Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/772 E. 2022/517 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/772
KARAR NO: 2022/517
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2021
KARAR TARİHİ: 22/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında hazır beton alım satımına dayalı ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklı alacaklar ve yapılan ödemeler açık hesaba kaydedilmek suretiyle çalışıldığını, açık hesaba kaydedilen faturalardan kaynaklı müvekkili alacağının —- olduğunu, borcun ödenmesi için davalı şirket ile bir çok kez görüşüldüğünü ancak bir sonuç alınamadığını, alacağın tahsili amacıyla —— sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durduğunu, talep edilen faiz türü ve oranının usul ve yasaya uygun olduğunu, müvekkili alacağının likit olduğunu belirterek davalının itirazının iptali ile takibin —- üzerinden avans faizi işletilmek suretiyle devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı taleplerinin zaman aşımına uğradığını, müvekkili kayıtlarında davacının iddia ettiği gibi bir alacağa rastlanılmadığını, müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan bir sözleşme ve cari hesap ilişkisi bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiline verilmiş bir hizmet ve/veya teslim edilen bir mal bulunmadığını, bu nedenle iddia edilen belgenin fatura niteliğinde olmadığını, itiraza konu alacağın likit olmadığını, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiğini belirterek davanın reddini ve davacının %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı ile ticari faaliyeti kapsamında davalının inşaatlarında ihtiyaç duyduğu hazır betonu kendisinden satın aldığını, açık hesap usulü çalışıldığını ve davalının borç tutarının —–yükselmesi nedeniyle ödeme yapılması için davalıdan talepte bulunduğunu, sonuç alamaması üzerine davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yan öncelikle zaman aşımı itirazında bulunmuş, davacı ile aralarında akdedilmiş bir sözleşme ve cari hesaba dayalı bir ticari ilişki bulunmadığını, davacı tarafça talep edilen alacak kalemlerini kabul etmediklerini, borcun var olduğunu kabul eder ispatlar nitelikte bir mutabakat olmadığını, alacağı doğurur şekilde davacı tarafından verilmiş bir hizmet ve/veya mal teslimi de olmadığını, bu durumun ticari defter ve kayıtlar ile sabit olduğunu, taraflar arasında mal alım satımı ya da bir hizmet ilişkisi olduğunu ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu belirterek davanın reddiyle davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur. Davacı taraflar arasındaki ticari ilişkinin hazır beton alım satımına ilişkin olup, — yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, bu itirazın yerinde olmadığını, dosyaya sundukları deliller ile tarafların ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlanacağını, davalı ile ticari ilişkilerinin — tarihinde başlamış olup son olarak —- tarihine kadar devam ettiğini, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisinde davalının yaptığı ödemelerde cari hesap ödemesi, —– cari hesap ödemesi gibi ibareler kullandığını, öte yandan davalının düzenlenen faturalara itiraz etmediğini, bu itibarla fatura içeriklerinin kesinleştiğini ileri sürmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —- günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
—— sayılı takip dosyası getirtilip incelenmiş, davacının davalı hakkında “Açık hesapta kayıtlı faturalar nedeniyle “ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı yan davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş, davacı taraflar arasında hazır beton alım satımına dair ticari ilişki olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin — yılında başlayıp —- tarihinde son bulduğunu, TBK 146.maddesine göre kanunda aksine hüküm bulunmadıkça her alacağın —-yıllık zamanaşımına tabi olduğunu belirterek, zamanaşımı itirazının reddini talep etmiştir. Davacı tarafça ticari satış hükümlerine dayalı olarak dava açılmış olup, ticari satımdan doğan alacak davasının —– zaman aşımına tabi olduğu kanunda ayrıca bir zamanaşımı süresinin düzenlenmediği gözetilerek davalının zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin —yılında başladığı gözetilerek —- verilen ——- getirtilmiş, her iki tarafın aralarındaki mal alım satımlarını bağlı oldukları —- bildirdikleri anlaşılmıştır.
Her iki tarafın tacir oluşu gözönünde bulundurularak ticari defter ve dayanak kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, raporda davacı ve davalının ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun olarak tutulduğu davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibariyle davacıdan olaln alacağının takipte talep ettiği —-olarak kayıtlı olduğu; davalı şirketin takip tarihi itibariyle kendi defter kayıtlarında davacıya —–borçlu göründüğü, davalının davacının faturalarını defterlerine kaydettiği, iki tarafın ticari defter kayıtları arasındaki —- farkın —– kayıtlarından kaynaklı olduğu ifade edilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile taraflar arasında ——alım satımına ilişkin olarak ticari ilişkinin kurulduğu, davacının davalıya mal satışına ilişkin faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve iki tarafın usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve dayanak kayıtları itibariyle takip tarihindeki alacak-borç ilişkisinin—- birbirini teyit ettiği, tarafların birbirlerinden olan mal alım ve satımlarını —– bildirdikleri, bu durumda davacının davalı ile aralarında akdi ilişki bulunduğunu, malları davalıya teslim ettiğini ispatladığı, davalının aksi yöndeki savunmalarına itibar edilemeyeceği sonucuna varılmış davacı vekili rapora karşı beyan dilekçesinde iki taraf ticari kayıtları arasında saptanan —- fark yönünden yargılamanın uzamaması açısından yeniden değerlendirme yapılmasını istemediğini beyan ettiğinden davalının defter kayıtlarına itibar edilerek takibin —— üzerinden devamı mahkememizce uygun görülmüştür. Bunun yanısıra tarafların ticari defter ve dayanak kayıtlarıyla sabit olan alacak tutarı likit olup davalı takibe haksız yere itiraz ettiğinden hükmedilen tutarın %20’si oranında hesaplanan inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının takipte haksız ve aynı zamanda kötü niyetli olduğu yönünde bir tespit olmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının —- sayılı takip dosyasında itirazın——asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %16,75 ve artan oranlarda avans faizi yürütülmesine,
Fazla talebin reddine,
2-Hükmedilen tutarın %20’si oranında 102.057,06 TL inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Karar harcı 34.857,58 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 6.164,18 TL ile icra dosyasına yatırılan 2.551,93 TL. harcın mahsubu ile bakiye 26.141,47 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.164,18 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 67,80 TL ilk masraf, 90,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.158,30 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranı gözönünde bulundurularak(%99,98)takdiren tamamının davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 42.564,26 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul edilen kısmı gözönünde bulundurularak takdiren tamamının davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
11-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2022