Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/794 E. 2022/377 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/794 Esas
KARAR NO : 2022/377

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/12/2021
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin—- tarihinde davalı —- yapmış/yaptırmış olduğu —-şirketlerine ait —– hasar verildiğini, şirkete verilen hasar nedeniyle, şirket elemanlarınca hasarın tespit edildiğini, hasar keşif tutarı formu ve malzeme-işçilik cetveli düzenlendiğini, akabinde,— niteliğinde olan iletişimin aksamaması adına, ivedilikle müteahhit firma tarafından hasarın giderildiğini, taraflarınca—ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu takibe ilişkin ödeme emrinin davalılara tebliğ edildiğini, davalı tarafın yetkiye ve borcun tamamına (aslına ve ferilerine) itiraz ettiklerini,—yapmış oldukları müracaatlarının da anlaşmazlıkla sonuçlandığını, haksız fiillere ilişkin yetki kuralı gereği, hasarın meydana geldiği yer bakımından—yetkili olduğunu, olay tarihi ve takip tarihi dikkate alındığında, haksız fiillere ilişkin 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını, davalının haksız itirazlarının iptali ile takibin devamını, haksız ve kötü niyetli davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de, davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın konusunun hasar olduğunu hasarın da haksız fiil olarak nitelendirilebileceğini, haksız fiilden kaynaklanan davalarda ise ancak yasal faiz istenebileceğini, bu nedenle davacının reeskont faiz talebinin yasal olmadığını, davacının tüm talepleri bakımından zamanaşımı itirazında bulunduklarını, idarelerinin ne olayın sorumlusu ne de kanun gereği tazminatın borçlusu olduğundan aleylerine açılan davanın husumet ve esas yönlerinden reddini, dava konusu adreste müvekkili idare elemanlarınca her hangi bir çalışma yapılmadığını, davanın — idarelerinin eylem ve işlemlerinden doğan bir zarar olmadığından hukuken sorumluluğunun da bulunmadığını, davacının—- kusurunun olup olmadığı, hasar bedeli olarak belirtilen rakamın gerçek hasar bedeli olup olmadığı, işçilik ve eklenen diğer taleplerin yasal olup olmadığı hususlarının araştırılması gerektiğini, alacağın likit olmaması ve yargılama esnasında yapılan bilirkişi incelemesi ile gerçek zararın tespit edilebilmesi nedeniyle davacının icra inkâr tazminatı talebinin kabul edilemeyeceğini, talep edilen hasar bedelinin rayice ve gerçeğe uygunluğunun şaibeli olduğunu, gerçek hasar bedelinin belirlenmesi gerektiğinin, gerçek hasarın konusunda uzman mühendis bilirkişilerce ortaya çıkarılabileceğini, davacı tarafın hasar bedeli olarak istediği meblağın fahiş olduğunu, neye göre hesaplandığı belli olmayan bu meblağa itiraz ettiklerini, hasar iddiasına konu davacıya ait— uygun bir biçimde döşenip döşenmediği araştırılarak, gerekirse projelerinin de getirtilerek yerinde inceleme yapılmak suretiyle araştırılması gerektiğini, iş bu davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacıya ait tesislere hasar verildiğinden bahisle meydana gelen maddi zararın— tahsili maksadıyla— ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı sonucu durması üzerine itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava—- açılmakla, davacının dava şartı — yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanarak mahkememizin —- günlü ön inceleme duruşmasında dava şartlarının incelenmesine geçilmiştir. Davalı vekilinin duruşmadaki beyanında— haksız fiile dayalı uyuşmazlıklarında yargı yolunun— olması gerektiğine karar verdiğini beyan ederek, ilgili kararı dosyaya sunmuştur. HMK 114/1-b maddesinde yargı yolunun caiz olması dava şartı olarak düzenlenmiş olup, aynı kanunun 115 maddesinde de dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağı, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği, dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddedileceği ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, kesin süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmez ise dava şartı yokluğundan davanın usulden reddedileceği hususları düzenlenmiştir.
Mahkememizce dava, hizmet kusurundan kaynaklanan tam yargı davası olarak nitelendirilmiştir. İdari dava türlerinden biri olan ve edim davası niteliğinde olan tam yargı davası ile idare hukuku alanında ihlal edilmiş olan hakkın yerine getirilmesi ya da uğranılan zararın giderilmesi gerekir. İdarenin verdiği zararlarının giderilmesi amacını taşıyan tazminat davaları da tam yargı davası çeşitlerindendir. Davacı iddiası gereğince; davalı idarenin sorumluluğunda hizmet kusuru, kusur sorumluluğu olup; idari hizmetin işleyiş- kuruluş- düzeninin kötü olması/ geç olması veya hiç bulunmaması şeklinde gerçekleşir. Davalı idarenin sorumluluğunda kusursuz sorumluluk halleri ise fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve tehlike— dayanır. İş bu davada da hizmet kusuru sorumluluğuna dayanılmıştır.
Kamu hizmeti yürüten idarenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Kanun’un ilgili maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır. Genel görevli mahkeme iş bu davalarda idare mahkemesidir. İş bu davada davalı idare —- olup, davacı davalı idarenin çalışma yapması esnasında gereken dikkat ve özeni göstermeyerek kendilerine— zarar verildiği şeklindeki hizmet kusuruna dayanmıştır, bu durum karşısında görevli mahkeme idare mahkemesidir. Yargı yolunun caiz olması dava şartı olup iş bu davada idare mahkemeleri görevli bulunduğundan ve dava şartları her aşamada incelendiğinden aşağıdaki şekilde kanunen 6100 Sayılı HMK m. 114/ 1-b; 115/2 gereğince davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.–
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK. 114/1-b maddesi uyarınca yargı yolu caiz olmadığından İdari Yargı görevli olduğundan DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 226,04 TL harçtan mahsubu ile fazla 145,34 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli– göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan — tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.