Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/835 E. 2022/380 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/835 Esas
KARAR NO: 2022/380
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 28/12/2021
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalının müvekkili şirket ile ticari ilişki içerisinde olduğunu, müvekkili şirketten bir çok ürün satın aldığını ancak ödeme vadeleri geldiğinde ise söz konusu ürünlerin ödemesini gerçekleştirmediklerini, müvekkili tarafından defahatle davalı borçludan ödeme yapılmasının talep edildiğini ancak herhangi bir sonuç alınamamış olması nedeni ile icra takibine geçilmek zorunda kalındığını, —- sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, takip açıldıktan sonra henüz ödeme emri davalı borçluya tebliğ edilmemiş iken, davalı borçlu tarafından müvekkili şirkete ait ödeme sisteminden —- ödendiğini, ancak yapılan ödemeye rağmen icra takibinde icra takibi açılış giderleri, faiz ve icra vekalet ücretleri bakiye miktarlar olarak kaldığını, bu aşamada bu bakiyelerinde ödenmesi gerektiğini, kötü niyetli olarak takibe itiraz edildiğini, bunun üzerine kalan bakiye miktar açısından anlaşabilmek adına —— tarihinde arabuluculuk başvurusu yapılıp anlaşamama ile sonlandırıldığını, alacağın likid bir alacak olduğunu, davalının haksız ve kötü niyetli itiraz ettiğini, müvekkili bakiye alacağı açısından itirazın iptali davası açma zaruretinin hasıl olduğunu, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, takibin başlatıldığı İcra Dairesinin de yetkisiz olduğunu, dava dilekçesinin tetkikinde görüleceği üzere davacı, icra dairesinin yetkisine vaki itirazlarını bertaraf edecek herhangi bir hukuki argüman sunamadığını, eldeki davada, davacının, icra dairesinin yetkisine vaki itirazlarının iptali talebi olmadığını, davacının sadece borca itirazlarının iptalini talep ve dava konusu yaptığını, müvekkilinin davalıya bir borcunun olmadığını, kötü niyetli davacının ileri sürdüğü iddiaların haklı ve yasal mesnedinin olmadığını, davacının da beyan ve ikrar ettiği üzere davacı tarafından müvekkiline satışı yapılan ve faturalandırılan ürünlerin bedellerinin davacıya ödendiğini, haklı ve yasal mesnedi bulunmayan davanın, evvelemirde yetkili icra dairesinden ödeme emri gönderilmeden itirazın iptali açılamayacağından, icra dairesi de bu bağlamda mahkeme de yetkisiz olduğundan yetkisizlik sebebiyle reddini, ayrıca davanın esastan ve tümden reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davacıya tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —– yılında açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
—— incelendiğinde; davacı tarafça davalı aleyhine fatura alacağından doğan cari hesap alacağına dayalı—— alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dava, fatura alacağından doğan cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın iptâli istemine ilişkin olup, davacı alacaklının başlattığı icra takibinde ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu vekilince icra dairesinin yetkisine itiraz edilerek müvekkili şirketin adresinin —- da olduğunu, yetkili icra müdürlüğünün —— İcra Müdürlüğü olduğunu bildirmiştir.
İİK’nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptâli davalarında mahkemenin yetkisine itiraz edilsin edilmesin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz incelenmelidir. Yetkisiz icra dairesinde yapılan takibe dayanılarak açılan itirazın iptâli davası dinlenemeyeceğinden mahkemenin bu nedenle davanın reddine karar vermesi gerekir —– Zira itirazın iptâli davasını görme yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir.
İİK.nun 50. maddesi hükmü gereğince, para ve teminat borcu için takip hususunda HMK.nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanır.
İlke olarak, HMK nın 6. maddesi hükmü gereğince, alacağın ödetilmesi için davalının yasal ikametgahının bulunduğu yer icra müdürlüklerinde ilamsız icra takibinin başlatılması gerekmektedir.
Ayrıca uyuşmazlık, taraflar arasında bağıtlanan bir sözleşmeden kaynaklanmış ise ve HMK nın 17. maddesi hükmü gereğince, taraflarca yetki anlaşması yapılmış ise, yetkili kılınan icra dairelerinde de takip başlatılabilir.
HMK nun l0. maddesi hükmü gereğince, sözleşmenin yerine getirileceği icra dairesinde de, adi takip yoluyla icra takibi yapılabilir.
TBK.nın 89/1. maddesi hükmüne göre, para alacakları, alacaklının yasal ikametgahında ödeneceğinden, koşulları oluşmuş ise, alacaklı icra takip tarihi itibariyle kendi yasal ikametgahında da adi takip yoluyla icra takibi başlatabilir. Alacak kambiyo senedine dayalı ise “Aranacak borç” niteliğinde olmakla borçlunun ikametgahı icra dairesi yetkilidir.
Somut olayda ise; icra takip tarihi itibariyle davacının yasal ikametgahı —- ilçesi sınırları dahilinde; davalının yasal ikametgahının —- idari sınırları içersinde bulunmaktadır,
Takibin dayanağı “fatura alacağı” olup para alacağına ilişkindir.
Taraflar arasında mahkememizin yetkili olduğuna ilişkin sözleşme yapılmamıştır.
Buna göre davaya konu takip alacağı faturaya dayalı olduğundan İİK 50. maddesi yollaması ile uygulanacak olan HMK’ nın 6. maddesine göre takipte genel yetkili icra dairesi davalı borçlunun yerleşim yeri icra dairesidir. Yine HMK’nın 10. maddesine göre sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili olduğundan ve takip dayanağı para borcu olup TBK’ nın 89. maddesine göre alacaklı davacının yerleşim yeri mahkemeleri ve icra daireleri de yetkili olduğundan takip tarihi itibarıyla davacının yerleşim yeri icra dairesi de yetkili olacaktır.
Somut olayda davalı borçlunun yerleşim yeri —olup HMK 6. maddeye göre—– icra daireleri, davacı alacaklının yerleşim yeri ise — olup HMK 10. Ve TBK 89 maddelerine göre — icra daireleri yetkili olmaktadır. Davacı ise davaya konu takibi yetkisiz —- icra dairesinde yapmış olup buna göre davalı borçlu süresinde yaptığı icra dairesinin yetkisine itirazında haklıdır. Birden fazla yetkili yerden davalı ikametgahının bulunduğu — mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkisini seçmiştir. Açıklanan nedenlerle icra müdürlüğünün yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. —–
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İcra Dairesinin yetkisizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 2.032,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022