Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/101 E. 2022/437 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/101 Esas
KARAR NO : 2022/437

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/02/2022
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili —- Sigortası Poliçesi ile sigortalı olan — plaka sayılı sürücüsünün kaza yapması sonucu —araçta hasar meydana geldiğini, kaza sonucu müvekkili sigorta şirketi tarafından — kapsamında zarar gören araç malikine 25.08.2020 tarihinde — hasar tazminatı ödendiğini, sigortalı araç sürücüsünün kaza esnasında yeterli ehliyetinin bulunmadığını, hasar sebebiyle müvekkili —– tarafından ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının sağlanması amacıyla davalı borçlu aleyhine—- dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı (borçlu) süresi içerisinde borçlu olmadığı iddiası ile borca, takibe ve tüm işlemlere itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının itirazının açıklanan sebeplerle haksız ve mesnetsiz olduğunun itirazının iptali ile takibin devamını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili——- olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemelerin —-Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, açılan davaya yetki bakımından itiraz ettiklerini, Karayolları Trafik Kanunu 109. Maddesine göre; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Davacı şirketin talebinin zamanaşımına uğradığını, zamanışımı bakımından itiraz ettiklerini, — plakalı aracın kiralandığı tarihte, bu aracı kiralayan yabancı sürücünün ülkeye giriş yaptığı tarihten itibaren henüz 6 ay geçmediğini, aracın kiralandığı tarihte sürücünün ehliyetinin geçerli olduğunu, aracı kiralayıp kullandığı sürede ehliyetin geçerliliğini kaybetmesinde ve kazaya karışmasında müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kira sözleşmesinden görüleceği üzere aracın kiralandığı tarihte sürücünün ehliyeti geçerliliğini koruduğunu, müvekkili şirkete kusur yüklenemeyeceğini, —- rücu edilerek, davacı şirketin zarar gören araç sahibine ödemiş olduğu 3.883,38 TL tutarındaki hasar tazminatının tahsili mümkün olmayacağını, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini, takibin durduğunu, müvekkilinin meydana gelen kazada ve ödenen tazminatta herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, icra takibinde asıl alacağa ve ferilerine haklı olarak itiraz edildiğini, davanın reddini, itirazımızın kabulü ile takibin sonlandırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda —– dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 11/02/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı — yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
——- — sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine —- işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.470,38 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe, icra dairesinin yetkisine itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dava; —- kapsamında dava dışı 3. Kişiye ödenen hasar bedelinin rücuen davalıdan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Yargıtayın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Başka bir deyişle, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır —-, ——sayılı kararları)
Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi, takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır — —-. sayılı kararında da aynı yönde tespitlere yer verilmiştir.
Dava konusu olayda davalı borçlu—– İcra Dairesince çıkarılan ödeme emrine karşı icra dairesinin yetkisine ve borca itirazda bulunmuştur.
Somut olayda; davacı sigorta— plaka sayılı sürücüsünün kaza yapması sonucu —– araçta hasar meydana geldiği, kaza sonucu davacı sigorta şirketi tarafından zarar gören araç malikine — tarihinde ödenen 3.883,38 TL hasar bedelinin sigortalı araç sürücüsünün kaza esnasında yeterli ehliyetinin bulunmadığından bahisle ödenen bedelin rücu talebine ilişkin olduğu, davalı vekili icra dairesinin yetkisine itiraz ederek yetkili icra dairesinin— İcra Daireleri olduğunu ileri sürdüğü, kazanın meydana geldiği yerin — olduğu, davacı sigorta şirketinin merkezinin — davalı şirketin merkezinin –olduğu görülmüştür.
Dava dosyamız yönünden HMK’da düzenlenen yetkiye ilişkin maddelerin irdelenmesinde;
HMK.’nun 6. Maddesine göre; genel yetkili mahkeme davanın açıldığı tarihteki davalının yerleşim yeri mahkemesidir.
HMK’nun 15. maddesinde zarar sigortalarından doğan davalar …— gerçekleştiği yerde de açılır hükmü yer almaktadır.
HMK 16. Maddesinde haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yada zarar verenin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir düzenlemesi mevcuttur.
İrdelenen bu hükümlere göre davalının, davacının yerleşim yerlerinin ve olayın gerçekleştiği yerin —- İcra daireleri ve mahkememizin yetki alanı içerisinde bulunmadığı, buna göre — İcra Dairelerinin yetkili bulunmadığı, iş bu davada öncelikli olarak icra dairesinin yetkisinin irdelenmesi gerektiği, davacı sigorta şirketinin yetkili olan yerlerden birinde takip başlatmakta seçimlik hakkının bulunduğu, ancak —-İcra dairelerinin yetkili olmadığı anlaşıldığından ve itirazın iptali davalarında icra dairesinin yetkili olması hususu dava şartı olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İcra dairesinin yetkisiz olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine,
2-Harç alınmış olmakla, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerl– vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.