Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1004 E. 2023/749 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/1004 Esas
KARAR NO: 2023/749
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:13/06/2022
KARAR TARİHİ: 17/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 13/06/2022 havale tarihli tarihli dilekçesi ile, müvekkili —– plakalı —— ile seyir halinde iken davalı tarafından sigorta ettirilen ve kusurlu olan —– sevk ve idaresindeki —– plakalı araç ile çarpışması neticesinde müvekkilinin yaralandığını, kaza nedeniyle oluşan zararlarının karşılanması için davalı sigorta şirketine başvurulduğunu, ancak davalı şirketten ödeme ve cevap alınamadığını, arabulucuya başvurulmuş ve fakat 21.04.2022 tarihli arabuluculuk görüşmesi görüşme sonunda anlaşamama ile sonuçlandığını, müvekkilinin kaza tarihinde belgelenebilir geliri bulunmadığından gelirinin asgari ücret olarak baz alınmasını, müvekkilinin meydana gelen kaza sonrasında tedavi süresince oluşan geçici iş gücü kaybı , bakıcı giderleri ve oluşan maluliyet nedeniyle ortaya çıkan sürekli iş göremezlik nedeniyle uğramış /uğrayacağı maddi zararların tazmini için davayı açtıklarını beyanla; davanın kabulü ile geçici iş gücü kaybı için 100,00 TL, bakıcı giderleri için 100,00-TL, kalıcı iş gücü kaybı için 100,00 TL, olmak üzere toplam 300,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiziyle, davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekilinin 17/06/2022 tarihli cevap dilekçesi ile, davaya usul ve esas yönünden itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin adresinin —— olduğunu, iş bu davanın yetkisi mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin ise ———olduğunu, davacı tarafın taleplerinin belirsiz alacak talebine konu olmasının mümkün olmadığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, 2918 sayılı karayolları trafik kanunun 6704 sayılı yasa ile değişik 97.maddesi uyarınca davadan önce müvekkili şirkete yapılmış usulüne uygun bir başvurunun olmadığını, hiçbir talebi kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ve davacı tarafça müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusuru ispat edilmesi gerektiğini, davacının tazminatı talebine konu maluliyetinin iddia olunan kaza sonucu oluştuğu ve davacının iddia ettiği şekilde malul kaldığı ispata ve tespite muhtaç olduğunu, ——- gelir sağlanıp sağlanmadığı hususunun araştırılmasını, davacının işbu davada taleplerine konu geçici ve sürekli bakıcı gideri, tedavi giderlerinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, araç sürücüsü hakkında açılan ceza davası bulunması halinde sonucunun beklenmesi, uzlaşma sağlanmış olması halinde, C.M.K’nun uzlaşmaya ilişkin hükümleri uyarınca uzlaşma sağlanıp sağlanmadığının tespitinin gerektiğini, hiçbir iddiayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı talebine konu tazminatın hesaplanması için gerçek gelirin davacı tarafça ispatı ve buna ilişkin delil sunulması gerektiğini, müvekkilin şirketin davacı tarafça usulüne uygun temerüde düşürülmediğinden faiz talebine ve oranına itiraz ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkil şirket aleyhine tazminat hesaplanması halinde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini beyanla; öncelikle davanın, yetki itirazlarının kabulü ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, aksi taktirde, esasa ilişkin cevaplarımız uyarınca davanın esastan reddine, masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ederiz.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Davacı vekili tarafından işbu davadan feragat edildiğine ilişkin 16/10/2023 havale tarihli dilekçe verildiği anlaşılmıştır.
Yine davalı vekili de; davacı tarafla sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletname uyarınca açılan davadan feragat etme yetkilerinin bulunduğu anlaşılmıştır.Davadan feragat HMK’nın 307. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK 307. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Harçlar Kanununun “Davadan feragat, davayı kabul veya sulh” başlıklı 22. Maddesinde “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır.” hükmü gereğince alınacak harç miktarı yönünden feragatin ön inceleme duruşmasından sonra vuku bulduğu dikkate alınarak davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 (maktu harcın üçte ikisi) TL harçtan davacı tarafça başlangıçta yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Tarafların yargılama gideri ile vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Karar kesinleştiğinde artan gider avansının talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 17/10/2023