Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/712 E. 2022/24 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/712
KARAR NO : 2022/24

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/11/2021
KARAR TARİHİ : 12/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirketin kuruluşundan bu yana pay sahibi olduklarını, davalı şirketin faaliyet gösterdiği —- tarihinde yürürlüğe giren 7292 sayılı Kanun ile yasal düzenleme tatbik edildiğini, kanunla birlikte sektörde faaliyet gösteren şirketlerin söz konusu koşullara uyum sağlayabilmesi için —- sunulacak —- raporu ile birlikte bu raporun değerlendirilmesinin akabinde bir —- döneminin öngörüldüğünün bildirildiğini, davalı şirket tarafından —- raporunun düzenlendiğini ancak müvekkillerinin bilgi ve onayına sunulmadan —- teslim edildiğini, —- sitesinde —- için başvuru yapan şirketlerin listelendiğini, müvekkillerinin duyuruyu incelediklerinde davalı şirket ile dava dışı—— planlandığını öğrendiklerini, ——–tek pay sahibinin davalı şirketin hakim ortağı —– olduğunu,— —- her iki şirketteki hakimiyetini kötüye kullanarak kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini, davalı şirketin —- tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan birleşme kararına müvekkillerinin muhalefet şerhlerini —– ettiklerini, ——- borca batık olduğunu, nakit sermaye artışı planlanmasına ve bu durumun zorunlu olmasına rağmen öncelikle birleşme kararının alınmasının davalı şirket ortaklarının aleyhine bir durum oluşturduğunu, mali müşavir tarafından düzenlenen tespit raporunda devrolan —– ödenmiş sermayesine ilişkin bir tespit yapılmadığını, —- açısından yapılan tespitlerin ve hesaplamaların hatalı olduğunu, birleşme oranının hesaplanmasında da hatalı işlem yapıldığını, bu birleşme ile müvekkillerinin paylarının yok olduğunu, ——- mali yapısının bozuk olduğunu, piyasada itibar kaybı yaşadığını,—— almaya değer bulunmayan bir şirket olduğunu, ——– devralan şirketteki pay iktisabı öngörülmeden birleşme kararının verilmesiyle müvekkillerinin rüçhan haklarının kısıtlandığını, sermaye artışının usul ve yasaya aykırı olarak —– alacaklarından karşılanması neticesinde müvekkillerinin iştirakinin dolaylı olarak engellendiğini,—–.—– TTK 376.maddesi kapsamında sermayesinin korunduğu ifadesinin gerçeği yansıtmadığını belirterek davalı —— tarihli genel kurul toplantısında alınan birleşme kararının geriye dönük olarak iptaline, birleşme kararının dava süresince tedbiren uygulanmasının durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların iddialarının aksine ———- gerekli izinler alınmak ve pay sahiplerinin —- hakları kısıtlanmamak kaydıyla işlemlerin tatbik edildiğini, TTK 448/3 bağlamında ortaklığın muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermeleri gerektiğini, davacıların pay iktisabını takip eden kısa süre zarfında faaliyet alanında iştigal etmekte olan —- kurduklarını, davacıların müvekkili şirkete karşı bir çok dava açtıklarını, davacıların kendilerine tanınan dava haklarını TMK 2.maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralını ihlal ederek müvekkili şirkete karşı bir baskı aracı olarak hakkın kötüye kullanılması niteliğinde kullandıklarını, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını,—– tarafından hazırlanan rapordaki hesaplamaların doğru olduğunu, müvekkilinin intibak planında yer alan süreçleri tamamlamak ——– —— yazışmalar ve alınan izinler doğrultusunda genel kurul süreçlerini yürüttüğünü, TTK 141.maddesinin emredici düzenlemesine ——– genel kabulün birleşme neticesinde yalnız devrolunan şirket ortaklarının —– talep edebileceği, devralan şirket ortaklarının birleşme nedeniyle ayrılma talebinde bulunamayacakları yönünde olduğunu, davacıların yasaya uygun düşmeyen bir çıkarımda bulunarak yaptıkları tespitlerin hatalı ve kabul edilemez olduğunu, genel kurul tutanağında henüz karar alınmadan maddenin görüşe sunulması ve öneriler sırasında görüşlerin ve muhalefetin açıklanmasının öneriye karşı yapılan bir açıklama eleştiri mahiyetinde olduğunu karar alınmasından sonra yapılmış bir karşı çıkma olmadığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacıların iptali talep edilen toplantı tutanağının—- maddesine olumlu oy kullandıklarını, davacıların kendileri ile çelişerek hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bu davayı açtıklarını, davacılar tarafından açılan iş bu davanın yasal mevzuat açısından gerekli şartları taşımadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; davalı şirketin 01/09/2021 tarihli genel kurul toplantısında alınan birleşme kararının geriye dönük olarak iptali istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nun 192/1 maddesinde Kanunun 134 ila 190 maddelerinin ihlali halinde birleşme, bölünme ve tür değiştirme kararına olumlu oy vermemiş ve bunu tutanağa geçirmiş bulunan birleşmeye, bölünmeye veya tür değiştirmeye katılan şirketlerin ortaklarının bu kararın —- itibaren 2 ay içinde iptal davası açabileceği düzenlenmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin—- günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları incelenmiştir.
Davalı şirketin — kayıtları dosya içine alınmış, — mahkememiz yetki sınırları içinde olduğu mahkememizin yetkili olduğu görülmüştür.
Davalı —- tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına ait hazerun —-.sermayeye tekabül eden payların 3.740.000 TL.ye tekabül eden kısmının toplantıda hazır bulunduğu, toplantı nisabının sağlandığı, davacıların da toplantıda hazır olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu gene —- şirketin 6102 sayılı TTK hükümleri ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20 maddeleri hükümlerine göre bütün aktif ve pasifleriyle birlikte devir almak suretiyle birleştirilmesi konusunun görüşmeye açıldığı, davacı —- temsil eden vekili ile diğer davacı ortak olan —– madde hakkında görüşlerini beyan ederek birleşme ve bununla ilgili düzenlenen sözleşmeye karşı olduklarını, oylarının olumsuz olduğunu bildirdikleri, sonrasında birleşme sözleşmesinin onaya sunulduğu, davacı —– vekili ile davacı ortak —- olumsuz oylarına—— olumlu —-oy ile oy çokluğu ile kabul kararı verildiği, bu uygulamanın gündemin 3.maddesi içinde aynı şekilde gerçekleştiği anlaşılmıştır.
TTK 192 maddesinde yer alan düzenleme uyarınca ortağın iptal davası açabilmesi için birleşme kararına olumlu oy kullanmamış olması ve bunu tutanağa geçirmiş olması kurucu unsur niteliğinde olduğundan aynı zamanda özel dava şartı niteliğinde olup HMK 114/2 maddesi kapsamında mahkememizce değerlendirilmiştir. Davacı yan oylama öncesinde yapılan görüşme sırasında birleşmeye ve bu konu ile ilgili düzenlenen sözleşmeye karşı olduğunu, olumsuz oy kullanacağını beyan etmiş oylama sonrasında karara karşı olduğuna dair beyanını tutanağa yazdırmamıştır. Yargıtay uygulamasında genel kurul toplantılarında alınan kararlar yönünden oylama öncesindeki görüşmeler sırasında öneriye karşı olunduğunun belirtilmesinin karara muhalif olunduğu anlamına gelmediği kabul edilmektedir. Somut olayda da davacı görüşmeler sırasında görüşlerini beyan etmiş, oylama sırasında karara olumsuz oy kullanmış ancak muhalefetini tutanağa geçirtmemiştir. Kanun maddesinde “……..olumlu oy vermemiş ve bunu tutanağa geçirtmiş bulunan…………”ifadesi yazılı olup bir an için muhalefetin tutanağa ayrıca yazılmasına gerek olmadığı genel kurul kararlarının iptalini düzenleyen TTK 446/1-a maddesinden farklı bir düzenleme getirildiği düşünülebilir ise de doktrinde bu konu tartışılmış TTK 192/1 maddesinde yer alan düzenlemenin TTK 446/1-a bendinde yer alan düzenlemeden farklı olmasını açıklayabilecek tutarlı bir neden bulunmadığı yönündec görüşler dile getirilmiştir. —- Değişiklik Kararına Karşı Öngörülen İptal Davası Üzerine Karşılaştırmalı —- Kararlarının Hükümsüzlüğü ——Mahkememizce TTK 192 m.uyarınca dava açmak isteyen ortağın karara olumlu oy vermeme ve bunu tutanağa geçirme (olumsuz oy verme yahut — kalma şeklinde)yönündeki iradesini oylama sonrasında muhalefet olarak tutanağa geçirtmesi gerektiği TTK 446/1-a maddesindeki düzenlemenin burada da uygulanacağı kabul edilmiş davacıların davaya konu genel kurulda toplantı tutanağına oylama sonrasında herhangi bir muhalefet yazdırmadığı dolayısıyla davacı taraf yönünden dava açma haklarının doğmadığı sonucuna varılarak davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.