Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/722 E. 2023/132 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/722 Esas
KARAR NO : 2023/132
DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/11/2021
KARAR TARİHİ: 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalı tarafça müvekkilİ hakkında —– dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin süresi içerisinde takibe itiraz edememiş olması nedeniyle takibin kesinleştiğini, süreç içerisinde takipsizlikten işlemden kaldırılan dosyanın —— sayılı dosyası ile yeniden taleple işleme alındığını, yenilenen takip dosyası üzerinden, müvekkilin taşınmazlarına ve adına kayıtlı araçlarına haciz konulduğunu, banka hesaplarına İİK. 89/1 maddesi uyarınca haczi ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin, henüz ödeme emri kendisine tebliğ olmadan dosyada talep edilen asıl alacak kalemlerine mahsuben —— ödeme yaptığını, müvekkilinin davaya konu icra takibine dayalı olarak, taşınmazlarına haciz tatbiki, adına kayıtlı araçlara haciz ve muhafaza talebi ve aracının birinin muhafaza altına alınması üzerine 21.09.2021 tarihinde 60.000,00 TL, 04.10.2021 tarihinde 28.000,00 TL ödeme yaptığını, 22.09.2021 tarihli dosya hesap özetinde 35.126,61 TL bakiye borcun 04.10.2021 tarihinde yapılan 28.000,00 TL sonucunda 7.126,61 TL kaldığını, icra dosyasında birbirinden farklı dosya hesap miktarının bulunduğunu, davalı tarafın, taleplerinde, gecikme cezası ve ayrıca da faiz talebi de bulunduğundan son hesap özeti dışında yeniden hesaplama da yapılabileceğinden, dosya borcunun ucunun açık kaldığını, müvekkilinin ödeme yaptıkça yeni bir kapak hesabı ile karşı karşıya kaldığını, müvekkilinin, takip talebine konu edilen, 2.727,66 TL —— alacağı, 9.554,00 TL arsa alacağı ve 8.741,03 TL aidat alacağını yine sözü edilen asıl alacaklara 6098 sayılı TBK 88. ve 120/2 maddeleri uyarınca yıllık %18 oranında hesap edilecek gecikme faizini, bu şekilde hesap edilecek takipte kesinleşen tutara ilişkin takibin ferilerini kabul ettiğini, davaya konu icra takibinde, talep edilen asıl alacaklara takip tarihine kadar aylık %5 oranında faiz hesaplamış olup, takip tarihinden sonrası için ise —– alacağına %16.8 diğer alacaklara da yıllık %60 oranında gecikme cezası ve ayrıca da faiz ta lep edildiğini, talepte dayanak olarak —— gösterildiğini, —– kararı gereği ödenmemiş aidat, arsa alacağı ve emlak Vergisi alacağına aylık %5 ve yıllık %60 oranında gecikme cezası hesap edildiğini ve takipte kesinleşen alacağın bu şekilde belirlendiğini, yasal düzenlemeler ve —-doğrultusunda talep edilen faiz oranı ve hesap edilen faizin kabul edilemeyeceğini,—–genel kurulunca, kooperatif aidatlarının ödenmesinde temerrüde düşen üyelerden, talep edilecek temerrüt faizinin oranı belirlenirken TBK’nın madde 120’de ifade edilen sınıra uygun karar alınması gerektiğini, uygulanması gereken azami faiz oranının, TBK’nın, 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olduğundan; 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanunun 2/1 maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağını, müvekkilinin dosya borcunu haciz tehdidi altında ödediğini, davalının, davacı müvekkilden haksız olarak asıl alacağından çok daha fazla tahsilat yaptığını, mahkemece söz konusu icra dosyasının celbi ile yapılan haksızlığın ortaya çıkacağını, bu durumun tespit edilerek müvekkilin haksız yere uğradığı zararın giderilebilmesi için iş bu menfi tespit ve istirdat davasını açtıklarını belirtmiş olup, müvekkilinin, davalı alacaklıya, kabulleri doğrultusunda asıl alacağa hesap edilecek aylık %1,5, yıllık %18 oranından daha fazla faiz borcu bulunmadığının tespitine, davalının haksız talebinin tespiti ile kötü niyetli olarak talep etmiş olduğu fahiş faiz bedelinin %20 sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatı ile cezalandırılmasına, müvekkilin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı (icra takibinin ferileri de dahil olmak üzere) fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik hesap etmiş oldukları 30.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile istirdadına, her türlü yargılama harç ve masrafları ile ücret-i vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı taraf müvekkili —— ortağı olup, davacının birikmiş borçları için——sayılı dosyası ile takip yapıldığını, aynı takibin —– yenilendiğini ve dosya numarasının —- olduğunu, davacı borçlunun haciz işlemleri sonrası dosyaya ödemeler yaptığını, daha evvel yaptığı ödemelerde tarihleri ile birlikte haricen tahsilat olarak icra dosyasına bildirildiğini, dosya kapak hesabının icra müdürlüğü tarafından yapılmakta olup, yapılan hesaplar neticesinde davacının icra dosyasına güncel bakiye borcu bulunduğunu, davacı borçlunun—– dosya borcuna ilişkin—–yılında müvekkil kooperatif ile protokol yaptığını, protokol doğrultusunda kısmi ödemeler gerçekleştirdiğini, —– tarihli protokolde, davacının ——dosyasındaki borcunu kabul ettiğini ve ödeyeceğini taahhüt ettiğini, fakat davacının protokolü ihlal ederek taksitleri zamanında ödemediğinden, protokolün geçersiz olduğunu ve takibe aynı koşullarda devam edildiğini, protokolün açıkça borcun tüm faiziyle kabul edildiğinin ikrarı olduğunu, davacının iddialarının haksız olduğunu, Kooperatifler Kanunu madde 23 ‘de açıkça düzenlendiği üzere “kooperatif ortakları bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittirler.” Bu maddeye göre, ortaklar yönünden hak ve yükümlülüklerde eşitlik ilkesi, —— alınan kararlar iptal edilene kadar geçerli olup, tüm ortaklara eşit şekilde uygulanmak zorunda olduğunu, davacının borçları için uygulanmış faizlerin de —- kararlarına dayalı olup, iddia edilen borçlara ilişkin dönemlerde alınan kararlara ilişkin iptal kararı da bulunmadığını, tüm borçlu ortakların —— kararlarında belirlenen yükümlülükler doğrultusunda ödemeler yaptığını, davacının eşitlik ilkesi gereğince herhangi bir ayrıcalığının olmadığını, ilaveten genel kurulda alınmış faiz kararlarının da, alındığı tarihlerdeki mevzuata uygun olup, borcun dayanağı aidatların muaccel olduğu tarihlerde (alacakların bir kısmı için) faiz sınırlamasının yürürlükte olmadığını, kooperatif ticari defterleri ve muhasebe hesapları açık olup, seçilecek bir kooperatif uzmanı tarafından yerinde inceleme ile tüm kayıtlar, yapılmış ödemeler ve genel kurul kararları incelenerek davacının “faize ilişkin hesabın hatalı olduğuna ilişkin” iddialarının her bir alacak kalemi için (arsa alacağı, aidat alacağı, emlak vergisi) ayrı ayrı geçmişe yönelik incelenerek haklılıklarının ve hesabın doğruluğunun tespit edileceğini, davacının borçlarının bir kısmının 01.07.2012 öncesi muaccel olduğunu, faiz işlediğini ve o dönemin genel kurul kararlarına göre belirlenen faizler uygulandığını, davacının aidat borçlarının — yılından, arsa alacağı temmuz —- tarihinden önce ve emlak vergisi alacaklarının —–kadar geri gittiğini, borcun dönemi ve yılına dikkat etmeden yapılacak her hesabın hatalı olacağını,—— alınırken yürürlükte olan Kanun’un mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu olduğunu, borcun doğduğu, muaccel olduğu ve temerrüdün gerçekleştiği tarihlerin, —- tarihinden önce olan alacak kalemleri için BK’da herhangi bir faiz sınırlayıcı hüküm bulunmadığını, her bir alacak kalemi ve döneminin, bilirkişilerce ayrı ayrı hesaba alınması gerektiğini, ——- tarihli kararlarının uyuşmazlığa emsal nitelikte olup, Mahkemece dikkate alınmasını ve bilirkişi raporunun bu kararlar doğrultusunda düzenlenmesini talep ettiklerini, emsal kararlarda da görüleceği üzere 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğe girdiği tarihe kadar kooperatif genel kurulunda belirlenen faiz oranının uygulanması gerektiğini, öncelikle bilirkişi raporu için dosya tevdi edilirken hesabın tarihler dikkate alınarak —– öncesi ve sonrası olarak hesaplama yapılması gerektiğinin bilirkişilere hatırlatılmasını talep ettiklerini, paylaşılan kararların güncel olup, dosyaya emsal nitelikte olduğunu, müvekkil kooperatifin bu takibi açarken haksız ve kötü niyetli olmadığından, takibin ve faizin genel kurul kararlarının aynen ifası niteliğinde olması, genel kurul kararlarına uygun hareket edilmesi gerekliliği ve yöneticilerin ve ortakların genel kurul kararları ile bağlı olmaları sebebiyle, takibin kötüniyetle hareket etmedikleri gözetilerek, davacının faiz borcu olmadığının tespitine yönelik taleplerinin, kötüniyet tazminatı taleplerinin ve istirdat taleplerinin tamamının reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyesi olan davacı hakkında başlatılan icra takibinde asıl alacağa aylık % 1,5 ve yıllık % 18 oranında faiz işletilmesi gerekirken daha yüksek oranda faiz işletilmesi sonucu belirtilen oranlardan fazla faiz borcunun olmadığının tespitine ve borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kalınan miktarların ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsili talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 12/11/2021 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—–Esas sayılı dosyası —– sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde; davalının, davacı aleyhine 03.03.2017 tarihinde, kooperatif olağan genel kurul kararları gereği ödenmemiş aidat, arsa alacağı, emlak vergisi alacağı ve gecikme cezalan borç dökümü alacaklarının tahsiline ilişkin 8.741,03 TL aidat alacağı, bu alacağına 4.827,40 TL gecikme cezası, 2.727,66 TL emlak vergisi alacağı, bu alacağına 1.278,29 TL gecikme cezası, 9.554,00 TL arsa taksit alacağı ve bu alacağına 26.002,80 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 53.131,18 TL üzerinden takip başlatıldığı, asıl alacağa yıllık %60 gecikme cezası ve yıllık %16,8 —-gecikme cezası ve değişen oranlardaki faiz talep edildiği, borçlunun ödeme emrine itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği, sonrasında takibin 07.02.2019 tarihinde yenilenerek —- dosya numarasını aldığı, 02.06.2021 tarihinde tekrar yenileme işlemi yapılarak —– dosya numarası üzerinden işlemlerin devam ettiği görülmüştür.Taraflar arasında imzalanan 17.03.2017 tarihli Borç Yapılandırma ve Ödeme Taahhüt Protokolüne göre; —–dosya üzerinden başlatılan takibe konu borçların yapılandırılmasına ilişkin olduğu, borçlu ——dosya borcunu kabul ettiğini, takip ve borca itirazı bulunmadığını kabul ettiği, borçlunun alacaklı kooperatife toplam borcunun 17.03.2017 tarihi itibariyle 28.005,00 (Yirmisekizbinbeşlira) üzerinden yapılandırıldığı, ödeme tarihlerinin ve ödeme miktarlarının belirlendiği, 17.04.2017 tarihinden itibaren başlamak ve son taksidi 17.01.2019 olmak üzere her ay—– olmak üzere toplam 42.854,63 TL ödeneceğinin kararlaştırıldığı, buna göre yapılandırılan plan doğrultusunda 17.03.2017 tarihi itibariyle toplam dosya borcunun son ödeme tarihi itibariyle 42.854,63 TL olarak sabitlendiğinde tarafların mutabık oldukları, işbu borç yapılandırma ve ödeme taahhüdüne riayet edilmesi halinde borçlu 17.03.2017 tarihine kadar işlemiş tüm borçları açısından ibra edilmiş sayılacağı, aylık bazda yapılacak fazla ödemelerin izleyen ay veya aylar aylık ödemelerinin gerçekleştirilmemesi/geciktirilmesi gerekçesi sayılmayacağı, artan ödemelerin son ödeme tarihi hesabından uygulanacağı, herhangi bir ay ödeme planında yazılı tutardan eksik ödeme yapılması halinde işbu protokol hükümlerinin ortadan kalkacağı, o tarihe dek yapılan ödemelerin düşülerek bakiye borç üzerinden icra takibinin her türlü hukuki ve cezai sonuçlarıyla devam edeceğinin belirtildiği, Davalı kooperatif tarafından davacı —– tarihli ihtar yazısının incelendiğinde; ihtarname günü itibariyle takibe konu borcun yalnızca—— ödenmiş olduğu, protokol kapsamında “herhangi bir ay ödeme planında yazılı tutardan eksik ödeme yapıldığı halde, protokol hükümleri ortadan kalkacak olup, o tarihe dek yapılan ödemeler düşülerek bakiye borç üzerinden icra takibi her türlü hukuki ve cezai sonuçlarıyla devam edecektir” hükmünün hatırlatıldığı, birikmiş yapılandırma borcunun derhal ve en geç —– mesai saati sonuna kadar ödenmesi gerektiği, aksi halde mezkur protokolün hükümsüz kalacağı ve alacağın tahsil ve tazmini yönünde icra takibine devam edileceği hususlarının ihtar edildiği ve ihtarnamenin davacıya teslim edildiği,
davacı tarafından, davalıya —- tarihinde —- tarihinde —-olmak üzere toplam —– ödeme yapıldığı, İş bu davada, taraflar arasında, davacının davalı kooperatife, takibe konu edilen 2.727,66 TL —Alacağı, 9.554,00 TL Arsa Alacağı ve 8.741,03 TL Aidat Alacağı olmak üzere toplam 21.022,69 TL borcunun bulunduğu konusunda ihtilafın bulunmadığı, ihtilafın davalı tarafından alacaklara uygulanan gecikme faiz oranlarına ilişkin olduğu, Bu hususta davacı vekilinin, takip konusu alacaklara yıllık %18 faiz oranının uygulanması gerektiği, kooperatif genel kurulunca, kooperatif aidatlarının ödenmesinde temerrüde düşen üyelerden, talep edilecek temerrüt faizinin oranı belirlenirken TBK’nın madde 120’de ifade edilen sınıra uygun karar alınması gerektiğini, uygulanması gereken azami faiz oranının, TBK’nın, 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olduğundan; 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanunun 2/1 maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağını, bu taleplerinin kabul edilmediği takdirde, takip konusu alacak kalemlerinden 01.07.2012 tarihi öncesindeki alacak talepleri yönünden genel kurulda alınan kararlar doğrultusunda, 01.07.2012 tarihi sonraki alacaklar yönünden %18 faiz uygulanması gerektiğini belirttiği, Davalı vekilinin ise ——— alınan kararlar doğrultusunda yıllık %60 faiz uygulanması gerektiğini, genel kurulda alınmış faiz kararlarının da, alındığı tarihlerdeki mevzuata uygun olup, borcun dayanağı aidatların muaccel olduğu tarihlerde (alacakların bir kısmı için) faiz sınırlamasının yürürlükte olmadığını, davacının borçlarının bir kısmının 01.07.2012 öncesi muaccel olduğunu, faiz işlediğini ve o dönemin genel kurul kararlarına göre belirlenen faizler uygulandığını, davacının aidat borçlarının —— yılından, arsa alacağı temmuz—– tarihinden önce ve emlak vergisi alacaklarının —-yıllarına kadar geri gittiğini, 01.07.2012 tarihinden önce olan alacak kalemleri için BK’da herhangi bir faiz sınırlayıcı hüküm bulunmadığını, her bir alacak kalemi ve döneminin, bilirkişilerce ayrı ayrı hesaba alınması gerektiğini belirtmiştir.Davalı Kooperatif tarafından 06.03.2017 tarihinde davacı aleyhine başlatılan ——- sayılı icra takibine konu asıl alacağa ilişkin davacının borcu kabul ettiğinden, davacının davalı kooperatife, takibe konu edilen 2.727,66 TL —– Alacağı, 9.554,00 TL Arsa Alacağı ve 8.741,03 TL Aidat Alacağı olmak üzere toplam 21.022,69 TL borcunun bulunduğu, taraflar arasındaki ihtilafın bu tutarlara hangi oranda faiz uygulanacağına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce kooperatif konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişiler —— alınan bilirkişi heyet kök raporunda özetle; 27.04.2022 tarihinde davalının —–adresinde yerinde inceleme yapılmış olup, davacı vekili ile davalı —– davaya konu takibin faiz hesabı ve faiz oranından kaynaklandığı, ana para ile ilgili ihtilafın bulunmaması nedeniyle defterlerin incelenmesine gerek olmadığı, fiziki olarak defterlerin arşivde bulunduğu beyan edilmiş olduğundan defterler üzerinden herhangi bir inceleme yapılamadığı, davalı kooperatif kayıtlarında davacıya ait hesap hareketlerinin incelendiği,Somut olayda, tasfiye halindeki davalı kooperatifin genel kurulunda alınmış olan kararlarda ortakların akçeli yükümlülüklerinin 3095 s.k. m..1/1 kapsamında kanuni faize tabi olduğu, G.K. kararında kararlaştırılabilecek oranın bu oranın %100’ünü aşamayacağı, dolayısıyla davacının ödemesi gereken tutarlar yönünden; 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihine kadar 818 sayılı BK hükümlerine göre, 01.07.2012 tarihinden sonrası ise için 6098 sayılı TBK m.120/2 maddesindeki sınırlama dikkate alınarak uyarınca faiz işletilmelidir. Davacının borçlarının, ilgili ay sonunda muaccel hale geldiği, ——- kararında yıllık %60 gecikme oranı belirlenmiş ise de 01.07.2012 tarihi sonrasında TBK m.120 uyarınca %9 x 2= %18’i aşamayacağı, bu kabule göre belirtilen tarihler arası davacının borçlu olduğu aidat, emlak vergisi ve arsa taksit tutarlarına faiz uygulanarak 10.881,76 TL hesaplanmıştır. Takip sonrasında davalı alacağı için TBK m. 120 sınırlaması ile yıllık %18 faiz talebinde bulunabileceği değerlendirilmiştir. Dava Tarihli Kapak Hesabının Yapılması: Davalı kooperatif tarafından, davacı aleyhine başlatılan icra takibine konu asıl alacak+ tarafımca hesaplanan faiz oranlarına göre, davacı tarafından 20.09.2021 tarihinde yapılan 60.000,00 TL tutarlı ödeme ile borcunun kalmadığı, aksine 12.614,39 TL alacaklı duruma geçtiği, sonrasında 04.10.2021 tarihinde yapılan 28.000,00 TL’lik davacı ödemesi ile davacının istirdadını talep edebileceği alacak tutarının aşağıdaki tabloda. 40.614,39 TL olarak hesaplanmıştır. davalının takip öncesinde talep edebileceği faiz alacağının 10.480,30 TL olarak hesaplanmış olup, bu hesaba göre 12.11.2021 dava tarihi itibariyle yapılan kapak hesabında, davacı tarafından 20.09.2021 tarihinde yapılan 60.000,00 TL tutarlı ödeme ile borcunun kalmadığı, aksine 12.614,39 TL alacaklı duruma geçtiği, sonrasında 04.10.2021 tarihinde yapılan 28.000,00 TL’lik davacı ödemesi ile davacının istirdadını talep edebileceği alacak tutarının 40.614,39 TL olarak hesaplandığı,Takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, davacı lehine hüküm kurulması halinde, davacının 40.614,39 TL’lik istirdadını talep edebileceği tutara ilişkin, 12.614,39 TL’sinin 20.09.2021 ödeme tarihinden, 28.000,00 TL’sinin 04.10.2021 ödeme tarihinden itibaren yasal faiz talebinin yerinde olduğu, Mahkemenin heyetimizin az yukarıdaki değerlendirmesine göre yapılan hesaplama dışında, terditli olması bakımından, davalı vekilinin; taraflar arasında imzalanan protokolün davacının ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bozulması ile davacının takip tarihi itibariyle kesinleşmiş 53.131,18 TL takip borcunun referans alınması gerektiği yönünde hüküm tesis etmek istemesi seçeneğinde yapılan kapak hesabında 12.11.2021 dava tarihi itibariyle, davacının 11.675,19 TL daha borcunun bulunduğu, davacının istirdat talebinin yerinde olmayacağı, sair hususların yüce yargı makamının münhasır takdiri içinde kaldığı kanaatlerine ulaşılmıştır. şeklindedir.
Taraf vekilleri bilirkişi raporuna itiraz ettikleri özetle; davacı vekilinin; bilirkişilerin hesaplama yaparken kapak hesabının tamamını asıl alacak gibi aldığı, bu nedenle hem faize faiz işletilmiş, hem de icra vekalet ücreti harçlara faiz işletilmiş olduğunu, bu kapsamda ek rapor alınmasını talep ettiklerini beyan etmiş, davalı vekili ise bilirkişi raporunda alternatifli hesaplama yapıldığını, ikinci hesaplamanın uygulanmasını ve protokolün dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Mahkememizce taktiri mahkememize ait olmak üzere bilirkişi raporunda alternatifli olarak yapılan 1 nolu hesaplamada TBK 100.maddesi uyarınca yapılan hesapta ana para, faiz, masraf, avukatlık ücreti ve takip ferileri hesaplandıktan sonra yapılan her bir ödemeye ödeme tarihine kadar yalnızca belirtilen ana para için faiz işletilmesi, bu faiz işletildikten sonra faizin ana para, masraf, avukatlık ücreti, takip ferileri toplamından düşürülmesi, bir sonraki ödeme tarihinde yeniden yalnızca ana paraya faiz işletilerek bir önceki ödeme tarihindeki bakiye tutara eklenerek bu şekilde her bir ödeme tarihinde aynı sistem uygulanarak hesaplama yapılması amacıyla bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti ek raporunda; tarafların itirazlarınındeğerlendirildiği, bilirkişi kök raporunda yapılan —- no.lu hesaplama yönünden, Mahkemenin 20.09.2022 tarihli duruşma ara kararında belirtilen hususlar dikkate alınarak yapılan hesaplamada; 12.11.2021 dava tarihi itibariyle, davacı tarafından 20.09.2021 tarihinde yapılan 60.000,00 TL tutarlı ödeme ile borcunun kalmadığı, aksine 21.549,25 TL alacaklı duruma geçtiği, sonrasında
04.10.2021 tarihinde yapılan 28.000,00 TL’lik davacı ödemesi ile davacının istirdadını talep edebileceği alacak tutarının 49.549,25 TL olarak hesaplandığı, belirtilmiştir.
Taraflar arasında, ——— icra takibinin kesinleşmesinden sonra, 17.03.2017 tarihinde Borç Yapılandırma ve Ödeme Taahhüt Protokolünün düzenlenerek, takip konusu borcun davacı tarafından kabul edilerek, borcun yapılandırılarak 43 taksit halinde ödemesinin yapılacağı, taksitlerde gecikme yaşanması halinde, protokolün geçersiz olacağı, takibin aynı şartlarda devam edeceği ve yapılan ödemelerin de düşümünün yapılacağının kararlaştırılmış olduğu görülmüştür.
Zira ——– 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesinin, “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de, “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
—— kararlaştırılan faiz oranının anılan yasal düzenlemedeki yerine gelince; para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür. Temerrüt faizi, borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ‘nun 42. maddesine göre genel kurul bütün üyeleri temsil eden en yetkili organ olup, kanun veya ana sözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir. Konut Yapı Kooperatifi Tip Ana Sözleşmesi ‘nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir…” şeklinde olduğu,
—— ödenmeyen üyelik aidatları için uygulanabilecek en yüksek gecikme faiz oranları, 01.07.2012 tarihinden sonrası için yıllık %18’i aşamayacağı, bu kapsamda az yukarıda belirtilen mahkememiz ara kararı doğrultusunda hesaplama yapılması gerektiği, bilirkişi ek raporunda bu kapsamda hesaplama yapıldığı, yapılan hesabın gerekçeli, denetlenebilir ve mahkememiz ara kararına uygun olması nedeniyle hükme esas alındığı, davacının fazladan 49.549,25 TL ödeme yaptığı anlaşılmakla bu bedelin istirdatını talep edebileceği, davacı vekilinin ıslah dilekçesi sunduğu, ıslah dilekçesi de dikkate alınarak davanın kabulü ile hükmedilen bedele ödeme tarihi olan 04/10/2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletmek gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Her ne kadar davacı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuşsa da takibin haksız olarak başlatılmadığı ayrıca davalı tarafın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davacı tarafın kötü niyet tazminat talebinin, davacı dava açmakta haklı olduğundan davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-49.549,25 TL’nin 04/10/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdatına,
2-Davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 3.384,71 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 512,33 TL peşin harç, 333,85 ıslah harcı olmak üzere toplam 846,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.538,53TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 512,33 TL peşin harç, 333,85 ıslah harcı olmak üzere toplam 905,48 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 550,35 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.000,00 TL bilirkişi masrafı (2 bilirkişi) olmak üzere toplam 2.550,35 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2023