Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/718 E. 2023/530 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/203 Esas
KARAR NO: 2023/440
DAVA: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ: 24/03/2022
KARAR TARİHİ:31/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;muris ——— tarihinde vefat ettiğini, muris terekesinin mirasçıları tarafından reddedildiğini, —– dosyasında muris terekesinin tasfiyesi için tasfiye memuru olarak müvekkili ——- atandığını, davalı şirketlerin tek ve sorumlu ortağının muris ——— olduğunu, şirketlerin son tescil kayıtlarının —- yılında olduğunu, ——– resen terk kaydının —- tarihinde yapıldığını, şirketlerin hiç bir ticari faaliyeti olmadığını, muris terekesinin tasfiyesi için şirketlerin feshi ve——— kayıtlarının kapatılması gerektiğini belirterek davalı şirketlerin muhik sebeplerle fesih ve tasfiyesine, olmadığı halde iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava hukuki niteliği itibariyle davalı şirketlerin haklı sebeple fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı tereke tasfiye memuru tarafından mahkememizde açılan davada muris —–tarihinde vefat ettiği, terekenin en yakın mirasçıları tarafından yasal süre içinde reddedilmesi nedeniyle ———-dosyasından murisin terekesinin tasfiyesine başlandığı ve kendisinin tasfiye memuru olarak atandığı, davalı olarak gösterilen şirketlerin son tescil tarihinin ——- re’sen terk kaydı düşüldüğü, bu şirketlerin hiçbir ticari faaliyetinin olmadığının tespit edildiği, muris terekesinin tasfiyesi için şirketlerin haklı sebeple feshi ve ticaret sicil kayıtlarının kapatılması gerektiği ileri sürülerek haklı sebeple şirketlerin fesih ve tasfiyesi talep edilmiştir. Mahkememizin 15/06/2022 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.Davalı şirketlere ait sicil kayıtları dosya içine alınmış, her 3.şirketin tek ortak ve münferit imza yetkilisinin——– olduğu şirket merkezlerinin mahkememiz yetki sınırları içinde kaldığı anlaşılmıştır.———-dosyası getirtilip incelendiğinde —— terekesine ait olduğu, mirasçıları tarafından terekenin resmen yöneltilmesi ve tasfiyesi istemli olarak dava açıldığı, bu dosyadan atanan tereke tasfiye memuruna Asliye Ticaret mahkemelerinde şirketlerin tasfiyesi ve kapanış kararlarının alınması için yetki verildiği, bunun üzerine tereke tasfiye memurunun mahkememizdeki davayı açtığı anlaşılmıştır.Fesih ve tasfiyesi talep edilen şirketlerin tek ortak ve yetkilisi olan —— vefatı nedeniyle ve tüm mirasçıları tarafından terekesi reddedilmiş olduğundan şirketleri mahkememizde açılan davada temsil etmek üzere bir temsil kayyımı atanmak suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.Gelen —— yazılarından şirketlerin vergi dairelerindeki mükellefiyet kayıtlarının resen terk edildiği, en son —–yıllarına ilişkin beyannamelerin verildiği,——– nezdinde borçlarının bulunduğu anlaşılmıştır.Dosya kapsamında alınan bilirkişi heyeti raporu ile şirketlerin tek ortak ve yetkilisinin 15/04/2015 tarihinde vefatı sonrasında şirketlerin gayrı faal oldukları, vergi daireleri nezdinde mükellefiyet kayıtlarının resen terk edildiği, şirketlerin organsız kaldığı ifade edilmiştir. 6102 sayılı TTK ‘nun 531 maddesinde ———– yönünden,TTK 636/3 maddesinde de——-yönünden haklı sebeplerin varlığı halinde fesih ve tasfiye davası açılabileceği düzenlenmiştir. TTK m.531 maddesinde anonim ortaklık bakımından fesih gerekçesi olabilecek “haklı sebep” konusunda herhangi bir tanım veya örnek gösterilmemiştir. Haklı sebep, ortaklık işlerinden doğmuş olabileceği gibi, ortaklık ilişkisi dişında kışisel ilişkiden de doğmuş olabilir. Önemli olan husus; böyle bir olayın ortaya çıkması durumunda ortaklık ilişkisinin devamının objektif olarak çekilmez bir hal almasıdır. Şirketten çıkacak ortağın haklı sebebin meydana gelmesinde kusurlu olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Pay sahiplerinden şirketin devamı —objektif olarak- beklenemez bir hal aldığı bir durumda haklı sebeplerin mevcut olduğu kabul edilebilir. Ayrıca haklı sebebin gerçekleştiği hususunun kabulünde pay sahipleri dışında kalan diğer menfaat sahiplerinin———- haklarının da dikkate alınması gerekmektedir. Dolayısıyla haklı sebep ve bunun devamında fesih, ancak bu kimselerin menfaatlerinin haleldar edilmemesi kaydı ile ve son çare olarak kabul edilebilir. Şirketin, çoğunluk pay sahibi tarafından kötü yönetilmesi sebebiyle, mali sıkıntı içinde bulunması, şirket kasasının sistematik bir şekilde boşaltılması, mali açıdan hiçbir geçerli sebep bulunmamasına rağmen, en az 3-4 yıl boyunca kâr payı dağıtılmaması, mali açıdan hiçbir geçerli sebep bulunmamasına rağmen en az 3-4 yıl kar payı dağıtılmaması, azınlık pay sahiplerinin haklarının sistematik bir şekilde ve sürekli olarak kısıtlanması, şirket amacı ile bağdaşmayan faaliyetler, şirket organlarının çalışamayacak şekilde bloke edilmesi anonim şirketin kötü yönetilmesi, genel kurul toplantılarının yapılmaması, toplantıya katılım olmamasına rağmen imzaların şüpheli şekilde tamamlanması, şirket fiilen iflas etmiş ve borca batık bir durumda olmasına rağmen, Kanunun ilgili maddeleri ısrarla tatbik edilmeyerek bu konuda ———— toplantıya çağırılmaması, şirketin bireysel çıkarlara yönelmesi suretiyle ortaklık amacından uzaklaşması, şirket yönetim kurulu üyelerinin şirketin amacını gerçekleştirme doğrultusunda faaliyetlerde bulunmaması, şirketin amacını gerçekleştirmede kullanılan tüm tesis ve teçhizatların satılması nedenleriyle artık amacın gerçekleştirilmesinin mümkün olmaması, paydaşlara ihtara rağmen şirketin mali durumu hakkında bilgi verilmemesi, şirketin gelir ve giderlerinin incelenmesine izin verilmemesi, ortakların şirketin yönetimi, malvarlığı ve kâr-zarar durumu hakkında bilgilendirilmemesi, ortakların denetim ve bilgi edinme haklarının engellenmesi suretiyle bilgi alma ve inceleme haklarının kısıtlanması, ortaklar arasında güven ilişkisinin kalmaması, ortağın bakiye borcunu ödemede temerrüdü, ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıkların olması ve bunların yargıya intikal etmesi, davacı ile şirketin diğer ortakları olan kardeşleri arasındaki ilişkilerin tamamen bozulmasının aile şirketi niteliğindeki şirketin işleyişine de yansıması suretiyle ortaklar arasında giderilemeyecek ölçüde güvensizlik ve anlaşmazlığın ortaya çıkması doktrinde ve yargı kararlarında haklı sebep olarak kabul edilmiştir. ——– haklı sebeple feshine ilişkin bu ve benzeri sebepler limited şirketin haklı sebeple feshi bakımından da geçerlidir.——-şirketin “uzun yıllar ciddi bir faaliyetinin olmamasının” da haklı sebep olduğu görüşündedir. Somut olayda da davacı tereke tasfiye memuru tarafından ileri sürülen sebep şirketlerin faaliyetinin bulunmaması olup davalı şirketler yönünden TTk 531 ve 636?3 maddesindeki koşulların gerçekleştiği, şirketlerin tek ortak ve yetlilisi olan kişinin vefatı sonrasında şirketlerin hiçbir faaliyetinin kalmadığı,——- kayıtlarının resen terk edildiği, tek ortağın tüm mirasçıları tarafından mirasın reddedilmiş olması nedeniyle terekenin resmen tasfiyesi yoluna gidildiği şirketlerin devam etmesi imkanının kalmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne ve —— numarasında kayıtlı —– numarasında kayıtlı ————– fesih ve tasfiyesine, her 3 şirkete tasfiye memuru olarak resen —– atanmasına , harç ve yargılama giderlerinin ileride terekeden karşılanmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,
——- numarasında kayıtlı —–
— numarasında kayıtlı ——ŞİRKETİ,
—- numarasında kayıtlı —– fesih ve tasfiyesine,
Her 3 şirkete tasfiye memuru olarak resen—– atanmasına,
Tasfiye memurunun iş bu kararın kesinleşmesi ile göreve başlamasına,
Tasfiye memuru için 15.000,00 TL ücret takdirine,
Tasfiye işlemleri için ayrıca 15.000,00 TL avansın yatırılmasına, Tasfiye memuru ücreti ile tasfiye giderlerinin ileride tasfiye sürecinde şirketlerden alınmak kaydıyla şimdilik muris ——– terekesinden karşılanmasına,
Eksik kalması halinde —— terekesinden tamamlanmasına, tasfiye tamamlandığında fazla avans kalması halinde terekeye iadesine,
2-Karar harcı 179,90 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın muris ——— terekesinden tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yokluğunda davalı şirketler temsil kayyımının yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023