Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/783 E. 2022/563 K. 19.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/791 Esas
KARAR NO: 2022/493
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 11/12/2021
KARAR TARİHİ: 16/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin —– tarihinde, davalı ——-tarafından yapılan/yaptırılan çalışmalar esnasında şirketlerine ait kablolar ile alt yapı tesislerine hasarlar verildiğini, şirket elamanlarınca hasar tespit edildiğini, hasar keşif tutarı formu ve malzeme-işçilik cetveli düzenlendiğini, akabinde kamusal hizmet niteliğinde olan iletişimin aksamaması adına, müteahhit firma tarafından zarar giderildiğini, zararın tazmini için alacaklarının tahsilini sağlamak amacıyla hasar tespit tutanağı hasar keşif formu ve olay yeri resimlerine istinaden, taraflarınca —–nolu dosyası üzerinden ilamsız icra takipleri başlatıldığını, bu takiplere ilişkin ödeme emirleri davalıya tebliğ edildiğini, davalı taraf borcun tamamına (aslına ve ferilerine) itiraz ettiğini, arabuluculuk kapsamında —– yaptıklarını, müracaatlarıyla anlaşmazlıkla sonuçlandığını, davalının meydana gelen hasardan sorumlu olduğu ve zamanaşımı sürelerinin dolmadığını, hasarın meydana geldiği yer bakımından —— İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu nedenle davalının yetkiye, alacağın aslına ve ferilerine yönelik tüm itirazları haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının itirazlarının ayrı ayrı iptalinin gerektiğini, alacaklarının likit alacak olduğunu ve belgeleriyle birlikte davalı/borçluya bildirildiği halde, haksız itirazı ile takibin durmasına neden olan davalıdan ayrıca her bir takip için ayrı ayrı % 20 oranında icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini, her bir takip için ayrı ayrı yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili idare aleyhine davacı taraf icra takibi başlattıklarını, icra takibine taraflarınca yasal süresi içinde itiraz ettiklerini, davanın yargı yolu sebebiyle, görev yönünden reddi gerektiğini, yetki ve görev konuları 6100 Sayılı HMK madde 114’de dava şartı sayıldığından, yetkisiz ve görevsiz mahkemede açılan iş bu davanın, dava şartına aykırılık sebebiyle işin esasına girilmeksizin doğrudan reddinin gerektiğini, davaya konu hasarların gerçekleştiği adresler idarelerine bağlı—- hizmet alanı içerisinde —— ait hatlara hasar verildiği tespit edildiğini, takip ve dava konusu hasarlar idareleri ile ihale kapsamında çalışma yapan müteahhit firma tarafından gerçekleştirildiğini, davanın idareleri müteahhit firması ——- firmasına ihbarını talep ettiklerini, idareleri sorumlu tutulamayacağını, davanın reddi gerektiğini, dava konusu hasarın meydana gelmesinde davacı şirketinde müterafik kusur durumunun araştırılmasının gerektiğini, hasar iddiasına konu davacıya ait altyapı durumunun, boruların ve tesisatın projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip döşenmediğinin araştırılmasını, istenilen tazminat bedelinin fahiş olduğunu, hasardan bu kadar zarar bedelinin çıkamayacağını, piyasa rayiçlerine uygun olmadığını, dava konusu tazminat alacağının, tek taraflı tutulan bir tutanağa dayandırıldığını, yargılamayla sübut bulacak nedenlerle haksız ve dayanaksız davanın husumet ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, yargı yolu bakımından—— gereğince, müvekkili aleyhine idari yargıda tam yargı davası olarak açılması gerektiği halde görevsiz olan mahkemenizde açılan davanın, görevsizlik sebebiyle reddini, davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddi ile lehimize %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı takdirini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, lehlerine vekalet ücreti verilmesini verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —– tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları incelenmiştir.
——– sayılı dosyası,
Dava, davacıya ait tesislere hasar verildiğinden bahisle meydana gelen maddi zararın cebren tahsili maksadıyla başlatılan ve yukarıda bahsi geçen ilamsız icra takiplerine davalının itirazı sonucu durması üzerine itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanarak mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartlarının incelenmesine geçilmiştir. Davalı vekilinin duruşmadaki beyanında — sayılı ilamı ile —- haksız fiile dayalı uyuşmazlıklarında yargı yolunun —– olması gerektiğine karar verdiğini beyan ederek, ilgili kararı dosyaya sunmuştur. HMK 114/1-b maddesinde yargı yolunun caiz olması dava şartı olarak düzenlenmiş olup, aynı kanunun 115 maddesinde de dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağı, tarafların da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği, dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddedileceği ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verileceği, kesin süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmez ise dava şartı yokluğundan davanın usulden reddedileceği hususları düzenlenmiştir.
Mahkememizce dava, hizmet kusurundan kaynaklanan tam yargı davası olarak nitelendirilmiştir. İdari dava türlerinden biri olan ve edim davası niteliğinde olan tam yargı davası ile idare hukuku alanında ihlal edilmiş olan hakkın yerine getirilmesi ya da uğranılan zararın giderilmesi gerekir. İdarenin verdiği zararlarının giderilmesi amacını taşıyan tazminat davaları da tam yargı davası çeşitlerindendir. Davacı iddiası gereğince; davalı idarenin sorumluluğunda hizmet kusuru, kusur sorumluluğu olup; idari hizmetin işleyiş- kuruluş- düzeninin kötü olması/ geç olması veya hiç bulunmaması şeklinde gerçekleşir. Davalı idarenin sorumluluğunda kusursuz sorumluluk halleri ise fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve tehlike ilkesine —– dayanır. İş bu davada da hizmet kusuru sorumluluğuna dayanılmıştır.
Kamu hizmeti yürüten idarenin bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, olayda kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, —— ilgili maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır. Genel görevli mahkeme iş bu davalarda idare mahkemesidir. İş bu davada davalı idare——- olup, davacı davalı idarenin çalışma yapması esnasında gereken dikkat ve özeni göstermeyerek kendilerine ait iletişim dağıtım alt yapısına dahil kablo ve tesisata zarar verildiği şeklindeki hizmet kusuruna dayanmıştır, bu durum karşısında görevli mahkeme idare mahkemesidir. Yargı yolunun caiz olması dava şartı olup iş bu davada idare mahkemeleri görevli bulunduğundan ve dava şartları her aşamada incelendiğinden aşağıdaki şekilde kanunen 6100 Sayılı HMK m. 114/ 1-b; 115/2 gereğince davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir. —–
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK. 114/1-b maddesi uyarınca yargı yolu caiz olmadığından İdari Yargı görevli olduğundan DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 146,59 TL harçtan mahsubu ile fazla 65,89 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan —- arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/06/2022