Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/723 E. 2023/538 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/723
KARAR NO : 2023/538

DAVA : Ticari satış- Ayıplı mal bedelinin iadesi- Yoksun kalınan karın tahsili
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari satış- Ayıplı mal bedelinin iadesi- Yoksun kalınan karın tahsili davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun yıllardır kuyumculuk sektöründe üretim ve satış konusunda yurt içi ve yurt dışında ticari faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin talebi doğrultusunda davalı şirket tarafından düzenlenen 02.09.2019 tarihli proforma faturaya istinaden fatura konusu —makina, dava dışı —-ile müvekkili arasında
imzalanan 25.09.2019 tarihli Finansal Kiralama sözleşmesine istinaden 01.10.2019 tarihinde
satın alındığını, makinenin müvekkiline teslim edildiğini ve satış bedeli olan 69.000
Euro’nun davalı şirkete ödendiğini, müvekkili ürünü teslim aldıktan bir süre sonra makinada donma,merkezden kaçma gibi teknik arızalar meydana gelmeye başladığını, davalı şirketin yetkili servisi tarafından makinanın defalarca tamir edilmeye çalışıldığını, makinadaki arızaların devam etmesi üzerine yetkili servis tarafından makinada yazılımsal bir sorun olduğunun söylendiğini, arızanın gizli ve esaslı ayıp niteliğinde olduğunun tespit edildiğini,
makinanın hali hazırda ayıptan kaynaklanan nedenle kullanım dışı durumda olduğunu, davalı
şirkete gönderilen — Noterliği’nin 23.08.2021 tarih,—- yevmiye numaralı
ihtarnamesi ile durumun bildirildiğini ve malın geri alınarak ödenen bedelin iadesinin talep edildiğini,uyuşmazlık konusu makinanın dava dışı —-tarafından Finansal
Kiralama Sözleşmesine istinaden alınması nedeniyle müvekkil şirket tarafından dava dışı
—– sözleşme konusu malın ayıplı çıkması ve davalı satıcıya
karşı dava açılabilmesi adına müvekkiline yetki verilmesine dair —-
Noterliği’nin 24.08.2021 tarih, —– yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiğini, dava dışı şirket tarafından müvekkiline dava açmak üzere yetki verildiğini, müvekkili
tarafından keşide edilen ihtarnamelere karşı davalı şirket tarafından gönderilen —-
Noterliği’nin 13.09.2021 tarih, —- yevmiye numaralı cevabi ihtarnamede ayıba ilişkin
taleplerinin kabul görmediğini, davalının gizli ayıba karşı tekeffül borcu bulunduğunu, TTK 23. ve TBK 223.maddesi gereğince bildirimde bulunma yükümlülüğünü yerine getirdiğini, dava konusu makinanın ayıplı olması nedeniyle makineden beklediği performansı göremediğini, kâr kaybı yaşamasına neden olduğunu, alyans bilezik üretimi maksadıyla makinenin satın alındığını, bu makineyi destekleyecek harici makineler de satın alındığını, yeni bir üretim faaliyeti gerçekleştirecek olması nedeniyle yeni personeller de aldığını, personel alımı da gerçekleştirdiğini, makinada zamanla kullanım sırasında meydana gelen
arızaların olması ve bu arızaların giderilememesi nedeniyle makina gerektiği gibi
kullanılamadığını, makinanın yapması gereken
üretimi gerçekleştirememesi nedeniyle makinadan tam anlamıyla yararlanamamış ve bu
durum zarara uğramasına neden olduğunu, normal şartlarda yani makinada gizli ayıp
olmaması halinde ayda yaklaşık 10 kg civarında üretim yapabilecekken mevcut ayıp
nedeniyle bu üretimi gerçekleştiremediğini ve dolayısıyla elde edebileceği kardan yoksun
kaldıklarını belirterek davaya konu ayıplı malın iadesi ile davalıya ödenen 69.000 Euro bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla hesaplanacak yoksun kalınan kârın şimdilik 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;imzalanan finansal kiralama sözleşmesine göre yetkili mahkemelerin — Adliyesi olduğunun kabul edildiğini, davacının satın alma sözleşmesinin tarafı olmadığını, dava konusu mala ilişkin faturanın dava dışı —-. adına düzenlendiğini, davacının mülkiyet hakkı sahibi olmadığını, davacının usulüne uygun yetki almadan davayı açtığını, davacının dava dışı şirketten aldığını ileri sürdüğü yetki belgesinde sözleşmeden dönme yetkisinin bulunmadığını, davanın yasal süre içerisinde açılmadığını ve zaman aşımı itirazında bulunduklarını, davacının yasal süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığını, seçimlik haklarını kullanma hakkını hukuken kaybettiğini, davacı iddialarının gerçek dışı olduğunu, her ne kadar müvekkilinin bir kusuru bulunmasa ve makinede herhangi bir ayıp olmasa da davacıdan iddia edilen ayıbın ne tür bir ayıp olduğu hususunun açıklanması ve gerekli tetkikin yapılabilmesi için müvekkili ile iletişime geçmesinin istendiğini ancak davacının bundan mütemadiyen imtina ettiğini, dava konusu sıfır makinenin kusursuz olarak teslim edildiğini, uzunca bir süre davacı tarafça ticari amaçla kullanıldığını ve müvekkiline bugüne kadar hiçbir arıza bildirimi yapılmadığını, müvekkilinin davacıya sattığı yedek parçalar, davacının dava konusu makineye verdiği zararların tamiri hizmetleri ve sair teknik hizmetler nedeniyle müvekkiline borcu bulunduğunu, davacının alyans sektöründen çıkmak istediğini, ticari hayatında yapacağı değişiklik nedeniyle sözde ayıp iddiası ileri sürerek malı iade etmek istediğini, makinede herhangi bir ayıbın kesinlikle bulunmadığını, bir sorun yaşanmışsa da bunun kullanımdan kaynaklandığını, davacının sıfır makineyi uzun yıllar kullanması ve yıllar sonra ayıp iddiasını ileri sürmesinin açıkça hakkın kötüye kullanılması olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile satın alınan makinenin ayıplı olması nedeniyle malın iadesi ödenen bedeli geri verilmesi yoksun kalınan karın tazmini istemlerine ilişkindir.Davacı mahkememizde açtığı davada, 02/09/2019 tarihli proforma faturaya istinaden davalıdan — işleme merkezi isimli makinenin dava dışı —-ile aralarında imzalanan 25/09/2019 tarihli finansal kiralama sözleşmesine istinaden 01/10/2019 tarihinde satın ve teslim alındığını, satış bedelinin 69.000 Euro olup davalı şirkete ödendiğini, ürünün tesliminden bir süre sonra makinede donma, merkezden kaçma gibi teknik arızalar meydana geldiğini, davalı şirketin yetkili servisi tarafından defalarca tamir edilmeye çalışıldığını, arızaların devam etmesi ve yetkili servis tarafından makinede yazılımsal bir sorun olduğunun söylenmesi üzerine gizli ve esaslı nitelikte ayıp olduğundan makinenin kullanım dışı kaldığını, bu durumun davalıya 23/08/2021 tarihli ihtarnameyle bildirilerek makinenin iadesi ve paranın geri ödenmesinin istendiğini, ancak davalının ayıp iddialarını kabul etmeyerek cevabi ihtarname gönderdiğini, dava dışı —– satıcıya karşı dava açabilmek üzere aldıkları yetki uyarınca bu davayı açtıklarını, davalının satılan makinedeki gizli ayıp nedeniyle ayıba karşı tekeffül borcu bulunduğunu, makinenin ayıplı olması nedeniyle beklenen performansı göremediğini ve bu durumun kar kaybı yaşamasına neden olduğunu, söz konusu makinenin alyans – bilezik üretimi maksadıyla alındığını ve bu nedenle makineyi destekleyecek harici makinelerin de alınmış olduğunu, yeni bir üretim faaliyeti gerçekleştirilecek olması nedeniyle personel alımı da yapıldığını ancak makinenin gerektiği gibi kullanılamadığını ve hali hazırda kullanım dışı kaldığını, bu yüzden zarara uğradığını, elde edebileceği kardan yoksun kaldığını belirterek ayıplı malın iadesi ve ödenen 69.000 Euro’nun dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile hesaplanacak yoksun kalınan kara karşılık şimdilik 5.000 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş , davalı cevap dilekçesinde, husumet itirazında bulunarak davacının satım sözleşmesinin tarafı ve mülkiyet hakkı sahibi olmaması nedeniyle bu davayı açamayacağını, davacının yasal süre içinde ayıp ihbarında bulunmadığını, davanın zaman aşımı süresinden sonra açıldığını, süresinde ayıp ihbarında bulunmadığından seçimlik haklarını kullanma hakkını da kaybettiğini, makinede herhangi bir ayıp olmamakla birlikte davacının iddia ettiği ayıbın ne tür bir ayıp olduğu hususunu açıklaması ve gerekli incelemeyi yapmak amacıyla davacı ile iletişime geçilmeye çalışıldığını ancak davacının bundan kaçındığını, dava konusu makinenin sıfır makine ve kusursuz olarak teslim edildiğini, uzun bir süredir davacının kullanımında olduğunu ve arıza bildirimi yapılmadığını, davacının gönderdiği ihtarnamede de herhangi bir arızadan bahsedilmediğini, davacının alyans sektöründen çıkmak istediğini, bu nedenle ayıp iddiasını ileri sürerek makineyi iade etmeye çalıştığını, bu hususun davacı şirket yetkilisi tarafından kendileriyle de paylaşıldığını, söz konusu makinede iddia edildiği gibi gizli ayıp ya da arıza olmadığı, bu nedenle 25/11/2021 tarihi itibariyle sorunsuz çalışır vaziyette davacıya teslim edildiğinin davacının imzasını taşıyan servis formu, sevk irsaliyesi ve 29/11/2021 tarihli faturayla da sabit olduğunu, söz konusu servis formunun parça değişikliğine ilişkin olup bu değişikliğin arızalı veya bozuk parça değişimi olmadığını, makinenin alyans yerine bilezik işlemede kullanılmasına yarayan parça temini ile makine üzerinde ayarlanması işlemine ilişkin olduğunu, böylelikle makinenin bilezik sektöründe uygun hale getirildiğini, davacının iddia ettiği gibi makinede gizli ayıp olsaydı, davacının söz konusu makinede davadan sonra bile parça değişikliği yapılması yoluna gitmeyeceğini, bilezik aparatının eklenmesiyle makinenin çalışır hale gelemeyeceğini, 15/12/2021 tarihli davacı kaşe ve imzasını taşıyan servis formunda da makinenin çalışır vaziyette teslim edildiğini yazılı olduğunu, ayıp iddiasını kabul etmemekle birlikte bir sorun yaşanmış ise bunun tamamen kullanıcı hatasından kaynaklı olduğunu, ayıplı bir makinenin 2 yılı aşkın bir süredir kullanılmasının mümkün olmadığını, makinenin tecrübesiz kişilerce kullanıldığının sundukları —- yazışmalarıyla ve 11/02/2020 tarihli servis formuyla da sabit olduğunu, uzun süre kullanımdan sonra ayıp iddiasının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 30/03/2022 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
HMK 116.maddesi uyarınca davalı taraf mahkememizin yetkisine itiraz etmiş olup davacı ile dava dışı —-arasında imzalanan sözleşme hükmüne dayanmıştır. Ancak davacı ile dava dışı —– arasında imzalanan ve sözleşmenin tarafları arasında çıkabilecek uyuşmazlıklar için kabul edilen yetki şartı mahkememizde açılan davada uygulanamayacağından davalının yetki itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı HMK 142.maddesi uyarınca zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de davaya konu makinanın davacıya 01/10/2019 tarihinde teslim edildiği uyuşmazlık konusu olmayıp davacı yanın 08/09/2021 tarihinde arabulucuya başvurduğu, arabulucu anlaşmama tutanağının 25/10/2021 tarihinde düzenlendiği anlaşıldığından TBK 231/1 maddesinde ön görülen 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalının zamanaşımı itirazı da reddedilmiştir.
Davacı taraf dosyaya sundukları finansal kiralama sözleşmesi uyarınca iş bu davayı açmak için finansal kiralama şirketinden yetki aldıklarını ileri sürmüş dava dilekçesi ekinde 26/08/2021 tarihli yetki belgesini sunmuştur. Bu husus —– mahkememizce de sorulmuş gelen 05/01/2022 tarihli cevabi yazıda “Şirketimiz ile davacı —-arasında 25.09.2019 tarih ve —- numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedilmiştir. Söz konusu sözleşmeye ait ayıplı ekipman ile ilgili finansal kiracımızın talebi üzerine —-26/08/2021 tarihli muvafakatname verilmiştir.” denilmiştir. 26/08/2021 tarihli yetki belgesi içeriği “Tarafınız ile aramızda münakit 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde düzenlenen 25.09.2019 tarih ve—- sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesine konu —– 24.09.2019 tarihli fatura muhteviyatı olan muhtelif ekipmanın sözleşmeye aykırı gizli esaslı ayıplı olduğu, yetkili servis makinayı tamir etmeye çalışmışsa da sorunun giderilmediği hususunda şirketimize ihbarda bulunulmuş, satıcı’ya karşı yasal yollara başvurabilmek için —-.Noterliği 24.08.2021 tarih —– yevmiye numaralı yazı ile muvafakat ve yetki talep edilmiştir. Kiracı sıfatıyla ekipmanın üreticisine, satıcısına ve/veya — mümessile karşı dava açmak için; sözleşme konusu bu ekipmanlara şamil olmak üzere arıza, ayıp, zarar v.b.giderilmesi veya ayıpsız misli ile değiştirilmesi, menfi ve müspet zararlar da dahil her türlü zararınızın giderilmesi için finansal kiracı sıfatıyla tüm gider ve hukuki sonuçlarına katlanılması ön şartıyla, ekipmanın üreticisi, satıcısı ve —- mümessili aleyhine karşı gerekli her türlü talepte bulunmaya ve gerekirse yurtiçi ve yurtdışında davalar açmaya, gerekirse ihtarname çekmeye, şirketimize/şirketinize bu konuda çekilen, ihtarnamelere yanıt vermeye, finansal kiralama sözleşmesinin 31/a maddesi gereğince açıkça onay verdiğimizi, muvafakat ettiğimizi beyan ederiz.” şeklinde düzenlenmiş olup davacıya bu davayı açmak ve takip etmek yetkisi verildiğinden davalının husumet itirazı da yerinde görülmemiştir.Davalı yanın delil olarak dayandığı ses kaydı için davacı şirket yetkilisi isticvap edilmiş davacı şirket yetkilisinin katıldığı 12/04/2023 tarihli duruşma zaptına beyanları “USB içeriğindeki ses kaydı bana aittir. Telefonumdan —– aracılığıyla göndermiştim. Ses kaydının ne zaman gönderildiğini şu an tam hatırlamıyorum. Telefonumdan bakabilirim. Dedi. Bakması istendi. Şirket yetkilisinin telefonunda —- kayıtlarından ses kaydının 26/02/2021 tarihine ait olduğu anlaşıldı.
Ses kaydı içeriğinden “vallahi dışardayım. Yani yurtdışındayım. Haftaya bana mesaj at. Çünkü ben alyansı gerçekten şaka yapmıyorum durduruyorum. Yani şey için değil sizin de suçunuz yok. Özür diliyorum sizden. Toparlayacağım hesabınızı. Bi de bana bir fiyat yapın .. Ben de ona göre hesap kitap yapayım. .. Bir ara konuşmuştuk. Yine konuştuk. ….” şeklinde mesaj içeriği dinlendi. Cep telefonu şirket yetkilisine iade edildi.
Şirket yetkilisi tekrar söz alarak; davalı firma ile aramızda başka makinelerde alışveriş olmuştur. Bu konuşma ona ilişkindir. Dava konusu makine haricinde karşı taraftan 3 tane daha alyans yapımına ilişkin makine almıştık. Bunların faturalarını da sunabilirim.dedi. ” şeklinde geçmiştir. Şirket yetkilisi duruşmada bir adet fatura sunmuş ise de bu faturanın dava konusuna ilişkin olduğu görülmüş konuşmanın konusunu teşkil ettiği belirtilen başkaca bir makineye ait fatura ibraz edilmemiştir.
Makinenin bulunduğu adreste makina üzerinde keşfen inceleme yapılıp ,makinenin tüm fonksiyonlarının tespit edilerek sahip olduğu işlevlerden biri olduğu tarafların kabulünde olan alyans yapımına ilişkin kısımda ayıp bulunup bulunmadığı, var ise gizli / açık ayıp niteliğinde olup olmadığı, gizli ayıp ise servis formları da incelenerek onarımının mümkün olup olmadığı, mümkün ise bedelden indirim gerekip gerekmediği, makinanın bu hali ile kabul edilebilir nitelikte olup olmadığı, makinanın başlangıçtan itibaren bilezik ve alyans üretimi için tasarlanıp tasarlanmadığı, bilezik üretiminin makinaya sonradan eklenen parça ile mümkün hale getirilip getirilmediği, hali hazırda ayıpsız olarak alyans üretimi yapıp yapmadığı, davacının bedel iadesi talebinin yerindeliği hususlarının incelenmesi ve bunun yanı sıra davacının 2019-2020-2021 yıllarına ait ticari defter ve dayanak kayıtları da incelenerek makinede var olduğu ileri sürülen arıza nedeniyle kar kaybı olup olmadığı ve miktarı hususlarında makine mühendisi, mali müşavir, hesap uzmanı ve kuyumcu bilirkişilerden rapor alınmasına karar verilmiş, ayrıca keşifte taraf tanıkları da dinlenmiştir.
Davacı tanığı —- “; ben davacı şirkette punto lazer elemanı olarak çalışıyorum. Ben alyans ve bilezik üretilirken doğrudan makine başında durmuyorum ancak üretim aşamasında işlemleri takip ediyorum. Dolayısıyla makineden birebir haberim vardır. Davalı şirketten dava konusu makine hatırladığım kadarıyla yaklaşık 1,5 – 2 yıl önce alınmıştır. Bu makine hem alyans hem de bilezik üretimi için satın alınmıştır. Başlangıçta alyans üretimi için kullanılıyordu. Ancak makine ilk kullanıldığı günden itibaren randımanlı bir şekilde çalışmamıştır. Şöyle ki alyans için desenler girildiğinde desenleri düzgün atamıyordu. Desenleri kaydırabiliyordu. Genel olarak desen problemi vardı. Zaten makine deseni kaydırdığında ürün doğrudan hurda oluyordu. Bunu tekrar eritme aşaması, zaman kaybı ve dolayısıyla işçilik masrafı oluyordu. Biz toptan üretim yapan bir firmayız. Bazen ufak tefek desen kaydığında müşteri ürünleri beğenmediği için geri gönderiyordu. Bu durumda yurt dışında ürünler ayıplı olduğundan bize geri gönderiliyordu. Kargo ücreti dolayısıyla davacı firmaya ait oluyordu. Sorun çıktığı ilk günden itibaren davalı firma ile sürekli irtibata geçildi. Makinenin desenleri doğru basmadığı söylenildi. Biz sorun çıktığında muhasebeye bildiriyorduk. Muhasebe davalı şirketi arıyordu. Davalı şirketten makine onarımı için defalarca kez servis yetkilisi geldi. Makineyi onardıklarını söylüyorlardı. Ancak servis yetkilileri gittikten sonra makinede aynı arızalar tekrar meydana geliyordu. Alyans üretimi sırasında yirmiden fazla kez davalı şirketten servis elemanları gelmiştir. Hatta artık bizim şirket çalışanları ile davalı servis elemanları sürekli görüştükleri için bir sorun olduğunda doğrudan iletişime geçiyorlardı. Alyans üretiminde makine arızasından dolayı randuman alınamadığı için makinenin bilezik üretimi için kullanımı istendi. Davalı şirketten elemanlar gelerek kelepçe bilezik üretimi yapılabilmesi için makineye bir aparat takıldı. Bu aşamada bizim makineye herhangi bir müdahalemiz olmadı. Bilezik üretimi için aparat takıldıktan sonra da aynı arızalar devam etti. Randıman alınamadı. Biz yine üretimde sorunlar yaşıyorduk. Yine desen hataları oluyordu. Biz yine bu aşamada davalı şirkete sürekli aradık, irtibnata geçtik. Bilezik üretimi aşamasında da arızanın giderilmesi için davalı şirketten sürekli servis elemanları geldi. Tamir ettiklerini söyleyerek gidiyorlardı ancak makine yine hata veriyordu. Makine hata verdiğinde biz hiç bir şekilde makineye müdahale etmiyorduk. Davalı şirketi bekliyorduk. Bu aşamada dolayısıyla üretim durmuş oluyordu. dedi.
Davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu; toptan sipariş aldığımızda örneğin bin tane seri üretim yapacağımız vakit önce denemeler yapıyoruz. Denemede diyelim makine hata vermediğinde üretime geçiyoruz. Bu üretim aşamasında makine mutlaka bir yerde desen yada başka bir hata veriyordu. Örneğin kalem atarken birini atıp diğerini atmayabiliyordu. Eksen kaydırıyordu. Böyle bir durumda biz kalan üretimi durduruyorduk. Makineyi toptan durdurup davalı tarafı haberdar ediyorduk. Makineye kesinlikle müdahale etmiyorduk.” şeklinde beyanda bulunmuş, diğer davacı tanığı —-“ben davacı şirkette tezgah elemanı oılarak çalışırım. Yaklaşık 30-35 yıldır bu işin içindeyim. Bire bir dava konusu makineyi ben kullanmıyorum ancak aynı üretim hanede çalıştığımız için makinenin kullanımdan ve durumundan haberdarım. Makine hem alyans hem de kelepçe bilezik üretimi yapabiliyordu. Ancak alyans veya bilezikten diğerine geçebilmek için bir aparat değişimi gerekiyordu. Başlangıçta biz alyans üretimi için makineyi kullandık. Ancak makine ilk geldiği günden itibaren sorun çıkarıyordu. Örneğin alyansta desenleri kaydırıyordu veya atışını derin şekilde yapmıyordu. Makinede sorun çıktığı zaman hemen davalı tarafa bu husus bildirilirdi. Davalı taraftan arızayı gidermek için defalarca servis elemanları geldi. Ancak servis elemanları tamir yaptıktan sonra da makineden randıman alınamıyordu. Servis elemanları her geldiğinde servis formu tutmuyorlardı. Makine arıza verdiğinde biz makineyi kullanmıyorduk. Hemen karşı tarafla iletişime geçiliyordu. Alyans üretiminden randıman alınamadığı için bilezik üretimi yapılmasına karar verildi. Bunun için davalı taraftan servis elemanları geldi ve makineyi bilezik üretimi için aparat taktılar. Bilezik üretiminde de yine desen atılacağı zaman makine derin bir şekilde deseni çizmiyordu. Bu da modeli tam olarak göstermiyordu. Makine yaklaşık 1,5 senedir kullanılmıyor. Ben patronun davalı şirketle son olarak ne konuştuğunu bilmiyorum ancak biz bu makine ile bilezik ve alyans üretemiyoruz. Sadece ana makine değil bu ürünün yan makineleri de vardır. Onlar da şu an kullanılamaz halde duruyor. Seri üretim sırasında makine sorun veriyordu. Makine daha kompleks modelleri yapamadığı için biz basit modelleri yapmaya çalışıyorduk ancak bunun da süresi uzun oluyordu. Örneğin aynı tarz makine aynı tarz modeli başka bir firmada 2 dakikada yapabilirken bizim o deseni yaptığımız süre 6 dakikayı bulabiliyordu. Bu da bir alyans için uzun bir süredir. Zaten deseni yapsa da desenler düzgün olmuyordu. Basit modelleri yapıp teslim ettiğimiz firmalardan iade de olabiliyordu yada müşteri daha albenili modeller istediğinde biz makine nedeniyle o modelleri üretemediğimiz için siparişlerimiz de azalmaya başlıyordu.”demiştir.
Davalı tanığı —-” ben davalı şirket teknik servis elemanıyım. Dava konusu makine hem bilezik hem de alyans üretiminde kullanılabiliyor. Başlangıçta davacı şirket bu makineyi alyans üretimi için talep ettiğinden makineye alyans aparatı taktık. Makineyi çalışır bir vaziyette davacı şirkete teslim ettik. Başlangıçta üretimle ilgilenen davacı şirkette—bey isimli çalışan vardı. Biz yaklaşık bir hafta boyunca operatör olan —- beye eğitim verdik. Makinenin tamamen nasıl kullanılacağını öğrettik. Modelleri de çıkardır. —-bey yaklaşık hatırladığım kadarıyla 6-7 ay çalışmıştır. —bey zamanında makine ile ilgili herhangi bir sorun meydana gelmemiştir. —– beyden sonra bu işe davacı şirkette —–bey devralmıştır. —-Beye biz yine bir hafta boyunca eğitim verdik. —- bey de yine hatırladığım kadarıyla 4-5 ay sorunsuz bir şekilde çalışmıştır. —– ve —-bey zamanında ufak tefek sorunlar meydana geliyordu ancak bunlar arıza niteliğinde değildi. Yani servis gerektiren bir durum yoktu. Örneğin alyansı makinenin dayama noktasına yani sıfır noktasına tam yaslamadıkları ( bağlamadıkları) için alyansta kayıklık meydana gelebiliyordu ancak bu husus tamamen makine kullanımdan kaynaklıydı. Biz de alyansı sıfır noktasına tam dayamaları gerektiğini söylüyorduk. Böylelikle alyansta herhangi bir sorun olmuyordu—- beyden sonra davacı şirkette herhangi bir operatöer kalmamıştı. —– bey adlı şahıs bu görevi üstlenmişti ancak onun asıl görevi operatörlük değil kalemkardı ancak o da manuel tornacı olduğundan —-makineleri kullanmayı bilmiyordu. Herhangi bir eğitim de almamıştı. Davacı şirket bizden — bey için herhangi bir eğitim de talep etmemiştir. —bey daha önce —beyden ne öğrendiyse onu uyguluyordu. Zaten sorunlar da —- bey çalışmaya başladıktan sonra meydana gelmiştir. Ancak meydana gelen sorunlar kesinlikle makineden kaynaklı değildir. Tamamen makinenin kullanılamamasından kaynaklıdır. Biz servise geldiğimizde servis formu tutarız. Benimde imzam bulunan bir servis formunda yanlış paso girilmesinden dolayı alyansı tutan yer hasar görmüştü ve biz bunun değişimini ve ayarlamasını yapmıştık. Tekrardan modellerini atıp servis formunun imzalamıştık. Bu anlattığım husus tamamen kullanımdan kaynaklıdır. —-beyden sonra da — bey makineyi kullanıyordu. Biz —- beye de makine kullanımı için eğitim vermedik. Davacı şirketin böyle bir talebi de olmadı. Yine —- bey zamanın da anlattığım şekildeki sorunlar devam etti. Daha sonra davacı şirket bildiğim kadarıyla alyans üretiminden bilezik üretimine geçti. Bunun için makineye bir aparat takıldı ancak ben bu aşamada çok yer almadım ve bilezik aparatı ve sonrasına —-hakimdir. Bildiklerim bundan ibarettir. dedi.
Davacı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu; makinede herhangi bir sorun olduğunda biz makineyi davacı şirkete gelmeden uzaktan yazılımsal olarak bilgisayar üzerinden müdahale edip düzeltebiliyorduk. Dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine tanıktan soruldu; talep edilen işleme veya hataya göre biz makineye uzaktan müdahale edebiliyorduk. Yani sorun derken bu illaki arıza anlamına gelmiyor. Yazılımsal olarak uzaktan destek verebiliyorduk. Örnek vermem gerekirse acil stop butonuna basıldığında makine tamamen durur ve bu devreden çıkarılmadıkça makine çalışmaz. —-bey bir kez bu acil stop butonuna basmış ve bizden destek istemişti ve biz de bunu uzaktan halletmiştik. Bu husus makine kullanan herkesin bilmesi gereken en basit husustur. ” ,davalı tanığı —- ben davalı şirket teknik servis elemanıyım. Dava konusu makine hem bilezik hem de alyans üretiminde kullanılabiliyor. Başlangıçta davacı şirket bu makineyi alyans üretimi için talep ettiğinden makineye alyans aparatı taktık. Makineyi çalışır bir vaziyette davacı şirkete teslim ettik. Başlangıçta üretimle ilgilenen davacı şirkette —- bey isimli çalışan vardı. Biz yaklaşık bir hafta boyunca operatör olan —beye eğitim verdik. Makinenin tamamen nasıl kullanılacağını öğrettik. Modelleri de çıkardık. —- bey yaklaşık hatırladığım kadarıyla 6-7 ay çalışmıştır. —- bey zamanında makine ile ilgili herhangi bir sorun meydana gelmemiştir.— beyden sonra bu işi davacı şirkette — bey devralmıştır.— Beye biz yine eğitim verdik. —- beyin eğitimin tamamında ben yoktum. —bey de yine hatırladığım kadarıyla 4-5 ay sorunsuz bir şekilde çalışmıştır. —- bey zamanında ufak tefek sorunlar meydana geliyordu ancak bunlar arıza niteliğinde değildi. Yani servis gerektiren bir durum yoktu. Alyansta kayıklık meydana gelebiliyordu ancak bu husus tamamen makine kullanımdan kaynaklıydı. —- beyden sonra ilk önce —- bey daha sonra — bey bu işi devraldı. —- bey bu makineyi kullanmayı hiç bilmiyordu. Kendisi manuel makine kullanabiliyordu. —- bey ve —- beye biz eğitim vermedik. Çünkü davacı şirket bizden böyle bir eğitim talep etmedi. —- bey ve —- bey zamanında bize üretimde desen kaymaları olduğu iddiası ile başvurular oluyordu. Ancak biz geldiğimizde ve makineyi kullandığımızda herhangi bir sorun görmüyorduk. Makine sorunsuz şekilde çalışıyordu. Davacı şirketin yaşadığı sorunlar tamamen makinenin kullanılmasının bilinmemesinden kaynaklıdır. Bizden eğitim talep etmediği zaman biz kendiliğimizden bir eğitim vermiyorduk. — bey zamanında üretimin az oldığu söylenmişti. Örneğin günde ortalama 30 alyans üretildiği söyleniyordu. Ben bizzat buraya gelip makineyi kullandım. Günde 80 adet alyans üretimi yapabildim. Bu da tamamen yine operatörün makineyi kullanımı ile alakalıdır.dedi.
Davalı vekilinin istemi üzerine tanıktan soruldu; makinede yazılımsal bir hata bize başvuru hiç olmadı. Aynı tarz makineyi biz başka müşterilere de sattık ancak başka müşterilerden herhangi bir arıza başvurusu olmadı.” demiştir. Davalı tanığı — ben —esnaf olarak çalışıyorum. Ben de davalı şirketten aynı makineyi satın aldım. Davalı şirket başlangıçta bana makineyi kullanabilmem için eğitim verdi. Bende davalı şirketten öğrendiklerimi yanımda çalışana öğrettim. Makineyi satın aldığım 4 yıldan beri ne ben ne de çalışanım makinenin kullanımıyla alakalı bir sorun yaşamadık. Yine makinede herhangi bir arıza meydana gelmedi. Makinede desen kayması yada derinlik kısmında bir sorun olmadı. Davacı şirket benden başlangıçta fason alyans modeli aldı. Bu makinede bu alyans modeli yapabilirliğini gördü. Zaten bundan sonra davalı şirketten bu makineyi almaya karar verdiler.” şeklinde beyanda bulunmuştur.Bilirkişi heyetince düzenlenen 26/12/2022 tarihli kök raporda bilirkişiler, — makinesinin davacı işyerine kurulup eksiksiz, kusursuz ve çalışır durumda 01.10.2019 tarihinde teslim edildikten Şubat 2022 tarihine kadar 122 gün, 2.928 saat çalışarak alyans üretimi yapıldığını,—-makinesinin teslim edilip üretim yapılmaya başladıktan 4,5 ay sonra 1 kez 11.02.2020 tarihinde yanlış paso sonucu salgı nedeniyle servis talep edildiğini, yani makineden kaynaklanan herhangi bir servis talep edilmediğinin anlaşıldığını, tanık ifadelerinde de makine eğitilmiş elemanlar tarafından kullanıldığında herhangi bir sorun yaşanmadığının belirtildiğini, keşif esnasından makine çalıştırılarak hem düz alyans ve hemde bombeli alyansın hatasız bir şekilde işlenip işlenen numunelerin fotoğraflarının çekildiğini, dava konusu —- makinesinin ayıpsız olup makinenin bu haliyle kabul edilebilir olduğu sonucuna varıldığını, dosyada mevcut belgeler, ifadeler, —-işletilmesi esnasında kafanın divizör yüzeyine ve alyans aparatına bindirilmesi, keşif esnasında tarafların teknik elemanları ile yapılan görüşmeler ve keşif esnasında davalı eğitilmiş teknik elemanlar tarafından çarpma nedeniyle bozulan salgı ayarı yapıldıktan sonra sorunsuz alyans üretimi yapılması birlikte değerlendirildiğinde, davacının iddia ettiği yaşanan sorunların makineden kaynaklanmadığı, eğitimsiz çalışanlardan kaynaklanmış olabileceği görüşüne varıldığını, dava konusu — makinesinin ilk önce alyans işlemek üzere satın alınmış olup alyans üretimi devam ederken 25.11.2021 tarihinde 1 adet —- işleme merkezi için bilezik sıkma aparatı komple set ve 1 adet– bilezik pensi siparişi üzerine, aynı gün servis hizmeti verilerek 25.11.2021 tarihinde makinenin alyans sıkma sapı sökülerek yerine bilezik sıkma sapı takıldığı, balans alındığı ve makinenin çalışır vaziyette teslim edildiğinin anlaşıldığını, ancak keşif esnasında, davacı iş yerinde bilezik üretimi yapılmadığından, makine ile deneme amaçlı bilezik üretimi yapılamadığını, makinenin alyans ucundaki darbe nedeniyle % 2-5 salgı olduğunu, bu salgı giderilmediği takdirde ürünlerin hatasız çıkmasının mümkün olmadığını, bu nedenle alyans ucunun değişmesi gerektiğini, yine makinedeki yüzey kontrolü için önemli bir eleman olan sensörün kullanım hatasından kaynaklı şekilde, yatay olarak sağa- sola hareketi ile çarparak kırılmış olduğu ve değiştirilmesi gerektiğini tespit ve beyan etmişler, teknik inceleme sonuçlarına göre, makinede alyans üretimi yönünden açık veya gizli bir ayıp bulunmadığını, aksine, makinenin ayıpsız olarak alyans üretimi yapabildiğini, bu hali ile kabul edilebilir nitelikte olduğunu açıklamışlardır.
Davacı vekili rapora itiraz etmiş ve söz konusu makinenin üretime başladıktan belli bir süre sonra desen kaymasına ilişkin problem yarattığını, dolayısıyla bilirkişi tarafından yapılan incelemede kısa süreli ve tek alyans üzerine yapılan işlemde makinenin arıza göstermemesinin muhtemel bir durum olduğunu, makinedeki ayıbın tam tespiti için bilirkişi tarafından makinede uzun süreli çalışma yapılması doğrultusunda tespit yapılması gerektiğini, ek rapor alınarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak makinenin bir kaç saat çalıştırılması ile keşif yapılmasını talep ettiklerini bildirmiştir. Davacı vekilinin talebi yerinde görülerek teknik bilirkişiden bu yönde 30/04/2023 tarihli ek rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda ,10.03.2023 günü, saat 11.00 sularında, davalı firma teknik heyeti ile davacı işyerinde dava konusu makine üzerinde, bilirkişi, taraf vekilleri ve davacı asıl huzunda çalışılmaya başlandığını, davalının teknik elemanlarının dava konusu makineyi çalıştırıp eksenlerin ve diğer elemanların ayarlarını yapıp gerekli kontrolleri yaptıklarını tüm ayarlar ve kontroller yapıldıktan sonra, ilk önce davalı firmanın numuneleri makineye bağlanıp başarılı birşekilde desen işlemesinin sorunsuz bir şekilde yapıldığını, peşi peşine davalı firma numune yüzüklerinde yaklaşık 7-10 adet yüzüğün sorunsuz olarak işlendiğini, kök raporda da belirtildiği üzere makinenin ayarları tam olarak yapıldıktan sonra ve bilgisayara işlenecek alyansın çapı doğru girildiğinde tezgahta hiçbir sorun olmadan aralıksız ve sürekli işleme yapılabildiğinin tespit edildiğini, makinede eğitimli eleman çalıştırılması gerektiğini, davacı firmanın, pirinç sert tel üzerine çok ince pirinç bant kaplayarak hazırladığı 10 adet numuneyi içi boş numuneler olarak işlenmek üzere teknik ekibe sunduğunu, makinenin yüzey kontrolünü yapan sönsör halen kırık olup görev yapmamasına rağmen, teknik elemanların ayarlamalar ile numuneleri makineye bağladığını, ancak, işleme yaparken tel üzerindeki cidar o kadar ince ve homojen olmadığından ve aynı zamanda sensör çalışmadığından, yüzüğün bozuk olan yüzeylerinden yırtılmalar meydana geldiğini,. 4-5 adet numune denendiğini ve yer yer yırtılmalar olduğunun görüldüğünü, numuneler kesildiğinde iç kısmında sert tel olduğu, içinin boş olmadığının anlaşıldığını, davalı teknik elemanlarının bu numunelerin uygun olmadığını belirtmesi üzerine davacı asılın sert tepkisine maruz kalınarak işleme son verildiğini sonuç olarak kök rapordaki görüşlerinde bir değişiklik olmadığını bildirmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, dinlenen tanık beyanları, davacı şirket yetkilisinin isticvaben alınan beyanı, keşif ve alınan bilirkişi raporlarıyla davalının düzenlediği 02/09/2019 tarihli proforma fatura, ve— adına düzenlediği 01.10.2019 tarih ve —- nolu 69.000,00EUR+%1 690,00-EUR KDV= 69.690,00 EUR bedelli e- Fatura ile davacıya alyans üretmek için satılan ve 01.10.2019 tarihinde işletmeye kurulup çalıştırılan ve 25.11.2021 tarihinde de bilezik sıkma sapı takılan dava konusu —-makinesini deneme üretimleri yapılıp ve çalışan teknik elemanlara da eğitim verilerek davacı firmaya teslim ettiği anlaşılmıştır. Dava konusu makine, davacı şirket için dava dışı finansal kiralama şirketi üzerinden, davalı şirket tarafından finansal kiralama yoluyla temin ve teslim edilmiş olup satış faturası ve şatış bedeli taraflar arasında ihtilaflı değildir. Tarafların ticaret şirketi ve tacir olmaları sebebiyle, aradaki satış ticari satış olup, ayıp ihbarı yönünden TTK.m.23/1-c hükmüne, burada hüküm bulunmayan hallerde TBK hükümlerine tabidir. Bilirkişilerce makine üzerinde keşfen yapılan inceleme neticesinde makinenin davacı şirkete 01.10.2019 tarihinde tesliminden keşif tarihine kadar toplam 2928 saat çalıştığı, geçen sürenin 28 ay olduğu dikkate alındığında; 24 saat çalışma esasına göre 122 gün, 8 saat çalışma esasına göre 366 gün, haftalık 5,5 gün çalışma esasına göre ise günlük 4 saat çalıştığı/kullanıldığı tespit edilmiştir. Yine bilirkişi heyetince davacı tarafça makinenin bir süreden beri kullanım dışı olduğu, davacı tanığının ise makinenin son 1,5 yıldır kullanılmadığını beyan etmesi karşısında makinenin fiilen kullanıldığı dönemde bu çalışma sürelerinin, belirtilen sürelerin iki katından daha fazla olduğu, makineye bilezik sıkma sapı takıldığı 25.11.2021 tarihinden önce, iki yılı aşkın sürede alyans imalatı yönünden yoğun olarak kullanıldığını gösterdiği belirtilmiştir. Dava konusu makinenin davacı tarafça teslim alınmasından 4,5 ay sonra ilk kez 11.02.2020 tarihinde yanlış paso sonucu salgı nedeniyle servis talep edildiği, bu talebin makineden kaynaklı bir servis talebi olmadığı da bilirkişi heyetince açıklanmış ve dava konusu makine yönünden makinede alyans üretimi yönünden açık veya gizli bir ayıp bulunmadığı, aksine, makinenin ayıpsız olarak alyans üretimi yapabildiği bu hali ile kabul edilebilir nitelikte olduğunu açıklanmıştır. Bilirkişilerce düzenlenen kök ve ek raporlar dosyada toplanan deliller ile uyumlu gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce de hükme esas alınmış, makinede ayıp bulunmadığı, kullanım hatasından kaynaklanan arızaların oluştuğu, dolayısıyla davacının bedel iadesi talep edemeyeceği gibi mahrum kaldığı bir karı da isteyemeyeceği sonucuna varılarak davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90TL ‘nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 13.471,42 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13.291,52 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4 Davalı tarafça yapılan 111,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 104.772,40 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.