Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/759 E. 2023/13 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/759 Esas
KARAR NO: 2023/13
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan
Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2021
KARAR TARİHİ: 10/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
Davalının davacıya borcunu ödememesi nedeniyle davalı aleyhine——dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının icra takibinin yetkisine borca ve ferilerine itiraz ettiğini, Davalının takip tarihine kadar faturalara karşı herhangi bir itirazda bulunmadığını, ürünleri alıp kullandığını, hatta son ürünü aldıktan sonra iki kez davacının hesabına borcuna karşılık olarak para gönderdiğini, İcra takibi yapılmadan önce borcunu ödemesi için ihtar edildiğini ancak davalının yine ödemediğini, bunun üzerine mutabık kalınan borç bakiyesi olan —- üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazının haksız olduğunu ve iptalinin gerektiğini, arabuluculuk başvurularında anlaşamadıklarını, davalının —– dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazın iptalini takibin devamını, kötü niyetli borçlunun %20′ den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının iddia ettiği alacaklarının zamanaşımına uğradığını, bilirkişi incelemesi ile tutarın kesinlik kazanacağını, davacı tarafın iddiasının aksine fatura ve bunun karşı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin beyan tek başına bir ticari ilişkinin kanıtı olmadığını, davacının öncelikle bu hususu ispatlamasının gerektiğini, ayrıca fatura konusu hizmet ve malların usule uygun şekilde karşı tarafın uhdesine geçirilmiş olmasının gerektiğini, Ticari işlerde anapara faiz oranı hususunda taraflar arasında bir sözleşme yoksa kanuni faizin uygulanacağını, davacı tarafından faturaya dayandırılan mal ve hizmetlerin verildiğinin davacı tarafından kanıtlanmasının ardından bilirkişi incelemesi ile varsa borç bakiyesinin belirlenmesine, neticeten haksız açılan davanın reddi ve itirazımızın kabulü ile takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava—– tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu,—– tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı,—– tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememiz — tarihli ara kararı ile; tüm dosya kapsamının ve tarafların——yıllarına ilişkin ticari defterlerinin incelenmesi ve tarafların tüm iddia ve savunmalarının değerlendirileceği şekilde dosyada rapor hazırlanmak üzere inceleme yapılmasına karar verilmiş olup;
Yapılan incelemeye sadece davacı tarafın katıldığı anlaşılmış olmakla, bilirkişi tarafından sunulan —– tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Davacı—– ile Davalı—- faturalara dayalı cari hesaptan kaynaklanan —- tutarındaki uyuşmazlık konusunda ; Tüm dava dosyası kapsamında belgeler ve Davacının —–yılları yasal ticari defterleri, kayıtları ve dosya içerisindeki belgelerin incelemesi neticesinde; Davacının incelenen ——yılları yasal ticari defterlerinin ; 6102 sayılı TTK.’nın ve 213 sayılı VUK’nın ticari defterlere ilişkin madde hükümlerine uygun ve e-defter esaslarında tutuldukları, açılış kapanış berat ve noter tasdiklerini kanuni sürelerinde yapılmış onaylı oldukları, ticari defterlerin davacı sahibi lehine delil olma niteliklerinde olduklarının tespit edildiğini, Davacının, davalı adına düzenlediği e- faturaların ve davalıdan yapılmış tahsilatların, davacının yasal ticari defterlerinde kayıt görmüş oldukları, ticari defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ticari defter kayıtlarından oluşmuş muavin defter hesap hareketlerinin ticari defter kayıtlarıyla örtüştüğü, Muavin defter bakiyesinin ——- tarihi itibariyle davalı aleyhine olmak üzere —- borç bakiyesi verdiğinin tespit edildiğini, Davacının, davalı adına —– ayında düzenlediği — adet faturanın toplamının—olduğu, davacının —– satış tutarını, mükellefi bulunduğu —- beyan ettiği, —- öncesinde beyanda bulunulacak —–satışının bulunmadığının tespit edildiğini, davalı —- vekilinin, müvekkilinin yasal ticari defterlerinin —– olduğunu yerinde incelenmeleri için Sayın Mahkemeye verdiği Dilekçe Dava dosyası kapsamında görüldüğünü, davacı —davalı —-Faturalara dayalı cari hesap alacağı bulunduğunu, taraflar tacir olduklarından, ——- yasaya istinaden, Davacının talep ettiği—-asıl alacağına —- takip tarihinden itibaren—— ve değişen oranlarda avans faizinin uygulanması gerekeceğini beyan ve mütalaa etmiştir.
Davalı tarafın defterlerinin ——– bulunduğu belirtildiğinden talimat yazılmasına karar verilmiş olup,
Bilirkişi tarafından sunulan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalının —- resmi defterleri usulüne uygun olarak tutmuş, —– hükümlerine uygun olarak yasal süresi içinde noter onayı yapılmış olup, —– mükellefi olup, yasal süresinde mevzuata uygun şekilde —- oluşturulmuştur. davalının resmi kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi ve dava tarihi olan —— alacağı vardır, şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuştur.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, —– yılına ilişkin düzenlenmiş ——- adet faturadan kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanununda düzenlenmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanununun “itirazın iptali” başlıklı 67.maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
” şeklinde belirtilmiştir.
İtirazın iptali davası, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Eldeki davada alacaklı davacı tarafından ———dosyasında takip başlattığı, ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ettiği ve itiraz dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası, icra hukukuna özgü bir dava türü olması nedeniyle icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle yargılama yalnızca ilgili takip dosyası temel alınarak ve tarafların iddia ve savunmaları genel hükümlere göre incelenerek borçlunun borçlu olup olmadığı araştırılır ve tarafların haklılık durumları takip tarihi esas alınarak belirlenir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Ticari Defterlerin İbrazı ve delil olması” başlıklı 222.maddesinde “…Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz….” şeklinde belirtilerek ticari defterlerin usulüne uygun tutuldukları halde sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesinin şartları belirtilmiştir. Bu hususta ———sayılı ilamında da ticari defterlerin sahibi lehine ve aleyhine delil teşkil ettiği durumlar belirtilmiştir.
Somut olayda; dava itirazın iptali davası olup taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve cari hesabı oluşturan faturalara konu malların teslimi ve fatura bedellerine yönelik alacaklı olduğu hususunun ispatı davacı üzerindedir. Mahkememizce alınan, hükme ve denetime elverişli ——— tarihli bilirkişi raporlarında davacı ve davalı tarafın defterlerinin kanuna ve usulüne uygun olduğu, defter ve dayanak kayıtların birbiri ile örtüştüğünün tespiti karşısında, davacının taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığını ve davalının cari hesabın dayanağı olan fatura bedeli nedeniyle alacaklı olduğunu ispat ettiği mahkememizce kabul edilerek bilimsel verilere ve maddi gerçeğe uygun, denetime elverişli bilirkişi raporları hükme esas alınarak davanın kabulüne, davalının —– esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık ——– oranında ve değişen oranlarda avans faiz işletilmesine, alacak likit olmakla hüküm altına alınan —- %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının, ——- Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 45.574,65 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 45.574,65 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.113,20 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 550,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.562,76 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 550,44 TL peşin harç olmak üzere toplam 609,74 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti 172,50 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.172,50 TL dosya masrafının davalı taraftan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluklarında verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/01/2023