itiraz sebebinin varlığını (sıfat yokluğunu) öğrenirse, bunu kendiliğinden (re’sen) gözetir. İşte bu sebeple, hâkim, sıfat yokluğunu kendiliğinden gözetir.
Taraf sıfatı, usul hukukuna değil, maddî hukuka ilişkin bir sorundur; diğer bütün maddi hukuk sorunlarında olduğu gibi, dava şartı değildir. Taraf sıfatının (davacı bakımından, aktif husumet ehliyetinin; davalı bakımından, pasif husumet ehliyetinin) yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için (def’i değil) bir itirazdır. Diğer bütün itiraz hallerinde olduğu gibi, sıfat yokluğu da, ancak dava dosyasından anlaşılabildiği ölçüde hâkim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir (—-
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı itibarıyla; davacı—— tarafından hasar bedeli ve kazanç kaybı talebi, her ne kadar davalıya karşı dava konusu yapmış olsa da, dosya arasına celbedilen tescil kayıtlarından, aracın — davacının beyanlarından anlaşıldığı üzere dava konusu hasara uğrayan —- plakalı aracın dava dışı —— ait olduğu, davacı vekilinin beyanına göre davacı ve dava dışı ——- şirketler olduğu ileri sürülmüş ise de her bir şirketin ayrı tüzel kişiliğinin olduğu, davacı şirket ile davalı arasında aracın onarımı için yapıldığı beyan edilen masraflara ilişkin düzenlenen faturaların davacı şirket adına düzenlendiği, ancak davacı şirketin aracın kullanım hakkının kendisinde olduğu yada alacağın temlik alındığına ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, kaldı ki böyle bir iddialarının da olmadığı, davacı şirketin salt onarım bedelini ödemiş olmasının kendisine dava hakkı vermeyeceği anlaşıldığından davanın aktif dava ehliyeti yokluğu sebebi ile reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK’nun 114/2 ve 115. Maddeleri gereğince davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2-Harç peşin olarak alınmış olmakla yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— göre belirlenen 3.845,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan — karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.