Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/782 E. 2023/513 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/782 Esas
KARAR NO : 2023/513

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin davalı borçlu firmadan taşıma hizmeti aldığını, davalı/borçluya ekte sunulan cari hesap doğrultusunda ödemelerini yaptığını, 10.06.2021 tarihinde 18.647,85 TL fazladan ödeme yapılmış olduğunun tespit edildiğini, davalı borçluya bu durum bildirilmesine rağmen müvekkili şirkete herhangi bir iade işlemi yapılmamış, davalı tarafın bakiye 18.647,75 TL’yi ödemekten imtina etmesi üzerine, bu alacağının tahsili amacıyla —–.icra Müdürlüğünün —–Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, davalı borçlu şirketin icra müdürlüğünün yetkisine, borca karşı yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazı nedeniyle takibin durduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan dekont ve müvekkili şirketin ticari defter kayıtlarıyla sabit olduğu üzere davalı firmaya fazla ödeme yapılmış olduğunu, davalı firmanın yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, yapılacak yargılama ve ticari defter kayıtları ile alacaklarının tespit olunacağını, davalı yanca takibe yapılan vaki itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine en az %20 icra inkâr tazminatı mahkûmiyetine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: tacir kelimesi TDK’daki anlamı itibariyle ticaretle uğraşan kimse olarak verilmekte olup, TTK’na göre tacirin, bir ticari işletmeyi, kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimse olduğunu, her tacir, tüm ticari faaliyetlerinde basiretli bir iş insanı gibi hareket etmek, ileriyi düşünmek ve işlemlerini ona göre organize etmek zorunda olup, buna göre, basiret, tacirin ticari işletmesiyle ilgili olarak, fiilî ve hukukî işlemlerde göstermesi gereken dikkat, tedbir ve özen yükümlülüğü demek olduğunu, tacirin, tüm bu hukukî ve fiilî işlemlerini yaparken, ticarî hayatın gerektirdiği tüm tedbirleri almalı ve meydana gelebilecek değişmeleri önceden tahmin etmeye çalışarak yükümlülük altına girmesinin gerekli olduğunu, tacir olan davacı tarafın 10/06/2021 tarihinde 18.647,85 TL bir ödemenin fazla olarak yapıldığını beyan etmesi ve bunun üzerine icra takibinde bulunması basiretli bir tacirin yapabileceği bir hata ve yanlışlık olmayacağının açık olduğunu, müvekkili ile davacı taraf arasında yapılan sözleşme neticesinde yerine getirilen edim karşılığında müvekkilinin hesabına yatırılan ücret kadar bir anlaşma yapıldığını, davacı yan herhangi bir hata sonucunda değil, müvekkilinin yerine getirmiş olduğu edim karşılığında bahsi edilen tutarı müvekkilinin hesabına yatırmış olduğunu, dava konusu edinilen meblağ müvekkilin işi karşılığında edindiği bir meblağ olup, bu iddialarına ilişkin karşı taraftan her tür ticari defterin, cari hesabın taşıma sözleşmesinin, karşılıklı makbuzların dava dosyasına ibrazını talep ettiklerini, tek taraflı belgelerin delil haiz olamayacağı tarafın sonradan yarattığı belgeler olduklarını, karşı tarafın taraflarından bir alacağı bulunmamakla birlikte müvekkilini zarara uğratmıştır ki müvekkilinin kiralanan aracının yüklenici firma olan davacının fazla yüklemesinden kaynaklı olarak meydana gelen zararından dolayı aracın zarara uğradığını, bu zararı müvekkilince karşı tarafa fatura edilmiş olmasına rağmen müvekkilinin zararı karşılanmadığını, mezkur araca dair sözleşmeyi, araçta meydana gelen zararın fazla yükten kaynaklı arızalandığı ve bu araca dair hasar miktarını gösterir makbuz ve belgeleri ekte sunduklarını, borcu kabul etmediklerini, borcun iş ilişkisinden kaynaklı işin ifası nedeniyle edinilen bir alacak olduğu yani haklı bir alacaklarının olduğunu, söz konusu davanın haksızlığıyla birlikte müvekkili nezdinde meydana gelen zararı da iş bu dava vasıtasıyla belirtmiş olduklarını, davacı tarafça açılan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etme zarureti hasıl olduğunu, öncelikle usulüne uygun takip yapılmadığını davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise; davacı tarafça açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davalıdan alınan taşıma hizmetine karşılık fazladan yapılan ödemenin iadesi amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 18/12/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.—-.İcra Müdürlüğü’nün—–Esas sayılı dosyası UYAP sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine 18.647,85 TL asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.Davalı şirket merkezi —–ilinde bulunduğundan davalı şirket defterleri talimat mahkemesi vasıtasıyla incelenmiştir.
Talimat mahkemesi vasıtasıyla alınan bilirkişi raporunda özetle; davalının 2020 yılı defterlerinin usule uygun olduğu, davalının 2020 yılında davacıya toplamda 13 adet fatura ve toplamı 2017.901,06 TL tutarında fatura kestikleri ve kesilen bu faturaları davalının ticari defter kayıtlarında usulüne göre kayıt yaptıkları, davalının 2020 yılında davacıya toplamda 217.901,06 TL fatura kesmiş olduğu ve kesilen bu faturaların tahsilatlarını bankadan tahsilat yaptıkları ve ticari defter kayıtlarında yer aldığı, davalı—–05.01.2021 tarihinde vergi dairesine mükellefiyetinin terk ettiği, davacının dava konusu olan 18.647,85 TL tutarın davalıya 10.06.2021 tarihinde ödediği, davalının 05.01.2021 tarihinde terk işlemi yapması dolayı, dava konusu olan tutara ilişkin düzenlenen her hangi bir faturaya rastlanılmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekilince dosyaya sunulan 25.08.2022 tarihli beyan dilekçesinde özetle; talimat dosyasında sayın bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere 18.647,85 tl tutarın müvek kili şirket tarafından 10.06.2021 tarihinde davalıya ödendiği ancak davalının 05.01.2021 tarihinde vergi mükellefiyetini terk etmesi sebebiyle bu tutara ilişkin düzenlenen herhangi bir fatura bulunmadığının tespit edilmiş olduğunu, bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere dava konusu bedelin davalıya ödendiği sabit olup bu ödeme fazladan yapılan bir ödeme olduğundan davalı uhdesinde sebepsiz zenginleşme yaratmış olup, nitekim müvekkili şirketin defterlerinin ve ticari kayıtlarının incelenmesiyle birlikte müvekkil ve davalı arasındaki cari hesap ilişkisi kapsamında müvekkilinin davalıdan dava konusu 18.647,85 TL tutarında alacaklı olduğunun görüleceğini beyan etmiştir.
Davalı vekilince dosyaya sunulan 08/09/2022 tarihli beyan ve itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili —— 05.01.2021 tarihinde vergi dairesinden mükellefiyetini terkin etmiş olup, terk işleminden sonra itiraza konu ettikleri 04.08.2022 tanzim tarihli rapora göre davalının müvekkiline bir kısım ödeme yaptığının rapor edilmiş olduğunu, söz konusu raporda müvekkiline ödenildiği iddia edilen ödemenin neden yapıldığı, sebebi belirtilmemiş olup, müvekkiline rapor edilen bu tür bir ödeme yapılmamış olduğunu, raporda davacının ticari defter ve kayıtları incelenmediğini beyan etmiştir.
Davacı tarafın defterlerinin incelenmesi amacıyla alınan Mali müşavir bilirkişi —–tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin incelenen ticari defterlerinin usule uygun olduğu, davacının defterlerine göre; davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı firmadan 10.06.2021 tarihinde mükerrer yapılan ödemeden kaynaklı olarak 18.647,85 TL asıl alacağı bulunduğu, belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında yazılı bir sözleşmeye dayalı olmayan taşımacılık hizmet alım/satımına yönelik ticari ilişki bulunduğu, davaya konu ihtilafın, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı yandan alacağının olup olmadığı, varsa miktarı hususlarında toplandığı, taraflar arasında cari hesap şeklinde yürütülen ticari ilişkinin temelini, davacı şirketin davalı firmadan taşımacılık hizmet alımı olup, taraflar arasındaki ihtilafa konu işlemin, davacı şirketçe davalı yana sehven fazladan/mükerrer yapılan ödemenin davalı yanca iade edilmemesi sonucu oluşan alacak talebinden ibaret olduğu, gerek talimat yoluyla davalı firma ticari defterleri üzerinden yapılan incelemeler sonucu hazırlanan Talimat bilirkişi raporunda, gerekse mahkememizce alınan ve davacı şirket ticari defter ve kayıtlarından tespit edildiği üzere, taraflar arasındaki hizmet alım/satımının 31.12.2020 tarihi itibarıyla sonlandığı ve davalı yanca düzenlenen son faturanın 31.12.2020 tarihli, ——nolu hizmet hakediş faturası olduğu, bu tarihten sonra düzenlenen herhangi bir faturanın bulunmadığı ve davalı firmanın 05.01.2020 tarihi itibarıyla mükellefiyetini terk ettiği, mükellefiyeti terk ettiği tarihe kadar düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağını banka aracılığıyla kendilerine gönderilen havalelerle tahsil ettiği ve 31.12.2020 tarihinde mevcut bulunan 37.571,45 TL alacak bakiyesini, davacı şirket tarafından yine banka aracılığıyla gönderilen; 11.01.2021 tarihli, 18.923,60 TL tutarlı ve 10.02.2021 tarihli, 18.647,85 TL tutarlı (18.923,60 TL + 18.647,85 TL=37.571,45 TL) tahsilatlar ile sıfırlamış olduğu, ancak gerek davacı şirketin gerekse davalı firmanın ticari defterlerinde hesap bakiyesi sıfırlanmış ve 2021 yılında başkaca mal ve hizmet alımı yapılmamış, başkaca bir fatura düzenlenmemiş olmasına rağmen, dosyada örneği mübrez —-banka dekont örneğinden görüleceği üzere, davacı şirketçe —– Şubesi nezdinde yer alan hesabıan, davalı firmanın —–nezdinde yer alan—— IBAN numaralı hesabına 10.06.2021 tarihinde—– açıklamalı, 18.647.85 TL tutarlı EFT’ nin yapıldığı ve ticari defterlerde davalı firma adına borç kaydedildiği, bu kayıt sonucunda davacı şirketin davalı firmadan 18.647,85 TL alacaklı duruma geçtiği, talimat bilirkişi raporunda da teyit edilen bu tespitler karşısında, davacı şirketin davalı firmadan, davalı firmaya mükerrer yapıldığı ve karşılığında herhangi bir hizmet satın alınmadığı banka ödemesinden kaynaklanan 18.647,85 TL asıl alacağını davalı firmadan talep etmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve talebinde haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının —–İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 18.647,85 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine, alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 18.647,85 TL’nin takdiren % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının—-.İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 18.647,85 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 18.647,85 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.273,84 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 225,22 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.048,61 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 225,22 TL peşin harç olmak üzere toplam 284,50 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 225,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.150,00 TL bilirkişi ücreti (2 farklı bilirkişi raporu) olmak üzere toplam 2.372,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.