Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/833 E. 2023/573 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/833 Esas
KARAR NO : 2023/573

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2021
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkiline ait ve —–sevk ve idaresindeki —– plakalı araç 28/08/2021 günü saat 16.00 sıralarında — İstikametine doğru giderken davalı —– poliçe numarası ile sigortalı —-sevk ve idaresindeki —–plakalı tırın sağ arka tekerinin patlaması akabinde tekerde bulunan demir parçası müvekkiline ait aracın ön camından girmesi sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gediğini, çarpma sonucu müvekkiline ait— plakalı —- Model —-marka araçta oluşan hasarın bedeli, müvekkilinin aracının kasko şirketi olan —–tarafından karşılandığını, ancak müvekkiline ait araç bu kazadan dolayı değer kaybettiğini, serviste kaldığı süre boyunca kullanılamadığını, bu nedenle müvekkilinin zararının davalı şirket tarafından karşılanmasının gerektiğini, davanın tam miktarı belirlendikten sonra değer artırımı yapılmak üzere belirsiz alacak davası olarak—–plakalı aracın uğradığı değer kaybı olarak şimdilik 1.000,00 TL, serviste kalınan süre nedeniyle uğranılan zarar nedeniyle 100,00 TL olarak şimdilik toplam 1.100,00 TL olmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tazmini ve davacı müvekkile ödenmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: kazaya karıştığı belirtilen —–plakalı araç, müvekkili şirket nezdinde —- numaralı 06.05.2021-2022 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Trafik Poliçesi) ile sigortalı bulunduğunu, kaza tarihi itibariyle teminat limiti araç başına 43.000 TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğu sigortalısının sorumluluğu ve nihayetinde poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, davaya konu araçta ön cam hasarı oluşmuş olup söz konusu hasar, değer kaybı teminatı dışında olduğundan davanın reddini talep ettiklerini, —— plakalı aracın ön camı hasarlı olduğu görüldüğünü, “Ön cam olması sebebi ile araç rayiç değerine etkisi olmadığı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk ( Trafik ) Sigortası Genel Şartları / Ek 1. Değer Kaybının Hesaplanması / Teminat Dışında Kalan Haller Madde 1’e istinaden değer kaybı konusu dışında kaldığını, kabul anlamına gelmemek üzere anayasa mahkemesi kararının dava konusu zarar bakımından da etkili kabul edilmesi halinda dahi davacının değer kaybına ilişkin talepleri bakımından 19.06.2021 tarihinde karayolları Trafik Kanunu 90. Maddesinde yapılan değişiklikler de gözetilerek güncel genel şartlar ekinde yer alan teminat dışı haller ve hesaplama yöntemi gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiğini, davaya konu kazaya karışan araç trafik poliçesi ile teminat altına alınmış olmakla; Yargıtay Kararları ve konu poliçenin genel kapsamı doğrultusunda araç mahrumiyet gideri gibi dolaylı zararlar teminat dışında olduğundan davanın reddinin gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere, davacının gerçek zararının tespitinin gerektiğini, kazaya karışan aracın kasko poliçesini düzenleyen —— 9.984,13 TL rücu ödemesi yapıldığını, ödeme de bakiye teminat limiti açısından dikkate alınmasının gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini, ruhsatta görüleceği üzere aracın hususi olduğunu, aracın hususi araç olarak kullanması nedeniyle avans faize hükmedilmesinin mümkün olmadığını,

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, 28/08/2021 tarihinde davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Trafik Sigortası ile sigortalı—–sevk ve idaresindeki —-plakalı tırın sağ tekerinin patlaması sonucu tekerde bulunan demir parçasının davacıya ait —— plakalı aracın ön camından girdiği ve araca zarar verdiği iddiasıyla değer kaybı ve aracın serviste kaldığı süre boyunda kullanılmamasından kaynaklı zarar talebine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 28/12/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Kaza sonrası taraflar arası tutulan ve imzalanan kaza tespit tutanağına göre;
—- plaka sayılı araç sürücüsü —- beyanı:—-otobandında giderken lastiğim patladı Kontrol için sağ tarafa çektim. —- plakalı araca disk parçası saplandı.
—- plakalı aracın sürücüsü—–beyanı: Otobanda sabit hızla giderken öndeki TIR’ın lastiği patladı. Disk koptu. Aracın camından girdi. Oğlum yaralandı. Aracım zarar gördü.
Makine mühendisi bilirkişi —– tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; —– sevk ve idaresindeki—— plakalı araç 28/08/2021 günü saat 16.00 sıralarında ———-İstikametine doğru giderken —— sevk ve idaresindeki —– plakalı TIR’ın sağ arka tekerinin patlaması sonucu teker yanında bulunan disk parçası koparak —–plakalı aracın ön camından girmesi sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Kaza seyir halindeki bir tır’ın sağ arka lastiğinin patlayıp teker yanında bulunan disk parçası kopması ve yola savrulması sonucu aynı yönde arkasında seyir halindeki ——plakalı aracın savrulan disk parçasının ön camından girerek aracın hasarlanmasıdır. Kaza lastik patlaması/parçalanması kaynaklı bir teknik arıza nedeniyle meydana gelmiştir. Teknik arıza umulmayan hal ise de mücbir sebep değildir. 2918 sayılı KTK’nun 86/1. maddesinde belirtildiği gibi araç sahibi ve sürücüsünün sorumluluktan kurtulabilmesi için zararın mücbir sebepten veya 3. kişinin ağır kusurundan ileri gelmiş olmalıdır. Bir olayın mücbir sebep olarak nitelendirilebilmesi için de o olayın önceden sezilemez, karşı konulamaz ve harici bir etkenden ileri gelmiş olması gerekir. Bu unsurları içermeyen bir olay umulmayan bir hal niteliği taşısa bile mücbir sebep olarak kabul edilemez. Teknik arıza, araçtaki bozukluğu anlatan bir kavramdır. Rot çıkması, fren boşalması, lastik patlaması, bijon kesmesi, direksiyon kilitlenmesi gibi teknik arızalar, genellikle motorlu araçların düzenli olarak (periyodik) bakım ve onarımının savsaklanması veya gereği gibi yapılmaması, aşırı yüklenmesi, erken yıpratılması, hor kullanılması, kullanım süresi dolmasına karşın yük ve yolcu taşıma işlerinde kullanımının sürdürülmesi gibi işletme kusurlarından kaynaklanmaktadır—-plaka sayılı araç sürücüsü ve maliki —— araç sürücüsü ve işleteni sıfatı ile aracını, yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurmadığı, trafikte seyreden diğer sürücülerin ve yayaların güvenliğini tehlikeye soktuğunu, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 67. maddesinde belirtilen kuralı ihlal ettiği, bu nedenle kazanın meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğu, kazaya karışan — plakalı aracın sürücüsü—— şeridinde nizami seyri esnasında, önünde seyreden bir kamyonun lastiğinin parçalanması sonucu yerinden kopan ve üzerine doğru gelen disk parçasından kendisini korumasının mümkün olmadığı, savrulan bu disk parçasından korunmak için alacak bir tedbirinin bulunmadığı, olayın yakın takip mesafesi ile ilgisi olmadığı, diskin geriye doğru savrulması ve arkadan takip mesafesini koruyan araca doğru parçanın hareket ettiği göz önüne alınarak söz konusu kazada herhangi bir kusurunun olmadığı kanaatine varılmıştır. —– plakalı araç—-model , —- marka, —– tipi 298.284 kilometrede —– yakıtlı otomatik vites hususi otomobildir. Aşağıya kaza tarihi civarında internetten alınan araç satış ilanları koyulmuştur. İlanlara göre davaya konu aracın rayiç değeri 208.000 TL takdir edilmiştir. Dava konusu —— plakalı aracın, plakalı araç hasarı için dosyaya delil olarak konulan hasarlı araç fotoğraflarından ve davacının yaptırmış olduğu hasar ekspertiz raporundan ön cam’ın sağ ön güneşlik ve tavan döşemesinin hasarlandığı görülmektedir. Hasarlı araç fotoğrafları değerlendirildiğinde hasar raporunun kaza ile uyumlu olduğu görülmektedir. Hasar raporunda görülen parça bedelleri ve işçilik bedeli kaza tarihi itibarı ile piyasa şartlarına uygun olup kadri maruftur. Değişen parçaların sovtaj değeri yoktur. Davaya konu aracın davaya konu kazadaki hasar bedeli 9.984,13 TL’dir. —– hasar bedeli olarak 29.12.2021 tarihinde —– 9.984,13 TL ödemiştir. Dekont dosyada mevcuttur. 09/10/2020 tarihli Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihli ve——sayılı kararı dikkate alınmak suretiyle, trafik kazalarında Yargıtay’ın uygulamış olduğu aracın kaza öncesi 2. el değeri ile kaza sonrası onarılmış aracın 2.el değeri arasındaki farkın değer kaybına eşit olacağı kriterine göre yapılan piyasa araştırmasında, aracın yaşı, kilometresi, daha önce kazaya karışıp karışmadığı, aracın davaya konu kazasında hasar bölgesi, davaya konu kazasında değişen ve onarılan parçalar için 9.984,13 TL’lik hasar bedeli olduğu dikkate alınarak kaza tarihi itibarı ile kaza öncesi 208.000 TL rayiç değeri olan emsal aracın tespit edilen hasarlarının onarılmış şekildeki 2.el rayiç değerinin 203.000 TL olacağı tespit edilmiş olup 5.000 TL değer kaybı takdir edilmiştir.Dava konusu —–plakalı aracın, dosyaya delil olarak konulan hasarlı araç fotoğrafları ve hasar ekspertiz raporu ve servis faturalarına göre aracın davaya konu kazada hasarları dikkate alındığında; aracın aldığı hasarlar, ekspertiz süresi, sigorta onay süresi ve onarım süresi göz önüne alınarak araç için 3 gün araç mahrumiyet kaybı takdir edilmiştir. Davaya konu aracın —— model olduğu dikkate alınarak 500 TL+ KDV günlük ciralama bedeli takdir edilmiştir. Bu durumda araç kazanç kaybı bedeli 3 gün* 500 TL günlük kira olmak üzere toplamda 1500 TL+ KDV’dir. Davacının hasarlanan aracının yerine kiralayarak ikame ettiği araç bedeli kadar zararı olduğundan yakıt gibi zorunlu giderler zarar kapsamında olmayacağından değerlendirilmemiştir. Zira aynı giderleri kendi aracında da yapacağından böyle bir hesap doğru olmayıp gerçek zararı belirlemez.. Ancak aşağıda verilen yargıtay kararına göre bakım ve amortisman bedeli düşülmesi gerekmektedir. Araç onarım esnasında kullanılmayacağı için yıpranmayacaktır. Günlük 20 TL bakım masrafı ve yıpranmama payı (amortisman) takdir edilerek, 20*3 gün =60 TL düşülürse tazminata baz kazanç kaybı: 1.500 TL-60 TL= 1.440 TL’dir. ” şeklindedir.
Tüm dosya kapsamından; davanın, 28/08/2021 tarihinde davalı sigorta şirketine Zorunlu Mali Trafik Sigortası ile sigortalı —-sevk ve idaresindeki —— plakalı tırın sağ tekerinin patlaması sonucu tekerde bulunan demir parçasının davacıya ait —- plakalı aracın ön camından girdiği ve araca zarar verdiği iddiasıyla değer kaybı ve aracın serviste kaldığı süre boyunda kullanılmamasından kaynaklı zarar talebine ilişkin olduğu,
Yargıtay —-Hukuk Dairesi—-Esas —- Karar sayılı 30.01.2007 karar tarihli kararına göre; “…Davalı, aracın sürücüsü ve işletenidir. Bu sıfatı nedeniyle, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ettiği takdirde sorumluluktan kurtulabilir. îşleten, aracın trafiğe elverişli bir biçimde çıkarılmasını ve yeterli bakımının yapılmasını sağlamalıdır. Frenin tutmaması veya lastiğin patlaması, rotun çıkması gibi teknik arızalar, yasanın öngördüğü anlamda mücbir sebep olarak nitelendirilemez. Şu durumda, davalının sorumluğunun kapsamı belirlenmeli ve hüküm altına alınmalıdır. (2918 S. K. m. 86)”
—– plaka sayılı araç sürücüsü- ve maliki—–araç sürücüsü ve işleteni sıfatı ile aracını, yönetmelikte belirtilen şekilde ve tarzda teknik şartlara uygun durumda bulundurmadığı, trafikte seyreden diğer sürücülerin ve yayaların güvenliğini tehlikeye soktuğunu, Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 67. maddesinde belirtilen kuralı ihlal ettiği, bu nedenle kazanın meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğu, kazaya karışan —-plakalı aracın sürücüsü — şeridinde nizami seyri esnasında, önünde seyreden bir kamyonun lastiğinin parçalanması sonucu yerinden kopan ve üzerine doğru gelen disk parçasından kendisini korumasının mümkün olmadığı, savrulan bu disk parçasından korunmak için alacak bir tedbirinin bulunmadığı, olayın yakın takip mesafesi ile ilgisi olmadığı, diskin geriye doğru savrulması ve arkadan takip mesafesini koruyan araca doğru parçanın hareket ettiği göz önüne alınarak söz konusu kazada herhangi bir kusurunun olmadığı, dolayısıyla davacı tarafın aracında meydana gelen zararları davalı sigorta şirketinden talep edebileceği,
—– plakalı aracın, —nezdinde —– numaralı —-vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Trafik Poliçesi) ile sigortalı bulunmakta olup kaza tarihi itibariyle teminat limitinin araç başına 43.000 olduğu, hasar bedelinin karşılandığı, mahkememizce davacının taleplerinin değerlendirilmesi açısından rapor alındığı, alınan rapordaki tespitlerin gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, araç değer kaybının 5.000 TL olduğu, araç değer kaybından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu, araç değer kaybı olarak 5.000,00 TL’nin kabulünün gerektiği, davacı tarafın davadan önce 14/10/2021 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı, davalının 8 iş günü sonrası 25/10/2021 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla bu tarihten itibaren faize hükmedildiği, araç mahrumiyet kaybı, yansıma zarar niteliğinde olan araç kira kaybından davalı sigorta şirketi sorumlu olmadığından bu talebin reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-5.000,00 TL değer kaybı alacağın temerrüt tarihi olan 25/10/2021 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine,
3-Karar harcı 341,55 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 282,25 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 59,30 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 118,60 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 287,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.150,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 1.347,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.115,68 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve kabul edilen miktarı geçmemek üzere 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 295,16 TL’sinin davacı taraftan, 1.024,84 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.