Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/71 E. 2022/100 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/71 Esas
KARAR NO: 2022/100
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ: 03/02/2021
KARAR TARİHİ: 08/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan banka dışındaki diğer kredi kuruluşlarına ilişkin düzenlemelerden kaynaklanan (alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı—- tarafından—- dosyasından konkordato talep edildiğini, davalı şirketin —— tarihli duruşmada tasdik edildiğini, konkordato sürecini yürüten mahkeme ve—–tarafından alacak miktarlarının eksik tespit edildiğini, müvekkili banka alacağı davalı şirketin asaleten sorumlu olduğu kısma ilişkin anapara yönünden kabul edildiğini ve bu tutarda eksiklik bulunmadığını, konkordato dosyasında müvekkili bankanın alacağı geçici mühlet tarihi itibariyle asaleten —- olmak üzere toplamda —- olarak kabul edildiğini, bu sebeplerden dolayı konkordato projesi tasdik edilen firmadan çekişmeli hale gelen alacaklarının tespitiyle, tespit edilen tutarın konkordato projesine dahil edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde beyan etmiş olduğu hesap kat işlemine ilişkin ihtarnamelerin hukuken yok hükmünde olduklarını ve İİK.296 gereği davacı tarafın hesap kat işlemi sonucunu doğuracak işlemleri yapamayacağını, müvekkilinin davacı bankaya asaleten —, kefaletten kaynaklı olarak ise —- olmak üzere toplam —– borcu bulunmakta olup, bu durumun dosya kapsamındaki komiser raporları, mahkeme ara kararı, alacaklılar toplantı tutanağı, müvekkilinin beyanlarıyla ve revize proje ile sabit olduğunu, konkordato geçici mühlet tarihinden sonra ise müvekkili şirketin davacıya—- asaleten ve ayrıca — dava dışı —— şirketine kefilliğinden kaynaklı olmak üzere toplamda —– borcu olduğu görülmekte olup, bu tutarın taraflarınca da kabul edilmiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafından karşılanmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, konkordato projesi tasdik edilen şirketten olan ve çekişmeli hale gelen alacağın İİK’nın 308/b maddesi uyarınca tespiti ile konkordato projesine dahil edilmesine yönelik alacak davasıdır.
Dava dilekçesinde, konkordato projesi tasdik edilen davalı şirketin hem asaleten hem kefaleten borçlu olduğu, davalı şirketin asaleten borçlu olduğu kısım yönünden taleplerinin olmadığı, ancak kefaleten sorumlu olunan kısmın eksik hesaplandığı, kefaleten riskten kaynaklı alacak yönünden geçici mühlet karar tarihi itibariyle alacak miktarının—– olmasına rağmen, mahkemece —– olarak kabul edildiği, kefaleten riskten kaynaklı ve çekişmeli hale gelen —— alacağın tespit edilmesi ve bu alacağın konkordato nisabına dahil edilmesi talep ve beyan edilmiştir.
—-Sayılı ilamı ile; davalı —— projesinin İİK’nın 305. Maddesi uyarınca tasdikine karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 299. Maddesinde, alacaklıların, komiser tarafından 288 inci madde uyarınca yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunacağı, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri düzenlenmiştir. Aynı yasanın 300. Maddesinde ise komiserin, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet edeceği ve alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302 nci madde gereğince vereceği raporda belirteceği ifade edilmiştir. Bu düzenlemeden de anlaşıldığı üzere konkordato sürecinde bildirimde bulunulan bir alacağı kabul edip etmememe yani çekişmeli hale getirme yetkisi konkordato talep eden borçluya aittir.
Konkordato projesi——- tarafından hazırlandıktan sonra İİK’nın 302. Maddesi uyarınca alacaklılar tarafından kabul edilmelidir. Bundan sonra konkordato mahkemesince şartların sağlandığı kabul edilirse gerektiğinde alacaklıların hangi ölçüde alacaklarından vazgeçtiği ve borçlunun borçlarını hangi takvim çerçevesinde ödeyeceği belirtip, konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyım tayin ederek konkordatonun tasdikine karar verir. Konkordatonun tasdiki ile birlikte konkordatoya tabi bütün alacaklar bakımından konkordato zorunlu ve bağlayıcı hale gelir (m.308/c). Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.
İİK’nın 308/b-2. Maddesindeki düzenlemeye göre de, çekişmeli alacaklara isabet eden payın, konkordato projesinde gösterilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu halde çekişmeli hale gelen ve konkordato projesinde çekişmeli alacak olarak gösterilen alacak hakkında verilecek kararlar doğrudan konkordato projesini ve projeye dahil diğer alacaklıların menfaatini etkileyecek niteliktedir.
Ayrıca çekişmeli alacak bakımından taraflar alacağın ödenmesi hususunda konkordato hükümlerinden farklı bir çözüm üzerinde anlaşamazlar. Zira İİK’nın 308/d. maddesinde, borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatler hükümsüz sayılmıştır. Zaten aksi durum konkordato hukuku ile bağdaşmayacağından, diğer alacaklılara konkordatonun sakatlandığından bahisle İİK’nın 308/f maddesi hükmü uyarınca konkordatonun feshini isteme imkânı verir. Bir alacak çekişmeli hale getirildikten sonra konkordato süreci dışında borçlunun alacaklı ile anlaşması kanunun amacına uygun değildir. Bu halde borçlu tarafından çekişmeli hale getirilen alacaktan kaynaklanan uyuşmazlık hakkında tarafların serbest iradeleri ile tasarruf edebileceklerinin kabulü mümkün değildir.
Konkordato sürecinde de, alacaklılar konkordato komiserine alacaklarını yazdırdıktan sonra, komiser tarafından borçludan bu alacak iddialarını değerlendirmesi istenmektedir. Bu süreç sonunda bir alacak iddiası borçlu tarafından kabul edilmediğinde çekişmeli hale gelmektedir. Alacak bildirimi üzerine borçlu, bildirilen alacağı değerlendirerek alacağı kabul etme imkanı da varken alacağı kabul etmeyerek çekişmeli hale getirmiştir. Konkordato sürecinde alacağın konkordato projesine dahil edilmesi için yapılan başvuru ve borçlunun bunun üzerindeki değerlendirme yetkisi ile sürecin işleyişinin tarafların ihtiyarında olmayıp alacağın projeye dahil edilmesi için zorunlu olan bir unsurdur.
İİK’nın 308/b maddesi uyarınca açılan davada, taraflar arasındaki uyuşmazlık arabuluculuğa elverişli değildir. Dolayısıyla, eldeki dava TTK’nın 5/A maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuğa tabi olan bir dava olmadığı, davacı tarafça zorunlu arabuluculuk usulüne başvuru yapılmışsa da bu hususun açıklanan nedenlerle zorunlu olmadığı anlaşılmıştır. Zira bu dava ile çekişmeli alacağın konkordato projesi kapsamına dahil olup olmayacağı hususu belirlenecektir. Davanın kabul edilmesi belirli bir para alacağının tahsilini değil sadece konkordato projesine dahil edilmesi sonucunu doğuracaktır.————
Nitekim dava bir aylık hak düşürücü süreye tabi tutulmuş olup, bu haliyle davanın alacaklı ile borçlu arasında geçen gerçek anlamda bir eda davası olmadığından, dava sonunda verilen hükmün yalnız konkordato talep eden borçlunun konkordato projesine katılıp katılmayacağı veya ne miktarda katılacağını belirlemeye yönelik olacaktır.
Davacı —-arasında —-imzalandığı,—- tarihli—- davalı —-ayrı ayrı olarak —-müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının mevcut olduğu, bahse konu —- beyan bölümünün, —– tarihinde yürürlüğe giren —– yer alan hükümlere göre düzenlendiği, taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesine istinaden, davacı banka tarafından dava dışı asıl borçlu —- verildiği, —- kullandırıldığı, davacı banka tarafından —- tarihinde kredi hesabının kat edildiği, davalı ———–esas sayılı dosyasında; —-dava açıldığı ve mahkemenin — tarihli ara kararı ile, davalı şirket lehine — tarihinden itibaren — aylık geçici mühlet kararı verildiği, davacı bankanın, —- davalı bankaya —– kredi borçlarının bulunduğu, davacı —– tarafından, —- numarasıyla, dava dışı asıl borçlu —- davalı kefil —– dava dışı kefiller —– ihtarname keşide edilerek, akid şirketin —– dosyası ile konkordato talebinde bulunduğu ve —— tarihinde geçici mühlet kararı verilmiş olduğunun öğrenildiği ve bu durumun akid şirketin kefili olan yukarıda yazılı muhataplara ——-uyarınca ihbar olunduğu ve kredi sözleşmesindeki yetkiye istinaden kredilerin — tarihi itibariyle kat edildiği, —- tarihi itibariyle; kredilerden doğan — anapara, —- olmak üzere toplam —– ödeme tarihine kadar işleyecek—- temerrüt faizi ve vergileri ile birlikte — içerisinde ödenmesi, —— olmak üzere toplam — işleyecek ——————-içerisinde ödenmesi, aksi takdirde muhataplar aleyhine yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği, ihtarnamenin noter tebliğ şerhlerine göre, davalı —-dava dışı —- gönderilen ihtarnamelerin — tebliğ edildikleri, —- gönderilen ihtarnamenin ise tebliğ edilemediği, ihtarnamede verilen —- sürenin dolmasıyla, davalı kefil———-dava dışı asıl borçlunun —- tarihinde temerrüde düştükleri, davacı bankanın, —– davalı şirketten asaleten ve kefaleten toplamda —- alacaklı olduğu, davacı banka tarafından,———tarihi itibariyle kredi hesabının kat edildiği ve kat tarihine kadar dava konusu kredilere faiz tahakkuk ettirilmeye devam edildiği, ancak geçici mühlet kararı sonrasında kredi borçlarına faiz işletilemeceğinden, kredi alacağına yalnızca geçici mühletin başladığı ——tarihine kadar talep faiz işletilmesi gerektiği, geçici mühlet kararından sonra faiz işletilemeyeceği, davalı şirket tarafından kredi hesaplarına geçici mühlet kararından sonra yapılan geri ödeme tutarlarının da dikkate alınması gerektiği, bilirkişiler — tarafından düzenlenen ———tarihli bilirkişi raporunda da bu açıklamalar gözetilerek hesaplama yapıldığı yalnızca davalının hem asaleten hem de kefaleten borçlu olduğu krediler yönünden inceleme yapıldığı, asaleten borçlu olduğu kredi dava konusu olmadığından bu yöndeki incelemenin dikkate alınmadığı, davalı şirketin kefaleten borçlu olduğu krediler yönünden yapılan incelemenin gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle raporun hükme esas alındığı, her ne kadar davalı vekili rapora yönelik itiraz dilekçesinde geçici mühlet tarihinden sonra alacağa faiz işletilemeyeceğini beyan etmiş olsa da bilirkişi raporunda zaten bu kural gözetilerek hesaplama yapıldığı, raporda yapılan hesaplama sonucunda —- tarihi itibariyle davacı bankanın davalı şirketten asaleten ve kefaleten toplam —– alacak tutarının bulunduğunun tespit edildiği, ancak davanın yalnızca davalı şirketin kefaleten sorumlu olduğu kısma yönelik olduğu, bu nedenle raporda hesaplanmış olsa da asalaten sorumlu olunan kısımların dikkate alınmaması gerektiği, raporda davalı şirketin kefaleten sorumlu olduğu miktarlar ——— olarak hesaplandığı, davacının kefaleten alacaktan kaynaklı toplamda —- alacaklı olduğu, ancak —– dosyasında davacının kefaleten alacağının—-olarak tespit edildiği, dolayısıyla davacının ——- alacağına eksik hükmedilmiş olduğu, davacının davalı şirketten kefaleten kaynaklı olarak bakiye —– alacağının bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davacı —- alacağının davalı şirketin ————-konkordato dosyasında düzenlenen alacaklar listesine kayıt ve kabulüne, bakiye talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davanın İİK 308/b maddesi uyarınca açılmış olması, benzer şekilde açılan iflas sıra cetveline kayıt kabul davalarında davanın niteliği gereği maktu harç ve maktu vekalet ücreti takdir edildiğinden eldeki davada da bunun uygulanması gerektiği anlaşılmış ve buna göre maktu harç ve maktu vekalet ücreti takdir edilmiştir. Ayrıca iş bu davada arabuluculuğa başvuru yukarıda açıklanan nedenlerle zorunlu olmadığından arabuluculuk ücreti davacı üzerinde bırakılmıştır.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacı —- alacağının davalı şirketin ——– sayılı konkordato dosyasında düzenlenen alacaklar listesine kayıt ve kabulüne, bakiye talebinin reddine,
2-Karar harcı 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 970,08 TL harçtan mahsubu ile fazlaca yatırılan 889,38 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 80,70 TL maktu 140,00 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 23,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi (2 farklı bilirkişi) masrafı olmak üzere toplam 1.823,25 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.761,78 TL davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 11,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 0,38 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 1.915,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/02/2022