Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/731 E. 2022/262 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/731
KARAR NO : 2022/262

DAVA : Alacak (Cezai Şart Alacağı)
DAVA TARİHİ : 13/01/2022
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak(Cezai Şarit Alacağı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında imzalanan ——- uyarınca davalı tarafa müvekkiline —sadece müvekkilinin satın alması koşuluyla üretim izni verdiğini, sözleşmenin açık hükmüne rağmen davalının müvekkiline — tasarım tescilini haksız olarak kullanmak suretiyle kamuoyu ve tüketiciyi kandırdığını, haksız kazanç elde ettiğini, müvekkiline ait tescilli ürün ve tasarımların hiçbir suretle taklit edilemeyeceğinin— satışının yapılamayacağının sözleşmede açıkça yasaklanmış olduğunu, davalının kasten müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğini, —– dosyasında alınan rapor ile bu durumun tespit edildiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalının müvekkiline ait tescilli ürünleri taklit etmesi ve satışa sunması durumunda müvekkiline —– ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalının bu borcu ödemediğini belirterek 750.000,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğunu, harcın eksik yatırıldığını, davadaki taleplerinin zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin sözleşmeye uygun davrandığını, davacının marka ve tasarım hakkını ihlal etmediğini, müvekkilinin davacı şirketten alacağı bulunduğunu, müvekkilinin işinin ——–olmasının iş hayatının olağan akışına uygun olduğunu, sözleşmenin ihlali anlamına gelmediğini, sözleşmeyle belirtilen cezai şart miktarının fahiş olduğunu, hakkaniyet ölçüsünü aştığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile sözleşmeden doğan cezai şart alacağına ilişkin olup mahkememizde açılan itirazın iptali davasında süresinde sunulan cevap dilekçesi ile birlikte karşı dava olarak açılmıştır.
Davalı karşı davacı — duruşmada cevap dilekçesini sunma süresi içinde karşı dava açtıklarından — işlemlerinin yerine getirilmesi mümkün olmadığından — başvurmadıklarını beyan etmiştir.
01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesinde “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” hükmü düzenlenmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/a maddesinin 1.fıkrasında “İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.” aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Davacı,— anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.—- başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” denilerek zorunlu arabuluculuğa tabi davalarda bu şartın gerçekleşmemesi halinde davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Dosya kapsamına göre, asıl davanın görülmesi sırasında davalı tarafça karşı dava olarak alacak davası açılmıştır. Karşı dava ticari dava niteliğindedir. —- tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 5/A maddesi gereğince dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olup, karşı dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmayacağına dair bir hukuki düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle, karşı davanın TTK’nın 5/A maddesindeki —–müessesesinin istisnası olduğu söylenemez. Karşı davacının da karşı davasını açmadan önce anılan kanun hükümleri gereğince zorunlu arabuluculuğa başvurarak, 6325 sayılı HUAK’ın 18/a maddesi gereğince arabuluculuk son tutanağını karşı dava dilekçesi ile birlikte mahkemeye sunması; son tutanağın sunulmaması halinde bir haftalık kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanağını sunması için davacı tarafa tebligat yapılması gerekmektedir. Ancak somut olayda, karşı davacı vekilince —- karşı dava yönünden dava açılmadan önce arabulucuğa başvurulmadığı belirtilmiştir. Bu durumda, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/a maddesi gereğince arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden, mahkememizce karşı davanın 6102 Sayılı Kanunu 5/A maddesi ile 6325 sayılı Yasanın 18/A-2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizde açılan karşı davanın 6102 Sayılı Kanunu 5/A maddesi ile 6325 sayılı Yasanın 18/A-2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Karar harcı 80,70 TL peşin olarak yatırıldığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde —- belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
6-Mahkememizin — dosyasında bulunan davacı-karşı davalının—- vekalet harcının ve 154,50-TL — dosyaya aktarılmasına,
7-Mahkememiz —— davalı-karşı davacı—-, davacı-karşı davalının gider avansından kullanılan — mahsubu ile — dosyasına aktarılmasına,
8-Mahkememizin —-yatırılan gider avansından sarf edilmeyen bakiye tutarın karar kesinleştiğinde davalı-karşı davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.