Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/91 E. 2022/767 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/91 Esas
KARAR NO: 2022/767
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/02/2021
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
davalı firma ile müvekkil şirketin de içinde bulunduğu toplam —- arasında;—-üzerinde kurulacak olan toplam ———— uygun olarak projelendirilmesi ve gerekiyorsa ——– yapılması ve —- onaylatılması amacıyla—- üzerinden sözlü olarak anlaşma sağlandığını, davalı tarafından yapılması taahhüt edilen —— sonuçlanmadığını, davalı —–tarafından ———– yalnızca ——— onaylatıldığını, müvekkili şirkete teslim edilmediğini, bu —– sonrasında sahada hiç kullanılmadığını, müvekkili şirket, aynı proje sahasında yer alan diğer firmalar ile birlikte toplam —— alınması işlemi ile ilgili yüklenici firma ve banka finansmanı arayışı içerisinde iken —- içerisinde davalı şirketin ———-öğrendiğini, davalı tarafından ——- projeler —- hiçbir zaman müvekkili şirkete teslim edilmediğini, davalı firma tarafından ———– bağlantı anlaşmasında belirtilen emredici hükümlere aykırı olduğu, bu aykırılıkların onaylı proje üzerinde tadil edilmesi gerektiği ve akabinde kurulum ve kabul işlemini gerçekleştirecek olan yüklenici firma ile anlaşılarak proje tadil işleminin de yapılması gereği ortaya çıktığını, ————– sonrasında ancak ——- olarak tabir edilen işlemle eksiklikler veya değişiklikler giderilebileceğini, davalıların yaptığı ———–anlaşmasına uygun olmadığından her ne kadar tadil olarak ibare geçse de ——- oluşturulmak zorunda kalındığını, çağrı mektubu ve sistem bağlantı anlaşmasına aykırı ——- yapıldığını, eksik ve ayıplı bir şekilde hizmet verildiğini, müvekkili şirket tarafından tespit edildiğini, müvekkili şirket, aynı ——– yer alan diğer firmalar ile birlikte davalı firmaya söz konusu durumu bildirdiğini, onaylı proje üzerinde gerekli ——– yapılması davalı firmadan talep edildiğini, davalı firma tarafından söz konusu tadil işleminin yapılacağına dair sözlü olarak taahhüt verilmiş olmasına rağmen sürekli olarak türlü bahanelerle süreç uzatılmış ve akabinde de gerçekleştirmediğini, müvekkili şirket ve birlikte hareket eden diğer firmaların daha fazla üretim kaybı zararının doğmaması ve bağlantı anlaşmaları ile birlikte ——–iptal olmaması amacıyla projelerin kurulum ile kabul işleminin gerçekleştirilmesi için anlaşılan yüklenici firma ile proje tadil işleminin yapılması hususunda da anlaşmak zorunda kalındığını, yüklenici firma tarafından projeler çizildiğini, —- tarihinde —- işlemi için başvuruda bulunulduğunu, proje tadili gerçekleştirilerek —– tarihinde onaylandığını, projelerin teslim yükümlülüğü yerine getirilmediğini, —— kullanılmadığını, davalı firma tarafından —- firmasına kavramsal onaylatılan ——- davacı müvekkil şirkete teslim yükümlülüğü yerine getirilmemiş olup davalı firma tarafından müvekkil şirket aleyhine açılan dava da teslime ilişkin bir belge sunulamadığını,—- emredici hükümlerine aykırı hareket edildiğini, davalı firmanın ——- belirtilen emredici hükümlere aykırı bir şekilde projelendirme işlemini gerçekleştirdiğinin tespit edildiğini, davacı müvekkili şirket ve aynı —–içerisinde yer alan diğer firmalar aleyhine açılan davalarda davalı tarafından çizilen projenin çağrı mektubunun emredici hükümlerine aykırı olduğu, sahada uygulanmadığı ve ayıplı olduğunun tespit edildiğini, davalı firma tarafından ifa edilmeyen, eksik ve ayıplı işlerden dolayı uğranılan zararların tespitini ve HMK 107. madde kapsamında şimdilik ——– her bir alacak talebi yönünden zararının doğduğu tarihten itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalı firmadan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesindeki iddialar mesnetsiz ve çelişkili olduğunu, dava dilekçesi ——davacı tarafın enerji santrallerinin kurulumu ve devreye alınması ile ilgili —— tarihini —- içerisinde öğrendiğini iddia ettiğini, davacı tarafından —- bağlantı ——— belgesi çıkatılmış olmasına rağmen —–içerisinde proje onaylarından haberdar olunduğu ileri sürülüyor tarafımızca anlaşılamadığını, davacı tarafından açıklanması gereken bir husus olduğunu, —- projenin onaylandığını öğrendiğini idda eden davacı nasıl olur da onaylı projeleri ——— çıkartabileceğini,——– tarihine kadar dostane ilişkiler sürdüğünü, davacı tarafından tazmin talebine dayanak bir diğer iddia ise üretim ve maddi kayıp olduğuna/olacağına dair asılsız açıklamalar olduğunu, —– santrallerinde geçici kabul tarihinden sonra —— olduğunu, bu durumda önemli olan projenin geçici kabul tarihi olduğunu, geçici kabul tarihinin yasal sınırlar içinde kalmak koşuluyla bağlantı anlaşmasından sonra en geç —-geçici kabulünün yapılması gerektiğini, erken veya geç yapılması üretim değerlerini etkilemeyeceğini, yani her koşulda yasal zaman sınırı içerisinde yapılan her santral —– üretimlerini devletin belirlemiş olduğu sabit fiyat üzerinden satışını yapabileceğini, davacı tarafın bu şekilde bir mağduriyetinin olmayacağını, tazmin konusu bir kayıp söz konusu olmadığını, her türlü talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile aleyhe ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın reddini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından davalı şirkete lisansız güneş enerji santrali projesinin projelendirilmesi amacıyla taraflar arasındaki sözlü anlaşma uyarınca davalı tarafından söz konusu projelendirilmenin eksik ve ayıplı ifası nedeniyle zarar tazmini talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek —— ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Davalı vekili——-üzerinden sunmuş olduğu dilekçesinde; taraflar arasında sulh görüşmeleri sonucunda anlaşma sağlandığını, davacının sunmuş olduğu sulhen feragat gereği davanın reddine karar verilmesini, tarafların birbirinden yargılama gideri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ———üzerinden sunmuş olduğu dilekçesinde; taraflar arasında anlaşma protokolü düzenlendiğini, bu nedenle davadan feragat ettiklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK 307.maddesi Feragat’ı düzenlemiş olup, buna göre feragat davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
HMK 309.maddesine göre “Feragat beyanı dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Tüm dosya kapsamından, davacı vekili açılan davadan feragat ettiğini belirttiği, davacı vekilinin vekaletnamesinde davadan feragat etme yetkisinin olduğu anlaşılmakla, davayı sona erdiren taraf işlemleri olduğundan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine gerek olmadığı anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli harç başlangıçta alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Taraf vekillerince yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin tamamının davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 01/11/2022